• Sonuç bulunamadı

2.2.6. Türkiye’de Uygulanan Aile Eğitim Programları

2.2.6.1. Anne-Çocuk Eğitim Vakfı Tarafından Düzenlenen Aile Eğitim

2.2.6.1.1. Anne-Çocuk Eğitim Programı

Tanım: Anne-Çocuk Eğitim Programı, Türkiye’deki erken çocukluk eğitimi sorununa bir çözüm olarak geliştirilen programıdır. Anne-Çocuk Eğitim Programı’nda doğrudan annelere ulaşılarak, annenin eğitici potansiyelini geliştirmesi için eğitim desteği verilmekte, böylelikle hem kadının birey olarak güçlenmesi hem anne olarak eğitici rolünün gelişmesi mümkün olmakta hem de çocuğunun gelişim ihtiyaçları ev ortamında karşılanmaktadır. AÇEP’in amacı; okul öncesi eğitiminden yararlanamayan, özellikle risk altında, çok elverişli olmayan şartlarda yaşayan çocukların, çok yönlü gelişimini sağlamak, çevresini desteklemek, özellikle de annenin eğitici rolünü geliştirmektir. Annenin desteklenmesi ile annenin, çocuğuna bilişsel, bedensel ve sosyal becerilerini, yaratıcılığını, yeteneklerini geliştirebileceği bir ortam oluşturabilecek eğitimi verme amaçlanmaktadır. Burada hedef çocuğu aile ortamından ayırmadan, anneyi desteklemek ve onu çocuğun eğitiminde etkili kılmaktır. Programın hem anneyi hem de çocuğu hedeflemesine paralel olarak her iki gruba yönelik olarak hedefleri vardır; çocukta bilişsel zenginleşme sağlayarak okula hazır olma düzeyini artırmayı ve optimal psiko-sosyal gelişmeyi, onun daha iyi beslenmesini ve sağlıklı olmasını sağlayacak bir ortam yaratmayı amaçlamaktadır. Ayrıca çocuğun gelişiminde annenin rolünü artırma ve bilgilendirmeyle, kendini duygusal olarak güvende hissetmesini, öz saygısını geliştirmeyi hedeflemektedir (Bekman, 2000; Çağdaş ve Şahin Seçer, 2006; Tezel Şahin ve Özyüreka, 2010, www.acev.org).

Tarihçe: Ev merkezli bir eğitim programı olan Anne-Çocuk Eğitim Programı, Anne Çocuk Eğitim Vakfı ve Boğaziçi Üniversitesi işbirliğiyle, 1982-1991 yılları arasında uygulanan “Erken Destek Projesinin” verileri ışığında Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri tarafından hazırlanmıştır. Program yıllar içerisinde AÇEV uzmanları tarafından ve Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapılarak 1993-1994 yılından itibaren halk eğitimi merkezlerinde uygulanmaya başlamıştır. Bu program çocuğun gelişiminde çevresinin rolünü vurgulayan ekolojik yaklaşımdan hareketle geliştirilmiştir. Program

hem anneyi hem de çocuğu dikkate almaktadır ve bu haliyle hem bir yetişkin eğitimi hem de bir çocuk gelişim programı örneğidir. Anne Çocuk Eğitim Programı’nın bütünsel bir yaklaşımı vardır. Çocuğun bilişsel, duygusal, sosyal ve fiziksel tüm gelişimini desteklemektedir (Kartal, 2010; www.acev.org).

Hedef Kitle: Alt sosyoekonomik, alt sosyo-kültürel düzeyde olan, çocuğu okul öncesi kurumsal eğitimden yararlanamayan anneleri ve çocuklarını hedef almaktadır.

İçerik: Programın içeriği; “Anne Destek Programı”, “Üreme Sağlığı ve Aile Planlaması Programı” ve “Zihinsel Eğitim Programı” olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır.

Anne Destek Programının amacı, annenin çocuğun bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimine duyarlılığını arttırmayı, anneye çocuğun gelişimini destekleyici bir ev ortamı hazırlamada yardımcı olmayı ve anne-babayı tutarlı ve olumlu bir anne-çocuk etkileşimi yaratma konusunda desteklemeyi hedeflemektir. Ayrıca programda, duyguları ifade etme, dinleme çocuğun kabul edilmesi üzerine odaklanılmakta, eşle olan ilişkiyi de içeren insan ilişkileri üzerinde genellemeler yapılmakta, bazı toplantılarda annelerin bir kadın ve bir anne olmaya ilişkin duygularına yer verilmektedir. Program boyunca anneler olumlu bir benlik kavramı geliştirmeleri için cesaretlendirilmektedir. Gerçekleştirilen grup tartışmaları anneleri yeterlilik, yararlılık ve özgüven duygularını geliştirmesi konusunda desteklemeye yöneliktir. Bu bölümde çocuk gelişim alanları ve özellikleri, çocuk yetiştirmede disiplin yöntemleri, çocukla iletişim kurma becerileri, beslenme, cinsel eğitim, ders çalışma alışkanlıkları, okul-aile işbirliği gibi konular öğretmen el kitabı ve ekleri eşliğinde grup lideri tarafından sohbet şeklinde işlenmektedir.

Zihinsel Eğitim Programının temel amacı, çocuğun okul öncesi sözel ve sayısal becerilerini harekete geçirerek onu okula hazırlamaktır. Evdeki okuma yazma ortamının çocuğun okula hazırlanmasında önemli bir etken olduğu ve bu ortamın örgün eğitimde önemli olan dil gelişimi ve sonrasında okuma yazmayı öğrenme üzerinde de belirleyici etkileri olması, Zihinsel Eğitim Programı’nın içeriğini belirleyen etkenler olmuştur. Programda çocuklar, çeşitli yönlerden destekleyen faaliyetleri içeren her biri yaklaşık

20-25 sayfalık 25 adet form ve bu formlara eşlik eden 8 adet resimli hikâye kitabından oluşmaktadır.

Üreme Sağlığı ve Aile Planlaması Programının amacı anneleri kadın üreme organları, üreme sağlığının korunması ve yapılacaklar konusunda bilgilendirmektir. Sohbet şeklinde işlenen bu bölümde de anneler, kadın üreme sistemi, gebelikler ve doğum kontrol yöntemleri konularında bilinçlendirilmektedir (Kartal, 2010; Çağdaş ve Şahin Seçer, 2006; Tezel Şahin ve Özyürek, 2010a; www.acev.org).

Uygulama Şekli: AÇEP Eğitim Programı, MEB Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü’ne bağlı 200’ü aşkın halk eğitim merkezinde haftalık 3 saatlik grup toplantıları şeklinde 25 hafta süreyle uygulanmaya devam etmektedir. Eğitim programında görev alan eğitimcilerin görevi katılan anneler ve çocuklara düzenli ev ziyaretleri yapmaktır. 1993- 94 öğretim yılından itibaren halk eğitim merkezlerinde 6 yaş grubunda çocuğu olan annelere “Anne Çocuk Eğitim Programı” (AÇEP) kursları uygulanmaktadır. 2000 yılından itibaren ise Temel Eğitim Projesi I. ve II. Faz kapsamında Dünya Bankasından sağlanan kredi ile yürütülmektedir. Toplantıların ilk bölümünde Anne Destek Programı’nın o haftaki konusu grup liderinin önderliğinde grup tartışması (sohbet) şeklinde annelerle işlenmektedir. Konuların işleyişi sorular, örnekler ve annelerin katılımı ile zenginleştirilmektedir. Bu tartışmalar yaklaşık 75-90 dakika kadar sürmekte ve her haftanın konuları daha önceden belirlenmektedir. Grup toplantılarına anneler etkin olarak katılıp, sorular sorup, fikirlerini dile getirip, düşünce ve deneyimlerini paylaşmaktadır. Grup toplantılarında, daha sonra evde hayata geçirilecek bazı grup kararları alınmakta, bunu izleyen toplantıda kararın sonuçları yeniden değerlendirilip, bazen yeni bir kararlar alınmaktadır. Böylece grup dinamiği etkinlikleri annelerin çocuklarına sağlıklı gelişim konusunda daha büyük ölçüde destek olabilmelerine olanak vermek üzere kullanılmaktadır. Toplantının ikinci bölümünde, Üreme Sağlığı ve Aile Planlaması’nın o haftaki konusu grup lideri tarafından sohbet şeklinde işlenmektedir. Bu kısım yaklaşık 15 dakika sürmekte, bu bölümde kadının üreme sağlığını etkileyen durumlar ve gebeliği önleyici yöntemler annelerle tartışılmaktadır. Toplantının son bölümünde, anneler 5-6 kişilik gruplar halinde o hafta işlenecek ZEP formunun nasıl uygulanacağını öğrenmektedirler. Çalışma formları “rol alma” tekniği ile işlenmekte, yani anneler ZEP formlarındaki faaliyetleri hem anne, hem

de çocuk rolünü alarak uygulamaktadır. Bu bolüm yaklaşık 1 saat sürmekte, daha sonra anneler, o hafta toplantıda öğrendikleri ZEP formunu evde çocukları ile çalışmaktadırlar. Ayrıca, grup liderleri 25 haftalık eğitim sürecinde belli aralıklarla ev ziyaretleri gerçekleştirerek annelere danışmanlık desteği vermektedirler (Çağdaş ve Şahin Seçer, 2006; Tezel Şahin ve Özyürek, 2010a; www.acev.org).

Personel: Kadrosu halk eğitimi merkezlerinde olan öğretmen ve kadrolu usta öğreticilerdir.

Süre: Program 25 hafta sürmektedir.

Sonuçlar: Anne-Çocuk Eğitim Programının hem kısa hem de uzun vadeli sonuçlarını belirlemek amacıyla yapılan çalışmalarda, programın çocuklarda yaratıcılığı olumlu yönde etkilediği, çocukların okul öncesi sözel ve sayısal becerilerinin gelişimini destekleyerek onların bilişsel gelişimleri üzerinde etkili olduğu, çocukların zekâ ve genel yetenek sınavlarında daha yüksek puan aldıkları, okulda daha başarılı oldukları, eğitim hayatı içine daha uzun süre katıldıkları, daha olumlu bir benlik kavramı geliştirdikleri, yetişkin hayatlarında daha yüksek statüde işlere sahip oldukları, daha yüksek ücret aldıkları belirlenmiştir. Programa katılan annelerin ise, hem çocuklarıyla hem de eşleriyle iletişimlerinin güçlendiği, ebeveynlik beceriyle ilgili olarak kendilerine güvenlerinin arttığı, aldığı bilgilerle çocuğunun yaşadığı ortamı zenginleştirdiği belirlenmiştir (Ercan, 1993; Yılmaz, 1997; Kartal, 2005; www.acev.org).