• Sonuç bulunamadı

3.17. Rus İmparatorluğu Ortodoks Filistin Cemiyeti (Arz-ı Filistin Cemiyeti)

3.17.2. Cemiyetin Politikaları

3.17.2.2. Cemiyetin Ortodoks Hacılara Yönelik Politikası

Kutsal topraklara Rusların yaptığı hac ziyareti, Bizans ve Osmanlı İmparatorlukları hâkimiyetinde kalan Ortodoks Doğu Hıristiyanları ile Rusya arasında bir bağ olması açısından yüzyıllardan beri Ortodoksluğa hizmet etmiştir. Igor Smolitsch’e göre vaat edilmiş topraklarda ibadet etmek en eski zamanlardan beri Rus Ortodoks geleneğinde özel bir yer tutmakta, ayrıca günahlarının bağışlanması için dua etmek isteyenlerde bu topraklara gitme arzusu uyandırmaktadır. Bu nedenle sıradan Rus köylüsü yüzyıllardan beri Kudüs’e binlerce ruble akıtmaktaydı. Eileen Kane; bazı araştırmacıların bu seyahat türünü Ortodoks Doğu Kiliselerine bağış dağıtma geleneğine son veren Çar Büyük Petro’nun batılılaşma reformlarına rağmen İmparatorluğun ötesinde bir “Ortodoks Milletler Topluluğu” veya panorthodoxy oluşturmaya yardım eden bağlantı kanallarından biri olarak tanımladıklarını belirtmektedir331.

Rusya’nın Hıristiyanlığı kabulünün hemen ardından ilk Rus hacıları Kudüs, İstanbul ve Athos Dağı gibi doğunun kutsal mekânlarını ziyaret etmeye başlamışlardır. Rus hacılar başlangıçta Rus Kilisesi’nin prestijini arttıran ve Doğu Kiliseleriyle daha yakın ilişkiler kurmak isteyen dini hüviyete sahip kişiler olmuşlardır. Bu kişilerin Rusya’ya dönüşlerinde sosyal statüleri ve prestijleri yükselmiş, dinsel açıdan ayrıcalıklı

329 Stavrou, Russian Interests, s. 145-146 330 Stavrou, Russian Interests, s. 197 331 Kane, Pilgrims, Holy Places, s. 28-31

hale gelmişlerdir332. Yakın Doğuya gitmek için Rus yetkililerden ve Rum

Patriklerinden yardım talebinde bulunan hacıların bu istekleri karşılık görmüştür. Hacıların talepleri karşısında IV. Ivan’da Ortodoks Patrikhanelerinde Rus elçiliği kurma fikri oluşmuştur. Bu amaçla Çarlık’ın yaptığı yardımları dağıtmak için İstanbul, Aynaroz ve Kudüs’ü ziyaret eden Pasniakov Ortodoks Doğunun manastırlarında ticari misyonlar kurmakla görevlendirilmiştir. Konu ile ilgili Çar’ın buyruğu İstanbul Patrikliği’ne verilmiştir. Ticari misyonların açılmasıyla Rusya’nın Ortodoks Doğu özellikle de Kudüs ile olan ilişkileri oldukça gelişmiştir333.

19.yüzyıl öncesi buharlı gemi icat edilmeden ve yol boyunca hacıları korumak, onlara yardım etmek için konsolosluk ağı kurulmadan önce çok az sayıda Rus tebaasının Kudüs’e seyahat ettiği görülmüştür. Hacıların günlüklerinden bir yıldan fazla süren bu seyahatte pek çok tehlike ve belirsizlikle karşılaştıkları öğrenilmiştir334.

19.yüzyılın başlarında ise Yafa Konsolos Vekili George Mostras’ın İstanbul elçisi Stragonov’a yazdığı raporda Rus hacılarının özellikleri; kutsal topraklarda taşıdıkları Rus sıfatını tehlikeye sokan -hırsız, dilenci ve sarhoş eğilimli erkekler ile rezil davranışlı kadınlar- başıboş serseriler olarak tanımlamıştır. Porfiri Uspenskiy ve elçi Butenev arasındaki resmi yazışmalarda da Kudüs’e gelen hacıların çoğunun ticaretle uğraşmaya başladıkları ve çılgınca yaşama eğiliminde olduklarından bahsedilmiştir. Hacılarla ilgili üç temel problem tespit edilmişti; şüpheli karakterde olmaları, hiçbir resmi denetime tabi olmamaları ve sayılarının az olması. 1840’ların başında sinod ve dışişleri bakanlığı Ortodoks hacıların devletin kutsal topraklardaki Ortodoks Kiliseleriyle bağlarını güçlendirmek için gösterdiği çabaya ve bölgedeki Rus etkisine zarar verdikleri konusunda hem fikir olmuşlardır. Bu nedenle 1840’lar boyunca bölgeye giden hacıları kontrol etmek, gözlemlemek ve ahlaki davranışlarını düzeltmek için bir dizi yeni politika üretilmiştir335. Rus yetkililerin kendi hacılarına yönelttiği

eleştirilere rağmen, 19.yüzyıl Protestan papazlarından Dr.Headlam “ Rus hacılarının sabır, coşku ve düşkünlüğünden daha etkileyici bir görüntü yoktur” diyerek batılıların yaptığı yorumları özetlemiştir336.

332 Stavrou, Russian Interests, s.17 333 Stavrou, Russian Interests, s. 20 334 Kane, Pilgrims, Holy Places, s. 108 335 Kane, Pilgrims, Holy Places, s. 110

336 Stavrou, Russian Interests, s. 100 Batılı bir gözlemci Rus hacılar hakkında yorumlarını aktarırken: “

Kutsal topraklardaki hiçbir şey saf inançları, derin hürmet, samimi sevgisi ve acısıyla Rus hacılar kadar beni etkilemedi. Tamamen bilinçsiz çocuklar gibi kalplerindeki bütün duyguları gösteriyorlar. Bütün

Rus dini arzularının temel eksikliklerinden biri aydın insanların manastır yaşantısına ilgisinin olmamasıydı. Filistin’e giden hacılar sıradan insanlar, genelde köylülerdi. Eğitimsiz Athos Dağı papazları Doğuda Ortodoksluğun genel ihtiyaçlarına ilgisiz kalmış, sadece kutsal dağdaki statülerini güçlendirmeye çalışmışlardı. Katolik ve Protestan propagandanın başarısı, İstanbul ve Kudüs Patrikhanelerine Katolik yardımı, Ortodokslarla yakın bağlar kurmak için Anglikanların girişimleri, Rumlar arasında Ruslara karşı düşmanlık fikrinin yayılması gibi etkenler Rus halkında Rumlara yönelik düşüncelerde olumsuz etkide bulunmuştu. Ancak yine de aradaki dini bağ ve geçmişteki Helen hayranlığı Rusların bir şekilde Rumları desteklemelerine sebep olmuştu337.

Cemiyet Ortodoks hacılarla ilgili çalışmalarında özellikle kutsal topraklarda bulundukları sürece kaldıkları fiziki mekânlarda düzenleme yapmıştır. I.Nikolay’ın emriyle, kadın ve erkek hacıların bir arada kalma alışkanlıklarına son vermek için, kadınlar için St.Catherine, erkekler için St.Theodore Manastırları yenilenmiştir. Ardından Bazili Rus hacıların Kudüs’te nasıl bir davranış sergilemeleri gerektiğine ilişkin çözümü 68 maddede toplayan bir öneri hazırlayarak dışişleri bakanlığının onayına sunmuştur. Ayrıca her yıl gelen hacılar grubundan bu kuralları uygulamakta güveneceği, hacıların Kudüs’te kaldıkları sürede kendisine bilgi verecek, bir tür polis görevi görecek erkek denetmen seçilmesini belirtmiştir338.

İlk Rus misyonunun açıldığı 1848 yılına kadar kutsal topraklara giden Ortodoks hacıların sevk ve idaresi Kudüs Rum Patrikhanesi’nin yetkisine giren bir konuydu. Bu tarihten sonra hacıların sorumluluğu 1880’e kadar dini misyonun ve Filistin Komisyonu’nun sorumluluğuna verilmiştir. 1889 kararnamesiyle de görevi Cemiyet üstlenmiştir.

19.yüzyılın ikinci yarısında Ortodoks Filistin Cemiyeti’nin çalışmaları sonucu Kudüs’ü ziyaret eden hacıların sayısında hızlı bir artış görülmüştür. Cemiyetin ilk icraatlarından biri hacıların sayısını arttırmak için Odesa-Yafa arası yolcu biletlerinin fiyatının düşürülmesidir. Cemiyet meclisi konuyla ilgili Rus Gemicilik ve Ticaret Şirketi ve demiryolu şirketiyle anlaşmaya varmıştır339. 1884’de bölgede araştırma

kutsal mekanlarda yeri öpüyorlar. Her yerde kurtarıcıyı düşünüp acı çekiyor ve üzülüyorlar. Kadın erkek bugün gibi gözyaşı döküyorlar” diyerek Rusların inançlarına olan bağlılığını dile getirmiştir.

337 Gerd, Russian Policy, s. 36

338 Kane, Pilgrims, Holy Places, s. 113

339 Stavrou, Russian Interests, s. 101 O dönemde yolcuların başlıca limanı Azov Denizi kıyısındaki

Toganiy, Kırım kıyısındaki Sivastopol, Karadeniz kıyısındaki Batum idi. Hacıları bu kıyılara yönlendirmek için Kozlov-Voronozh ve Kursk-Kharlov-Azov demiryolu hattında düzenlemeler yapılmıştır. Vapur şirketi Odesa ve Sivastopol’dan Yafa’ya üçüncü sınıf bilet fiyatlarını 42 rubleden 24

yapmak üzere gönderdiği A.V. Eliseev’in önerisiyle hacıların barınma olanakları iyileştirilmiş, manevi ihtiyaçlarının karşılanması için misyon görevlilerinin sayısı arttırılmıştır. Kamame Kilisesi, Gethsemane ve Nazareth’de en azından ayda bir kez Ruslara dini hizmet sunulması için Kudüs Patrikhanesinden izin alınmıştır.

Alman ve İngiliz cemiyetleri örnek alınarak hacıların her türlü maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamak üzere gezi rehberi yayımlanmış, Ruslara ait binalara Rus Ortodoks Kilisesi’nin yayımlarını koymuştur. Cemiyetin yaptığı bu hizmetlerin hepsi Rus hacıların sayısını arttırmak amacını taşımıştır. 1883’de 2.145 olan hacı sayısı 1885’de 2.673, 1889’da 3.817’ye yükselmiştir340. Bu artışta Kudüs’e gidişte ulaşım

maliyetlerinin düşürülmesi için gösterilen çaba, modern gemilerdeki rahatlık, Kudüs’teki memnuniyet verici konukseverlik etkili olmuştur. 1894’de 3.000 olan hacı sayısı 1900 yılında 6.000’e yükselerek fiziki koşulların kapasitesinin üzerine çıkmıştır. Ayrıca öğrencilerin oluşturduğu yeni tip bir hacı sınıfı da kutsal şehre gelmeye başlamıştır.

Cemiyet girdiği bu yeni süreçte Ortodoks hacılarına manevi rehberlik yapma imtiyazını Rumların elinden almak için girişimde bulunur. Bunu Rus hacılarının Rum manastırlarında birikmesini önlemek adına oteller yaparak ve Filistin’e vardıktan sonra hacılar üzerinde etkin denetimini sürdürerek sağlamıştır341. Hacıları Yahudi ve Rum

restoranlarından uzak tutmak amacıyla merkezi bir yemekhane, banyo ihtiyaçlarını gidermek için hamam yaptırmıştır. Kudüs kayalıkları boyunca bir buçuk millik kanallarla tamamlanan kanalizasyon ve drenaj sistemini, yağmur sularını biriktirecek depo inşaatı takip etmiştir. Ayrıca Kudüs’te Victor Iakovlevich Sovern yönetiminde bir de Rus hastanesi açmıştır. Hastane Rus hacıların yanı sıra dört dispanser (Kudüs, Beit Jala, Nazareth, Beytüllahim) ve elli üç yatağıyla Cemiyet okullarına kaydolan yerli çocuklara da hizmet vermiştir342. Cemiyetin bütün çabaları Rus hacılarını açgözlü

Rumların elinden kurtarmanın yanı sıra, yıkıcı ideolojilere maruz kalmalarını engellemeye yönelik olmuştur343. Yıkıcı ideolojilerden kasıt olunan 19.yüzyılda etkin olan milliyetçilik, panislamizm gibi fikir akımlarıdır. 1917 Bolşevik İhtilalini

rubleye, Batum’dan ise 41 rubleden 25 rubleye indirmiştir. Demir yolları ise fiyatlarını %50 oranında düşürmüştür.

340 Stavrou, Russian Interests, s. 103-104 341 Stavrou, Russian Interests, s. 150-152 342 Stavrou, Russian Interests, s. 164 343 Stavrou, Russian Interests, s. 155

gerçekleştirenler arasında hacı adaylarının çoğunluğunu oluşturan Rus köylülerinin de yer alması Çarlık yetkililerinin bu endişelerini haklı çıkarır niteliktedir.

3.17.2.3. Cemiyetin Eğitim Politikası

Outline

Benzer Belgeler