• Sonuç bulunamadı

Sovyetler Birliği'ndeki devletçi eleştirmenler, (Stalin ve haleflerinin dilinden rivayet edilen resmi tarihin savunuculan) Andrey Rublev'i tarihe karşı olmakla

Belgede ANDREY TARKOVSKİ SİNEMASI (sayfa 26-29)

yorumlarken bu ithamın Tarkovski'ye göre büyük bir övünç kaynağı olduğunu anlamıyorlardı. Sanatçı, resmi tarih söylemine teslim olmamıştı. Zira, onun

14 Tarkovski, Sculpting in Time, s. 72.

zti Kayıp Umudun İzinde: Andrey Tarkovski Sineması

düşüncesinde sinemanın yaratacağı ayn bir tarih arzusu vardı. Tarkovski, Jan Christian ve Mark Lefono ile söyleşisinde şunu diyordu:

Sinema oldukça karmaşık ve engin bir tür şairliktir. Pratikte kendisinin gücü­

nü sınulandınnaktan öteye geçemeyen hiçbir tarih anlayışına ihtiyaç duymaz.

Andrey Rublev'i

yaparken de asla tarihsel bir film yapma peşinde değildim. 15 Tarkovski başka bir yerde de

Andrey Rublev'in

(tarihsel belge ve danışmanlan­

nın tarihi konulardaki görüşlerine gösterdiği özen dışında, ki ona göre bunlar zaruri idi) tarihsel belgeler üzerine değil, başından geçen bütün çileli hayatı boyunca Rublev'in takip ettiği yol üzerine kurulduğunu vurgular. Aynca yine Tarkovski, Rublev'in karşılaştığı ahlaki zorlukların açıklayıcısı olan olaylann yorumunun işe yaradığuu vurgulayarak neticede bir sinemacı vashyla "Her şeyi

filmin

sonunda oluşturulacak olan zafer duygusu için kullanmalıdu. Fil­

min var oluş nedeni de sadece bu duygudan ibarettir."16 görüşünü benimser.

Andrey Rublev'in hayatına dair duvardaki Rus yazı ve ikonalan işimize yaraya­

cak bilgi ve belgeleri sağlayamazken onun doğum ve ölüm tarihi bile tam ola­

rak bilinmemektedir. Onun, sadece Rusya'nın Vladimir şehrindeki bir kilisede rahip olarak

'XY/.

yüzyılda çalıştığı bilinmektedir. Muteber olmamakla birlikte, Venedik'e yolculuğu ve hayatının sonlanna doğru görme yeteneğini kaybet­

tiğiyle ilgili de dağınık bilgiler vardır. Anlaşıldığı kadanyla bazı eserlerin ona ait olduğu ortaya atılmış ve bazılaruun da yanın kaldığı rivayet edilmiştir. Tar­

kovski, bu tanınmamış tarihi şahsiyet ile kendi Andrey Rublev'ini yaratmıştır.

O dönemin ortamını yeniden canlandırarak "günümüzün temel ve ahlaki so­

runlannı" yeni bir dille beyazperdeye aktarmıştır.

Yaşadığımız dönem ile hiçbir ilişkisi olmayan tarihsel filmleri anlamıyorum.

Bana göre en önemli şey, tarihi kaynaklardan yararlanarak modern insanın inanç ve düşüncelerine açıklık getirilip yaşadığımız dönemde 'yeni insan şahsiyeti'nin yaratılmasıdu. 17

Andrey Rublev

filminin temel konusu birçok kimsenin sandığı gibi ressam Rublev'in dürüst ve ahlaklı hayatı değildir. Tarihçilere, devlet ve paradigma

15 Bkz. A. Tarkovski, "De la figure Cinematographique", Positif. 249 (Aralık 1981), s. 25.

16 Bkz. Positif. 109 (Ekim 1969), s. 4-5.

17 Bkz. Ivor Montagu, "Man and Experience: Tarkovski' s World", Sight and So­

und, 42 (likbahar 1973), s. 93.

Ondan Yüce Ne Var? ll__

kuramcılarına göre

Andrey Rublev

XV. yüzyıldaki ekonomik üretim yapısını ve iktidarı elinde bulunduran sınıftan inceleyerek Rublev'in çile çekmesine ne­

den olan unsurlan açıklayan bir film olmalıydı. Oysa Tarkovski, bunların aksi­

ne, böyle bir yöntemin insanın manevi sorunlarına açıklık getiremeyeceğini ve bunun sanabn temel misyonuyla da asla örtüşmeyeceğini savunur. Sorun ta­

rihsel bir dönemin aynntılı bir şekilde incelenmesi değildir. Rublev ancak ken­

di yaşadığımız tarihte var olan bir karaktere büründüğünde bizim için çekici olabilir.

O

ancak resmi devlete ait tarihi belgelerden kopanlıp tüm sıkıntı ve çilelere maruz kaldığı zaman hem sanat hem de gerçeklik açısından bir anlama sahip olabilir.

lvan 'ın Çocukluğu'nda

da olduğu gibi, filmin asıl karakteri Rus­

ların savaş filmlerindeki kahraman tiplemesi değildir. Tarkovski'nin filminde, Nazilerin işgaline karşı kahramanca savaşan komünist ordunun vatansever bir genci olma vasfı arka planda bırakılarak onun yerine canlı bir varlık, bir insan, erken büyümeye maruz bırakılmış yalnız bir çocuk, içine kapanık ve karamsar karakteri ile yakın plandadır.

O,

geleceğini yıllar önce kaybetmiş, tek yolu ni­

hayetinde ölüm olan bir çocuk insandır. Jean-Paul Sartre İtalyan komünistleri eleştirirken İvan'ın dönemimiz sanatında yeni bir çehre olduğunu hatırlatır.

Tarkovski'nin bu filminin sosyalist realizmin idealist ve pozitif kahramanının incelenmesi gerektiğine dikkati çeker. "Deli İvan isimsiz bir kahramandır.

O,

savaşın en masum ve en sevilen kurbanıdır. "18 Rus şair Andre Vozenski' den etkilenen Sartre,

İvan 'ın Çocukluğu'nun

sürreal sosyalist bir yapıda olduğunu söyler. Bu film gerçekliğin ötesine geçmiştir. Biz genelde realist yorumların ta­

nımlandığı bir aşamada insanın daha soyut ve deruni sorunlanyla karşı karşıya kalırız. Sergey Bondarchuk filmindeki tutunamamış Stalinist kahramanın ak­

sine, İvan' da dürüstçe ifade edilmiş bir alın yazısını izleriz.

İvan 'ın Çocukluğu

filmindeki insan; iç dünyası, duygulan, bağlılıktan, eksik ve hatalan ile doğ­

rudan salt bir insan tiplemesidir. İnsanın toplumsal ve ahlaki sorumluluklan­

na vurgu yapılmadan önce filmin ana temasında ilk olarak tartışılan, insanın bizzat kendisidir. Nazilere karşı verilen savaş, devlet ve parti sinemaalan için ideolojik bildiri ve propaganda yayımlama vesilesi iken Tarkovski'nin filminde başka bir bakış açısı ve kelimenin tam anlamıyla insani bir yaklaşım sergilen­

mektedir. Tann'nın bir takdiri olarak görülen savaş, İvan'dan kendisine ya­

bancılaşan bir insan yaratmıştır.

O

ancak kendi rüyalarında ve geçmişini hatır-18 Bkz. J. P. Sartre, Situations VII, Paris: Galimard, 1965, s. 332-342.

� Kayıp Umudun İzinde: Andrey Tarkovski Sineması

lama anlarında akıl ve hayal sahibi bir insan ya da aslında bir çocuktur. İvan,

savaş sonrası Rus toplumundaki yerini ve önemini yitirmiştir. Çünkü toplum

artık onun sorunlarına çözüm olamamaktadır. İvan'ın yeri savaşta ölenlerin

arşivlendiği, dağınık belgeler arasında açlığın ve kimsesizliğin sardığı, şimdi­

Belgede ANDREY TARKOVSKİ SİNEMASI (sayfa 26-29)