• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 4: SENARYO YAZIMI VE HALK HİKÂYELERİNİN

4.1. Senaryo Yazımı

4.1.4. Senaryo Ön Hazırlık ve Yazma Aşamaları

4.1.4.3. Senaryoda Çatışma Nasıl Kurulur?

Yunanca karşı karşıya gelme, anlaşmazlık, çarpışma, çekişme, savaş anlamlarında kullanılan “conflictus” kelimesinin dilimizdeki karşılığıdır “çatışma”. Dramatik anlamda çatışma ise öyküde yer alan insanların karşıt istek ve düşüncelerinin, çıkarlarının sanatta ifade edilmiş biçimidir. Birbiri ile çelişkiye düşmüş olan iki tarafın eylemlerinin sanat eserinde yer almasıdır. Dramatik çatışma tarafların karşıt arzularından doğar ve muhakkak bir mücadeleye girişilmesi icap eder (Fener, 2015:120).

Çatışma bir karakterin ulaşmak istediği bir hedef için çabalaması, karşısında yer alan diğer unsurların, ki bunlar bazen başka bir insan, bazen doğa ya da zaman, bazen karakterin kendisi ya da hayatın kendisi olabilir, ona direnmesi ile kurulur (Fener, 2015:121). Bu direnme aşamasında karakterin ulaşmak istediği kuvvetli bir hedefi bulunur. Bu hedefin önüne bir engel çıkar ya da karakterin yaşamakta olduğu bir düzen vardır ve bu düzen bozulur. Bazen bu engel kişinin kendisi de olabilir. Engeller birbiri ardına sıralanabilir. Karakter bu engelleri gücü, zekası ya da her ikisiyle aşmaya çalışır. Karşı karakter ya da engeller düzeni bozmaya ve zarar vermeye devam eder. Anlatının doruğa ulaşmasına kadar süren bu çabalar çatışmayı oluşturur (Özakman, 2012:185-186).

Çatışma bir anlatıda iki bağlamda yer kurulmaktadır. Birincisi “karşıtlığın birliği” ilkesidir. Burada insana karşı insan, insana karşı topluluk <toplum>, insana karşı doğa ya da insana karşı kendisi gibi parçalar arasında çatışma kurulur. Bunun yanında çözülmesi daha zor olan toplumsal ve kültürel ayrılıklardan kaynaklanan çatışmalar da bu kapsama girer. Burada önemli olan yan çatışma konularının ana çatışmayı ileriye götürmesi ve ilgi çekici kılmaya yardımcı olmasıdır. Diğer çatışma bağlamı da bir anlatı çizgisini başlatır. Her anlatının giriş kısmında çözüme kavuşmayı bekleyen bir problem vardır ve bu problem başlangıçta seyirciye hissettirilmelidir. Bu problem ne kadar önemli ve ilginç olursa anlatı da o derecede dikkat çekici olur. Bir tehdit ya da meydan okuma; aykırı değer yargıları ya da düzeltilmesi gereken bir eksiklik başlangıç çatışmalarına örnek gösterilebilir (Aytekin, Eroğlu, 2014:35).

İyi bir senaryonun temel niteliğinin her şeyden önce çatışma olduğunu belirten Syd Field (2016:315-316), dramanın çatışmaya denk olduğunu ifade etmektedir. Ona göre çatışma hikâyenin tam merkezinde olmalıdır. Çatışmalar iç ve dış çatışmalar olarak iki çeşittir.

Senaryo yazma tekniğinin büyük anlamda piyes yazım tekniğinden hareketle şekil bulduğuna önceki bölümlerde değinmiştik. Lajos Egri piyes yazımında ilk çalışmaları yapanlardan birisidir. Onun piyes yazımı için tespit ettiği pek çok nokta senaryo yazımında da geçerliliğini korumaktadır. Buradan hareketle çatışma konusunda görüşleri de bir senaryo yazarı için önemlidir. Ona göre dramatik bir metinde üç ana unsur bulunur. Bunlar önerme, karakter ve çatışmadır. Önermeyi “bütün metnin kanıtlamaya çalıştığı temel varsayım” şeklinde tarif eder. Karakterler ise bu önermeyi kanıtlamakla görevlidirler. Bu görevi gerçekleştirmenin yolu da karakterlerin gireceği çatışmadır (Aytekin, Eroğlu, 2014:27). Bir senaryoda çatışma karakter ve önerme kadar öneme sahiptir bu üçü birbirini destekler nitelikte senaryoya devamlılık kazandırmaktadır.

Çatışmanın da kendi içinde aşamaları vardır. Bunlar sergileme, çatışmanın gelişmesi ve sonuçtur. Çatışma için öncelikle bir dengesizlik kurulmalıdır. Gerekli koşullar sağlanınca çatışma geliştirilir. Bu çatışma doruk noktaya129 ulaştığında ya sonra erer ya da

olumlu veya olumsuz sonuçlanır (Foss, 2012:161-162).

Bir anlatıda süreklilik ve heyecan kazandıran çatışmanın yeri de önem arz eder. Çatışma geciktirilerek seyircinin ilgisi dağıtılmamalıdır. Diğer taraftan çatışma anlatının her sahnesinde hissettirilmelidir (İlerialkan, Yılmaz, 2015:74).

Filmde ilerlemeyi sağlayan çatışma unsuru, aynı zamanda izleyiciyi bir sonraki sahne için meraklandırıcı özellikler de içermelidir. İzleyici filmdeki ana çatışmayı, çatışma sonucunda neler olacağını, karakterlerin güçlüklerle nasıl baş edeceğini bilmek isteyecektir. Bu nedenle ilerleme sağlanması için seyircinin olaylara katılımı gereklidir. Seyirci filmin karakterleri ile ilgilenmezse onlara daha sonra ne olacağı ile de ilgilenmez. Dolayısıyla seyircinin ilgisini canlı tutacak birden fazla karakter bulunmalıdır. Evrensel bir eğilim olarak genellikle bu karakterlerin bazıları zayıf tanıtılarak seyircinin onun yanında hissetmesi sağlanır. Ancak bu durum her zaman yeterli olmayacaktır. Yine de karakter zayıf durumda olmasa çatışmayı kısa sürede çözer ve anlatı sona erer. Onun zayıflığı hem ilerlemeyi sağlamalı hem de ana çatışma konusuna hizmet etmelidir. Ana çatışma konusu yan çatışma konuları ile desteklenebilir ve filmin ana fikrini somutlaştırmada yardımcı

129 Hikâyenin sonuna doğru, çatışmanın en yoğun yaşandığı an doruk noktadır. Bu noktada, ana karakter

olabilir (Foss,2012:171-174). Yan çatışmalar öykünün sürükleyiciliğini artırır. Ana çatışma ve yan çatışmalar birbiri ardına ya da aralıklı olarak sıralanabilir (Akyürek, 2013:125).

Çatışmayı kurmak ve uygun yere yerleştirmek kadar tatmin edici şekilde sonlandırmak ve çözüme kavuşturmak da önemlidir. Bunu sağlamak ise anlatının başından sonuna kadar sürekli yükselen bir gerilimle ya da ertelenen gerilim arasında kurulan ritim130 unsuru ile mümkün olabilir (Hunt, vd; 2014:129).