• Sonuç bulunamadı

Bruce I. Newman, lider adaylarının sahip olması gereken bir takım kodları, duygusal olarak seçmenle bağ kurma yeteneğine sahip olmak, seçmenin ne istediğini anlamak, kendi endişeleri yerine seçmenlerin endişeleri hakkında konuşmak, gaflardan kaçınmak, gelecek vizyonu ortaya koymak ve parti teşkilatından destek almak kodları ile değerlendirmiştir (Newman, 2001). Halk tarafından ilk kez oylanan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adayların seçim kampanyalarını nasıl yürüttüklerinin genel bir değerlendirmesini bir takım kodlar aracılığı ile yapmak ilk defa tecrübe edilen sürecin adaylar açısından nasıl yönetildiğini anlamak açısından faydalı olacaktır.

Duygusal Olarak Seçmenle Bağ Kurma Yeteneğine Sahip Olma

Liderlerin seçim kampanyalarında duygusal olarak seçmenle bağ kurabilmesi en önemli zorluklardan biridir. Yapılan araştırmalar karar verme aşamasında seçmenlerin hangi partiye oy vereceklerine aslında duyguları ile karar verdiklerini göstermektedir. Bu bağlamda liderler seçim kampanyalarında rasyonel sebepler sunmuş olsalar da seçmenlerin karar vermesinde etkili olan duygularıdır. Bu sebeple adayların seçim kampanyaları sürecinde başarılı olmaları, seçmenle duygusal bağ kurmalarını gerekli kılmaktadır (Türkman, 2013). Seçmen daha çok mitinglerde gerektiğinde birlikte duygulandığı, hüzünlendiği hatta ağladığı gerektiğinde ise coşku ile sevincini paylaştığı bir lider görmek istemektedir. Nitekim sahalardaki tecrübeler, aday ve seçmen arasında karşılıklı duygusal geçişlerin söz konusu olduğu durumlarda sonucun büyük ölçüde adayın lehine geliştiğini göstermektedir.

Bu bağlamda Cumhurbaşkanı adaylarının seçim kampanyaları sürecinde yapmış oldukları çalışmalar, özellikle de mitingler seçmenle bağ kurmanın en önemli adımlarından biridir. Mitingler, seçmenin adayları net olarak görebildikleri ve yakınlık kurabildikleri bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Adayları her ne kadar televizyondan görebilmeleri ve sosyal medyadan takip etmeleri mümkün olmasına rağmen aynı mekânı paylaşmak ve kendi yaşadığı şehre gelen adaylarla temas kurmak duygusal bir

yakınlık yaratmaktadır. Mitinglerde bir araya gelen insan topluluğu ile aynı coşkuyu paylaşan adayların söyleyecekleri daha kolay anlaşılacak ve etkili olacaktır(Sanver, 2015)

Adaylar açısından durum değerlendirildiğinde Çatı adayı İhsanoğlu, miting yerine, sadece basın toplantısı yaparak seçmenin kendisini sosyal medyadan takip etmesini tercih etmiştir. Bu sebeple, al Kılıçdaroğlu’nun ve Bahçeli’nin de yaptığı mitinglerde bulunmamıştır. Siyasi geçmişi olmadığından çok fazla tanınmayan İhsanoğlu, mitinglere de katılmadığından halkla yakın ilişki kurmayı başaramamıştır. Nitekim İhsanoğlu’nun kişisel ve karakter özelliklerine bakıldığında duygularını çok yansıtabilen bir yapıda olmaması kitlelerin sevgi ve bağlılık duygusu hissetmesini zorlaştırmıştır. Bu durum, İhsanoğlu’nun seçim kampanyalarında beklenen coşkunun yakalanmasına da engel olmuştur. İhsanoğlu’nu aday gösteren CHP ve MHP’nin de yaptığı mitinglerdeki söylemlerin farklılıkları; adayın seçmen tarafından çok fazla içselleştirilememesine ve duygusal bağın kurulamamasına neden olmuştur (Sanver, 2015; Yanık, 2014b). İhsanoğlu’nun halkın içine çok fazla karışıp kendini ve vizyonunu anlatmaya çalışmaması; adaylığına seçkinci ve elitist kesime hitap ettiği için eleştirenleri haklı çıkarmıştır.

Demirtaş her ne kadar Erdoğan kadar fazla şehir gezmese de miting programlarına seçim kampanyaları sırasında önem vermiştir. Demirtaş yayınladığı “Yeni Yaşam Çağrı’sının içeriğini ayrıntılı olarak miting alanlarında anlatmış ve görüşlerinin yayılmasını sağlamıştır(Sanver, 2015).

Erdoğan’ın seçim kampanyası sırasında mitingler düzenleyerek binlerce insana hitap ettiği görülmüştür. Diğer adaylarla kıyaslandığında en fazla miting yapan aday olan Erdoğan, mitinglerden önce çalışma yaparak gideceği yere ilişkin bilgileri derleme yöntemini uygulamıştır. Özellikle mitingin planlandığı şehirde daha önce yapılmış çalışmalardan bahsederek daha farklı somut projeler gerçekleştireceğinin sözünü vermiştir. Aynı zamanda mitingleri sırasında gelen halkı da konuşmaya katması, onlara soru sorması ve miting yaptığı şehrin ilçelerini tek tek sayarak farklı ilçelerden gelen her bir seçmene hitap etmesi bağ kurmak açısından önem taşımıştır (Sanver, 2015). Yanık’a (2014b) göre Erdoğan’ın konuşmalarından duygusal yoğunluğu ve yüz ifadelerinden ne anlatmak istediği açıkça anlaşılabilmektedir. Hitap

yeteneği ve konuşmaları ile kitleler ile duygusal bağ kurabilmesi onun liderlik yeteneğini de ortaya koymaktadır. Böylece Erdoğan, gerek sahip olduğu siyasi tecrübesi gerekse kişilik özelliklerinin de etkisi ile seçmenle duygusal bağı yakalamayı başarmıştır.

Seçmenin Ne İstediğini Anlama

Seçmen, siyasetin en temel unsurudur. Bu sebeple yapılacak seçim kampanyalarında öncelikle seçmenin iyi anlaşılması, adayların kendini seçmenin yerine koyarak stratejiler üretmesi gerekmektedir (Ertan, 2008). Dürüst, tecrübeli, güvenilir sağduyulu ve öngörülü olma; vatandaşların liderlerde görmek istedikleri en önemli özelliklerdendir.

Günümüzde seçmenler seçim bildirgelerine değil, liderin imajına diğer bir ifade ile algıladıkları kimliğine oy vermektedirler. Bu bağlamda imaj, iletişim araçları ve parti liderleri arasındaki etkileşimi arttırmaktadır. Tüm lider adayları imajlarını dürüstlük, eşitlik, merhamet ve adalet gibi değerler üzerine kurmasına rağmen seçmenin önemli ölçüde dürüst olduğuna inandığı aday başarılı olmaktadır (Newman, 2001: 210). Bu sebeple seçmen kitlesinin ne istediğinin, nasıl bir lidere ihtiyaç uyduğunun anlaşılması ve tutarlı ifadeler kullanılması seçim kampanyalarında lider adaylarının elini güçlendirmektedir.

Devlet başkanının yürüteceği görevler karmaşık ve zor meselelerdir. Seçmenin ne istediği seçim kampanyalarında adaylara yol göstereceği gibi, adayların vizyonlarının seçmenin anlayacağı şekilde basit anlaşılır olması da önem taşımaktadır. Diğer adaylar üzerinden kendi seçim kampanyasını belirleme yolu ile değil; özgün, kendini tam anlamı ile ifade eden ve bunun net bir şekilde anlaşıldığı bir seçim kampanyası belirlenmelidir (Newman, 2001: 210). Nitekim sadece vizyonun oluşturulması değil, belirlenen vizyonun ilgili kitle ile paylaşılması gerekmektedir.

Bu bağlamda CHP ve MHP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday belirleme sürecinde İhsanoğlu’nun, seçmen tabanı tarafından nasıl algılanacağı göz önüne alınmadan ve diğer katılımcı kanalları da dışarıda bırakan bir strateji izleyerek aday gösterildiği söylenebilir. Tamamen Erdoğan karşıtlığı üzerinden bir aday belirlenmeye çalışılmıştır (BBC, 12 Ağustos 2014). İhsanoğlu’nun seçim kampanyasında kullandığı afişlere bakıldığında öncelikle akademik kimlik; ikinci olarak uluslararası deneyimleri

ve küresel tanınırlığı; son olarak ise İhsanoğlu’nun Anadolu insanı olduğu vurgusu yapılmaktadır. Halk seçeceği Cumhurbaşkanında kendisi gibi olan özellikleri görmek istemektedir. Bu sebeple İhsanoğlu’nun oluşturduğu imaj seçmenin isteklerinden beklentilerinden uzak; Türkiye toplumundan çok dış dünya izlenimini vermiştir. (Habertürk Gazetesi, 21 Haziran 2014). Bu izlenim halk ile İhsanoğlu arasında en başından belli olan uçurumu somut olarak göstermiştir.

Demirtaş seçim kampanyasında toplum içinde bir yer edinememiş dışlanmış tüm kesimleri kucaklayıcı bir söylem geliştirerek oy oranını arttırmaya çalışmıştır (BBC, 11 Ağustos 2014). Halkın içinden çıkan ve tüm ezilenlerin sesi olacağı; adaylığının temel argümanlarını oluşturmuştur. Nitekim hem İhsanoğlu’na hem de Erdoğan’a aynı mesafede olduğunu belirterek, CHP ve MHP seçmeni arasında İhsanoğlu’nun aday gösterilmesinden rahatsız olan kitlelerin de oylarını almaya yönelik bir strateji izlemiştir. Özellikle İhsanoğlu’nun adaylığından rahatsız olan aleviler için, alevi sorunun çözümüne ilişkin vaatleri ile dikkatlerini çekmiştir. Böylece farklı kesimler tarafından bir alternatif olarak düşünülmeyi amaçlamıştır (SETA Analiz, 2014).

Erdoğan, seçmenlerin duygularına dokunabilme ve onları anlayabilme noktasında tecrübeli bir siyasetçi olmanın getirdiği özgüveninde katkısıyla onlara hitap etmeyi başarabilmiştir. İhsanoğlu’nun ise seçmenle duygusal bağ oluşturma açısından çok başarılı olmadığından seçmenin ne istediğini tam olarak anlama konusunda dezavantajlı olduğu söylenebilir(Yanık, 2014b).

Kendi Endişeleri Yerine Seçmenlerin Endişeleri Hakkında Konuşma

Seçmenin endişelerinin anlaşılması ve psikolojik özelliklerinin bilinmesi seçim kampanyaları süresince adaylara önemli avantaj sağlamaktadır. Hedeflenen seçim bölgesinin ekonomik ve siyasal yapısı gelenekler, görenekler, seçmenin kültürel alışkanlıkları, siyasal davranış kalıpları gibi unsurların iyi bilinmesi ve seçim kampanyalarının buna göre şekillendirilmesi önemli olmaktadır (Ertan, 2008).

İhsanoğlu ise halkın endişelerine ve beklentilerine ilişkin icraatçı bir yaklaşımla değil; halkın korku ve endişelerini iç politikada önleyici bir yaklaşım sergilemiştir (Çarkoğlu, 2014). Bu bağlamda seçim kampanyasında İhsanoğlu’nun halk için yeni bir vizyon önerisi sunduğunu gösteren somut verilere rastlanılamamıştır.

Demirtaş’ın seçim kampanyasında ezilenlere yoksullara ve dışlanmışlara yönelik söylemleri ile oy potansiyelini genişlettiği açıkça görülmüştür. Kürt tabanından oluşan oy kitlesine CHP’den de oylar kaymıştır(BBC, 11 Ağustos 2014).

Erdoğan ise seçmene hitap ederken yoksul kesime, kadınlara, çalışan kesimlere, ayrımcılığa maruz kalanlara yani tüm vatandaşlara ve onların endişelerine korkularına ilişkin açıklamalar yapmıştır. Ayrımcılığa uğramış bir vatandaş olarak onların endişelerini çok iyi anladığını her şeye rağmen dik duran bir imaj çizdiğini ve 77 milyona hizmet götürme konusunda garanti verdiğini vurgulamıştır (Çarkoğlu, 2014)

Gelecek Vizyonu Ortaya Koyma

Sürekli değişen dünyada, bilgi edinmenin paylaşmanın çok kolay hale gelmesi siyaset yapma tarzlarının yeniden yapılanmasını gerektirmektedir (Sanver, 2015). Bu anlamda adayların kendilerine uzun vadeli vizyonlar ortaya koymaları zamanla değişen hedef kitlenin tavrını anlamaya çalışmaları önem kazanmıştır.

İhsanoğlu bir gelecek perspektifi ortaya koymak yerine tamamen Erdoğan karşıtlığı üzerinden bir söylem ortaya koymuştur. Geleceğe yönelik net bir umut vaat edememiştir (BBC, 12 Ağustos 2014). Gerek siyasetten uzak olması gerekse seçim kampanyasında sadece basın toplantılarını tercih etmesi sebebi ile seçmenin kolay ulaşabileceği bir yakınlıkta olamamıştır. Zaten tanınma konusunda yetersiz olan İhsanoğlu, seçim kampanyasında tecrübesiz olmasından da kaynaklı açık ifadeler yerine daha muğlak ifadelere yer vermiştir. Her kesimden seçmene hitap edeceğini açıklayan İhsanoğlu, Cumhurbaşkanı olduktan sonra yapacaklarına ilişkin açık ve net bir tutum sergileyememiştir. Aynı zamanda seçim kampanyasını Erdoğan karşıtlığı üzerinden yürütmeye çalışmıştır. Kendisinin neden Cumhurbaşkanı olması gerektiğinden çok Erdoğan’ın neden Cumhurbaşkanı olmaması gerektiğinden bahsetmiştir.

Demirtaş siyasi geçmişinin getirdiği özgüvenle, İhsanoğlu’na göre daha net açık bir söyleme sahip olduğu söylenebilir. Demirtaş’ın seçim kampanyalarındaki söylemleri sırasında sadece Erdoğan karşıtlığı üzerinden değil geleceğe ilişkin de bir perspektif ortaya koymuş ve seçmenlere umut vaat etmiştir. Bu değişiklik genel itibari ile oy oranlarına da yansıtarak batıda kısmi de olsa karşılığını almıştır (BBC, 12 Ağustos 2014).

Erdoğan seçim kampanyasında ağırlıklı olarak yaptığı hizmetlerden ve yapacaklarından bahsederek Yeni Türkiye Vizyonu ortaya koymaya çalışmıştır. Yapılan mitinglerde ve çalışmalarda Yeni Türkiye Vizyonu seçmenin aklında yer etmeyi başarmıştır.

Medya İle İyi İletişim Kurma

Demokratik toplumu temsil eden en temel organ olan medya, seçim kampanyaları sırasında adayların seslerini duyurulabildikleri en önemli platformdur. Bu sebeple adayların medya ile polemiğe girmek yerine onlara saygı duyan, tartışmak yerine savunan, hak veren gerektiğinde cevap veren bir tutum takınması gerekmektedir. Böylece medya iyi iletişim kurma imkânı yakalayarak medyanın gereksiz müdahalelerinden de uzak kalmış olacak adaylar seçmeni de olumlu yönde etkileme imkânı yakalayabileceklerdir (Türkman, 2013). Medya, adayların imajlarını açık ve net bir şekilde oluşturulmasına katkı sağlayacağından; adayların seçim kampanyalarını medyaya olumlu bir şekilde pazarlamaları görünürlülüklerini arttıracaktır (Newman, 2001).

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adayların medyada görünürlülüğüne bakıldığında Erdoğan, İhsanoğlu’nu gazete ilanlarında bulunma sayısında sekize, TV reklamlarında yer alma süresi ile iki buçuğa katlamıştır. Demirtaş ise seçim kampanyasını yürütürken televizyon reklamlarına çıkmak yerine sadece gazete ilanlarını kullanmıştır(Doğan Haber Ajansı, 5 Ağustos 2014). Adayların düzenledikleri mitingler, seçim kampanyalarında adaylar açısından tanınırlığın sağlanması ve medyada yer alması açısından önemli bir araç olmuştur (T24, 9 Ağustos 2014). Bu bağlamda 31 ilde gerçekleştirdiği mitinglerde Erdoğan’ın diğer adaylara açık fark atması bununla açıklanabilir.

Adayların sosyal medyayı kullanma oranları ise farklılık göstermiştir. Mekân ve zaman sınırlamasının kalktığı küreselleşen dünyada artık birçok politikacı, çok fazla kitleye ulaşma imkânı verdiğinden medyayı aktif olarak kullanmaktadır. Seçmenin adaylara, adayların da seçmene ulaşmasının en kolay yolu olan sosyal medya her iki taraf içinde objektif bir politika imkânı sunmaktadır (Çildan vd, 2012). Bu bağlamda seçim kampanyalarını yürüten adaylar sosyal medya sayesinde mitinglerde toplayamayacağı kadar kitleye aynı anda ulaşma imkânı bulmaktadır.

Halk tarafından ilk kez oylanan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adayların sosyal medya kullanımına bakıldığında, sosyal medyanın tanımadığı bir aday olan İhsanoğlu öncelikle kendisini tanıtarak sürece başladığı görülmüştür. Sürenin çok uzun olmaması, kısıtlı zamanda İhsanoğlu’nun tanıtımının yapılmasını gerektirmiştir. İhsanoğlu sosyal medya kampanyasında çalışan 60 kişiye yakın bir gönüllü kadrosu olmakla birlikte tam zamanlı olarak 35 kişi aktif olarak faaliyet göstermiştir. Sosyal medyada mizah yönünün güçlü olduğu vurgusu yapılarak, iletişimin yeteneği ön plana çıkartılmaya çalışılmıştır Ancak bu durum seçmenin İhsanoğlu’nu takip etmesinin daha çok mizah yönünden kaynaklı olduğu sonucu doğurmuştur (BBC, 7 Ağustos 2014).

Demirtaş’ın sosyal medya konusundaki çalışmalarına bakıldığında İstanbul, Diyarbakır ve Ankara’da çalışmak üzere dört kişiden oluşan bir ekip kurmuştur. Bu ekibe sosyal medyada 30’dan fazla kişi çalışarak destek vermiştir (BBC, 7 Ağustos 2014). Bu bağlamda Demirtaş’ın sosyal medya çalışmalarında İhsanoğlu’na göre daha aktif olduğu söylenebilmektedir.

Erdoğan’ın sosyal medya çalışmalarında sürekli ve gönüllü olarak 7-8 bine yakın kişi aktif olarak faaliyet göstermiştir. Erdoğan, genel merkezde kurduğı ekipte 81 ilin her birinden birer temsilcinin bulunduğu bir medya sorumlusu yer almıştır. Yine bu medya sorumlularına bağlı her ilçeyi temsil eden başka bir sosyal medya sorumlusu görevlendirilmiştir (BBC, 7 Ağustos 2014). Seçim vizyon belgesini açıkladığı akademisyen, iş adamı ve sanatçıların katıldığı geniş kapsamlı bir toplantı düzenlemiştir. 31 ilde miting düzenleyen Erdoğan, medyada en fazla yer alan aday olmuştur. Bu bağlamda gerek mitingleri ile gerekse seçim kampanyasının tanıtım toplantılarını başarılı bir şekilde yürüten Erdoğan’ın kampanya süresince görünürlülüğünü arttırmyı başarmıştır. Erdoğan’ın sosyal medya konusunda çalışmaları koordineli bir şekilde geniş bir ekip ağı tarafından yürütülmüştür. Erdoğan’ın yıllardır siyaset sahnesinde olmasına ve halk tarafından tanınmasına rağmen sosyal medya tanıtımlarına verdiği önem seçim başarısına da yansımıştır.

Gaflardan kaçınma

Adayların seçim kampanyalarında yaptıkları gaflar seçmen nezdinde güveninin sarsılmasına sebep olabilmektedir. Bu sebeple adayların seçim süresince yaptığı

önemli hatalardan birisi, yapılan gafların medya tarafından yakalanmasıdır. Nitekim bu durum seçim sonuçlarına da olumsuz yansımaktadır. Bu sebeple adayların ne pahasına olursa olsun gaflardan kaçınmaları seçim sürecinin işleyişinde kendilerine önemli avantaj sağlamaktadır (Newman, 2001: 214). Seçim kampanyaları sürecinde en fazla gaf yapan ise Çatı Adayı İhsanoğlu olmuştur.

İhsanoğlu’nun kısa bir süre içerisinde siyasi hayata adapte olmaya çalışması iletişim konusunda da zorlanmasına sebep olmuştur. Türkçeyi tam anlamı ile doğru kullanamamas, geniş kitlelere hitap etmesine engel olan en temel nedenlerden biri olmuştur. Özellikle İhsanoğlu’nun seçim kampanyası sürecinde basın ile her temasında yapmış olduğu gaflar, basınla ilişkilerini sınırlı tutmasına neden olmuştur. Kendisine yöneltilen sorulardan yalnızca istediklerine cevap vermiştir. İhsanoğlu’nun yapmış olduğu en büyük gaf Mehmet Akif’in mezarını ziyaretinde okuduğu dizelerini Çanakkale şehitleri şiiri zannetmesi olmuştur. İhsanoğlu’nun bu gafı İstiklal Marşı’nı bilmeyen adaya oy verilir mi? sorusunun tartışılmasına neden olmuştur.

Erdoğan’a suikast düzenlenmesi konusunda çağrı yapan ve Kürtleri hedef gösteren Türk solu dergisi ile verdiği pozu, “Filistin sorununda tarafsız kalmak gerekir”, “Cumhurbaşkanı yol ile ilgilenmemeli”, “Anayasa'nın bekçisiyim”, “Siyaset dışı Cumhurbaşkanı olacağım'” gibi söylemleri ile halkın ciddi tepkisini çekmiştir (Haber7, 8 Temmuz 2014).

Parti Teşkilatından Destek Alma

Partiler, seçim kampanyaları sırasında seçmene genel merkez ve yerel teşkilatlar aracılığı ile ulaşırlar. Başarılı bir teşkilat ağına sahip olmayan partiler seçmenin sorun ve beklentilerini anlama, seçmenle bağ kurma konusunda sorun yaşamaktadır. Yine parti teşkilatlanması seçim kampanyaları yürütürken de partileri öne çıkaran bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır (Ertan, 2008).

Partilerin il, ilçe teşkilat yapısı ve gençlik ve kadın kolları gibi yapılanmaları; adayların tanıtılmasında, fikirlerin siyasi mesajların, vaatlerin, hedeflerin ve projelerin dağıtılmasında bir araç olarak kullanılmaktadır. Partinin, ilçe, belde ve köylerdeki örgütlenmeleri seçim sonuçlarına önemli katkılar sağlamıştır. Parti teşkilatı sayesinde halkın istek ve beklentileri konusunda fikir sahibi olan adaylar onlara yönelik

tüm teşkilat ağının düzenli ve disiplinli bir şekilde çalıştığı partilerin başında AK Parti gelmektedir (Akyılmaz ve Uçar, 2015: 82; Ertan, 2008). AK Parti teşkilatına bakıldığında teşkilatın güçlü bir yapılanmaya sahip olduğu seçim kampanyaları sırasında görülmektedir. Çoğu genç kesimden oluşan bu teşkilat yapısı seçim kampanyaları boyunca aktif olarak faaliyet göstermişlerdir.

Yapılan Tartışmalarda İyi Bir Performans Sergileme

Adayların yapılan tartışmalara ilişkin mantıklı, mevzular gündemini kaybetmeden ve etkili mesajlar vererek cevap vermesi seçmenin gözünde önemli bir etkiye sahip olabilmektedir. Seçmen, adayların seçim kampanyaları sürecinde baskı altında nasıl performans sergileyeceklerini ve kendilerini nasıl savunacaklarını merak etmektedir. Özellikle mitingler, adayların aralarında tartışma konusu olan mevzulara cevap vermeye ilişkin bir fırsat olmaktadır. Böylece verilen cevaplar, mitingler sayesinde çok fazla seçmene ulaşmakta, mitinglerin TV’de haber olarak yer alması ise daha da yaygınlaşmasına imkân vermektedir. Erdoğan, İhsanoğlu’nun “İstiklal Marşı” gafını seçim kampanyası sırasında düzenlediği bütün mitinglerde anlatmıştır. İhsanoğlu ise medyada geniş yer verilen gafına ilişkin sadece katıldığı bir TV programından açıklama yapmayı tercih etmiştir. Demirtaş, kendisi üzerinden söylenen sözlere ve suçlamalara ilişkin kısa sürede katıldığı mitinglerde cevap verebilmiştir (Sanver, 2014).

Bu anlamda Erdoğan ve Demirtaş’ın mitinglerinde gündem oluşturma ve yeni bir tartışma yaratma konusunda başarılı olduğu söylenebilir. İhsanoğlu ise seçim kampanyalarında mitingleri tercih etmediğinden tartışmaları hep bir adım geriden takip etmiştir.

3.4. Seçim Sonuçları ve Halk Tarafından Seçilen İlk Cumhurbaşkanı: