• Sonuç bulunamadı

REFAH KAVRAMI

Belgede T. C. Ebru BURSA 2019 (sayfa 79-82)

3. REFAH İKTİSADININ TEMEL ARACI: SOSYAL REFAH

3.1. REFAH KAVRAMI

Normatif iktisadın bir parçası olan refah iktisadı, bireysel ve toplumsal açıdan neyin daha iyi veya neyin daha kötü olduğu üzerinde durmaktadır222. Dolayısıyla refah iktisadı, ekonomi politikalarının bireylerin veya toplumun refah seviyeleri üzerindeki etkisi ile ilgilenmekte olup, toplum refahının daha üst düzeyde sağlanması için öneriler sunmaktadır223. Burada üzerinde durulan refah kavramı, “iyilik”, “mutluluk” anlamına gelmekte ve arzu edilen bir şeyi tanımlamaktadır. Geniş anlamda refah kavramı ise, mutluluğun yanında, aile bağları, sağlık, arkadaşlık, dostluk, sevgi, dünya görüşü ve benzeri birçok şeyi de kapsamaktadır224. Bazı iktisatçılar, refah kelimesinin sadece tanımlayıcı bir terim olarak görülebileceğini ifade etmektedir. Diğer taraftan, bir bireyin veya grubun refahını arttıracak, azaltacak veya sabit tutacak bir durumun sadece tanımlayıcı bir durum değil, ikna edici bir durum olduğu da ileri sürülmektedir225.

Refah, iyiliğin bir ölçüsü olarak tanımlanmakla birlikte, refahın doğası hakkında kesin bir yargıda bulunmak oldukça zordur. Çünkü refahın tanımlanmasında kullanılan ölçütler zamandan zamana ve toplumdan topluma değişiklik arz edebilmektedir. Kaldı ki çoğu zaman fayda kavramı refah ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Ancak refah, faydayı aşan bir kavram olarak değerlendirilmektedir. Yani fayda, refahtan daha dar bir anlama sahiptir. Fayda, malların tüketiminden elde edilen zevk veya memnuniyet olarak

222 Feldman, Serrano, a.g.e., s. 1.

223 Price, a.g.e., s. 3.

224 Arsan, a.g.e., s. 57.

225 Nath, a.g.e., s. 11.

ifade edildiğinde, refah kavramı ile tam olarak örtüşmemektedir. Diğer taraftan, güvenlik, seçim özgürlüğü, gelir ve fiyat seviyesi gibi refahı etkileyen birçok faktör bulunduğundan, refahın sadece fayda boyutuyla sınırlandırılması doğru değildir226.

Refah iktisadı, sınırlandırılması oldukça zor bir kavram olan refahı, ekonomik refah çerçevesinde ele almaktadır. Bu durum Pigou’nun bakış açısından hareketle yorumlanmaktadır. Pigou (1951), refahın çok kapsamlı bir kavram olduğunu ve iki önermeye dayanarak bu kavramın açıklanabileceğini söylemektedir. Bunlardan ilki, refah kavramı soyut bir unsur olup maddi unsurları içermemesidir. Yani refah pek çok unsurdan etkilenen algılar bütünüdür. Diğer bir önerme ise, refahın azlık ve çokluk arasında tanımlanabilmesidir. Pigou’ya göre refahın kapsamı çok geniştir ve somut bir ölçü birimi bulunmamaktadır. Refahın somut olarak ölçülmemesi ve pek çok soyut unsura bağlı olması, refaha ilişkin analizlerde sınırlandırmayı zorunlu kılmaktadır227. Bu nedenle Pigou, sosyal refah kavramını ekonomik refahla sınırlandırarak, bu kavram üzerinde durmakta ve ekonomik refahı genel refahın bir parçası olarak görmektedir.

Pigou, bu bakış açısıyla refah iktisadını, dünyanın veya bir ülkenin ekonomik refahının artmasını sağlayan etkenleri araştıran bir çalışma alanı olarak kabul etmektedir228. Pigou her ne kadar ekonomik refahın ölçülmesinin zor olduğuna kanaat getirse de bu durumu imkansız görmemektedir. Ona göre ekonomik refah prensipte ölçülebilir bir sıvı veya gaza benzemektedir. Bu nedenle refahın miktarında değişimler ortaya çıkabilir, burada önemli olan bu değişimlerin nedenlerinin ortaya konulmasıdır. Pigou bu gibi durumların sonunda ise toplam refahta meydana gelen bir artışı, toplam iyilik artışı olarak değerlendirmektedir229.

Bahsi geçen bu bilgiler doğrultusunda, bir toplumda refah kavramının bireysel ve toplumsal açıdan iki düzeyde ele alındığı bilinmektedir230. Bireysel düzeyde refah

“tatmin ve yapabilme” karşılığı olarak ifade edilmekte olup, tatmin düzeyinde ve yapabilirliklerdeki bir iyileşme refah artışı olarak kabul edilmektedir. Diğer bir ifadeyle, bireyin durumunda bir iyileşme söz konu ise bireysel refahın arttığı kabul edilmektedir.

Toplumsal açıdan refah ise, bireysel refah ile ilişkilendirilmekte ve bireysel refahların

226 Price, a.g.e., s. 3.

227 Arthur C. Pigou, The Economics of Welfare, London: Macmillan, 1920, p. 10-11.

228 Pigou, “Some Aspect of Welfare Economics”, s. 287.

229 Little, a.g.e., s. 9.

230 Nicola, a.g.e., s. 9.

toplamı, toplumsal (sosyal) refah olarak kabul edilmektedir. Nasıl ki bireysel refah, bireyin mutluluğunu, konforunu ve iyiliğini ifade ediyorsa, toplumsal refah da, toplumu oluşturan bireylerin yaşam düzeylerini, mutluluklarını ve memnuniyetlerini ifade etmektedir231.

Mishan (1969), bireysel refah ile toplumsal refaha ulaşılması noktasında bir takım değerlendirmeler yapmaktadır. Ona göre, bireyin refahının arttığını, ancak kendisi buna inandığında söylemek mümkündür. Dolayısıyla bireysel refahtan hareketle toplumsal refah hakkında söylenecek her şey aslında bir değer yargısı içermektedir.

Mishan, bu değer yargılarının örtük veya açık olarak yapıldığını ifade etmektedir. Örtük değer yargısı Pareto anlamında bir iyileşmeye karşılık gelmekte ve herkes mevcut durumundan daha iyi bir hale gelebiliyorsa sosyal refahın arttığı kabul edilmektedir.

Açık değer yargısı ise, refahın dağılımını esas almakta ve toplumsal refahın bireyler arasında eşit olarak dağılması kaydıyla sosyal refahın artabileceğini ifade etmektedir.

Bu doğrultuda, açık değer yargısı birden fazla Pareto etkin durumun olduğunu ve bunlar arasından daha eşitlikçi duruma sahip olanın tercih edilmesi gerektiğini söylemektedir232.

İlk önermedeki toplumsal refahın, bireysel refahlar toplamı olarak ele alınıp, sadece sonuç açısından artış veya azalış olarak değerlendirilmesi kabul görmeyebilmektedir. Çünkü bireyler arasında refahın dağılımına toplumun kayıtsız kalmayacaktır233. Toplum, politika değişikliklerinden doğan kayıp ve kazanımlara ilişkin mutlaka tepki verecektir. Sonuçtan ziyade sürecin işleyişi hakkında da toplum bir reaksiyon ortaya koyacaktır. Bu iki değer yargısı, toplumsal refahın belirlenmesinde toplum tercihlerinin belirlenmesi ve bu tercihlere uyumlu politikalar geliştirilmesi gerekliliğine işaret etmektedir. Dolayısıyla toplumsal refah, toplumun önceliklerinin tatminiyle karakterize edilmelidir. Toplumun, refah kriteri olarak neyi öncülediği belirlenmelidir. Bu önceliğe yönelik yapılan uygulamalar ne kadar fazla olursa, sosyal refah artışı o denli fazla sağlanmış olmaktadır234. Burada önem arz eden iki husus söz konusudur. Bunlardan ilki, bireysel refahtan toplumsal refaha nasıl ulaşılacağıdır.

İkincisi ise, öncelikle birey, devamında toplum tercihlerinin nasıl belirleneceğidir. Bu

231 Durmuş, a.g.e., s. 25.

232 Albayrak, Refah İktisadının Teorik Temelleri: Piyasa ve Refah İlişkisi, s. 14.

233 Akalın, Kamu Ekonomisi, s. 45-46.

234 John O’Neill, Piyasa, 1. b., çev. Şen Süer Kaya, İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 2001, s. 63.

iki hususun sağlanması noktasında refah iktisadının temel araçları olan sosyal refah fonksiyonlarından faydalanılmaktadır.

Belgede T. C. Ebru BURSA 2019 (sayfa 79-82)