• Sonuç bulunamadı

2.3 Sanayi Kümelerinde Sosyal Sermaye: Kavramsal ve Kuramsal Yaklaşımlar

2.3.2 Sosyal Sermaye Türleri

Sosyal sermaye kavramına ilişkin ortaya çıkan anlam karmaşası gerek kuramsal çalışmalarda gerekse ampirik çalışmalarda üzerinde durulan en önemli konulardan biridir. Özellikle sosyal sermayenin sağlıklı bir biçimde ölçülmesi ve etkilerinin analiz edilmesi için anlam karmaşasını ortadan kaldırmaya yönelik farklı sınıflandırmalar yapılmıştır. Bu bağlamda, kuramsal yaklaşımlarda sosyal sermaye kavramına yönelik üç farklı sınıflamadan söz etmek mümkündür. Bunlardan birinci, Putnam tarafından ortaya

55

konulan bağlayıcı sosyal sermaye (bonding social capital) ve köprü kuran sosyal sermaye (bridging social capital) sınıflamasına Woolcook tarafından geliştirilmesiyle birlikte üçüncü bir boyut geliştirerek bağlantılı sosyal sermaye (linking social capital) sınıflamasıdır. Putnam [28, 131] sosyal sermaye ağlarını iki düzeyde ele almıştır. Bunlardan ilki, topluluk içi ya da bağlayıcı sosyal sermaye (bonding social capital), ikincisi topluluk dışı ya da köprü kuran sosyal sermaye (bridging social capital)’dir. Putnam [28, 131] sosyal sermayenin daha net algılanabilmesi için; aile, yakın arkadaş veya komşu gibi benzer durumlardaki insanlar arasındaki bağlara topluluk içi bağlayıcı sosyal sermaye (bonding social capital), kaybedilmiş arkadaşlıklar ya da iş arkadaşlıkları gibi daha uzak ilişkilerin kurulduğu bağları topluluk dışı köprü kuran sosyal sermaye (bridging social capital) olarak tanımlamıştır. Buna ilaveten, Woolcock [152, 153] sosyal ve ekonomik açıdan aktörler arasındaki hiyerarşik ilişki ağlarını kapsayan, üçüncü bir ağ tipini tanımlamıştır. Woolcock’un [152, 153] tanımladığı birleştirici sosyal sermaye (linking social capital), insanların kendi sosyal çevrelerinin dışındaki çevrelerden kaynak, fikir ve bilgi edinmelerini sağlar. Sosyal sermaye kavramına yönelik geliştirilen bir diğer sınıflama, Adler ve Kwon’un Putnam’ın sınıflamasıyla hemen hemen benzeşen içsel (bağlayıcı, sosyal merkezli) sosyal sermaye ve dışsal (birleştirici, ben merkezli) sosyal sermaye yaklaşımıdır. Üçüncü bir sınıflama ise, Nahapiet ve Ghoshal tarafından yapılan ilişkisel (relational) sosyal sermaye, yapısal (structure) sosyal sermaye ve bilişsel (cognition) sosyal sermaye yaklaşımlarıdır.

Bağlayıcı sosyal sermaye aile, akraba, hemşeri, cinsiyet, etnik köken, din, mezhep gibi ortak bir kimlik temelinde, güçlü sosyal ilişkiler sonucu ortaya çıkar. Bağlayıcı sosyal sermayede benzer sosyal ve kültürel özelliklere sahip grup üyeleri arasında oluşan sosyal ilişkiler bütünüdür [120]. Bağlayıcı sosyal sermayede, güven geliştirilebilir bir varlık olmaktan çok sosyal yapıya katılanlar arasında işbirliği ve güvenin kendiliğinden ortaya çıkacağı ve karakteristik temelli gelişeceği belirtilmektedir [154]. Benzer sosyal yapıya sahip bireyler arasında oluştuğundan süreç içerisinde gruplar içi güven oluşumu gerçekleşmektedir. Özellikle geleneksel toplumlarda görülen güçlü akrabalık bağları, bireysel risklerin azaltılmasına yardımcı olur [120]. Grup içi etkileşimi, ortak eylemleri ve birlikte öğrenme süreçlerini kolaylaştıran yüksek düzeyde güven, işbirliği ve organizasyon oluşumuna imkân sağlayan bir yapıdadır. Özellikle siyasi belirsizlik, makroekonomik istikrarsızlık ve kısıtlayıcı bir kurumsal çerçevenin bulunduğu ortamlarda, bu tip sosyal sermaye, problemlerin çözümünde yardımcı olmaktadır [120,

56

155]. Benzer gruplar içerisinde ortaya çıkan bağlayıcı sosyal sermaye ilişkilerin güçlü olması nedeniyle belirli suç örgütlerinin büyümesine neden olabilmekte ve toplumsal bütünleşme düzeyinin düşmesine yol açabilmektedir [29, 155, 156].

Köprü kuran sosyal sermaye farklı düzeyde ve sosyal yapıdaki bireyler arasında oluşan sosyal ilişkiler olarak tanımlanmaktadır. Köprü kuran sosyal sermayede benzer toplumsal yapı paylaşılmamakta ve belirli grup üyeliği ya da statü sosyal ağın bir parçası olmak için ön koşul değildir [157]. Köprü kuran sosyal sermaye zaman içinde oluşmuş soyut bir kavramdır. Bu nedenle aktörler arasında ilişkisel ve süreç temelli oluşan güven söz konusudur. Süreç temelli güven aktörler arasında zaman içerisinde birbirlerini test ederek oluşmaktadır [158].

Bağlantılı sosyal sermaye farklı düzeydeki ve statüdeki aktörler arasındaki sosyal ilişkiler olarak tanımlanmaktadır. Burada hiyerarşik bir ilişki söz konusudur ve farklı güç, statü ve role sahip bireyler ve gruplar arasındaki ilişkilere atıfta bulunur. Bağlantılı sosyal sermaye kurumsal bağlantılara atıfta bulunur ve kurumsal temelli güvene odaklanır [157]. Bağlantılı sosyal sermaye bağlayıcı ve köprü kuran sosyal sermayeye göre kıyaslandığında; dikey ilişkilerden ve farklı sosyal çevrelerden bilgi elde etme süreci söz konusudur [29].

Bağlantılı ve köprü kuran sosyal sermaye bağlayıcı sosyal sermayeye göre ekonomik başarıya daha fazla katkı sağlar. Ancak bağlayıcı sosyal sermaye olmadan köprü kuran ve bağlantılı sosyal sermayenin gerçekleşmesi oldukça zordur. Çünkü bağlayıcı sosyal sermaye güçlü sosyal bağların sayesinde kazanılan deneyimler ve beceriler farklı düzeyde, statüde ve roldeki aktörlerle ilişkilerin sağlanmasına yardımcı olmaktadır. Benzer grup içinde güven ve güvenilirlik konusunda edinilen deneyimler, grup dışındakilerle ilişkilerin gelişmesine olanak tanımaktadır. Ancak aşırı düzeyde bağlayıcı sosyal sermaye, köprü kuran ve bağlantılı sosyal sermayenin gelişmesini tetiklemezse, benzer gruplar içerisinde kapanmasına ve ekonomik olarak hapsolmasına neden olmaktadır. Böylesi bir durumda, grup içinde yeniliklerin önünün kapanması söz konusu olacaktır [120]. Woolcock’a [152, 153] göre; bağlayıcı ve köprü kuran sosyal sermayede yatay ilişki ağları söz konusuyken, birleştirici sosyal sermayede dikey ağlar söz konusudur [29, 123, 152, 153]. Burada amaç farklı toplumsal katmanların ortaya koyduğu ilişki düzeylerinin sonuçlarını daha doğru bir şekilde belirlemektir. Yakın arkadaşlara ve akrabalara dayanan (enformel) bağlayıcı sosyal sermayede, özel

57

kimlikleri ve homojen grupları bağlama eğilimi vardır. Bunun tersine köprü oluşturan sosyal sermaye ise insanları, kendilerinden farklı bir çevrede hareket eden, daha uzaktaki tanıdıkları bağlar [131].

Adler ve Kwon tarafından yapılan içsel (bağlayıcı, sosyal merkezli) sosyal sermaye ve dışsal (birleştirici, ben merkezli) sosyal sermaye sınıflaması, temelde Putnam’ın bağlayıcı (bonding) ve köprü kuran (bridging) sosyal sermaye yaklaşımlarıyla örtüşmektedir. İçsel sosyal sermaye ortak fayda için eşgüdüm ve işbirliğini kolaylaştıran sosyal ağlar, normlar ve güven olarak tanımlanırken; dışsal sosyal sermaye aktörlerin sosyal ilişkilerden doğan ve ona çeşitli avantajlar sağlayan fırsatlar bütünü olarak tanımlanmaktadır [158].

Nahapiet ve Ghoshal tarafından yapılan üçüncü tür sınıflama ilişkisel (relational) sosyal sermaye, yapısal (structure) sosyal sermaye ve bilişsel (cognition) sosyal sermaye yaklaşımlarıdır. Yapısal sosyal sermaye aktörler arasındaki ilişkileri ve bu ilişkilerin zenginleştirilmesiyle diğer aktörlerle yapılan işbirliklerini tanımlar ve ağların yapısal özelliklerine gönderme yapar [157]. İlişkisel sosyal sermaye etkileşim yoluyla aktörler arasındaki ilişki çeşitlerini ifade etmektedir. Yapısal sosyal sermaye aktörlerin birbirleriyle ilişkili olup olmadığını incelerken, ilişkisel sosyal sermaye bu ilişkinin içeriğine, kalitesine odaklanır [157]. Bilişsel sosyal sermaye ise, aktörler arasındaki paylaşılan değerler, ortak yargı ve hikâyelere temellenir. Ortak yargı, değer ve hikâyeler sosyal yapının anlaşılmasına yardımcı olacak ortak aklın gelişmesine katkı yapar [157].