• Sonuç bulunamadı

B. Bilgiye Dayalı Piyasa Dolandırıcılığı Açısından

5) Rapor Hazırlamak

Suçun son seçimlik hareketi rapor hazırlamaktır. Rapor, sözlükte, herhangi bir konuda yapılan inceleme veya araştırma sonucunu, düşünceleri veya tespit edilenleri bildiren yazı olarak tanımlanır495. Sermaye piyasası açısından rapor, ihraççı şirketler tarafından kamuya açıklanan finansal raporlar; bağımsız denetim, derecelendirme ve denetim kuruluşları tarafından izahnamede yer almak üzere hazırlanan raporlar olarak karşımıza çıkmaktadır496. Bu raporları hazırlayanlar, Kanun’un 107/2.

494 ERMAN, s. 142. Yazara göre, fail kendi yorumunu açıklamış olabileceği gibi, başkasının yorumunu nakletmiş de olabilir. Ancak bu görüş mülga SPK’daki düzenleme açısından geçerlidir.

Yürürlükteki Kanun’a göre, mülga Kanun’da olmayan “yaymak” hareketinin kanuna eklenmesi nedeniyle artık böyle bir durumda “yorumu yaymak” hareketi gündeme gelir.

495 TDK Güncel Türkçe Sözlük, www.tdk.gov.tr, E.T. 30/05/2018.

496 Sermaye Piyasası Kurulu tarafından 23/03/2019 tarihinde yapılan açıklamada, bir bağımsız denetim şirketi olan JP Morgan Chase & Co. şirketi tarafından hazırlanan raporun içeriğinin yanıltıcı olduğu ifade edilmiştir. Açıklamanın tam metni şu şekildedir: “22.03.2019 tarihinde JP Morgan Chase & Co. tarafından yayımlanan raporun yanıltıcı içeriği nedeniyle başta bankacılık hisseleri olmak üzere Borsa İstanbul A.Ş.’de işlem gören hisse senetleri üzerinde spekülatif etki yarattığına yönelik olarak Kurumumuza iletilen şikayetler çerçevesinde, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında inceleme başlatılmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

http://www.spk.gov.tr/Duyuru/Goster/20190323/0, E.T. 23/03/2019. Dikkat edileceği üzere Kurul’un açıklamasında “spekülatif” ifadesi kullanılmıştır. Oysaki çalışmamızda da ifade ettiğimiz üzere spekülasyon esas itibarıyla hukuka aykırılık teşkil etmemektedir. Hukuka aykırı olan, manipülasyondur. Diğer taraftan, aynı şirketin aynı raporu hakkında BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) tarafından yapılan açıklamada doğru olarak “manipülatif” ifadesi kullanılmıştır. Açıklamanın tam metni şu şekildedir: “22 Mart 2019 tarihinde JP Morgan tarafından yayımlanan raporun yanıltıcı ve manipülatif içeriği sebebiyle finansal piyasalarda oynaklığa ve özellikle ülkemiz bankalarının itibar ve değer kaybına yol açtığı hususunda Kurumumuza iletilen

156

maddesinde belirtilen amaçla hareket ederek raporu yanıltıcı şekilde hazırlarlarsa ve bundan menfaat elde ederlerse cezai anlamda sorumlu olurlar497,498.

Finansal tabloların doğruluğu, yatırımcıların kararlarını belirlemede önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle finansal tablolar bağımsız denetim kuruluşları tarafından denetlenir ve adı geçen kuruluşlar bu tablolar ile ilgili raporlar hazırlar. 2000’li yılların başında yaşanan skandallar; finansal tabloların, raporların ve bunların denetiminin ne kadar önemli olduğunu tekrar göstermiştir499. ABD’de yakın geçmişte yaşanan Enron skandalının başrolünde de finansal tablolarla ilgili denetim raporları yer almaktadır. Enron şirketinin denetimini üstlenen Arthur Andersen isimli danışmanlık şirketi, aralarındaki menfaat ilişkisi nedeniyle Enron’un kendisini zarar ettiği hâlde kâr ediyormuş gibi gösteren hileli finansal tabloları ile ilgili raporları gerçeğe aykırı düzenleyerek hilelerin üstünü örtmüştür ve sonrasında gelişen olaylar neticesinde hızla düşen hisse senedi fiyatları nedeniyle yatırımcılar büyük zararlara uğramışlardır500.

Türkiye’de ise 1998 yılında yaşanan muhasebe skandalında, bazı bankaların bağımsız denetimini üstlenen denetim şirketi tarafından bankaların kâr ve zarar durumlarına dair gerçeğe aykırı denetim raporlarının düzenlenmesi söz konusu olmuştur501. Bu olaylar, bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı suçunun seçimlik hareketlerinden rapor hazırlamanın örnekleri olarak görülebilir. Zira bu olaylarda gerçeğe aykırı rapor hazırlamanın temel amacı yatırımcıların kararlarını yönlendirmek ve bu suretle hisse senetlerinin fiyatını etkilemektir.

yoğun şikayetler kapsamında adı geçen kurum hakkında inceleme başlatılmış olup gerekli idari ve hukuki süreçler yürütülecektir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”

https://www.bddk.org.tr/ContentBddk/dokuman/duyuru_0706_01.pdf, E.T. 23/03/2019.

497 BEZCİ, agm., s. 280.

498 Bir görüşe göre, rapor hazırlamak hareketinin Kanun’a eklenmesi suretiyle, rapor hazırlayan veya bunları yayan kişilerin bu eylemleri sırasında yorum yapmadıklarına yönelik savunmaları bertaraf edilmiştir. AŞKIN, agm., s. 696.

499 Cahit ODABAŞI/Hasan ERGEN, “Bağımsız Denetimde Kamu Gözetimi ve Skandallar”, Muhasebe ve Denetim Dünyası, e-dergi, s.1, https://docplayer.biz.tr/17072317-Bagimsiz-denetimde-kamu-gozetimi-ve-skandallar-kgk-uzmani-cahit-odabasi.html, E.T. 20/12/2019.

500 DURMUŞ/KOBAN, agm., s. 298-299. Enron, muhasebe hileleri ile kâr ediyormuş gibi gösterildiği için hisselerinin değeri önemli ölçüde artmıştı. Ancak şirket 2001 yılının ekim ayında zarar ettiğini açıkladı ve geçmişe dönük muhasebe kayıtlarının düzeltilmesi ile başlayan süreç şirketin Aralık 2001’de iflas etmesi ile sona erdi. Böylece 2001 yılı başlarında 0,80 dolar olan hisse senedi fiyatı, Şubat 2002’de 0,20 dolara kadar indi. Bu nedenle yatırımcılar büyük zararlara uğradılar.

ODABAŞI/ERGEN, agm., s. 2.

501 DURMUŞ/KOBAN, agm., s. 299.

157

Bu suçun oluşması için, Kanun’da yer verilen seçimlik hareketlerin konusu olan bilginin, söylentinin, haberin, yorumun veya raporun; yalan, yanlış veya yanıltıcı nitelikte olması gerekir. Yalan, yanlış veya yanıltıcı ifadeleri mutlak bir gerçeğe aykırılığı ifade edebileceği gibi duruma göre nispi bir gerçeğe aykırılığa da işaret ediyor olabilir. Başka bir deyişle bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı suçunun oluşumu açısından bilginin, söylentinin, haberin, yorumun veya raporun mutlaka tamamen gerçek dışı, uydurma, hayal ürünü, asılsız olması gerekmez. Kısmen de olsa bu sayılanların içinde gerçeklik payının bulunması durumunda, eğer fail bu gerçekliği bilerek ve isteyerek çarpıtıyorsa suç oluşacaktır502. Bunun yanında “yalan”

ifadesi ile “yanıltıcı” ve “yanlış” ifadeleri arasında da bir fark olduğu açıktır. Bir bilginin, söylentinin, haberin, yorumun veya raporun yalan olması demek, tamamen olmasa da büyük oranda gerçek dışı olması demektir. Yanlışlık veya yanıltıcılıkta ise bir gerçeklik payı vardır ancak bilginin, haberin, söylentinin, yorumun veya raporun verilişi başkalarında hataya sebep olabilecek niteliktedir. Örneğin; bilginin veya haberin aşırı şekilde abartılması, yorumun bilerek yanlış yöne sevk edici olarak hazırlanması gibi davranışlar kısmen gerçeklere dayansa bile hareketlerin suç teşkil etmesi için yeterlidir503.

Mülga SPK’da; yalan, yanlış ve yanıltıcı sıfatlarının yanında, “mesnetsiz”

ifadesi de yer almaktaydı. Sözlük anlamı olarak mesnetsiz kelimesi, “dayanağı olmayan” anlamına gelmektedir504. Kanun’daki anlamı olarak ise; yalan, yanlış veya yanıltıcı ifadelerin herhangi bir dayanağının olmamasını, hiçbir esasa dayanmamasını ifade eder. Öğretide Evik’e göre; Kanun’da yer alan yalan, yanlış, yanıltıcı ve mesnetsiz ifadeleri birbirinden farklı anlamlara geliyormuş gibi görünse de, suçun meydana gelmesi için gereken tehlike neticesini oluşturma bakımından aralarında esaslı bir fark bulunmamaktadır. Bu sıfatların hepsi birbirine yakın, eş anlamlıdır ve kanun metni içerisinde ayrı ayrı söylenmeleri gereksiz bir tekrar olmuştur505. Nitekim

502 EVİK, age., s. 227. Karşı görüş için bkz. MANAVGAT, agm., s. 31.

503 ERMAN, s. 144. Yargıtay mülga Kanun döneminde verdiği bir kararında, özel durum açıklamalarının bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı suçunu oluşturabilmesi için; gerçekte var olmayan hususları varmış gibi göstermek suretiyle yatırımcıyı aldatmaya ve hisse senedinin değerini etkilemeye yönelik yapılması gerektiğini, bunun yanında özel durum açıklamasının yatırımcıların tasarruflarını etkilemeye elverişli olmasının gerektiğine vurgu yapmıştır. Yargıtay 7. CD., E.

2000/6684, K. 2000/13586, www.kazanci.com.tr, E.T. 19/11/2018.

504 www.tdk.gov.tr, E.T. 04/10/2018.

505 EVİK, age., s. 227.

158

yürürlükteki Kanun’da bu eleştirilerin dikkate alındığı ve “mesnetsiz” ifadesinin kullanılmadığı görülmektedir.

Bu noktada önemle belirtmek gerekir ki kanun koyucu, suçun oluşması açısından yukarıda incelenen tüm hareketlerin belli bir amaçla yapılmasını aramıştır. Bu amaç Kanun’da, “Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla…” şeklinde ifade edilmiştir. Bu kapsamda; bilgi vermek, söylenti çıkarmak, haber vermek, yorum yapmak veya rapor hazırlamak hareketlerinin, sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yapılmaları ve bu amacın gerçekleşmesine elverişli olmaları gereklidir. İşleme dayalı piyasa dolandırıcılığı suçunda olduğu kadar zor olmasa da, bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı suçunda da somut olayda failin amacının tespit edilebilmesi zor olabilmektedir. Bu tespitin yapılabilmesi için hareketlerin işleniş şekline dikkat edilebilir. Örneğin; bir haberin ilk bakışta yalan, yanlış veya yanıltıcı olduğunun açıkça anlaşılması veya tekzip edilmesine rağmen bir haberin ısrarla yayınlanmaya devam edilmesi durumlarında failin amacı kolayca anlaşılabilir. Aksi hâlde, failin amacı mevcut bulgu ve delillerle ispatlanamıyorsa faile suç isnadında bulunulamaz. Bu durumda, piyasa bozucu eylemlerin düzenlendiği SPK md. 104’e göre faile idari yaptırım uygulanabilir506.

Mülga Kanun’da yer almayan ancak yürürlükteki 6362 sayılı Kanun metninde yer verilen, “…ya da bunları yayan” ifadesinden de anlaşılabileceği gibi; yalan, yanlış veya yanıltıcı nitelikte olan bir bilgi vermek, söylenti çıkarmak, haber vermek, yorum yapmak veya rapor hazırlamak suç olarak düzenlendiği gibi; bunları yayınlamak da suçun farklı bir işleniş şekli olarak düzenlenmiştir507. Ancak, diğer seçimlik hareketlerle “yaymak” hareketi arasında da seçimlik hareket ilişkisinin bulunduğunu belirtmek gerekir. Bunlardan sadece birinin işlenmesi yeterli olduğu gibi, her ikisinin işlenmesi durumunda da faile tek ceza verilecektir. Örneğin, bir kişi

506 TEKİN/MEMİŞ, s. 212.

507 Kanun’da bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı suçunun işleniş şekillerinden biri olarak düzenlenen “yayma” hareketi ile ilgili olarak ilk akla gelen, genellikle suçun basın yayın yolu ile işlenmesi olmaktadır. SAKİN, agm., s. 64. Mülga Kanun döneminde yapılan akademik çalışmalarda;

yalan, yanlış, yanıltıcı veya mesnetsiz bilgi, haber veya yorumun kaynağının mutlaka fail olmasının gerekmediğine, failin başkasından duyduğu bu nitelikteki bilgi, haber veya yorumu, bu niteliğini bilerek aktarmasının da suçu oluşturacağına değinilmiştir. Ali Hakan EVİK, “İşleme ve Bilgiye Dayalı Manipülasyon Suçları”, Uğur Alacakaptan’a Armağan (Editör: Prof. Dr. Mehmet Murat İNCEOĞLU), İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, C. 1, Haziran 2008, 311-330, s. 327.

159

yanlış bilgi içeren bir rapor hazırlamış olsa ve ardından bu raporu gazetede yayınlamış olsa, her ne kadar iki farklı hareket gerçekleştirmiş olsa da bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı suçunu işlemesinden ötürü sadece tek bir ceza ile cezalandırılacaktır. Yargılama sırasında hâkim, TCK’nın 61. maddesindeki kurallara göre cezayı belirlerken bu durumu dikkate alabilecektir.

2499 sayılı mülga SPK’da yer alan, “açıklamakla yükümlü olunan bilgileri açıklamamak” şeklindeki suçun ihmali işleniş şekline, yürürlükteki 6362 sayılı Kanunda yer verilmemiştir. Yürürlükteki kanunda yer alan hareketlerin tümü, icrai nitelikte hareketlerdir. 6263 sayılı Kanun’un, piyasa bozucu eylemleri düzenleyen 104. maddesi508 uyarınca çıkarılan VI- 104.1 sayılı Piyasa Bozucu Eylemler Tebliği’nin 6. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Kurulun özel durumların açıklanmasına ilişkin düzenlemeleri kapsamında açıklamakla yükümlü olunan, sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkileyebilecek nitelikteki bilgilerin açıklanmaması piyasa bozucu eylem olarak değerlendirilir.” Bu kapsamda, 6362 sayılı Kanunda suç olmaktan çıkarılan bilgileri açıklamama hareketi tamamen yaptırımsız kalmış değildir. Bu hareket, piyasa bozucu eylem sayılmakta ve idari para cezası ile cezalandırılmaktadır509.

Mülga SPK ile yürürlükteki SPK arasındaki bir diğer fark da mülga Kanun’da yer almayan bazı seçimlik hareketlerin yürürlükteki Kanun’a eklenmesidir. Bunlar;

söylenti çıkarmak, rapor hazırlamak510 ve bunları yaymak hareketleridir. Bir görüşe göre, mülga Kanun’da yer almayan bazı hareketlerin yürürlükteki Kanun’a

508 “Piyasa bozucu eylemler

MADDE 104 – (1) Makul bir ekonomik veya finansal gerekçeyle açıklanamayan, borsa ve teşkilatlanmış diğer piyasaların güven, açıklık ve istikrar içinde çalışmasını bozacak nitelikteki eylem ve işlemler, bir suç oluşturmadığı takdirde, piyasa bozucu nitelikte eylem sayılır. Kurulca belirlenen piyasa bozucu eylemleri gerçekleştiren kişilere Kurul tarafından yirmi bin Türk Lirasından beş yüz bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir. Ancak, bu suretle menfaat temin edilmiş olması hâlinde verilecek idari para cezasının miktarı bu menfaatin iki katından az olamaz.”

509 Kanun koyucunun bu tercihi, açıklamakla yükümlü olunan bilgileri açıklamamaktan dolayı daha önce yapılmış suç duyurusu ve açılmış davaların düşmesine ve bu nedenle piyasa dolandırıcılığı suçu konusundaki caydırıcılığın azalmasına neden olacağı yönünde eleştirilmektedir. KADIOĞLU, agm., s. 78. Şensoy’a göre, kanun koyucunun bu tercihinin nedeni; Borsa’ya kayıtlı şirketlerin II-14.1 sayılı Sermaye Piyasasında Finansal Raporlamaya İlişkin Esaslar Tebliği, II-15.1 sayılı Özel Durumlar Tebliği ile SPKr ve BİST düzenlemeleri kapsamında açıklanması gereken diğer hususları kamuya açıklamakla yükümlü olmalarından dolayı idari tedbirlerin yeterli olduğu düşüncesidir.

ŞENSOY, agm., s. 390.

510 Kanun gerekçesine göre, kanun koyucu rapor hazırlama hareketini Kanun’a ekleyerek, ihraççıların veya sermaye piyasası araçlarıyla ilgili rapor hazırlayan profesyonellerin hazırladıkları raporların içeriği konusunda daha özenli davranmalarını amaçlamaktadır. TEKİN/MEMİŞ, s. 213.

160

eklenmesi, hükmün kapsamının genişlediği anlamına gelmez. Çünkü söylenti çıkarmak, rapor hazırlamak ve bunları yaymak ifadeleri, suçu oluşturan hareketlerin daha açık ve net olarak belirtilmesi amacıyla kanuna konulmuştur, yeni hareketler olarak değerlendirilemez511. Başka bir görüşe göre ise, 6362 sayılı SPK ile birlikte bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı suçu, maddi unsurları ve fiil tipleri açısından genişletilmiş, manevi unsur açısındansa daraltılmıştır512.