• Sonuç bulunamadı

2.3 Sanayi Kümelerinde Sosyal Sermaye: Kavramsal ve Kuramsal Yaklaşımlar

2.3.4 Sanayi Kümelerinde Sosyal Sermaye Unsurları

2.3.4.3 Sosyal İlişkilerin Sürekliliği Olarak Yakınlık

Yakınlık kavramı sosyal ilişkilerin sürekliliğini sağlayan bir değişken olarak kabul edilebilir. Özellikle sanayi kümelerinde firmalar arası ilişkilerde yakınlığın rolü önemlidir. Yakınlıktan doğan sosyal ilişkiler ise sosyal ağları ve sosyal sermayenin gelişmesine katkı sağlar. Dolayısıyla, yakınlık aktörler arasındaki ilişkilerin sürekliliğini sağlayan ve ilişkileri güçlendiren bir olgudur. Yakınlığın beş boyutu vardır; bilişsel, örgütsel, sosyal, kurumsal ve coğrafi yakınlıktır [106].

Bilişsel yakınlık insanların aynı bilgi tabanını paylaşmaları ve birbirlerinden uzmanlık öğrenebilmeleri anlamına gelmektedir. Bu kavram sadece bilgi edinimin etkili ve hızlı olması konusu değil, aynı zamanda ve hatta daha çok kavrama yeteneğinin genişlemesidir [196]. Bilişsel yakınlıkta, firmalar fırsatlar sağlayabilecekleri ve daha fazla gelişme için sınırların oluşturulacağı bilgiler için yakınlıkları araştırmaktadır. Firmaların ya da aktörlerin kapasitelerinin yeni bilgileri özümsemesi için bilişsel yakınlığa ihtiyaçları vardır. Bilişsel yakınlık etkili iletişime olanak sağlamasına karşın öğrenme ve yenilik için öğrenme potansiyelinin azalması, riskin artması ve rekabette problemlerin ortaya çıkması gibi bazı zararları söz konusudur [106]. İşletmelerin mevcut teknolojileri ve pazarları için teknik ve pazar yeteneklerinin olması gerekir. Bu yetenekler yeterli olmadığında, araştırma maliyetleri oldukça yükselir. Perez ve Soete [118] işletmenin mevcut bilgisi ile yeni teknoloji için gerekli bilginin elde edilmesi için kullanılması gereken maliyetler arasında negatif ilişki olduğuna ve işletmeler bilgi boşluğunu doldurmada yetersiz kaldıklarında her yeni teknoloji için minimum düzeyde bilgi ortaya çıktığına vurgu yapmaktadırlar. Bu bağlamda, yeni bilginin özümsenmesi için işletmelerin kapasitesinin bilişsel yakınlığa gerek duyduğu ortaya çıkmaktadır [197, 198]. Bilişsel yakınlık kavramı, aynı bilgi kaynağını ve uzmanlığı paylaşan insanların bilgi alış-verişini ifade etmektedir. Bilişsel yakınlık sadece bilginin elde edilmesindeki hız ve etkililik değil, aynı zamanda kavrama kapsamının daha da genişletilmesini içermektedir [197, 199]. İşletmeler arasında yetenek bağlamında gerçekleşen bilişsel yakınlık etkili bir iletişim sağlar ve bu sayede öğrenme gerçekleşir.

Örgütsel yakınlık, karşılıklı öğrenme konusu ile alakalıdır. Örgütsel düzenlemeler (örneğin ağlar) sadece işlemlerin koordinesi gibi teknik işleri değil, bilginin değişiminde ve transferinde olanaklar sağlayan bir araçtır [200]. Yeni bilgi oluşumu, belirsizlik ve fırsat olgusundan farklı değildir. Yeni bilgi oluşumunun yüksek işlem maliyetlerini

74

gerektirmesi ve yasal anlaşmaların hazırlanması ve şartların değişmesi durumunda uyumlaştırılmasının zor olmasından dolayı pazar mekanizması bunu kendiliğinden sunamamaktadır. Yenilik olgusunun gelişimini ve uygulamasını amaçlayan işletmeler arası ilişkilerde kısıtlamalar olabileceğinden ciddi anlamda girişim sağlanmalıdır [197, 199].

Sosyal yakınlık (social proximity) kavramı, gömülülük (embeddedness) yazınında yer almaktadır [91]. Gömülülük yazına göre, aktörler arası ilişkiler ne kadar fazla sosyal olursa o kadar fazla etkileşimli öğrenme gerçekleşmekte ve aktörler daha iyi bir yenilik performansı göstermektedir. Öğrenmek ve yenilik performansı için kurumların kapasitesi, sosyal yakınlık gerektirmektedir. Buna karşın sosyal yakınlığın fazla olması, kurumların öğrenme kapasitelerini zayıflatabilmektedir [197]. Lundvall [61], sosyal yakınlığın maliyetleri minimize etmeye yönelik dar bir pazar yöneliminden daha çok iletişime açık sosyal bir yönelimi desteklemektedir. Bu durum genel olarak etkileşimli öğrenme için bir ön şart olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, sosyal yakınlık fırsatçı davranış riskini azaltmaktadır. Buna karşın, çok fazla sosyal yakınlık hem öğrenme, hem de yenilik üzerinde olumsuz etkiler oluşturabilmektedir [184]. Uzun vadeli ilişkiler ya da çok fazla bağlılık sosyal ağda yer alan aktörlerin işlerini stabil yapar ve bu durum yenilikçi ve öğrenme aktivitelerinde istenmeyen maliyetlere yol açar. Kapalı ağ sistemleri, yeni fikre sahip girişimcileri engellediği için fırsatçılığın kaybına sebep olabilmektedir. Ancak, ekonomik ilişkilerde yetersiz sosyal yakınlık, aşırı güvenden dolayı işletmelerin yenilikçi kapasitesini zayıflatabilir [197]. Ayrıca güven ve bağlılık yoksunluğundan dolayı etkileşimli öğrenme ve yenilik performansı için zararlı olabilmektedir. Ekonomik ilişkilerin yoğun olması aktörlerin daha iyi bir ekonomik performans göstermesini sağlarken; gömülü ilişkilerin fazla olması olumlu etkileri olumsuza dönüştürebilmektedir [201]. Uzzi [184] hem pazar ilişkileri hem de gömülü ilişkileri içeren bir yapının bu sorunları aşabileceğini ve yenilikçi performansını artırabileceğini ifade etmektedir. Firmaların kapasiteleri yenilik öğrenme için sosyal yakınlığa ihtiyaç duyabilmektedir. Bunun nedeni; güvene dayalı sosyal ilişkiler örtük bilginin değişimine olanak sağlamaktadır [107]. Güven ve sorumluluk eksikliğinden dolayı sosyal yakınlığın az olması, karşılıklı öğrenme ve yenilik için zararlı olabilmektedir [106]. Sosyal yakınlık, mikro seviyedeki firmalar arasındaki gömülü ilişkileri tanımlarken, kurumsal yakınlık makro seviyedeki kurumsal çerçeve ile alakalıdır. Kanunlar ve kurallar gibi resmi olan ve kültürel normlar ve alışkanlıklar gibi

75

resmi olmayan olgular, aktörler ya da firmaların aktivitelerinde bir ölçü olarak kabul edilebilmektedir. Kurumsal yakınlık, yakınlığın diğer formları ile güçlü bağlara sahiptir [106].

Kurumsal yakınlık, etkileşimli öğrenme için kolaylaştırıcı bir faktör olarak görülür. Ancak kurumsal yakınlık ortak öğrenme ve yeniliğe engel olan bir sınırlayıcı faktör de olabilir. Kurumsal çevrenin birbirine bağımlı birden çok kurumu içermesi bunun bir sebebi olabilmektedir. Boschma’a [106] gore, bir kurumun verimliliğini tamamlayıcı aktörlerle sağlanabilir. Kurumsal sistemin karşılıklı bağımlılıkları yerel tembelliğe yol açabilir [202, 203]. Diğer taraftan, yetersiz kurumsal yakınlık, zayıf kurumsal yapı ve sosyal yakınlık ve ortak değerlerin yoksunluğundan dolayı faaliyet ve yenilik birlikteliğine zarar vermektedir [106]. Kurumsal yakınlık, diğer yakınlık şekilleriyle güçlü bir ilişki içerisindedir. Gertler [197, 204], örgütlerin farklı kurumsal yapılarda konumlanması durumunda örgütsel ve sosyal yakınlığın etkin bir etkileşimli öğrenmede örgütler için yeterli olmayacağını ifade etmektedir. Kurumlar arası ve kurum içindeki bağların yönetilmesi yolları derin bir şekilde kurumsal düzenlemelerde yer aldığından sosyal, örgütsel ve kurumsal yakınlık güçlü bir şekilde birbirine bağlanabilir [205]. Resmi kurumlar (kanunlar ve kurallar gibi) ve resmi olmayan kurumlar (kültürel normlar ve alışkanlıklar gibi), aktör ve örgütlerin eylemlerini koordine etme düzeyini etkiler. Kurumlar bilgi transferi, etkileşimli öğrenme ve yenilik performansını etkileyen mekanizmaları hareketlendirir veya sınırlandırabilir [197]. Ortak bir dil, paylaşılan alışkanlıklar ve entelektüel sermaye hakkını koruyan yasa sistemi gibi tüm unsurlar ekonomik koordinasyon ve etkileşimli öğrenme için bir altyapı sağlar [204].

Boschma’a [106] göre coğrafi/mekânsal yakınlık, tam ve göreceli anlamda ekonomik aktörler arasındaki mekânsal ya da fiziksel yakınlığı ifade etmektedir. Kısa mesafeler, insanları bir araya getirir, bilgi temasını kolaylaştırır ve bilginin değişimini sağlar [206]. Bilgi kaynaklarının çevresinde yer alan aktörler, başka yerlerde konumlanmış olan aktörlere göre daha iyi yenilik performansı gösterirler [197, 205]. Belli bir düzeyde bilişsel yakınlık ile coğrafi/mekânsal yakınlık, etkileşimli öğrenme için gereklidir. Bununla birlikte, diğer yakınlık biçimleri coğrafi/mekânsal yakınlık için bir ikame olarak görülebilir [197]. Coğrafi/mekânsal yakınlık etkileşim ve işbirliğini kolaylaştırmasına rağmen, etkileşimli öğrenme için bir ön şart değildir [207, 208]. Rallet ve Torre [208], merkezi güçlü otorite tarafından koordine edilen işlerin açık bir biriminin olması (örgütsel yakınlık) ve ortakların benzer bir bilişsel deneyimi

76

paylaşması (bilişsel yakınlık) durumunda coğrafi/mekânsal yakınlık için duyulan ihtiyacın zayıfladığını belirtmektedirler. Bu noktada, örtük bilgi transferinde yüz yüze iletişim gerekir [106, 197, 198]. Örtük bilgi aynı mekânda yer almayan bilgi toplulukları veya uygulama topluluklarının üyeleri tarafından paylaşılan ortak bir değerdir [204, 207]. Ağlar ile ilgili mekânsal bir sınırlama olmadığından, sosyal ağların coğrafi olarak konumlanması gerekli değildir. Diğer taraftan, sosyal ağların belirli bir mekâna bağlı olduğu ve yerel aktörlerin ortak faaliyetleri ile sürdürüldüğü ve arttırıldığı görülmektedir. Bu durumda, coğrafi/mekânsal yakınlık bir ağın üyesi olabilmek için bir ön şart ya da gereklilik oldukça, bilgi sağlayan aktörlerin coğrafi olarak konumlanmaları mümkündür [197, 209].

Coğrafi/mekânsal yakınlık, etkileşimli öğrenme sürecindeki diğer yakınlık şekillerine tamamlayıcı olabilmektedir. Kurumlar arası öğrenme için, sosyal veya örgütsel yakınlık coğrafi/mekânsal yakınlıktan daha önemli olabilmektedir. Ancak coğrafi/mekânsal

yakınlığın etkileşimli öğrenmeyi kolaylaştıran bir özelliği vardır [210].

Coğrafi/mekânsal yakınlık, ayrıca etkileşimli öğrenme ve yeniliği etkileyen normlar ve alışkanlıklar gibi unsurların oluşumunu ve dönüşümünü de etkileyebilir [106].

Coğrafi/mekânsal yakınlık kurumlar arası öğrenmeyi kolaylaştırmakta, ancak işbirliği probleminin çözümünde diğer yakınlık türleri için coğrafi/mekânsal yakınlık gerekli ve yeterli bir şart değildir. Çünkü öğrenme süreçleri coğrafi/mekânsal yakınlık yanında bilişsel yakınlığı gerektirdiğinden yeterli değildir. Bununla beraber, coğrafi/mekânsal yakınlık etkileşimli öğrenme ve yenilik unsurunu daha çok dolaylı bir şekilde ve diğer yakınlık boyutlarını destekleyerek güçlendirir. Buna karşın coğrafi/mekânsal yakınlık kilitlenme problemine sebep olabilir. Ancak bu problem, dış dünyaya açık olma şartıyla coğrafi açıklık ile çözülebilir. Çünkü coğrafi açıklık bilişsel yakınlık gibi diğer boyutlar ile olan mesafeyi dikkate alarak yakından daha dolaysız bir şekilde etkileşimli öğrenmeyi güçlendirebilir [106, 197].

Aktörler arasında bilgi paylaşımı, bölge ya da firmaların rekabetçi avantajlarını belirlemede coğrafi yakınlık önemli değişkenlerden biridir. Ancak, yazında coğrafi yakınlığın öğrenme, bilgi üretme, yenilikçilik ve rekabetçilik üzerinde olumlu etkilerinin olup olmadığı tartışılır olmuştur. Hausmann [210] coğrafi/mekânsal yakınlığın karşılıklı öğrenmeye katkı sağladığını, ancak firmalar arası öğrenme için sosyal ya da örgütsel yakınlığın mekânsal yakınlıktan daha önemli olduğunu

77

savunmaktadır. Coğrafi/mekânsal yakınlık sosyal, örgütsel, kurumsal ve bilişsel yakınlığın yapılanmasında ve güçlenmesinde geçici bir rol oynamaktadır. Buna göre. Yakınlığın farklı boyutları ve özellikleri çizelge 2.5’te verilmiştir.

Çizelge 2.5 Yakınlığın boyutları ve özellikleri, [106]. Yakınlığın Farklı Boyutları Anahtar Boyut Yakınlığın Eksik Olması Durumu Yakınlığın Fazla Olması Durumu Muhtemel Çözümler

1.Bilişsel Bilgi Boşluğu Yanlış Anlaşılma Yenilik Kaynaklarının Eksikliği

Farklı fakat tamamlayıcı yetenekler ile ortak bilgi tabanı

2.Örgütsel Kontrol Fırsatçılık Bürokrasi Serbest Birleşmiş

Sistem

3.Sosyal Güven (Sosyal

ilişkilere dayalı) Fırsatçılık Ekonomik Gerekçenin Olmaması Gömülülük ve piyasa ilişkilerinin karışımı

4.Kurumsal Güven (Genel

kurumlara dayalı) Fırsatçılık Kilitlenme ve Durağanlık Kurumsal Kontroller ve Dengeler

5.Coğrafik Mesafe Mekansal

Dışsallıkların Olmaması

Coğrafik Açıklığın Eksikliği

Yerel ve ekstra yerel bağlantı karışımı