yorumlarken bu ithamın Tarkovski'ye göre büyük bir övünç kaynağı olduğunu anlamıyorlardı. Sanatçı, resmi tarih söylemine teslim olmamıştı. Zira, onun
14 Tarkovski, Sculpting in Time, s. 72.
zti Kayıp Umudun İzinde: Andrey Tarkovski Sineması
düşüncesinde sinemanın yaratacağı ayn bir tarih arzusu vardı. Tarkovski, Jan Christian ve Mark Lefono ile söyleşisinde şunu diyordu:
Sinema oldukça karmaşık ve engin bir tür şairliktir. Pratikte kendisinin gücü
nü sınulandınnaktan öteye geçemeyen hiçbir tarih anlayışına ihtiyaç duymaz.
Andrey Rublev'i
yaparken de asla tarihsel bir film yapma peşinde değildim. 15 Tarkovski başka bir yerde deAndrey Rublev'in
(tarihsel belge ve danışmanlannın tarihi konulardaki görüşlerine gösterdiği özen dışında, ki ona göre bunlar zaruri idi) tarihsel belgeler üzerine değil, başından geçen bütün çileli hayatı boyunca Rublev'in takip ettiği yol üzerine kurulduğunu vurgular. Aynca yine Tarkovski, Rublev'in karşılaştığı ahlaki zorlukların açıklayıcısı olan olaylann yorumunun işe yaradığuu vurgulayarak neticede bir sinemacı vashyla "Her şeyi
filmin
sonunda oluşturulacak olan zafer duygusu için kullanmalıdu. Filmin var oluş nedeni de sadece bu duygudan ibarettir."16 görüşünü benimser.
Andrey Rublev'in hayatına dair duvardaki Rus yazı ve ikonalan işimize yaraya
cak bilgi ve belgeleri sağlayamazken onun doğum ve ölüm tarihi bile tam ola
rak bilinmemektedir. Onun, sadece Rusya'nın Vladimir şehrindeki bir kilisede rahip olarak
'XY/.
yüzyılda çalıştığı bilinmektedir. Muteber olmamakla birlikte, Venedik'e yolculuğu ve hayatının sonlanna doğru görme yeteneğini kaybettiğiyle ilgili de dağınık bilgiler vardır. Anlaşıldığı kadanyla bazı eserlerin ona ait olduğu ortaya atılmış ve bazılaruun da yanın kaldığı rivayet edilmiştir. Tar
kovski, bu tanınmamış tarihi şahsiyet ile kendi Andrey Rublev'ini yaratmıştır.
O dönemin ortamını yeniden canlandırarak "günümüzün temel ve ahlaki so
runlannı" yeni bir dille beyazperdeye aktarmıştır.
Yaşadığımız dönem ile hiçbir ilişkisi olmayan tarihsel filmleri anlamıyorum.
Bana göre en önemli şey, tarihi kaynaklardan yararlanarak modern insanın inanç ve düşüncelerine açıklık getirilip yaşadığımız dönemde 'yeni insan şahsiyeti'nin yaratılmasıdu. 17
Andrey Rublev
filminin temel konusu birçok kimsenin sandığı gibi ressam Rublev'in dürüst ve ahlaklı hayatı değildir. Tarihçilere, devlet ve paradigma15 Bkz. A. Tarkovski, "De la figure Cinematographique", Positif. 249 (Aralık 1981), s. 25.
16 Bkz. Positif. 109 (Ekim 1969), s. 4-5.
17 Bkz. Ivor Montagu, "Man and Experience: Tarkovski' s World", Sight and So
und, 42 (likbahar 1973), s. 93.
Ondan Yüce Ne Var? ll__
kuramcılarına göre
Andrey Rublev
XV. yüzyıldaki ekonomik üretim yapısını ve iktidarı elinde bulunduran sınıftan inceleyerek Rublev'in çile çekmesine neden olan unsurlan açıklayan bir film olmalıydı. Oysa Tarkovski, bunların aksi
ne, böyle bir yöntemin insanın manevi sorunlarına açıklık getiremeyeceğini ve bunun sanabn temel misyonuyla da asla örtüşmeyeceğini savunur. Sorun ta
rihsel bir dönemin aynntılı bir şekilde incelenmesi değildir. Rublev ancak ken
di yaşadığımız tarihte var olan bir karaktere büründüğünde bizim için çekici olabilir.
O
ancak resmi devlete ait tarihi belgelerden kopanlıp tüm sıkıntı ve çilelere maruz kaldığı zaman hem sanat hem de gerçeklik açısından bir anlama sahip olabilir.lvan 'ın Çocukluğu'nda
da olduğu gibi, filmin asıl karakteri Rusların savaş filmlerindeki kahraman tiplemesi değildir. Tarkovski'nin filminde, Nazilerin işgaline karşı kahramanca savaşan komünist ordunun vatansever bir genci olma vasfı arka planda bırakılarak onun yerine canlı bir varlık, bir insan, erken büyümeye maruz bırakılmış yalnız bir çocuk, içine kapanık ve karamsar karakteri ile yakın plandadır.
O,
geleceğini yıllar önce kaybetmiş, tek yolu nihayetinde ölüm olan bir çocuk insandır. Jean-Paul Sartre İtalyan komünistleri eleştirirken İvan'ın dönemimiz sanatında yeni bir çehre olduğunu hatırlatır.
Tarkovski'nin bu filminin sosyalist realizmin idealist ve pozitif kahramanının incelenmesi gerektiğine dikkati çeker. "Deli İvan isimsiz bir kahramandır.
O,
savaşın en masum ve en sevilen kurbanıdır. "18 Rus şair Andre Vozenski' den etkilenen Sartre,
İvan 'ın Çocukluğu'nun
sürreal sosyalist bir yapıda olduğunu söyler. Bu film gerçekliğin ötesine geçmiştir. Biz genelde realist yorumların tanımlandığı bir aşamada insanın daha soyut ve deruni sorunlanyla karşı karşıya kalırız. Sergey Bondarchuk filmindeki tutunamamış Stalinist kahramanın ak
sine, İvan' da dürüstçe ifade edilmiş bir alın yazısını izleriz.
İvan 'ın Çocukluğu
filmindeki insan; iç dünyası, duygulan, bağlılıktan, eksik ve hatalan ile doğ
rudan salt bir insan tiplemesidir. İnsanın toplumsal ve ahlaki sorumluluklan
na vurgu yapılmadan önce filmin ana temasında ilk olarak tartışılan, insanın bizzat kendisidir. Nazilere karşı verilen savaş, devlet ve parti sinemaalan için ideolojik bildiri ve propaganda yayımlama vesilesi iken Tarkovski'nin filminde başka bir bakış açısı ve kelimenin tam anlamıyla insani bir yaklaşım sergilen
mektedir. Tann'nın bir takdiri olarak görülen savaş, İvan'dan kendisine ya
bancılaşan bir insan yaratmıştır.
O
ancak kendi rüyalarında ve geçmişini hatır-18 Bkz. J. P. Sartre, Situations VII, Paris: Galimard, 1965, s. 332-342.� Kayıp Umudun İzinde: Andrey Tarkovski Sineması