• Sonuç bulunamadı

KEİ sürecinin KEİÖ ile sonuçlanmasının üye yapısıyla ilgili somut ilk yansıması, yeni üyelik başvurularıdır Özbekistan, Makedonya ve İran tarafından

Cilt II: Çağdaş Balkanlar, Osman Karatay ve Bilgehan A Gökdağ (Der.), KaraM&Vadi, Ankara

3. KEİ sürecinin KEİÖ ile sonuçlanmasının üye yapısıyla ilgili somut ilk yansıması, yeni üyelik başvurularıdır Özbekistan, Makedonya ve İran tarafından

198 Basra Körfezi’ne diğer taraftan Türkistan coğrafyasının içine kadar uzanan bu başvuru talepleri aynı zamanda, KEİÖ Bölgesi’nde ortaya çıkmaya başlayan sinerjinin bir göstergesidir. Dışişleri Bakanları Konseyi ise bu başvurulara karşı, başlangıç itibarıyla ihtiyatlı bir tavır takınmıştır. Başvurularla ilgili memnuniyet ifade edilmiştir ancak KEİÖ’nün içindeki bütünleşme çabalarının daha ön plânda olduğu ve öncelikle KEİÖ yapısının pekiştirilmesi gerektiği belirtilmiştir. İhtiyatlı ve dengeli bir dil kullanılması yerinde olmakla birlikte, KEİÖ için yeni coğrafyalara açılma fırsatı anlamına gelen başvurularla ilgili çekingen bir tavrın metne yansımasını ise uygun bir hareket tarzı olarak değerlendirmek mümkün değildir zira bir uluslararası örgütün güçlenmesinde, yeni üyelerin katılımı önemli bir etkendir. Bu durumun ortaya çıkması, KEİÖ üyeleri arasındaki farklı eğilimlerin varlığını bir kez daha ortaya sermektedir. Ayrıca, Soğuk Savaş sonrasında Karadeniz’de ortaya çıkan yeni jeopolitiğin tam anlamıyla kavranamaması da üye ülkeleri, bağlayıcı düzenleme yapmaktan alıkoymaktadır.

KEİÖ’nün genişleme süreciyle ilgili dikkat çekici meseleler bulunmaktadır. KEİ girişiminin bir uluslararası örgüte dönüşüp KEİÖ adıyla faaliyet göstermesiyle birlikte, üç devlet tarafından üyelik başvurusu yapılmıştır. Bu devletlerden Özbekistan’ın başvurusu sonuçsuz kalmıştır. Başvurunun yapıldığı 27 Ekim 1999 tarihli Selanik Toplantısından sonra, Özbekistan’ın üyeliğiyle ilgili herhangi bir karar alınmamıştır. İran ile ilgili de benzer bir durum yaşanmış olup ilerleyen süre zarfında İran, aşağıda da belirtileceği üzere 16 Nisan 2009 tarihli Erivan Toplantısında sektörel diyalog ortağı olarak kabul edilmiştir. Üçüncü başvurucu Yugoslavya ise yaşanan iç gelişmeler sebebiyle iki yeni başvurucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan Makedonya’nın üyeliğe ehil olduğu kabul edilmiş ve üyelik müzakereleri yapılmıştır. 18 Nisan 2003 tarihli Erivan Toplantısı kararlarının 29. maddesinde Makedonya, KEİÖ Şartını imzalayarak üye olmaya davet edilmiş ancak daha sonra 30 Nisan 2004 tarihinde yapılan Bakü Toplantısı kararlarının 2. maddesinde, Makedonya’nın iç mevzuatından kaynaklanan engeller gerekçe gösterilerek imza töreni gerçekleştirilmemiştir. Makedonya’nın KEİÖ’ye uyum sürecinin takip edileceği, konuyla KEİÖ Daimî Sekretaryası’nın ilgileneceği belirtilmiştir. Ancak bugüne kadar Makedonya’nın KEİÖ üyeliği gerçekleşmemiştir. Aynı süreci

199 Makedonya ile beraber devam ettiren Sırbistan-Karadağ ise KEİÖ üyeliğine kabul edilmiş ancak daha sonra yaşanan iç gelişmeler sonucunda Karadağ’ın ayrılmasıyla üyeliği tek başına devam ettirmiştir. Karadağ ise 23 Ekim 2008 tarihli Tiran Toplantısında sektörel diyalog ortağı olmuştur. Dolayısıyla Sırbistan, KEİÖ’ye katılma yoluyla üye olan ilk devlet sıfatını kazanmıştır. Bu üyelikle KEİÖ de Balkan coğrafyasına doğru ikinci bir yayılma/genişleme gerçekleştirmiştir ki bu durum aynı zamanda, Geniş/Genişletilmiş Karadeniz anlayışının bir yansımasıdır. Soğuk Savaş sonrasında Balkanların kazandığı önem dikkate alındığında, bu kararla birlikte KEİÖ’nün bu coğrafyada da etkin olabilmesinin önü açılmış bulunmaktadır.

KEİÖ’nün genişleme sürecinde Türkiye’nin, Ukrayna’nın ve Yunanistan’ın Makedonya ile ilgili beyanları ele alındığında ise burada Yunanistan’ın Makedonya ile ilgili hassasiyetleri ön plâna çıkmaktadır. Makedonya’nın kendi toprakları içinde bir bölgenin ismi olduğunu iddia eden Yunanistan, Makedonya isminin kabulü hâlinde, Makedonya’nın toprak talebinde bulunma ihtimaline binaen isim konusunda itiraz etmektedir376. KEİÖ üyeliği başvurusunda da aynı itirazı tekrar etmiş ve BMÖ Güvenlik Konseyi kararına atıf yaparak Makedonya’nın BMÖ üyeliğine “Eski Yugoslav Cumhuriyeti Makedonya” adıyla kabul edildiğini hatırlatmıştır. Yunanistan’ın bu konuyla ilgili izlediği genel politikayla uyumlu olan beyanı, KEİÖ içinde de aynı hassasiyetin ifade edilmesi amacıyla özellikle tekrarlanmıştır. Bu şerhle Yunanistan, kendi dış politika stratejisinin KEİÖ genişlemesinde de dikkate alınması talebinde bulunmuş olmaktadır. Öte yandan Türkiye’nin ve Ukrayna’nın beyanları ise yine, kendi dış politika stratejilerinden kaynaklanmaktadır. Türkiye’nin isimlendirmeyle ilgili beyanı, Yugoslavya’nın dağılmasından sonra komşularıyla değişik sorunlar yaşayan Makedonya’nın Türkiye ile yakınlaşması ve birçok alanda işbirliği içine girmesinin bir izdüşümü olarak görülebilir377. Ayrıca Makedonya ismi üzerindeki bu tartışma aynı zamanda, bir meseleyle ilgili olarak KEİÖ üyeleri arasındaki fikir uyuşmazlığının KEİÖ Dışişleri Bakanları Konseyi kararlarına ilk

376 Ayrıntılı bilgi için bkz. Bestami S. Bilgiç, “Soğuk Savaş Sonrası Yunanistan”, Balkanlar El Kitabı, Cilt II: Çağdaş Balkanlar, Osman Karatay ve Bilgehan A. Gökdağ (Der.), KaraM&Vadi,

Ankara 2007, s. 413-414.

377 Türkiye ile Makedonya arasındaki yakınlaşmayla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Uzgel, Balkanlar, s.

504-507; Nazif Mandacı, “Balkanlar ile İlişkiler”, Türk Dış Politikası (1919-2008), Haydar Çakmak (Ed.), Barış Platin Kitap, Ankara 2008, s. 821-833.

200 yansımasıdır. Sürecin devamında, Rusya’nın da “Makedonya Cumhuriyeti’ni kendi anayasal ismi ile tanıdığı” yönündeki beyanı dikkat çekicidir. Türkiye’nin ve Ukrayna’nın dışında Rusya’nın da aynı yönde şerh düşmesi, Rus dış politikasının bir yansımasıdır ve KEİÖ üyeleri arasındaki fikir uyuşmazlığının ilk defa Konsey kararlarında görüldüğü bu meselede Rusya, Türkiye ve Ukrayna ile aynı safta yer almış olmaktadır.

4. KEİÖ Dışişleri Bakanları Konseyi toplantılarında, KEİÖ’nün ilgili kuruluşları