• Sonuç bulunamadı

Bir sonraki İstanbul Patriği 27 Ekim 1891 tarihinde seçilen Neophytos olur. Patrik seçiminde Rusya tekrar III. Yovakim’i destekler. Fakat muhalefet Yovakim’i izole etmek için tarafsız bir aday olarak Nikopolisli Metropolitan Neophytos’u önerir. Rus siyasetçileri her ne kadar Yovakim’i destekleseler de birkaç sebepten dolayı Neophytos’u uygun bulmazlar. Rus elçisi bir uzlaşı gösterisi olarak Neophytos’un seçimine kaos içinde olan Rum cemaatinin sessiz kalacağını düşünür.

Ruslar Neophytos’un Germanos’un elinde itaatkâr bir piyon olacağı düşünmelerine rağmen, yine de bağımsız bir çizgi izleyebileceğine inanmışlardır. Neophytos Osmanlı-Rus savaşında Rusları desteklemişti ve Bulgar bölücülüğüne karşı çıkmıştır. Neophytos 1880 ve 1890’lar da İstanbul’daki kilise siyasetiyle yakından ilgilenen Rus Denizcilik ve Ticaret Cemiyeti (Russkoye obsçestvo parohodstva i torgovli, ROPID) temsilcisi Begleri’nin politikadaki tecrübesinden dolayı sürekli olarak önerilerine başvurmuştur141. Begleri, Patrik’e siyasi olarak patrikliğin yıllık ödeneğini

kullanan Rum milliyetçilerinden, Yunan hükümetinin baskısından, Makedonya Kilisesi gibi kiliselerde Slavca ayinlerin yasaklanmasından şikâyet etmiştir. Neophytos’un kısa

İmparatoru kendilerinin dostudur" diyerek, dünya politikasına yön veren büyük devletlere de bir mesaj

vermek istemiştir. İmparator'un Dışişleri Bakanı von Bülow'a verdiği siyasal görevlerden biri de, yalnız kalmamak, tersine Türkleri askeri, politik ve ekonomik bakımdan" kendi yanlarına çekmek, Türkleri kazanmak ve kendilerine bağlamaktı.

139 Bkz.Muzaffer Tepekaya, “Osmanlı-Alman İlişkileri (1870-1914)”, Yeni Türkiye Dergisi, Cilt.8,

Sayı:44, 2002.

140 Acar, Ortaçağ’dan Sovyet, s. 315 141 Gerd, Russian Policy, s. 51

patriklik döneminde Rus Kilisesi ile İstanbul Kilisesi arasındaki ilişkiler yeniden kurulmuştur.

20 Ocak 1895’de VII. Anthymos Patrik seçilir. III. Yovakim yine seçilemez, bu durum İstanbul’da karışıklığa neden olur. Yeni Patrik Rusya’ya zeytin dalı uzatarak görevine başlar. Rus elçisiyle ilk toplantısında hem manevi hem de mali destek ister. Çar II. Nikolay’ın taç giyme törenine temsilcisini gönderir. Roma’daki Papalık ile birleşmenin mümkün olmayacağına ilişkin Doğu Kiliselerine gönderdiği genelge için Rus elçiliğince büyük takdir görür. Bu dönemde Anglikan ve Rus Ortodoks Kiliseleri arasında yumuşama olur ve birleşme yönünde görüşmeler başlar.

Papa XIII. Leo gelecekte kurulmasını düşündüğü birlikle Ortodoksluk arasında yakın ilişki kurmaya çalışır. Papaya göre, Rum din adamlarının faaliyet gösterdiği İstanbul’da bir Katolik ilahiyat fakültesine ihtiyaç vardır. Patrik Anthymos Katolik propagandasını durdurmak için Babıâli’nin hiçbir tedbir alınmamasından şikâyet eder. Onun adına Nelidov Osmanlı genelindeki cemaatlere vaiz gönderilmesi için Patrikhaneye 5-6 bin lira verilmesini önerir. Rus İlahiyat Fakültesi’ndeki on beş burs özellikle Rumlara ayarlanır. Nelidov mesajında bunun Rusya’nın Rum din adamlarını etkilemesi için ek bir fırsat vereceğini vurgular. Rus diplomatlar Rum milliyetçiliğinin etkisini nötr hale getirmek için Sırp ve Romen Patrikhanelerini desteklemeyi onaylar. Rus desteğinin Slavlar ile Patrikhane arasındaki ilişkilere yardımcı olacağını düşünür. Katolikliğe karşı direnmesiyle Anthymos’a olan ilgi artarken, Rusya Patrik’in Bulgar krizi, Eski Katolikler142, Patrikhane’nin Rus Eski İnananları ile ilişkileri gibi diğer konularda nasıl hareket edeceğini tahmin etmekte zorlanır. Anthymos’un kendisinin sadece kilisenin başı olmadığı, Ortodoks dünyasında ekümenik bir güç olduğu iddiası St. Petersburg tarafından kabul edilir. Yeni bir patrikhane krizi ortaya çıkar. Anthymos hem Babıâli’nin yardımını hem de Rus elçiliğinin desteğini sağlayarak kendisine karşı isyanı bastırmaya çalışır.

Sonraki Patrik V. Konstantin 2 Nisan 1897’de Patriklik tahtına geçer. Elçi Nelidov onun seçimini olumlu karşılar. Konstantin’in Slavlara yönelik hiçbir sempatisi

142 Eski Katolikler adıyla bilinen grup, çoğunlukla Almanca konuşan (Alman, Avusturyalı, Hollandalı)

bazı Roma Katolik cemaatlerinin 1870’lerde Vatikan I. Konsülü’nün aldığı “Papa’nın yanılmazlığı’’ (Papal Infallibility) doktrinine tepki olarak Vatikan ile resmi bağlarını atması sonucu ortaya çıkmıştır. Bir diğer ilginç husus ise; Eski Katolikler, Vatikan’la ilişkilerini atmalarına rağmen, Roma Katolik Kilisesi ve diğer Hristiyan kiliseler tarafından ‘Protestan’ kategorisine dahil edilmezler. Eski Katolikler ise kendilerini tümüyle Katolik olarak görürler ve Roma’ya bağlı, Vatikan’ın direkt hükmü altındaki Katoliklerden ne daha az, ne de daha fazla ‘Katolik’ olduklarını belirtirler.

yoktur. Üstelik Sırp Metropolitanı’nın seçimiyle ilgili Üsküp Kilisesi sorununda Sırpları desteklememiştir. Konstantin diğer doğu patrikleri gibi Rusya ile iyi ilişkiler kurmak ister. Yakın Doğu’da Rus politikasını desteklemeksizin maddi yardım almak istemektedir. Ancak Rusya’nın Doğu Kiliseleriyle ilgili genel politikasına bakıldığında amacı bu kiliseleri maddi olarak kendisine bağımlı kılarak siyasi çıkarlarını gerçekleştirmenin yollarını aramak olduğu görülür. Yani Patrik’in bu düşüncesi hayalidir. Ancak Rusya’nın siyasi boyunduruğu altına girmek istemediğini göstermektedir.

Patrik Mart 1899 tarihinde Filippov’a yazdığı mektup da Baserebya mülkiyetlerinin gelirlerinden Patrikhane’nin yıllık olarak maddi desteklenmesi planının başarısızlığa uğramasıyla ilgili şikâyette bulunur. Slavların en büyük destekçisi yeni elçi I.A. Zioniev’in İstanbul’a gelmesinin ardından V. Konstantin ve Rus elçisi arasındaki ilişkiler hiç de dostça geçmez. Kasım 1900’de Patrik Ortodoks Doğu da Rusya’nın aktif varlığı ve Panslavizm planları ile ilgili olarak Çar II. Nikolay’a bir protesto mektubu gönderir. Başlıca suçlamalar Athos Dağı’ndaki Rus papazlar ve Rus Ortodoks Filistin Cemiyeti ile ilgilidir. Ayrıca mektubunda İstanbul Patrikhanesi’nin ayrıcalıklı statüsünü vurgular.

“Kutsal görevimizi gerçekleştirirken kilise sistemine dokunmadan bırakmak ve kilise azizlerinin kararlarını ihlal etmemek gerekir. Beklenmedik şekilde çeşitli sebeplerle, Ortodoksluğa ve hükümetlerine yardım etme niyetinde olan dindar Rus İmparatorluğu’nun bazı temsilcilerinin direnişiyle karşılaştık. Ortodoksluğa büyük zarar veriyorlar.”

Çalışmamızın Suriye ve Filistin’le ilgili bölümünde Patrik’in direnişle neyi kast ettiği açıkça görülecektir. Mektubun yazılmasının ardından Patrik Rus elçisi Zinoviev’i görmeyi reddeder. 8 Ocak 1900’deki sinod toplantısında Patrik Müslümanların kilisenin mal varlığına el koyması ve Makedonya’daki kiliselerin kapatılmasına karşı mücadelede büyük kiliseyi etkisiz hale getiren mistik güç hakkında konuşur. Elçi Zinoviev Patriğin bu mistik güç ile Rusya’yı kast ettiğine emindir.

Outline

Benzer Belgeler