• Sonuç bulunamadı

3.17. Rus İmparatorluğu Ortodoks Filistin Cemiyeti (Arz-ı Filistin Cemiyeti)

3.17.2. Cemiyetin Politikaları

3.17.2.1. Bilimsel Politikaları

3.17.2.1.1. Arkeolojik Çalışmaları ve Yayımları

Cemiyetin bilimsel çalışmaları arasında kutsal yerler hakkında özel şahısların elinde ve arşivlerde bulunan bilgileri, bilimsel ve eğitsel amaçlı kitapları, el yazmalarını, haritalar ve heykelleri toplamasını sayılabiliriz315. Faaliyetlerinin ilk yedi

yılında güncel çalışmalardan çok bilimsel olanlara daha önem verildiği görülmektedir. 1882-1889 yılları arası bilimsel çalışmalar arkeolojik kazılar, el yazması eserler ve anıtlarda yapılan araştırmaları kapsamaktadır. Cemiyet bu konuda sadece üyelerini değil Filistin ile ilgili araştırma yapmak isteyen herkesi destekleme sözü vermiştir316. Böylelikle bölgeyle ilgili bilimsel çalışma yapılmasının özendirildiği görülmektedir.

Grand Duke Sergei 1881’de Kudüs’e yaptığı ziyaret sırasında bölgede Avrupalı arkeologların yaptığı kazı çalışmalarından etkilenmiştir. İkinci misyon binası için Habeş Manastırı’na yakın bir yerde satın alınan alanda misyon başkanı Arşimandrite Antonin Kapustin başkanlığında kazı yapılmasını istemiştir. Ruslar kazı çalışmalarıyla Hıristiyanlığa ait tarihi yapıların ortaya çıkarılmasına katkıda bulunmuşlardır. Bunlardan birincisi Bizans İmparatoru Constantin’in Bazilikası, diğeri ise Kudüs’ün eski duvarlarıdır317. Kazı sonucu ortaya çıkan yerleri ziyaret edenlerin sayısındaki artış

Rus halkının Hıristiyanlığa ait kalıntılara gösterdiği hassasiyeti göstermektedir. Bu kutsal mekanların Rus arkeologlarca bulunması Avrupalılar karşısında Rusya’ya büyük prestij kazandırmıştır.

Ruslara göre Ortodoks Hıristiyanlık fazlasıyla Rum karakterliydi. Cemiyet Rum olan eski Bizans mirasının dışında Rusya ve kutsal yerler arasında doğrudan bağlantı

315 Stavrou, Russian Interests, s. 77

316 Stavrou, Russian Interests, s. 92 Rus arkeologlardan uzun süre önce batılı arkeologlar da bölgenin

tarihi topografyasını çıkartmak için Filistin’de arkeolojik çalışmalar yapmışlardır. 1838 yılında Amerikalı ilahiyatçı Edward Robinson Beyrut’taki Amerikalı misyoner Eli Smith eşliğinde kutsal topraklarda terk edilmiş geleneksel güzergâhları ve İncil’de adı geçen pek çok yeri incelemiştir. Yine 1867’de Genç

İngiliz Keşif Fonu kazı çalışmaları başlatırken, Amerikan Filistin Keşif Cemiyeti Batı Filistin’de Trans-

Jordan’ın ( Ürdün Nehri’nin ötesi) incelenmesi için girişimlerde bulunmuştur. Fransız Charles Clermant- Ganneau 1870’lerde Fransız konsolosluğunun desteği ile Filistin’de kazı çalışmaları yapmıştır.

317 Stavrou, Russian Interests, s. 93-94 1880’lere kadar şehrin duvarları ve Kutsal Türbe’nin yeri

hakkında şüphe bulunmaktaydı. İncil yazarına göre İsa’nın çarmıha gerildiği yer şehrin dışındaydı, buna göre Kutsal Türbe’de şehrin dışında olmalıydı. Ancak Kutsal Türbe şehrin içindeydi. Antonin Kapustin’in yaptığı kazılar sonucu Kudüs’ün ikinci duvarları ortaya çıkarılarak İncil’de geçen bahis doğrulanmış ve Avrupalı bilim adamlarınca da kabul edilmiştir.

Rusların ikinci büyük keşfi İznik Konsili sonrası 326-333 tarihleri arasında yapılan İmparator Constantin’in Bazilikası idi. Bazilika 664’te İran Şahı Keyhüsrev’in Kudüs’ü zapt etmesiyle yıkılmıştır. Yeniden yapmak için dört kez girişimde bulunulmasına rağmen hiç biri ilk Bazilikanın ihtişamını yakalayamamıştır.

kurmak istemekteydi. Özellikle Bizans tarihi araştırmacısı Vasilievski gibi bilim adamları Rus tarihi ve kurumlarını anlamak için Ortodoks Doğu’nun incelenmesinin önemini vurgulamaktaydılar. Ortodoks Doğu ile kurulacak böyle bir tarihi ve kurumsal bağla Rusya bölgeye daha fazla nüfuz etme fırsatına ve hakkına sahip olacaktı.

Tarihi bir bağ kurmanın en çarpıcı örneğini kutsal yerlerde Gürcülere ait pek çok eserin incelenerek Gürcistan’ın Ortodoks Doğu ile olan ilişkisine ışık tutulmaya çalışılması vermekteydi. Kutsal yerlerde pek çok Gürcü anıtı, Kudüs Patrikhanesi, Sina ve Athos Dağı’ndaki tapınaklarda el yazması Gürcü eserleri bulunmaktaydı. Porfiri Uspenskiy, Antonin Kapustin ve A.S Norov gibi Rus kâşifler bunları görmüş, ancak daha sonra yaptıkları gezilerde ortadan kaybolduklarına şahit olmuşlardır318.

Cemiyet Rus halkının kutsal topraklara olan maddi ve manevi desteğini arttırmak için yapılan kazı çalışmalarının Rusya’da duyulmasını sağlamak amacıyla çeşitli yayımlarda bulunmuştur. Cemiyetin bilimsel ve bilgilendirici tutanaklarının yanı sıra, kendi yayını olan “Pravoslavnyi Palestinskii Sbornik” Ortodoks Filistin Koleksiyonu ile kazılar, bilimsel bulgular ve Filistin’de mevcut koşullar hakkında Rus halkına bilgi vermiştir319. Antonin Kapustin’in 1894’de ölümüyle arkeolojik çalışmaları

yürütmek için aynı yıl İstanbul Rus Arkeoloji Enstitüsü kurulmuş, cemiyet kazı çalışmalarını enstitüye devretmiştir. Palestinskii Sbornik’de kazılardan çok Filistin ile ilgili nadir belgelerin yayımlanması üzerinde yoğunlaşmıştır320. İstanbul Arkeoloji

Enstitüsü ünlü Bizansçı Feodor Uspenskiy başkanlığında açılmış, Çar tarafından mali yardımda bulunulmuştur. Enstitü Katolik gözlemciler tarafından Rus siyasi hedeflerinin başka bir şekli olarak düşünülmüştür. Bizans araştırmaları ve arkeolojik kazılarda başarılı çalışmalar gerçekleştirmiştir. “İstanbul Rus Arkeoloji Enstitüsünden Haberler” adında bir de bülten yayımlamıştır321.

Rusya’da meydana gelen 1905 devrimiyle birlikte cemiyetin süreli yayın organı “Soobshchenia” propaganda aracı olmaya son vermiş, daha çok bilimsel bir şekle dönüşerek322 Rus Filistinolojist ve Oryantalistlerin önde gelen yayını haline gelmiştir.

Soobshchenia’da Ortadoğu hakkında sayısız makale yayımlamıştır323. Bolşevik İhtilali

sonucu devletin himayesinden ve maddi desteğinden mahrum kalan Cemiyetin

318 Stavrou, Russian Interests, s. 95; Stavrou, Russian Imperial, s. 131 319 Hopwood, The Russian Presence, s. 115

320 Stavrou, Russian Interests, s. 137

321 Gerd, Russian Policy, s. 26; Stavrou, Russian Interests, s. 143 322 Stavrou, Russian Interests, s. 172

Rusya’daki üyeleri Soobshchenia’yı yayımlamaya devam etmişlerdir. 1926’da çıkan son sayısında Ortodoks Filistin Cemiyeti’ne yer vermiştir324.

Cemiyetin gerçek amacını gizlemek amacıyla yaptığı bilimsel çalışmalar Avrupalı bilim adamları tarafından da takdirle karşılanmış ve ilgi görmüştür. Misyon Başkanı Khitrovo ile The Societa de la Orient’in sekreteri Comte Ryan Rus seyyahların cemiyet tarafından yayımlanmış günlüklerinin Rusça’dan Fransızca’ya çevrilmesi için anlaşmışlardır. Alman coğrafyacıları cemiyetin yaptığı kazılara tarihsel yayınlarda yer vermişlerdir. Böylece Rus Ortodoks Filistin Cemiyeti kendisiyle aynı türden Avrupalı cemiyetlerin seviyesinde kabul edilmiştir325. Avrupalılarca kabul görmek Cemiyetin

bilimsel alandaki başarısının kanıtıdır.

Theofanis Stavro’ya göre hayranlık uyandıran diğer bir bilimsel çalışmaysa Athanasios Papadopoulos Keramevs tarafından yapılmıştır. Keramevs, Filistin’de Hıristiyanlık dininin geçmişi ve Filistin’in Bizans İmparatorluğu dönemindeki durumunu anlatan “Kudüs Derlemelerinden Seçmeler”, “Kudüs Kütüphanesi”, “Avalexra” gibi değerli eserler bırakmıştır326.

Nikolai Kapterev’in 1895-1898 yılları arasında yayımlanan kitabında ise, 16.yüzyılın ortasından 19.yüzyılın ortasına kadar Kudüs Patrikhanesi ve Rusya arasındaki ilişkiler anlatılmaktaydı327. Yazara göre Cemiyet ünlü Bizans tarihçisi P.I

Kandov’un Filistin ve Suriye arkeolojisi hakkında türünün en iyi örneği olan kitabına destek vererek 1904 yılında yayımlanmasını sağlamıştı328.

Outline

Benzer Belgeler