• Sonuç bulunamadı

(il) Oyuncunun Bilgeliği

Belgede ANDREY TARKOVSKİ SİNEMASI (sayfa 190-193)

Tarkovski

Mühürlenmiş Zaman

'ın "Zamanda Heykeltıraşlık" bölümünde, "Bana göre iyi bir oyuncu, her şeyden haberdar olmak için uğraşmaz. Zira oyuncunun detaylardan haberdar olması veya diğer oyuncuların durumlanyla ilgilenmesi, icra ettiği rolde negatif bir etki yarabr." diye yazar. Tarkovski oyuncunun de­

taylardan haberdar olmaması gerektiğini savunurken aslında Stanislavski'nin realist tiyatro oyunundaki metotlannı bir ölçüde reddetmiş oluyordu. Çünkü Tarkovski'ye göre:

Her şeyden haberdar olmak isteyen bir oyuncu 'çözümlemeci' oyuncudur. Ez­

kaza bu çözümlemeci oyunculardan biri de Solaris'te boy göstermiştir: Chris'i oynam� Donatas Banionis. Banionis önceden rolünün ne ve nasıl olaca9ını bilmeden oynayamayan bir oyuncuydu. Banionis özgün bir oyun sergileye­

miyordu, rolünü önceden tamamen zihninde şekillendirdikten sonra ancak oynayabiliyordu. Hatta sekanslar arasındaki irtibattan dahi bilmekte ısrar ediyordu. Kendisinin rolü olmayan sahnelerde bile oyuncuların ne yaptı9ını merak ediyordu. Muhtemelen bu durum onun yıllarca tiyatro oyunlarında rol almasından kaynaklanıyordu. Banionis, sinemada bir oyuncunun bitirilmiş bir film hakkında bilgisi olmasa dahi iyi bir oyunculuk çıkarabilecegini bir türlü göremiyordu.112

Oyuncu filmin nasıl bitirilecegini biliyor olsa, nihai sonucu yani yapacagı role dair zihninde betimlemiş oldugu tasarıyı oynar. Böyle olursa da sinemanın aslı esası bozulur. Ben, oyuncu oyun oynamamalı derken bunu kastediyordum. m

Tarkovski'nin beğendiği oyunculanndan biri de Margarita Terekhova idi.

Ayna'

da Maria ve Natalie'yi canlandırmıştı.

Hamlet

oyununda ise Gertrude

ro-1 ro-1 ro-1 M. Dempsy, "Lost Harmony", Film Quarterly (Sonbahar 1981), s. 17.

1 12 Tarkovski, Sculpting in Time, s. 145 1 13 Tarkovski, Sculpting in Time, s. 152.

190 Kayıp Umudun İzinde: Andrey Tarkovski Sineması

lündeydi. Tarkovski, "Asla izafi bilgilere ihtiyacı olmazdL" der onun için ve şöyle devam eder:

Ne zaman ki öykünün dokusuna uygun oynaması gerekirse o zaman oynardı ve hiçbir zaman izafi sorular sormazdı. Bazı konulan bilmemeye özen gösterirdi.

Bunu da titiz oyunculuğunun bir gereği bilirdi. Ayna'nın ilk sahnesinde, çit­

lerin üzerinde oturmuş karşı.ki panoramayı sigara içerek izlerken ne olacağını bilmiyordu. Çekim senaryolarını söylememiştim kendisine. Kocasının bir anda görüneceğinden ve kendisine doğru gelip gelmeyeceğinden bile haberi yoktu.

Yani nasıl bir tepki vereceğini önceden bilmiyordu. Aynen yıllar önce annemin içinde bulunduğu bir durumla karşı karşıyaydı yani, hayatının bir anda deği­

şeceğinden habersizdi ve tıpkı annemin yıllar önce verdiği tepkiyi vermişti. 114 Terekhova'nın ayn ayn oynadığı paragrafların her biri kusursuz paragraflar­

dır. Nitekim Tarkovski çok sonradan bu paragraftan yan yana koyarak şöyle yazacakbr: "Doğrusu bu paragraflar onun sezgisel anlayışlannın bir ürünüy­

dü." Terekhova'nın varlığı Tarkovski'nin filmine büyülü bir hava katmıştır. Zira filmin tüm duygusal ağırlığı onun omuzlanndadır. Onun sayesinde her şey an­

lamlı ve hissi bir varoluşa kavuşur. Cepheden izin alarak eve dönmüş kocasına, çocuklannı kucağına almış severken baktığı o yüz ifadesini unutmak mümkün değildir. Gündelik hayattan, oturmaktan ve yaşamaktan sıkılmış bir ifadedir yüzündeki. Mutlu mudur, mutsuz mu? Neyi düşünmektedir? Kocasını seviyor mudur? Terekhova, tüm bu sorulara yüzündeki o eşsiz ifadeyle belirsiz cevap­

lar vermektedir. Tarkovski defalarca onun bu mükemmel oyunculuğuna vurgu yapmış, hatta bir keresinde oyunculuktaki tek rakibinin ancak Solonitsyn ola­

bileceğini söylemiştir.115 Bana göre ise Tarkovski sinemasındaki en büyük ve en usta oyuncu Terekhova'dır.

Tarkovski, oyuncunun icra edeceği rolden habersiz, yönetmenin ise haberdar olması gerektiğine dair düşüncesini gerekçelendirirken şöyle bir örnek getirir:

Ingmar Bergman'ın Utanç filmindeki karakterler iyi ve kötünün bileşimi karak­

terlerdir. Her biri içinde bulunduklara koşullara bağlıdırlar. Max von Sydow'nun canlandırdığı Jan Ruzenberg'in, kendi halinde zararsız kibar bir müzisyen iken eli kanlı bir katile dönüşmesinin nedeni, içinde bulunduğu gayriinsani durum ile ilgilidir. Bu durum filmin diğer unsurları için de geçerlidir. Kişilikleri,

için-1 için-1 4 Tarkovski, Sculpting in Time, s. 140- 141.

1 15 Tarkovski, Sculpting in Time, s. 144.

Karanlıkta Yaratılanlar 19..1..

de bulunduktan durumlara göre şekillenen (özellikle de savaşın başlamasıyla daha belirgin bir hale gelen) karakterlerin psikolojik ilişkilerini göz önünde bulundurmuş Bergman, filmin iki başrol karakteri arasındaki ruhsal deg�ikliği kusursuz bir şekilde ekrana yansıtmıştu. Bergman, oyuncularının, kişiliklerini var eden durumdan öte bir duruma geçmesine izin vermediğinden böylesine başarılı bir sonuç aldı. Sinema yönetmeni oyuncuya hayat vermeli, onu kendi düşüncelerini beyan etmek için bir borazan gibi kullanmamalıdır. 116

Oyuncu seçimi zordur ama hayati bir öneme sahiptir. Tarkovski şöyle der:

Kimi zaman çekimlerin yansını tamamlamış olmama rağmen oyuncu seçiminde isabet mi, yoksa hata mı ettiğimi kendime soruyordum. Burada dikkat edilmesi gereken en zor husus, oyuncunun iç dünyasına girebilmektir bence. Karakte­

rin kendini ifade edebilmesi için ona gerekli olabilecek şeyleri hazırlayan o en önemli yere.117

Tarkovski'nin

Kurban

filmi için oyuncu seçmesi daha zor olmuştu. Çünkü her biri farklı ülkelerden, farklı kültürlerden gelmiş oyunculardı. Çeşitli oyuncu­

luk stilleri vardı. Tarkovski oyuncularıyla Rusça dışında dört dil daha bilen çe­

virmeni aracılığıyla diyalog kurabiliyordu. Bu da işini daha da zorlaştınyordu.

Ancak sezgiler yoluyla da olsa muradını anlatabiliyordu. Bu konuda şöyle der:

"Film için toplam sekiz oyuncu seçmek hiç de kolay olmadı. Uygun oyuncuyu bulmak zor oldu ancak şimdi geriye dönüp baktığımda en iyilerini seçtiğimi düşünüyorum. "118 Gudun S. Gisladôttir en

kritik

rollerden biri olan Maria'yı canlandırmıştı. Gisladôttir, Gotland Adası'nın yerlilerindendi; filmdeki ev de onun gerçek eviydi. Aynı şekilde Marta'yı canlandıran Filippa Franzen (Marta) ve küçük çocuk rolündeki Tommy Kjellqvist de hayatlannın ilk oyunculuk de­

neyimlerini bu filmde yaşamışlardı. Susan Fleetwood İngiltereli Adelaide'i can­

landınyordu ve tiyatro oyunculuğundan gelmiş biriydi. İsveçli Victor rolünde ise Sven Wollter vardı. Geriye kalan diğer üç oyuncu ise sinema oyunculuğu olan kişilerdi: Julia rolündeki Valerie Mairesse aslen Fransızdı ve daha önce pek çok filmde oynamıştı. Otto'yu oynayan Allan Edwall, Bergman'ın

Fanny ve Alexander

filminde çocuklann babası rolünde de oynamıştı ve bir de Erland Josephson vardı ki daha önce onun Bergman filmlerinde pek çok kez oyna­

dığını söylemiştik. Josephson ilk olarak Bergman'ın

Yaşamın Eşiğinde ( 1958)

filmiyle sinemayla tanıştı. Bu ilk oyunculuk deneyiminden sonra Bergman ile

1 16 Tarkovski, Sculpting in Time, s. 147.

1 17 Tarkovski, Sculpting in Time, s. 148-149.

1 18 Tarkovski, Le temps scelle, s. 207.

192 Kayıp Umudun İzinde: Andrey Tarkovslri Sineması

birlikte Buntel Eriksson müsteanyla senaryolar yazdı. Bergman,

Zevk Bahçesi ( 1961)

ve

Bu Kadınlar Hakkında ( 1964)

adlı filmlerin senaryosunun kendisine ait olduğunu ancak diyaloglan Josephson'ın yazdığını söyler. Aynı ikili pek çok tiyatro ve radyo metinlerini de beraber hazırlamışbr.119 Josephson,

Ya­

şamın Eşiğinde'

den tam sekiz yıl sonra bu kez

Kurtlann Saati

'nde Baron von Merkens'i oynadı ve bu filmden sonra Bergman'ın pek çok filminde rol aldı.

Yüz Yüze

ve

Bir Evlilik Yaşamından Sahneler

adlı filmlerinde başrol oyuncusu

Belgede ANDREY TARKOVSKİ SİNEMASI (sayfa 190-193)