• Sonuç bulunamadı

2.1.8. İlköğretime Hazırlık Çalışmalarının Alanları

2.1.8.1. Okumaya Hazırlık Becerileri (Okuma ve Yazma Öncesi Beceriler:

Okuma, bir görsel motor semboller serisini, sözlü veya sözsüz olarak ses dizilerine çevirme süreci olarak tanımlanabilir. Okuma, insan yaşamının çocukluk evresinde okulla birlikte kazanılan bir etkinlik olmakla birlikte bu etkinliğin süreklilik kazanması okuma alışkanlığını ortaya çıkarır. Okumaya hazırlık, çocuğun okumaya

yönelik ilk beceriler, çocuğun çevresindeki yazılı materyallere karşı ilgi duyması, logo ve işaretleri tanıması, kendi adının yazılışını tanıması ve alfabedeki bazı harfleri tanıması gibi çeşitli belirtilerle ortaya çıkar. Okumayı öğrenme, yazma ve imla, duyular arası yolların iyi bir şekilde işleyişini, yeterli güdülenmeyi ve kontrolünü gerektirir. Çocuklar, okumayı değişik yaş ve aşamalarda öğrenirler. Çocuğun okul öncesi dönemde sahip olduğu temel becerilerden fonolojik duyarlılık, okuma kavramları, kelime bilgisi, görsel ve işitsel ayrımlaştırma becerileri, okuma gelişimleri üzerinde son derece etkilidir. Sözel dil becerileri, fonolojik farkındalık ve yazı bilgisi ile birlikte, okuma becerilerinin gelişimi açısından da ilk yıllardaki başarı için önemli bir zemin oluşturmaktadır (Unutkan, 2006a; Polat, 2010; Bierman vd., 2008; Çakmak ve Bülent, 2009).

Yazma ise, “sözlü veya sözsüz konuşma seslerini, karşılıklı olan görsel motor sembollere çevirme sürecidir.” Eli kullanmada yetkinlik, tam olarak gelişmiş bir görme yeterliliği, dikkati yoğunlaştırma ve dile ilişkin bir kavrayış, ustalıkla yazabilmek için çok önem taşıyan niteliklerdir. 3 ile 5 yaş arasında eli kullanma becerisi ve genel gelişim, çocuğun (örneğine bakarak) şekillerin benzerlerini çizme aşamasını yavaş yavaş aşmaya başladığı bir noktaya doğru ilerler. Artık, kalemini kaldırıp önceden çizdiği yere yakın bir noktadan başlayarak devam etmesini gerektiren çizgiler çizmeye çalışabilir, bu gelişim aşaması yazma becerisinin temel niteliklerinden biridir. Okul öncesi dönemde düzgün kalem tutmaları ve doğru bir şekilde yaptırılan çizgi çalışmaları yazma becerisinin gelişiminde çok önemli temeller oluşturacaktır (Unutkan, 2006a; Polat, 2010).

Birçok beceri ve yetenek gibi, okuma yazma becerileri de basit becerilerin daha karmaşık olanlardan önce edinildiği gelişim sürecinde ortaya çıkmaktadır. İlk adım farkındalık ve keşiftir. Bu süreçte çocuk öykü kitaplarını dinlemekten ve onları tartışmaktan hoşlanır ve basılı materyalin bir mesaj taşıdığını anlamaya başlar, okuma yazma girişimlerinde bulunur, çevresindeki etiket ve işaretlerle ilgilenir, tekerlemelere katılır, harfleri tanımlar, ses ve harf eşleştirmeleri yapar ve harflerle yazıyı ve yazıyı temsil eden işaretleri yakınlaştırmaya çalışır. Bu nedenle okul öncesi yıllar bu tür deneyimler için en önemli zamandır. Erken okuma-yazma gelişimi ve okuma yazmaya başlama aşamaları çocuklarda farklı hız ve şekilde gelişir. Bu karmaşık süreçler

genellikle 5-8 yaş arası dönemde meydana gelmektedir. Bu dönemin okuma- yazma alanındaki özellikleri her gelişim alanında olduğu gibi bireysel farklılıklardan etkilenmektedir. Okuma-yazma öncesi kazanılması gereken temel beceriler; sözel dil becerisi, genel kültür bilgisi, yazı bilinci, alfabe bilgisi, ses farkındalığı, yazı öncesi çalışmalar şeklinde sıralanabilir (Kandır vd., 2010; Güven, 2003).

Okuma-yazma becerileri hayatın ilk yıllarında başlar ve çocukta aynı anda ve karşılıklı olarak gelişir. Bir şeyleri gerçekleştirmek için okuma ve yazmanın kullanıldığı gerçek yaşam koşulları okuryazarlığı geliştirir ve çocuklar okur-yazarlığı aktif olarak öğrenirler. Çocukların okuma yazmayı öğrenmesi gelişimsel bir süreçtir ve onlara bir şeylerin okunması okuma yazma becerilerinin gelişimini destekler (Unutkan, 2007a).

Okul öncesi dönemde okuma-yazma becerisine ilişkin yapılan çalışmalar yaş, görsel-işitsel algı, bilişsel gelişim ve çevresel faktörlerin okuma yazma becerilerinin gelişiminde etkili olduğunu ortaya koyarken, çevresel faktörleri çocuğa uygun deneyim ortamlarını sağlar. Okuma-yazma becerilerinin gelişiminde çevresel faktörlerin daha ağırlıklı olduğu gerçeğinden yola çıkılarak çocukların bu becerilerinin gelişiminde ev ortamının önemi bir kat daha ortaya çıkmaktadır (Üstün, 2005).

Yılmaz ve Çakmak (2009) okul öncesi dönemde çocuğun okuma alışkanlığı kazanmasındaki etmenlerden; aile, çevre, okul öncesi kurumları ve bu etmenlerin okuma alışkanlığına etkileri ile ilgili yapmış oldukları çalışmada; ailelerin, çocuklara okuma çevresi oluşturma ve çocukların okumaya hazır bulunuşluklarının sağlanması için yol gösterici role sahip olduğunu ve ailenin yanı sıra arkadaş grubunun, çevrenin ve öğretmenlerin de bu hazırlık döneminde yer alan diğer önemli unsurlar olduğu saptanmıştır.

Çocukların okuma-yazma çalışmalarında başarılı olmalarına etki edecek önemli unsurlardan bir tanesi aileler veya yetişkinler tarafından onlara hikâye ve masal türü metinlerin okunması ve anlatılmasıdır. Okuma ve dinleme çalışmaları sırasında çocuk, satırlar üzerinde daima bir yönden diğerine (soldan sağa) hareket edildiğini, sayfa kavramının ne olduğunu, sayfanın neresinden okunmaya başlandığını, yukarıdan aşağıya doğru hareket edildiğini kavramaktadır. Çocukların okuma, anlama ile ilgili ilk

kazanımları anne-babasını model alarak gelişeceğinden ailelerin bu konuya özel bir önem vermeleri gerekmektedir (Yılmaz, 2009).

Anne-babanın çocuğa sunduğu deneyimler onun gelişimini olumlu yönde etkilerken, özellikle erken okuma-yazma becerilerinin gelişiminde ev ortamındaki deneyimler ön plana çıkmaktadır. Çünkü çocuklar okuma-yazma deneyimlerinin çok büyük bir kısmını okula başlamadan önce kazanmaktadırlar. Çocuğun evde doğal bir süreç içerisinde kazandığı dil becerileri (dinleme, konuşma, okuma-yazma deneyimleri ile ilgili birikim) ve okul öncesi dönemde kazandığı okuma-yazma deneyimlerinin sınıfta uygulanacak ilk okuma-yazma öğretiminin temelini oluşturmaktadır. Bir başka deyişle, sınıfta çocuğa uygulanacak ilk okuma-yazma öğretiminin niteliğini ve düzeyini çocuğun okul öncesi dönemde geliştirdiği dil becerilerinin düzeyi ve okuma-yazma deneyimlerinin ona sağladığı birikimler belirleyecektir. Çocuklarda okuma-yazma becerileri de diğer gelişim alanlarındaki beceriler gibi çevresindeki materyallerle deneyim kazanırken, oynarken gelişmektedir. Çocukların bu becerilerinin gelişebilmesinde aile desteğine ve yönlendirmesine ihtiyaç vardır. Yazı yazmak için yazılı materyallere, okumak içinse sadece kitaplar değil yazılı uyaranlarla deneyim kazanmaya çocuklar ihtiyaç duymaktadır. Çocuklar okur-yazarlığın doğuşu sürecinde öncelikle aile çevresinde okuma materyallerinin bir anlam taşıdığını ve bunların değişik amaçlar için kullanıldığını tecrübe etmektedirler. Bu amaçla çocuklar okuma-yazmaya karşı merak duymaya başlamaları ile birlikte çevresini gözlemlemekte ve oyunlarında gözlemledikleri davranışları taklit etmektedirler. Bu doğal süreç içinde anne-babanın bilinçli bir şekilde çocuğa model olması ve yönlendirmesi oldukça önemlidir (Üstün, 2005; Yılmaz, 2009; Çelenk, 2003; Güler, 2009).

Çocuğun içinde bulunduğu tüm sosyal ilişkiler onun okuma-yazma becerileri üzerinde etkili olmaktadır. Çocukların okuma-yazmayı öğrenmeye başlamadan önce, zengin okuma-yazma araçlarıyla dolu bir ortamda büyümelerinin ve bir hazırlık dönemi geçirmelerinin ne kadar önemli olduğunu göstermiş olması bakımından önemli sonuçlar ortaya koymaktadır. Okuma-yazma araçlarının bulunduğu çevrede yetişmemiş olan çocuklar daha önce basılı ve yazılı okuma dokümanlarının bulunduğu çevrede yetişen akranları kadar başarılı olamamışlardır (Çelenk, 2003).

- Çocukların okuma kurallarını, eğitim dilini, okuryazarlıkla ilgili kavramların gelişimini desteklemek amacıyla bireysel ve grup çalışmalarına etkin bir şekilde katılmasına imkân veren çalışmalar planlamak,

- Erken dönem okumanın ve yazmanın temelini oluşturan resim ve yazı kavramlarıyla ilgili çalışmalara yer vererek çocuklarda bu bilinci oluşturmak,

- Çocukların sesler ve harfler arasındaki ilişkiyi kavramalarında önemli adımlardan fonolojik bilinci (kelimelerin seslerden oluştuğu anlayışı) ve fonolojik ayrım bilgilerini (sesleri kelimelerden nasıl ayrıldığı ve bir araya geldiği anlayışı) geliştirmek,

- Düşüncelerin ve deneyimlerin yazıyla nasıl temsil edilebileceğini anlatmak amacıyla çocukların yaptıkları çalışmaları anlatırken anlattıklarını yazarak model olmak,

- Çocukların metni anlamalarının temelini oluşturacak hikâye ve anlatım özelliklerini anlamasını sağlamak,

- Hikâye kitaplarını paylaşarak çocuklarda erken okuma ve yazmaya karşı olumlu bir tavır geliştirmek önemlidir (Unutkan, 2006a; Polat, 2010; Unutkan, 2007a).

2.1.8.2. Dikkat ve Hafıza Becerileri (Dikkat, Ayırt Etme, Akılda Tutma)