• Sonuç bulunamadı

BİREYSEL REFAHTAN TOPLUMSAL REFAHA ULAŞMANIN ARACI:

Belgede T. C. Ebru BURSA 2019 (sayfa 82-87)

3. REFAH İKTİSADININ TEMEL ARACI: SOSYAL REFAH

3.2. BİREYSEL REFAHTAN TOPLUMSAL REFAHA ULAŞMANIN ARACI:

SOSYAL REFAH FONKSİYONLARI

Toplumsal refah maksimizasyonunu amaçlayan refah iktisadının en temel sorunu, bireysel refah ile toplumsal refah arasındaki fonksiyonel ilişkiyi açıklamaktır.

Toplum, bireylerden oluşan organik bir yapı olarak kabul edildiğinde, toplum refahının bireysel refahla ilişkili olduğu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır235. Buradaki temel sorun, bireysel refahın ve buradan hareketle toplumsal refahın belirlenmesidir.

Günümüzde bir bireyi neyin ve/veya hangi değişikliğin mutlu edebileceğini bilmek ve bu konu hakkında fikir yürütmek kolaydır. Ancak bu durum toplum refahı açısından bu kadar kolay değildir. Bu yüzden toplumsal refahın nasıl arttırılacağının tespiti oldukça güçtür. Eğer bir birey toplum refahı ile ilgileniyorsa, bu bireyin toplumun refahının ekonomik nedenleri ile ilgilendiğini söylemek kolaydır. Fakat bu konu tam anlamıyla netlik kazanmamaktadır. Çünkü bireyin, toplumun refahıyla ne gerçeklikte ilgilendiği sorunu ortaya çıkmaktadır. Gerçekten toplum refahını önemsiyor mu, yoksa böyle bir izlenime mi neden oluyor? Bu durum politikacılar açısından da geçerlidir. Toplum refahını arttırmaya yönelik bir öneride bulunan politikacı, önerdiği değişiklik ile olumlu sonuçlar elde edeceğini öngörerek mi, yoksa sonuçların ne olacağını öngörmeden mi böyle bir değişiklik önermektedir? Bu sorulara ilişkin cevap, Bentham tarafından verilmiş ve Bentham politikacıların önerdiği değişikliklerin toplum refahını arttıracağını kabul etmiştir. Çünkü politikacılar böyle bir söylemde bulunuyorsa şayet, iyilik ve mutluluğun artacağını öngörmektedirler. Ayrıca, Bentham toplumun mutluluğu ifadesini, toplumdaki tüm bireylerin mutluluğuna eş değer olarak tanımlamıştır. Yani toplumsal refahın, bireysel refahların toplamının doğrusal bir fonksiyonu olduğunu kabul etmiştir236. Bireysel refahtan toplumsal refaha nasıl ulaşılabileceğini ortaya koyan bu doğrusal ilişki, sosyal refah fonksiyonu aracılığıyla sağlanmaktadır.

235 Oscar Lange, “The Foundations of Welfare Economics”, Econometrica, V. 10, N. 3-4, 1942, p. 215.

236 Little, a.g.e., s. 7.

Sosyal refah fonksiyonuyla herhangi bir rejimin ve sosyal durumun nasıl değerlendirilmesi gerektiği açıklanmaktadır. Sosyal refah fonksiyonları, bireysel fayda veya refaha bağlı olduğu için burada önemli olan öncelikle bireysel refahların belirlenmesidir. Bireysel refah belirlendikten sonra, toplumsal refaha ilişkin çıkarımlar yapmak biraz daha kolaylaşmaktadır237. Refah iktisadının çalışma alanında kabul gören bu sosyal refah fonksiyonlarının oluşumuna ilişkin açıklamalara aşağıda yer verilmektedir. Ancak daha öncesinde iyi bir sosyal refah fonksiyonunun sahip olması gereken özelliklerden bahsetmek yerinde olacaktır. Bu özellikler aşağıdaki gibi sıralanabilmektedir.

 Bireysel faydayı esas almayan hiçbir sosyal refah fonksiyonu tanımlaması yapılamaz. Yani sosyal refah tanımlamaları özelinde bireysel refahı iyileştirmelidir.

 Sosyal refah fonksiyonları Pareto etkinlik içermelidir. Bununla birlikte, sosyal refah fonksiyonları kimsenin refahını azaltmadan, ancak Pareto iyileştirme ile sonuçlanacak öneriler içermelidir.

 İyi bir sosyal refah fonksiyonu eşitsizlikten kaçınmalıdır. Yani uç noktalara hizmet eden sosyal refah fonksiyonu tanımlamaları kabul edilemez. Buradaki temel gerekçe, toplumun genel seçiminin ve toplum tercihlerini yansıtan bir politika belirlenmesinin, uç değerlerin aralarında uzlaşmaya varmasının mümkün olmaması nedeniyle imkansız olmasıdır. Örneğin, iki uç değer olan siyah ve beyazın ortak bir paydada buluşması mümkün olmayacaktır. Ancak her ikisinin de gri alanda uzlaşma sağlama ihtimali yüksektir. Bu nedenle gri alana yani ortanca değerlere yaklaşan sosyal refah fonksiyonları, toplum tercihlerine daha yakın cevap verebilecektir.

İlk iki özellik çok fazla tartışmaya neden olmamaktadır. Tartışmaların çoğu üçüncü özelliğe yöneltilmektedir. Bazı kimseler, eşitsizliğin azaltılmasının sosyal refahı arttıracağını, bazıları ise eşitsizlikten kaçınma ile sosyal refah arasında bağlantı

237 Louis Kaplow, The Theory of Taxation and Public Economics, New Jersey: Princeton University Press, 2008, p. 41.

kurulmaması gerektiğini savunmaktadır. Yani bireyler eşitsizlikten kaçınmaya karşı aynı hassasiyete sahip değildir238.

Sahip olduğu bu özelliklerden hareketle toplumsal refahın belirlenmesinde kullanılan sosyal refah fonksiyonları, refah iktisadında önemli bir yere sahiptir ve toplum refahının en üst düzeye çıkarılmasında kullanılmaktadır. Toplumsal refahın en üst düzeye çıkarılmasında ise bu fonksiyonların nasıl formüle edilmesi gerektiği önem arz etmektedir. Her ne kadar bu fonksiyonların nasıl oluşturulacağının veya nasıl yorumlanacağının net bir tanımı olmasa da, sosyal refah fonksiyonları bireysel refahtan toplumsal refaha ulaşmak için çeşitli şekillerde formüle edilmektedir. Bu doğrultuda 1938 yılında yayınlamış olduğu çalışmada ilk kez sosyal refah fonksiyonu ifadesini kullanan Bergson239, sosyal refahı bağımlı bir değişken olarak ele almış ve bu değişkenin bir dizi bağımsız değişkenden etkilendiğini ileri sürmüştür240. Bu belli başlı değişkenlerin neler olduğuna dair bir görüş birliği söz konusudur. Toplumu oluşturan tüm bireylerin mal ve hizmetlere sahip olduğu miktarlar, bireylerin üretim sürecine dahil ettikleri her nevi kaynağın miktarı, üretim faaliyetine ayrılan her nevi kaynağın miktarı ve benzeri şeyler bu değişkenleri oluşturmaktadır. Burada önemli olan fonksiyonun nasıl şekilleneceğidir. Bergson tarafından ortaya atılan bu sosyal refah fonksiyonu aşağıdaki gibi formüle edilmektedir. Fonksiyonda U; bireysel faydayı, W ise; toplumsal faydayı göstermektedir. Bu formülden hareketle Bergson, toplumsal refahın toplumu oluşturan bireylerin faydalarından meydan geldiğini ifade etmektedir.

Çıkış noktası olarak ele alınan değerler açısından bu fonksiyonun şekli değişiklik arz edebilmektedir241.

W = f{U1, U2, U3…, Un} (1.1)

Bergson, formüle ettiği sosyal refah fonksiyonunda bireysel refahı, toplumun her üyesi tarafından sunulan hizmetlerin bir fonksiyonu olarak görülebilecek şekilde tanımlamaktadır. Bergson tarafından belirlenen bu sosyal refah fonksiyonu tamamen

238 Connoly, Munro, a.g.e., p.46-47; Per-Olov Johansson, An Introduction to Modern Welfare Economics, New York: Cambridge University Press, 2001, p. 27.

239 Bergson, iktisadi refah fonksiyonu ibaresini kullanmıştır. Zamanla bu fonksiyon daha genel bir ifade ile sosyal refah fonksiyonu olarak kullanılmaya başlanmıştır (Abram Bergson, “A Reformulation of Certain Aspect of Welfare Economics”, The Qarterly Journal of Economics, V. 52, N. 2, 1938, p.

312).

240 Nath, a.g.e., s. 25.

241 Bengül, a.g.e., s. 77-78.

toplum genelini ilgilendirmektedir. Dış dünyayı veya farklılıkları dikkate almanın yanı sıra bir kişinin memnuniyetinin, başkalarının refahına bağımlı olduğu gerçeği de hesaba katılmaktadır242. Sosyal refah fonksiyonlarının, alternatif toplumsal durumların sıralamasından oluştuğunu ifade eden Bergson, ekonomide kararların Pareto etkinliği esas alarak gerçekleştirilmesi gerektiğine de vurgu yapmaktadır243. Bu tip sosyal refah fonksiyonlarında, bireysel refah artışı toplumsal refahı da arttırmaktadır. Diğer bir ifadeyle, toplumu oluşturan bireylerin herhangi birinin refahında meydana gelen artış, toplam refahı arttırmaktadır. Bu görüşün öncüsü bilindiği üzere Pareto’dur244. Pareto (1972)’nun çalışması, dağıtımsal yargılardan kaçınılması gerektiğini ve bunlar hakkında fikir birliği elde etmenin güç olduğunu temel almaktadır. Bunun yerine toplum refahındaki iyileşme, en az bir kişinin yararına bir artışın olması ve yoksulluğun azaltılmasıyla ilişkilendirilmektedir. Böyle bir değişim, etkinlik artışı olarak görülmekte ve Pareto, maksimum etkinlik durumunu herhangi bir kimseyi kötüleştirmeksizin kimsenin refahının iyileştirilememesi olarak tanımlamaktadır245. Dolayısıyla sosyal refahın, etkinlik boyutunda en üst düzeyde sağlandığı kabul edilmektedir.

Sosyal refahın arttırılmasında benimsenen Paretocu ilkeler, aslında toplumdaki baskın değer yargılarına dayanmaktadır. Bu nedenle bir durumun en iyi olduğunu tespit etmek için diğer durumlar ile karşılaştırmak ve değerlendirmek gerekmektedir. Bunun gerçekleştirilmesi için de refahı oluşturan unsurlarla ilgili değer yargıları sıralı olarak belirlenmelidir. Bergson, ortaya koyduğu sosyal refah fonksiyonunda değer yargılarının kim tarafından belirleneceği ve baskın değer kavramı üzerinde durmamıştır246. Devamında Samuelson (1958), sosyal refah fonksiyonunun oluşturulmasında etkili olacak karar vericinin, “iyi niyetli bir despot, bencil biri, iyi niyetli bireyler, devlet, ırk, grup fikri, tanrı vb.” olabileceğini ileri sürmüştür247. Bergson tarafından ilk defa ortaya atılan sosyal refah fonksiyonu, Samuelson’un yapmış olduğu katkılardan dolayı sonrasında Bergson-Samuelson sosyal refah fonksiyonu olarak da anılmaya başlanmıştır248.

242 Scitovsky, a.g.m., s. 311.

243 James Foster, Amartya Sen, On Economic Inequality, New York: Oxford University Press, 1997, p. 7.

244 Price, a.g.e., s. 6.

245 Price, a.g.e., s. 7.

246 Albayrak, Refah İktisadının Teorik Temelleri: Piyasa ve Refah İlişkisi, s. 53.

247 Samuelson, a.g.e., s. 221.

248 Durmuş, a.g.e., s. 28.

Paretocu etkinlik temelinde oluşturulan Bergson-Samuelson sosyal refah fonksiyonu aşağıdaki gibi formüle edilmektedir. Burada W; sosyal refahın sırasal ifadesini, Ui; i’inci bireyin veri tercihlerinin sırasal ifadesini (i=1…m, m>2), x ise alternatif toplumsal durumların veri bir setinin tipik unsurunu göstermektedir249.

W(x)= f[U1(x), U2(x), …, Um(x)], ∂F/∂Ui>0 (1.2)

Genel bir değerlendirme yapıldığında, toplumsal refahın belirlenmesi için kullanılan bu sosyal refah fonksiyonlarının ortaya konmasındaki temel sorun, fonksiyonun biçimini ve her bireyin refah algısını belirlemektir. İlk değerlendirmede sosyal refah fonksiyonlarının kullanılması, iktisatçıları değer yargılarında bulunma zorunluluğundan kurtarmaktadır. Sosyal refah fonksiyonları, toplumun refah kriterine ilişkin görüşünü yansıttığı için refahın arzulanan şekilde dağılmasına ilişkin karar verme durumunu ortadan kaldırmaktadır. Burada iktisatçıların üzerine düşen görev, refah dağılımının toplumsal tercihler tarafından dile getirilen şekilde gerçekleşmesini sağlamaktır. Ancak temel sorun, bu durumun bu kadar basit olmamasıdır. Sosyal refah fonksiyonları şekli biçimde belirlenmektedir. Sosyal refah fonksiyonları, bireylerin tercihlerine bağlı olan ağırlıkların toplanmasıyla oluşmaktadır. Herkesin tercihlerine eşit ağırlıklar verilmeli mi, yoksa farklı ağırlıklar hangi ilke esas alınarak belirlenmelidir?

Buna ilişkin olarak çoğu kimse, aslında tercihlere bağlı olan ağırlıkların eşit bir şekilde verilmesi gerektiğini savunabilmektedir. Her ne kadar sosyal refah fonksiyonları tercihlere bağlı şekillendirilse de iktisatçılar tarafından yapılan değer yargılarına ihtiyaç duyulması muhtemeldir. Bu yüzden sosyal refah fonksiyonlarının uygulanması, iktisatçıların değer yargılarından hareket etmeleri sorununa tam anlamıyla çözüm olamamaktadır250.

Diğer taraftan refah iktisatçılarının büyük bir çoğunluğu, toplum refahının en üst düzeyde sağlanmasına ilişkin sosyal refah fonksiyonlarının demokratik bir şekilde toplum vatandaşları tarafından seçilebileceğini vurgulamaktadır251. Böylelikle bu durum, iktisatçıların, neyin arzulanan bir refah dağılımı olması gerektiğine karar vermesini gereksiz kılmaktadır. Çünkü sosyal refah fonksiyonları, herkesin tercihleri ile ilgili olan kişisel memnuniyetlerini değil aynı zamanda tüm toplumu ve toplumun

249 Mehmet Selim Bağlı, “Etkinlik ve Eşitlik Bağlamında Yeniden Dağıtım Politikalarının Sosyal Refah Üzerindeki Etkisi”, Maliye Dergisi, S. 161, 2011, s. 261.

250 Scitovsky, a.g.m., s. 312.

251 Nicola, a.g.e., s. 3.

üyeleri arasındaki refah dağılımını ifade eden bir işlev görmektedir. Bu nedenle iktisatçılar, sosyal refahı en üst düzeye çıkaracak koşulların belirlenmesini ve bu koşullara hizmet edecek iktisat politikalarını savunmalıdır. Burada belirlenecek olan politikaların, toplum tercihlerini en iyi şekilde yansıttığından emin olunmalıdır252. Dolayısıyla toplumsal refah artışını sağlamak için toplum tarafından tercih edilen refah kriterinin belirlenmesi oldukça önemlidir. Belirlenen bu kritere hizmet eden sosyal refah fonksiyonlarının oluşturulması, refah iktisadının temel amacına ulaşılmasında etkili olmaktadır.

3.3.BİREYSEL REFAHTAN TOPLUMSAL REFAHA ULAŞMADA

Belgede T. C. Ebru BURSA 2019 (sayfa 82-87)