• Sonuç bulunamadı

dan Sartre'ın dediği gibi hayata dair umudu kalmamış yan deli bir yüz ortaya çıkardı. Senaryonun ilk taslağı Bogomolovve Mikhail Papava'nın yardımlanyla

Belgede ANDREY TARKOVSKİ SİNEMASI (sayfa 118-123)

l A. Tarkovski, Qeuvres cinematographiques completes, Paris, 2001, c. l, s. 151.

lvan'ın Çocuklugu, çev. Mecit İslami.

l.lB Kayıp Umudun İzinde: Andrey Tarkovski Sineması

yazıldı. Ancak Tarkovski, ikinci kez filmin çekimini üstlendikten sonra kendisi senaryoyu tek başına yazdı. Her ne kadar bu filmin sonunda da adı senarist olarak yazılmamışsa da, filmin yapımında emeği geçen herkesin anlabmıyla, son senaryoyu ve tüm detaylannı yazan kişi Tarkovski'dir. Yazılan ilk senaryo­

yu Eduard Abalov adlı bir yönetmen çekmişti; fakat Mosfilm şirketi, çekimle­

rini beğenmediğinden Abalov'un yerine Tarkovski'ye teklif götürdü. Tarkovski senaryoda kimi değişiklikler yapmak suretiyle teklifi kabul etti. İkinci bir şartı daha vardı; oyuncu ve teknik ekibi de kendi belirleyecekti. Böylelikle film tü­

müyle baştan çekilecekti. Tarkovski senaryo üzerinde ciddi değişiklikler yapb.

Yeni senaryo üç hafta içinde yazıldı ve 1960 Haziranına gelindiğinde son taslağı hazır hale getirildi. Bu çalışmada Konchalovski, projenin başdanışmanı olarak Tarkovski'ye yardım

etti.

Hatta senaryonun kimi detaylarına da müdahalede bulundu ancak sonraki günlerde Tarkovski ile arası açıldıktan sonra, "Onunla

lvan'ın

ve

Andrey

Rublev'in senaryosunda beraber çalışmış olmam bende acı birer hatıra olarak kalacak" diyerek Tarkovski'ye serzenişte bulundu.2 Yıllar sonra bu konuyu şöyle açıklayacaktı: "Etik olmayacağım düşündüğüm için ona Andrey Rublev senaryosunun son halinin bir senaryodan ziyade edebi bir metne benzediğini, bu haliyle de filmin son yapısına zarar verebileceğini söy­

ledim . . . " diyecekti. Tarkovski de arkadaşının bu eleştirilerine daha fazla daya­

namayıp onunla ilişkisini kesmişti. Velhasıl Tarkovski,

lvan 'ın

Çocukluğu'nun yeni senaryosuna dört rüya sahnesi, bir de geçmişe gidenjlashback'ler ekledi.

Ve nihayet tam on üç kez yapılan görüşmelerin sonunda filmin önceki iki se­

naristi Tarkovski'nin yapbğı değişiklikleri kabul etmişti. Mosfilm ise filmin se­

naristleri bölümüne önceki

iki

senaristin isminin eklenmesini şart koşmuştu.

Uzun süren tartışmaların sonunda film, 1962 yılının başlarında çekildi ve aynı yılın Haziran ayında montaj ve seslendirmesi tamamlandı. Yine aynı yılın Eylül ayında ise Venedik Film Festivali'nde izleyicilerle buluştu ve beklenmeyen bir başarıya imza atb. Albn Aslan Ödülü bir yönetmenin ilk uzun metraj filmine layık görüldü.

Solaris'in senaryosu, Polonyalı yazar Stanislaw Lem'in 1961 yılında aynı adla yayımlanan başarılı bilimkurgu romanından esinlenerek yazılmıştı.3 197o'li yıllarda bilimkurgu filmleri Ruslar tarafından beğeniyle izleniyordu. Zira

sine-2 A. Michailkov-Konchalovski, "I have dreams of Andrey", About Andrey Tar­

kovski, Moskova, 1990, s. 183-196.

3 S. Lem, Solaris, çev. Sadık Muzafferzade, Tahran, 1364.

Karanlıkta Yaratılanlar

11.9_

ma-kontrol merkezleri bu tür filmlerin gösterimine daha rahat izin veriyordu.

Tarkovski ise Solaris'in bu bilimkurgu yönüyle pek ilgilenmiyordu. Senaryosu­

nun ilk taslağını 1969 yazında arkadaşı Friedrich Gorenstein ile birlikte yazdı.

Lem'in romanında olaylar Solaris adlı bir gezegende geçiyor ve insanoğlunun bilinmeyen fenomenlerle ilişkisi konu ediliyordu. Tarkovski ise yazdığı senar­

yoda her insanın kendi geçmişiyle olan ilişkisini irdeliyordu. Senaryoya göre insanoğlu, ahlaki bir sorumluluk gereği sırtında taşımak zorunda kaldığı geç­

mişteki eylemleri ile yüzleşir. Senaryodaki bilinmeyen fenomeni Tarkovski, insanoğlunun manevi ve deruni hayatı olarak tasvir ediyordu. Tarkovski'nin anlatb.ğına göre Lem, yazmış olduğu senaryoyu beğenmeyerek bunun, yazdığı bilimkurgu kitabıyla alakasının kalmadığından yakınmıştı.4 Tarkovski, olayı bir adım daha ileri götürerek uzay yolculuğunu da senaryodan çıkarmak is­

ter fakat Lem buna izin vermez. Film 197 1 yılı içerisinde çekilmeye başlanır, 1972'ye girildiğinde Sanat Komisyonu'ndan yazılı bir ihtarname gelir ve bu ihtarnamede filmin

35

yerinin değiştirilmesi istenir. Tarkovski komisyonun bu isteğini yerine getirmez, görüş farklılıklan olduğu gibi kalır. Fakat en te­

peden gelen baskılara daha fazla dayanamaz ve filmin bazı yerlerinde yapılan değişikliklere göz yummak zorunda kalır. Bitirilen film,

3

Mart 1972'de resmi olmayan yollarla Cannes Film Festivali'ne gönderilir ve burada Eleştirmenler Özel Ödülü'nü almaya hak kazanır. Film, aynı yıl Fransa ve İngiltere' de göste­

rime girer. Filmin sansürsüz, orijinal negatifleri ancak 1982'de Rusya dışında gösterilebildi. Bu negatifler Rusya' da gösterilen kopyalardan 12 dakika daha uzundur.

"Zamanda Heykeltıraşlık" bölümünde Friedrich Gorenstein' dan övgüyle söz eden Tarkovski, arkadaşının kendisine verdiği bir senaryoda, "oda, rutubet, kurumuş gül ve mürekkep kokusu vermeli" diye yazdığını belirtmiş ve konu hakkındaki görüşlerini şöyle açıklamıştır: "Bence bunlar bir sinemada olabi­

lecek en harika tasvirlerdir. Her ne kadar bunlar görüntünün temel tasvirleri olmasa da odanın iç mekanını çok iyi anlatmıştır." Bir filmde belirsizliği yarat­

mak için detaylara dikkat etmek temel koşul kabul edilir. Bu da yönetmeni, senaryo yazımından klasik anlam çıkarmayı bir tarafa bırakması yönünde zor­

layan bir durumdur. Daha önce

ivan 'ın

Çocuklu�u'nun senaryosunda verdiği­

miz örnek gibi burada da Tarkovski'nin bir başka senaryodan farklı, belki de 4 Tarkovski, Qeuvres cinematographiques completes, c. l, s. 383-384.

lZ.O Kayıp Umudun İzinde: AndreyTarlcovski Sineması

yeni şeyler algıladığını görüyoruz. Hal böyle olunca da onun konu hakkındaki diğer çıkarımlarını kabul etmemiz zorlaşıyor. Diğer çıkarımları dediğimiz onun şu sözleridir:

Bana göre senaryo veya senaryolar edebi bir stil değildir. Bir metin ne kadar senaryoya yakın olursa edebiliği de o oranda azalır. Eğer bir senaryo, güzel edebi bir eser ise en iyisi öylece kalmasıdır. Zira ne vakit bir yönetmen bahse­

dilen edebi eserden esinlenerek film yapmak istese yapacağı ilk iş daha rahat çalışabilmek için metni senaryolaştırmak olur ki böylesi bir durumda da eser yeni bir metne dönüşür ve ondaki tüm o edebi tasvirler, sinemadaki karşılığıyla değiştirilir. 5

Stalker,

Rusya'nın en ünlü bilimkurgu yazarlarından Boris ve Arkady Stnıgats­

ki Kardeşlerin

Yol Kenannda Piknik ( 1972)

adlı kısa romanından esinlenerek sinemaya uyarlandı. Bu

iki

kardeşin en ünlü eseri

Marslılann lkind Saldınsı ( 1968)

adlı romandır. Grigori Krumanov'un

Kayıp Dağcının Yayla Pansiyonu (1980)

adlı filminin senaryosu da bu kardeşlere aittir. Tarkovski

Stalker'm

se­

naryosunda her ne kadar bu

iki

kardeşin romanından yararlandıysa da pek çok özel efekti ve yan hikayeyi senaryodan çıkardı. Tamamen orijinal hikayeye ve hikayenin asıl sorusuna odaklandı. Bu da özellikle Boris'in kabullenmeyece­

ği bir durumdu. İngilizcenin "stalk" fiil kökünden türetilen "Stalker" kelime­

si, 'sezdinneden yaklaşmak, ayaklan yere sürterek yürümek' anlanuna gelir.

Yol Kenannda Piknik

romanındaki stalkerler yani iz sürücüler, yasak bölgeye nasıl girileceğini bilen kişilerdir.

Stalker (iz

sürücü) adı verilen roman veya filmin başkarakteri, yasak bölgeye nasıl girileceğini bilen öykünün merke­

zindeki kişidir. Yasak bölgenin olağanüstü doğa kanunlarını bilir. Stnıgatski Kardeşler'in

Stalker

romanını

1973

yılının yılbaşı tatilinde okuyan Tarkovski, kitabı çok beğenir. Bu beğenisini günlüklerinin

26

Ocak

1973

tarihli sayfasın­

da, "Bu kitaptan harika bir senaryo çıkanlabilir." şeklinde ifade etmiştir.6 Aynı tarihlerde

Solaris

Moskova'da gösterime ginnişti. Fakat o "Güpegündüz" adlı öyküyü (ki sonralan

Ayna

olarak değiştirildi) sinemaya uyarlamayı düşünü­

yordu. Lakin en fazla istediği şey Dostoyevski'nin bir romanıru senaryolaştı­

rıp filme uyarlamaktı. Ama o "harika senaryo olur'' dediği roman da bir türlü aklından çıkmıyordu. Her gün bir önceki günden daha fazla onu düşünmeye

5 Tarkovski, Sculpting in Time, 126.

6 Tarkovski, Joumals 1970-1986, s. 73.

Karanlıkta Yaratılanlar lZ.l_

başlamıştı. Ve nihayet

1975

Martında Strugatski Kardeşler ile görüşmeye ka­

rar verdi. Bu görüşmede senaryoyu beraber yazmayı kararlaşbrdılar. Aynı yılın sonlanna doğru senaryonun ilk taslağını Mosfilm' e gönderdi. Senaryoya geçici olarak

Altın Baloncuk

adını vermişti. Bu ismin filmle ne alakası vardı? Bunu kendisinden başka bilen yoktu.

1976

yılının Temmuz ortalannda ise senaryo­

nun bitmiş halini Mosfilm' e gönderdi. Fakat senaryo Mosfilm' e gönderildiği şe­

kilde kalmadı. Filmin çekildiği süre boyunca pek çok kez değiştirildi.

1977

yılı­

nın başlannda filmin çekimleri bitirildi. Montaj için gönderildiği laboratuvar­

da teknik ekibin iş bilmezliği yüzünden negatifler harap edildi. Her ne kadar teknik ekibin Avrupa' dan getirilmiş modem makinelerden anlamadıktan için filmi bozduktan iddia edilse de, filmin Sovyet sansürüne takıldığını ve bilerek yok edildiğini söyleyenler de vardır. Aynı günlerde Moskova'da bulunan Tar­

kovski için filmi tekrar çekmekten başka çare yoktu. Ancak Tarkovski'nin sağ­

lık problemleri başlamıştı. Bu da çekimlerin gecikeceği anlamına geliyordu.

Öncelikle yeni bir senaryo yazdı. Yeni yazılan senaryo Tarkovski'nin günlükle­

rinde de belirttiği gibi zaman, mekan ve eylemlerin ortaklığından doğmuştu.

Filmin ikinci çekimleri

1978

yazında başladı ve

1979

yılında da film gösterime girdi. Filmin senaryosunda Boris ve Arkady Strugatski Kardeşler'in ismi geçi­

yordu; fakat iki kardeş de defalarca senaryonun Tarkovski tarahndan yazıldı­

ğını belirtmişti. Tarkovski'nin özellikle Boris ile arası iyi değildi. Bu yüzden senaryo üzerinde Boris'in kardeşi Arkady ile çalışmayı yeğlemişti. Arkady, "Se­

naryonun aynntılanna dair bazı geceler sabaha kadar beraber çalışıyor, çok sayıda müsvedde değiştiriyorduk." diyerek bu konuyu üstü kapalı da olsa dil­

lendirmişti. Gösterime giren film yoğun ilgi görmüştü. Fakat hükümet yetkili­

leri bu konuda sessiz kalmayı tercih etmişlerdi. Sessizlikleri memnun olmadık­

lannın bir göstergesiydi. Filmi ideallerine uygun bulmamışlardı fakat o saatten sonra yapabilecekleri pek bir şey kalmamıştı. Filmin ınuslararası Cannes Film Festivali'ne katılmasını ise engellemişlerdi. Bu Tarkovski'nin Rusya' da çektiği son film olmuştu. Günlüklerin

7

Ocak

1982

tarihli sayfasında bir arkadaşının

Stalker

hakkındaki yorumunu şu cümlelerle ifade edecekti: "Bu bir film değil, eğitici bir programdır ... "7

Stalker'ın

kitapta yayımlanmış senaryosunun ilk taslağında, olaylar mucize ile bitmez. Bu taslağa göre yasak bölgeden dönen Stalker, filmin başlannda

ek-7 Tarkovski, Journals 19ek-70-1986, s. 290.

Kayıp Umudun lz;inde: AndreyTarkovski Sineması

randa görünen meyhanedeki yazar ve bilim adamından ayrılır, eşi ve kızıyla

Belgede ANDREY TARKOVSKİ SİNEMASI (sayfa 118-123)