• Sonuç bulunamadı

Oylama Türleri ve Usûller

KEİÖ’NÜN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER İÇİNDEKİ YERİ

A. Dışişleri Bakanları Konsey

3. Oylama Türleri ve Usûller

Karar alma süreciyle ilgili bir diğer önemli husus, oylama türleri ve usûlleridir. Usûl Kurallarının 12.-15. maddeleri arasında bulunan düzenlemeler, bu konuya ilişkindir. 12. maddeye göre oydaşmaya tâbi olmayan konularda oydaşma

147 sağlanamaması durumunda, bu konularda oylama yapılır. Bu konularda kararın alınabilmesi için oylamaya katılan ve oy kullanan devletlerin üçte ikisinin oyu gereklidir. Tavsiye kararlarında ise bu oran, oylamaya katılan ve oy kullanan devletlerin basit çoğunluğudur. Herhangi bir konuda, karar yeter sayısına ulaşılamaması hâlinde, teklif reddedilmiş sayılır. 13. madde ise çekimser oy ile oylamaya katılmama durumunu düzenlemektedir. Buna göre bir üye devletin çekimser olması hâlinde, o üyenin seçime katılmadığı kabul edilir ve bu durum, oylama sonucunu etkilemez. Yine aynı maddeye göre oylamaya katılmayan bir üyenin tercihi, seçim sonucuna etki etmez.

14. ve 15. maddeler ise oylama şekline ve usûlüne ilişkindir. 14. maddeye göre oylamalar, el ile işaret etmek suretiyle yapılır. Bir üye devletin talebi üzerine oylama, isim okuma suretiyle de yapılabilir. Talebin kabulü hâlinde iki yoldan biri tercih edilir. Ya İngilizce alfabetik sıra gözetilir ya da Dönem Başkanı tarafından çekilecek kura sonucunda devletler sırayla oylarını ilân ederler. Bu şekilde yapılan oylamalarda, üye devlet temsilcileri “kabul”, “red” ve “çekimser” olmak üzere oylarını beyan ederler. 15. maddede, oylama yapılırken gözetilecek esaslar düzenlenmiştir. Maddenin ilk fıkrasına göre Dönem Başkanı tarafından oylamanın başladığı ilân edildiği takdirde oylama, sonuçlar açıklanana kadar kesintiye uğramadan devam eder. Dönem Başkanı’nın sonuçları ilân etmesinin ardından, oylamanın bittiği ve sonuçlarının belli olduğu kabul edilir. Maddenin 2. fıkrasında ise üyelerin oylarıyla ilgili olarak yapmak istedikleri açıklamalara yer verilmiştir. Buna göre herhangi bir devlet, oylama başlamadan önce veya tamamlandıktan sonra kendi oyuyla ilgili açıklamada bulunabilir veya resmî çekince koyabilir ya da yorum beyanında bulunabilir ve bu beyanlarının kayda geçirilerek KEİÖ Daimî Sekretaryası tarafından diğer üyelere de bildirilmesini talep edebilir.

b. Diğer Karar Alma Yöntemleri

KEİÖ’nün genel karar alma yöntemi dışında, Usûl Kurallarının 16. ve 16 bis maddelerinde diğer karar alma yöntemleri düzenlenmiştir. Bu yöntemlerden ilki, 16. maddede düzenlenen “sessizlik yöntemi”dir. KEİÖ karar alma organlarının toplantı

148 hâlinde olmadığı durumlarda, taslak niteliğindeki kararların kabul edilmesinde uygulanan bu yönteme göre taslak kararlar, Dönem Başkanlığı tarafından KEİÖ Daimî Sekretaryası eliyle üye devletlere ulaştırılır. Otuz iş günü içinde taslak kararlara herhangi bir itiraz söz konusu olmazsa bu kararların onaylandığı kabul edilir. Maddeye göre otuz iş günü süresi, taslak kararların bütün üye devletlere ulaştığına dair bilgi notunun KEİÖ Daimî Sekretaryası tarafından beyan edilmesiyle başlar.

Genel karar alma yöntemi dışındaki yöntemlerden ikincisi ise acil durumlarda söz konusu olmaktadır. 16 bis maddesinde yer alan bu yönteme göre, Yüksek Düzeyli Memurlar Komitesi acil durumlarda bağlayıcı kararlar alabilmektedir. Maddeye göre bu kararların, gerçekleşecek ilk KEİÖ Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısında onaylanması gerekmektedir. Aksi takdirde alınan kararlar, hükümsüz kalacaktır.

c. Karar Çeşitleri

KEİÖ Dışişleri Bakanları Konseyi’nin aldığı kararlar, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü Usûl Kurallarının 17.-19. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Maddelerde belirtilen üç tip karardan ilki, 17. maddede belirtilmiştir. Buna göre Usûl Kurallarının 11. maddesinde düzenlenmiş olan ve oydaşma yoluyla alınan bu kararlar (resolutions), KEİÖ’nün yapısına ve/veya işleyişine ilişkin olan kararlardır ve bütün üye devletleri bağlayıcı bir niteliğe sahiptir.

Konsey’in aldığı kararlar içinde ikinci çeşidi, belirli bir konuda KEİÖ’nün teknik işleriyle ve/veya işleyişiyle ilgili kararlar (decisions) oluşturmaktadır. Usûl Kurallarının 18. maddesinde düzenlenen bu kararlar, oyların üçte iki çoğunluğuyla alınır. Nitelik açısından bakıldığında ise bu kararlar, yalnızca oylamada lehte oy kullanan üye devletleri bağlayıcı bir özelliğe sahiptir. Görüldüğü üzere oydaşma yoluyla alınan kararlar (resolutions) ile üçte iki çoğunluk aranan kararlar (decisions) arasındaki en temel nitelik farkı, ilkinin bütün üye devletleri bağlaması, ikincisinin ise yalnızca olumlu oy veren üyeleri bağlamasıdır. Dolayısıyla üçte iki çoğunluk

149 gerektiren kararlar (decisions) üye devletler açısından kısmen bağlayıcı bir niteliğe sahiptir. Uygulamada ise aşağıda da ayrıntılı olarak ele alınacağı üzere, Konsey kararlarında bir ayrıma gidilmiş olmasına rağmen gerek resolution gerekse decision niteliğindeki kararlarda, oydaşma yoluyla karar alındığı görülmektedir. Decision niteliğindeki kararların hiçbirinde, alınan karara katılmayan herhangi bir üye devletten bahsedilmemiştir. Decision niteliğindeki kararların üçte iki oy çokluğuyla alındığına dair herhangi bir kayıt da bulunmamaktadır.

Usûl Kurallarının 19. maddesi ise son karar çeşidi olan tavsiye kararlarını (recommendations) düzenlemektedir. Konsey veya alt organlar tarafından alınan bu kararların üye devletleri bağlayıcı özelliği yoktur. Maddeye göre alt organlar tarafından alınan tavsiye kararları, Konsey’in onayı gerçekleşmeden etki doğurmaz ve bu kararların onaylanıp onaylanmaması noktasında, Konsey’in takdir hakkı söz konusudur.

Aşağıda da belirtileceği üzere uygulamada, Konsey toplantılarında alınan kararlarda, kararların oydaşma yolu ile mi yoksa üçte iki çoğunlukla mı alındığına dair herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu durumda, Usûl Kurallarının 12. maddesinde belirtilen ve oydaşma gerektirmeyen konularda da Konsey’in karar alma aşamasında öncelikle oydaşma sağlanması yönündeki örtülü tavsiyesine riayet edildiği anlaşılmaktadır.

ç. Değerlendirme

Karar alma sürecine genel olarak bakıldığında, KEİÖ’nün karar alma mekanizmasının sıkı kurallara bağlı olmadığı görülmektedir. AYBAK’a göre bu düzenlemeler yapılırken üye devletlerin bürokratik kırtasiyeciliğe ve kuralların katılığına izin vermedikleri anlaşılmaktadır. Bu yönüyle KEİÖ’nün karar alma süreci, esnek/açık uçlu bir süreç olarak değerlendirilebilir. Özellikle düşük profilli siyasî meselelerle ve teknik işlerle ilgili kararların alınmasında, katı olmayan karar

150 alma süreci KEİÖ açısından kullanışlı bir araç işlevi görmektedir317. Uygulamadaki durum, AYBAK’ın görüşlerini doğrulamaktadır. Zira uygulamada, KEİÖ Dışişleri Bakanları Konseyi tarafından alınan kararlarda, herhangi bir muhalefet şerhine rastlanmamaktadır. Alınan kararlar da oy çokluğuyla değil, oydaşma yoluyla alınmaktadır. Bu durumun bir başka sonucu da Konsey toplantılarının gündeminin hazırlanması esnasında, mutabakat sağlanan konuların gündeme alınıyor olmasıdır. Ancak cârî durum, yapılması gereken bir değişikliği gözden kaçırmamalıdır ki bu da “decisions” niteliğindeki kararların üçte iki çoğunlukla alınabilmesi ve bu kararların sadece olumlu oy verenleri bağlamasıdır. Bu hüküm, “decisions” niteliğindeki kararlara bakışı olumsuz etkilemeye müsaittir. Zira bu kararların sadece olumlu oy verenleri bağlaması, KEİÖ içindeki dengelerin bozulmasına yol açabilir. Bu sebeple “decisions” niteliğindeki kararların, her üyeyi bağlayacak şekilde düzenlenmesi isabetli olacaktır.

Genel karar alma süreci dışında işletilen diğer karar alma yöntemleri de yine AYBAK’ın işaret ettiği gibi esnek ve kullanışlı bir görüntü sergilemektedir. Usûl Kurallarının 16. maddesindeki “sessizlik yöntemi”, karar alma sürecinin hızlanmasında önemli bir rol oynama niteliğine sahiptir. Aynı şekilde Usûl Kurallarının 16 bis maddesindeki acil durumlara yönelik karar alma yöntemi de gecikmesinde sakınca doğabilecek konularla ilgili süratli karar almayı sağlamaya yönelik bir araç görünümündedir. Ancak acil durumlarla ilgili herhangi bir açıklama getirilmemiş olması, bir eksiklik olarak dikkat çekmektedir. Usûl Kurallarına yapılacak bir eklemeyle acil durumlara açıklık getirilmesi veya en azından bir çerçeve belirlenmesi, isabetli bir yenilik olur.