• Sonuç bulunamadı

Seçim Sonuçları ve Halk Tarafından Seçilen İlk Cumhurbaşkanı:

Türkiye’nin 12. Cumhurbaşkanının seçimi için halk tarafından ilk kez oylanan seçim sonuçlarına göre kayıtlı 55.719.707 seçmenden 41.283.627’si, %74’ü, oy kullanmıştır. Erdoğan bu oyların % 51,79’unu alarak Cumhurbaşkanı seçilmiştir. MHP ve CHP’nin çatı adayı İhsanoğlu ise oyların % 38,44’ünü, HDP’nin adayı Demirtaş ise oyların % 9,76’sını alarak seçimi tamamlamışlardır. Seçim sonuçları iller bazında değerlendirildiğinde 81 ilden 54’ünde Erdoğan, 16'sında İhsanoğlu ve 11'inde

de Demirtaş seçimi birinci sırada bitirmiştir. Erdoğan, Rize’de % 80,57 oy oranı ile; İhsanoğlu Kırklarelide % 67,94 oy oranı ile ve Demirtaş ise Şırnak’ta % 83,17 oranı ile en yüksek rakamlara ulaşmıştır. İlçe bazında bakıldığında ise 970 ilçeden 663'ünde Erdoğan, 230'unda İhsanoğlu ve 77'sinde Demirtaş seçimi birinci sırada bitirmiştir (YSK, 2014).

Seçim sonuçlarının açıklanmasını takiben 28 Ağustos 2014 tarihinde Erdoğan Türkiye’nin 12. Cumhurbaşkanı olarak makamın yeni sahibi olmuştur. Uzun yıllar siyaset sahnesinde olan ve başbakanlık görevini başarılı bir şekilde yürüten Erdoğan, bundan sonra ise Cumhurbaşkanlığı makamını temsil etmiştir (Selvi, 2014a).

Seçim sonuçlarının ardından yaptığı ilk açıklamada, “Bugün bu seçimi kazanan sadece Recep Tayyip Erdoğan değildir. Bugün milli irade bir kez daha kazanmıştır. Bugün şahsıma oy verenler kadar, şahsıma oy vermeyenlerde sevenlerimiz kadar sevmeyenlerimiz de kazanmıştır” ifadeleri ile tüm Türkiye’yi kucaklayacağını bir kez daha ortaya koymuştur (BBC, 11 Ağustos 2014). Cumhurbaşkanlığı seçilmesi ile “Eski Türkiye” dönemin kapandığını; “Yeni Türkiye” döneminin açıldığını açık bir dille ifade etmiştir. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı yemini ettikten sonra zorlu bir görevi daha üstlenerek Türkiye’de yeni bir dönemin başlangıcını temsil eden en önemli isim olmuştur.

3.4.1. Recep Tayyip Erdoğan’ın “Yeni Türkiye” Vizyonu

“Yeni Türkiye Vizyonu”nu Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kavramı kapsamlı bir şekilde ilk kez 11 Temmuz 2014 tarihinde gerçekleştirdiği “Cumhurbaşkanlığı Vizyon Belgesi Açıklama Toplantısında” açıklamıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Yeni Türkiye Vizyonu” ile ülkesine nasıl bir gelecek sunacağını somut söylemler ile açıklamıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sahip olduğu vizyonunu “Ben Yeni Türkiye derken, Yeni Anayasa derken, Başkanlık sistemi derken, kafamda da, kalbimde de sadece Büyük Türkiye hayali var. 2023, 2053, 2071 hedefleri var. Biz bugün varız yarın yokuz. Ama bu millet, bu ülke ilelebet var olacaktır” şeklinde ifade etmiştir (Övür, 2018).

Kutlu’ya (2014a) göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “yeni” vurgusu yapmasının en temel amaçlarından biri vatandaşın siyasal sisteme ve devlete olan güvenini

yeniden canlandırma ve onları yeniden heyecanlandırma hedeflenmiştir. Geçmişte yaşanan kötü hatıralar her ne kadar bir anda unutulamasa da en azından bir tarafa bırakılıp devlete olan güvenin yeniden tesis edilmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Bu açıdan Erdoğan “Yeni Türkiye” vizyonunu gerçekleştirilebileceği önemli bir fırsatı Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile yakalamıştır. Nitekim Cumhurbaşkanının ilk defa halk tarafından seçilmesi ile zaten Türkiye’de yeni bir döneme girilmiştir. Yeni Türkiye kavramı da tam bu dönemin en önemli kavramsallaştırmalarından biri olmuştur. Bu bağlamda “Yeni Türkiye” kavramı Erdoğan’ın seçim kampanyasına başladığı günden itibaren kurguladığı, seçimi kazandıktan sonra ete kemiğe bürünen ve halkın takdirine sunulan bir vizyonu bir gelecek bakışıdır. Çalışmanın birinci bölümünde de ifade edildiği gibi vizyon gerçekleşmesi istenen bir geleceği oluşturmaya yönelik planların yapılmasını kapsayan yön belirleyen, birleştirici ve motive edici bir kavramdır. Yeni Türkiye kavramı da geleceğe ışık tutarak kavramın birleştirici yönü ile toplumda güvenin yeniden sağlanmasını devlet ile toplumun arasındaki yapay sınırların kalkmasını amaçlayan yeni bir stratejik plandır.

Çok boyutlu bir karaktere sahip olan Yeni Türkiye kavramı; sistemin tamamen değiştirilmesini ve yeniden yapılandırılmasını gerektirmektedir. Kutlu (2014b) kavramın sahip olduğu boyutları; kültürel, toplumsal, ekonomik ve siyasi olmak üzere 4 temel başlıkta değerlendirmiştir. Öncelikle Yeni Türkiye kavramı, kültürel boyuta sahiptir. Siyasal yapıdaki bir değişimi temsil eden kavram ilk olarak kültürün, kültürün değişmesi de domino etkisi yaratarak toplumsal yapının değişmesini zorunlu kılmaktadır. Türkiye’nin uzun yıllardır geçirdiği kötü tecrübeler ahlaki yapıyı bozarak geleneksel ve dini değerlerde kayıpların yaşanmasına neden olmuştur. Yeni Türkiye kavramı bu değerlerin yeniden hatırlanmasına ve kayıpların yeniden kazanılmasına imkân verebilecektir. Bu bağlamda ülke içerisinde kültürel yapının değişmesi, sistemin tamamında değişimin gerçekleşebilmesinin en temel unsurudur. Kültürel yapının değişmesi ile birlikte toplumsal yapı da değişeceğinden değişim için uygun ortam sağlanmış olacaktır. Aksi takdirde, kültürel yapı değişmediğinde, toplumda meydana gelen değişimlere direnç söz konusu olabileceğinden gerilim de artabilecektir.

İkinci olarak kavram, toplumsal bir boyutu içinde barındırır. Kavram, toplum içinde hiçbir ırka, dine, dile ayrım yapmadan her kesimin birbirini kucakladığı, bir

arada barış içinde yaşamayı amaç edindiği bir yaklaşıma sahiptir. Her toplumsal kesimin kendi değerlerini çekinmeden koruyabildiği, herhangi bir kesimin diğerleri üzerinde hâkimiyet kurmasına izin verilmediği bir ortamın tesis edilmesi kavramın kapsadığı önemli bir boyuttur. Devletin bu bağlamda atacağı adımların toplumsal kesimler tarafından da kabul görmesi kavramın anlam kazanmasına katkı sağlayacaktır (Kutlu, 2014b). İkinci bölümde de belirtildiği gibi Türkiye, dönem dönem bazı kesimlerin yönetime müdahalesine şahit olmuştur. Bu müdahale sonucu istenmeyen kesimin, toplum içerisinde aynı şartlar altında yaşamasına izin verilmemiştir. Böylece eşitlik kavramının içi boşaltılarak aynı toplumun insanları arasında ayrılıkçı söylemler arttırılmıştır. Bu bağlamda Yeni Türkiye vizyonunun sahip olduğu toplumsal boyut, tüm kesimlerin barış içerisinde yaşayabileceği bir ortamın tesis edilmesi amacını taşımaktadır. Özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimlerine Kürt kimliği ile bilinen Demirtaş’ın aday olması, Yeni Türkiye’nin siyasette etkisini gösterdiği önemli meselelerden biridir (Barlas, 2014). Türkiye G20 ülkeleri içinde yer almakta ve gerek eğitim gerek sağlık alanındaki reformlarını devam ettirmektedir. Sosyal devlet anlayışının Yeni Türkiye ile birlikte daha da güçleneceği, vatandaşın hakkının korunduğu uygulamaların genişletileceği, eğitime bütçeden ayrılan payın daha da arttırılması için çalışmalar yapılacağı vurgulanmaktadır (T24, 11 Temmuz 2014).

Kavramın diğer sahip olduğu boyut ise kültürel ve toplumsal boyutları da etkileme gücüne sahip olan ekonomik boyuttur. 2002’den itibaren ekonomide meydana gelen gelişmeler, toplumun hayat standartlarını arttırmıştır. Ekonomideki istikrar sayesinde insanlar kendilerini daha iyi hissederek geleceğe ilişkin yatırımlarını planlayabilmektedir (Kutlu, 2014b). Toplum ancak kendini hem manevi hem de maddi olarak güvende hissettiği bir ortamda yatırım planları yapabilir. Yeni Türkiye vizyonunun sağlayacağı güven ortamı toplum davranışlarını da etkileyerek girişimlerin hızlanmasını sağlayabilecektir. Bu bağlamda Yeni Türkiye, gelişmelerin süreklilik kazanması ve Türkiye’nin dünyanın en büyük ilk on ekonomisi içinde olması için gelecek vizyonu sunmaktadır (T24, 11 Temmuz 2014).

Kavramın sahip olduğu son boyut ise, siyasidir. Vatandaşın devlete olan güveninin sağlanmasına ve ilişkilerinin düzelmesine katkı sağlamaktadır. Önceki yıllarda toplum, siyasi istikrarsızlıklara ve siyasi partilerin elde ettiği başarıları

sağlandığı daha güçlü, daha refah bir ülke haline gelmiştir. Siyasetteki istikrarın en önemli etkisi ekonominin ve toplumsal düzenin iyileşmesi üzerinde gerçekleşmiştir (Kutlu, 2014b). Bu bağlamda Yeni Türkiye Vizyonu anlayışında istikrar kavramının önemi oldukça büyüktür. Ülke içinde sağlanan istikrar birçok alanda domino etkisi yaratarak farklı alanlarda da istikrarı da beraberinde getirebilecektir. Açıklanan tüm boyutlar, ülkenin değişiminin ve dönüşümünün gerekliliğini ortaya koymaktadır. Ülkenin değişime ihtiyacı olan en önemli konular ise yeni yönetim anlayışı ve darbe anayasasından kurtulup yeni anayasanın oluşturulmasıdır.

Bu sebeple “Yeni Türkiye Vizyonu” Erdoğan tarafından yeni hükümet istemine ve anayasaya giden en stratejik yol olmuştur. Erdoğan taşları yerine oturtarak ve ortaya koyduğu vizyona doğru ilerleme sabrını ve gayretini göstererek sistem değişikliğine giden yolda hızla ilerlemiştir. Yeni Türkiye vizyonu da Erdoğan’ın nasıl bir Cumhurbaşkanlığı makamı vizyonu inşa ettiğinin en somut ifadesi olarak siyasal sistem içerisinde yer bulmuştur.

3.5.Cumhurbaşkanlığı Makamının Yeni Temsil Mekânı: Beştepe Külliyesi