• Sonuç bulunamadı

3. Popüler Queer İmgeler

3.3. Bir Queer Kral Michael Jackson

3.3.2. Michael Jackson

3.3.2.1. Michael Jackson – Kısa Bir Biyografi

161

162 yılında kardeşi Jermaine’le birlikte solistliği paylaşan Jackson, küçük yaşında soprano sesiyle ilgi odağı haline gelir (Krohn, 2010, s. 11). Jackson’ın babasıyla her zaman sorunları olmuştur. 2003 yılında Martin Bashir’e verdiği röportajda gözyaşı dökerek babasının dayaklarını “kötüydü, çok kötüydü” olarak tanımlamıştır (Taraborrelli, 2009, s. 32). Kırbaçlamayı bir disiplin yöntemi olarak gören baba Joe Jackson, yalnızca Michael’a değil, diğer kardeşlerine ve annelerine de şiddet uygulamıştır. Babasından gördüğü şiddet travma yaşamasına da sebep olan Jackson, “bir süre sonra o adamdan korkmaya başladım. Aslında daha doğrusu ondan nefret ettim” (Taraborrelli, 2009, s. 34) demiştir. Dokuz çocuğu olmasına rağmen onlara tek çocukmuş gibi davranan annesine ise her zaman hayran olmuştur. Dans etmeyi de çocukluğundan itibaren çok seven Michael, gruba dahil olduktan kısa bir süre sonra şovun koreografisini de yapmaya başlar (Taraborrelli, 2009, s. 36). Okuldan geldiği zaman bazen sadece kitaplarını bırakacak kadar zamanı olan Jackson, sonrasında stüdyoda çalışmaya ve gece yarısına kadar şarkı söylemeye devam eder. Bu dönemi “Motown Stüdyonun karşısındaki caddede bir park vardı ve ben oradaki çocukların oyun oynamalarını izlerdim. Şaşkınlıkla onlara bakardım – Böyle bir özgürlüğü, böylesine kaygısız bir yaşamı düşünemezdim – ve öyle bir özgürlüğü, onlar gibi olabilmek için kaçıp gitmeyi dilerdim” (M. Jackson, 1988, s. 9) diyerek anlatır. Yaşadıkları dönem ve mahalle, genç yaştaki siyah erkek çocukların kolaylıkla çetelerin eline düşebileceği türdendir. Bu sebeple de Jackson’ın anne ve babası müziği, aileyi bir arada tutabilmek ve çocuklarını bu çetelerden koruyabilmek için de kullanmışlardır (M. Jackson, 1988, ss. 18–19). Müziğe oldukça ilgili olan çocuklar, babalarının dolapta sakladığı ve dokunmaları yasak olan gitarı ara sıra “ödünç alıp” kendi aralarında çalmaya başlarlar. Tellerden birinin kopması üzerine babaları bu durumu öğrendiğinde tepkisi çocukların beklediğinden farklı olur. Özellikle Tito’nun gitarı çok iyi çalabildiğini gören baba, ilk olarak bir gitar alır ve Michael Jackson’ın anlattığı üzere

“kısa süre sonra müzik aletleriyle uğraşma başladık, yalnızca hediyelerle değil. Jermaine

163 bir bas ve amplifikatör aldı. Jackie için marakaslar vardı. Yatak odamız ve oturma odamız bir müzik mağazası gibi görünmeye başladı” (M. Jackson, 1988, s. 23) der. Joseph Jackson’ın planı çocuklardan bir grup oluşturmak ve onları ünlü yapmaktır. Vakit kaybetmeden onları yarışmalara hazırlamaya başlar. Fakat provalarda hata yapmaları, bazen kemerle, dövülmelerine sebep olur. En fazla dayak yiyen de babasına karşı çıktığı ve cevap verdiği için Michael Jackson olur (a.g.e. 29-31). “Joe aynı zamanda oğullarının görünüşünü de eleştirir. Michael’ın burnuyla aşırı büyük olduğunu söyleyerek dalga geçer. Sonuç olarak Michael bundan utanç duymaya başlar” (Krohn, 2010, s. 12).

Yaşadıkları yer olan Gary’de müzik çok önemlidir. Kendilerine ait radyo istasyonları, gece kulüpleri vardır ve insanlar bunlara akın etmektedir. Müzik ve sahne eğitimlerinin bir parçası da olarak babaları çocukları yerel şovlara ve Chicago’daki performanslara götürür. Babası, Michael’ın, dönemin önemli şarkıcılarından olan James Brown gibi dans edebileceğini söyler. Michael zaten James Brown ve Jackie Wilson’a hayrandır. İkisi de kimsenin dans etmediği gibi dans eder ve özellikle Brown “dizginlenemeyen, hayvanvari bir enerji kendisini esir almışçasına dans ederdi. Bacakları çok sakin ama elektrikle şarj edilmiş gibi hareket ederdi. [. . .] Michael özellikle Jackie Wilson’ın parlak, siyah deri ayakkabılarını çok sevmişti”r (Krohn, 2010, s. 17). Michael Jackson da otobiyografisinde

“Jackie Wilson’ı izleyerek, diğer kişiler ya da şeylerden öğrendiğimden daha fazlasını öğrenmiş olmalıyım” (M. Jackson, 1988, s. 48) demiştir. Grup, ilk kayıtlarını babalarının iş arkadaşı olan Mr. Keith’in şarkıları üzerinden yine ona ait olan Steeltown Records’ta 1967’de “Big Boy”la yapar. Aynı yıl New York Apollo Theatre yarışmasında da birincilik kazanan grup artık müzik adına önlerinde çok fazla engel bırakmamıştır.

Bundan bir yıl sonra Detroit’teki Motown Records’un seçmelerine katılan The Jacksons grubunun adı anlaşma imzalandıktan sonra şirketin sahibi Berry Gordy Jr. tarafından The Jackson Five olarak değiştirilir ve 1969’da ilk uzun metrajlı albümleri piyasaya sunulur (Krohn, 2010, s. 16). O zamana kadar Motown çocuklardan oluşan bir grubun kaydını

164 yapmamıştır (M. Jackson, 1988, s. 75). Buna rağmen Gordy Jr. art arda üç hit albüm yapacaklarını söyler ve öyle de olur:

Kasım 1969’da “I Want You Back” satışa çıktığında, altı haftada iki milyon kopya sattı ve bir numara oldu. Bir sonraki singleımız “ABC” Mart 1970’te çıktı ve üç haftada iki milyon sattı. [. . .] Üçüncü singleımız “The Love You Save” Haziran 1970’te bir numara oldu. Berry’nin verdiği söz gerçek oldu. [. . .] Bu yeni on yıl için yeni bir ses yaratmıştık. Kayıt tarihinde ilk kez bir avuç çocuk bu kadar çok hit kayıt yapmıştı. (M. Jackson, 1988, ss. 81–82)

Motown’la anlaşmaları devam ederken grup 18 Ekim 1969’da ilk kez ABC-TV’de yayınlanan The Hollywood Palace Special programına çıkarlar (Cadman & Halstead, 2007, s. 60). Bunun ardından Ed Sullivan Show, Joey Bishop Show, American Bandstand, Andy Williams Show, Soul Train, the Goin’ Back To Indiana TV special gibi şovlara da katılan grubun ünü artık zirvededir. Gazeteciler de her türlü soruyu sormaya başlarlar. Sorulara yanıt verirlerken, yaşları daha küçük olduğu için, yanlarında onlara yardımcı olan ve yol gösteren biri de bulunmaktadır.

Sanırım, o günlerde insanların sıklıkla olduğu gibi bizim de militan gibi algılanmamız ihtimalinden çekiniyorlardı. [. . .] Günün birinde bir gazeteci Black Power’la ilgili bir soru sordu ve Motown’dan yanımızda bulunan kişi bizim bu tarz şeyleri düşünmediğimizi çünkü bizim “ticari bir ürün” olduğumuzu söyledi.

Bu bize garip gelmişti fakat göz kırptık ve ayrıldığımızda Power selamı62verdik, bu adamı korkutmuşa benziyordu. (M. Jackson, 1988, s. 91)

Jackson 1971 sonbaharında ilk solo albümü “Got To Be There”i çıkarır (a.g.e. 100). Aynı yıl Jackson Five isimli çizgi film de yayına girer (Cadman & Halstead, 2007, s. 3).

62 Bkz. Resim 15

165 Michael Jackson kendi adlarıyla yayına giren bir çizgi filmin karakteri olmaktan çok hoşlanır: “Cumartesi sabahları çizgi film izlemek için yataktan kalkmak ve kendimizi ekranda görmeyi dört gözle beklemek inanılmaz eğlenceliydi. Bu hepimiz için bir rüyanın gerçek olması gibiydi” (M. Jackson, 1988, s. 109). 14 yaşındayken 1972’de yapılan Ben filminin de şarkısını söyler. Şarkı listelerde yine bir numara olur fakat yaşı uygun olmadığı için Jackson filmi çıktığında izleyemez (Cadman & Halstead, 2007, s. 33).

Grup, yaptığı Avrupa turnesinden sonra farklı ülkelere gitmeye devam eder. Bunlar arasında Jackson’ı en çok etkileyenlerden biri Senegal’de verdikleri konserdir. Senegal’e yaptıkları ziyaret ne kadar şanslı olduklarının ve Afrikalı mirasının bugün oldukları yere gelmelerine nasıl yardımcı olduğunu anlamasını sağlar (Jackson, 1988, s. 118). Dans anlamında getirdiği ilk yenilik ise 1973 yılında Jackson 5 grubuyla yeni singleları

“Dancing Machine”i televizyonda Soul Train programında performe ederken gerçekleşir.

“Sahnede şarkının ritmine uygun bir şekilde kayarken, kollarını, bacaklarını, ellerini ve boynunu kısa, düzensiz, mekanik hareketlerle oynatarak robot gibi hareket etti. Her yerdeki genç insanlar kısa sürede Michael’ın dansını taklit etmeye başladı” (Krohn, 2010, ss. 23–24). “O gece “Dancing Machine” listelerin zirvesine tırmandı ve birkaç gün içinde Amerika’daki her çocuk Robot Dansını yapmaya başladı. Hayatımda hiç böyle bir şey görmemiştim” (M. Jackson, 1988, s. 121). 1978’de ilk kez bir filmde rol alır. Motown, Broadway gösterisi olan Wiz’in bütün haklarını satın alır ve Wiz güncellenmiş, siyahiler için yeniden uyarlanmış bir senaryo haline getirilir. Jackson filmde “korkuluk” rolünü oynar (a.g.e. 144). 21 yaşındayken tanıştığı Quincy Jones’la sette tekrar karşılaşan Jackson, yeni solo albümü için Jones’la anlaşır ve Off The Wall (1979) ortaya çıkar (Cadman & Halstead, 2007, s. 55). Sonrasında kardeşleriyle kurmaya karar verdikleri prodüksiyon şirketinin adını Tavus Kuşu koymaya karar verirler. Tavus kuşlarıyla ilgili bir gazete yazısından etkilenen Michael “Yazar, tavus kuşunun tüylerinin yalnızca aşık olduğunda açıldığından ve bütün renklerin parladığından bahsediyordu – gökkuşağının

166 tüm renkleri bir bedende”(M. Jackson, 1988, s. 159) demiştir. Ardından turneye çıkan kardeşlerin amacı tüm ırkları müzikle birleştirmektir. Bazı insanlar buna şaşırırlar çünkü

“sonuçta onlar siyahtır”. Grubun bu şaşkınlığa cevapları ise “müziğin renk körü olduğu”dur (a.g.e. 160) çünkü onlar için ten renklerinin siyah olması, müzik yaparak insanları bir araya getirmelerine engel değildir. Michael Jackson 1979 yılında, 21 yaşındayken, hayatının ve kariyerinin kontrolünü ele almak için, babasıyla olan yönetim kontratını yenilemez. Babasının birtakım şeyleri ele alışından hoşnut olmayan ve aile ile işi karıştırmanın kırılgan bir duruma sebebiyet vereceğini düşünen Jackson, babasıyla iş anlamında yolları ayırır.

Bu durum benimle babam arasındaki ilişkiyi değiştirdi mi: onun kalbinde değiştirdi mi bilmiyorum, ama benimkinde kesinlikle değiştirmedi. Bu, atmam gereken bir adımdı çünkü o sırada onun benim için değil, benim onun için çalıştığımı hissetmeye başlamıştım. Ve yaratıcılık açısından tamamen farklı iki akıldık. (a.g.e. 165)

Quincy Adams’la çalışarak çıkarttığı Off the Wall albümü kariyeri adına bir dönüm noktası olur. “Tek bir albümden dört top 10 hit çıkartan ilk solo artist oldu. Bir sonraki albümü Thriller (1983) dünya çapında 45 milyon satarak o zamana kadar en çok satan albüm oldu. Bu albümden de yedi top 10 hit çıktı ve albüm sekiz Grammy ödülü aldı”

(history.com/staff, 2010)63. Böylece küçük bir çocukken düşlediği “tüm zamanların en çok satan albümün yaratma” (M. Jackson, 1988, s. 201) arzusu da gerçekleşir ve Guinness Dünya Rekorlar Kitabı’nın da kapak resmi olur (a.g.e. 205). Bununla birlikte Michael Jackson toplamda 39 Guinness rekorunun da sahibidir. En Çok Kazanan Sanatçı (1989), Amerikan Albüm Listelerinde En Uzun Süre Zirvede Kalma (Thriller Albümü – 2006 – 37 hafta), Ölümünden Sonra En Çok Kazanan Artist (2010) ve Açık Arttırmada En

63 Thriller albümü günümüze kadar 110 milyon kopya satmıştır.

167 Pahalıya Satılan Ceket (2011) bunlardan yalnızca birkaçıdır (Wikipedia Contributors, 2018b).

1980lerden itibaren ten renginde çok açıkça görülebilen bir beyazlaşma söz konusudur. Yakalandığını söylediği vitiligo hastalığı yüzünden teninde oluşmaya başlayan beyazlıkları bir süre sonra makyajla kapatmak mümkün olmayınca beyazlatıcı kremler kullanmaya başlar (Krohn, 2010, s. 29; Taraborrelli, 2009, s. 417). Siyah olmayı ya da siyah olmaktan utanmayı artık kaldıramadığı için tenini beyazlatmaya çalıştığı söylendiği için de asıl sebebi açıklamak zorunda bırakılır (Campbell, 1994, s. 16). 1993 yılında Oprah Winfrey ile yaptığı görüşmede bu durumdan rahatsızlık duyduğunu şu sözlerle aktarır: “Derideki pigmentasyonu etkileyen bir cilt sorunum var, bu durdurabileceğim bir şey değil. [. . .] Bunu makyajla kontrol etmeye çalıştık. [. . .] Komik olan ne biliyor musun, bu neden bu kadar önemli?” (Winfrey, 1993). Yine aynı yıllarda aşırı kilo kaybetmesinden dolayı anorexia nervosaya yakalandığı (Taraborrelli, 2009, s.

372), 150 yaşına kadar yaşayabilmek ve genç kalabilmek için hiperbarik oksijen odasında uyuduğu (a.g.e. 423 – 430) da haber yapılır. 1979’da sahnede geçirdiği bir kaza yüzünden kırılan burnu, rinoplasti ameliyatıyla düzeltilir ve zaten burnuyla ilgili hassasiyetleri olan Jackson, bandaj açılınca gördüğü şeyden oldukça mutludur (a.g.e. 247). Bunu birkaç burun ameliyatı daha takip eder çünkü artık babasına eskisi kadar benzemese de, görüntüsüyle ilgili sorunları olan Jackson, aynada gördüğü adamdan hoşnut değildir.

1993 yılında gerçekleşen SuperBowl XXVII Michael Jackson’ın en önemli gösterilerinden biridir. Birkaç dakika sürdürdüğü heykel duruşunu “Jam” şarkısıyla bozan Jackson, “Black or White” ve “Billie Jean”in bir kısmını söyledikten sonra şovunu Los Angeles’tan üç bin beş yüz çocuğun eşlik ettiği “Heal the World” şarkısıyla sonlandırır (a.g.e. 537). “Normalde, Super Bowl devre arası şovlarında seyircinin ortalama %20’si kaybolur. O yıl, tarihteki en çok izleyici sayısına ulaşılmış, izleyicilerin sayısı beş milyon

168 artmıştır. Amerika’da ortalama 133.4 milyon insan Popun Kralı’nı canlı izlemiş, o da izleyenleri hayal kırıklığına uğratmamıştır” (Campbell, 1994, s. 15). Aynı yıl Los Angeles’ta düzenlenen 35. Grammy Ödülleri’nde “Yaşayan Efsane” ödülünü kız kardeşi Janet’ın elinden almıştır (a.g.e. 19). Çocuk taciziyle ilgili hakkında çıkan ilk haberler de aynı yıla rastlar. İlk olarak Jordan Chandler’ın babası Evan Chandler, çocuğunun tacize uğradığını söyleyerek para ister fakat aslında çocuğun tacize uğramadığı daha sonra anlaşılır (Campbell, 1994, ss. 44–218). Jackson, gündemi fazlasıyla meşgul eden, psikolojik olarak kendisini çok yıprattığını söylediği bu olaydan kurtulmak için çocuğun babasına yüklü miktarda bir para öder64-65. Bu dönemde 1994 yılında iki aydır Elvis Presley’nin kızı Lisa Marie Presley’le evli olduklarını açıklar (Krohn, 2010, s. 32).

1995’te ilk ikili albümü olan “HIStory: Past, Present and Future, Book I” satışa sunulur ve dünya çapında on sekiz milyonluk satışla tüm zamanların en çok satan çoklu albümü olur (Krohn, 2010, s. 33; Today Daily Newsletter, 2006). “Bu albümden çıkan “You Are Not Alone” şarkısı Billboard listelerine daha ilk haftasında bir numaradan giriş yapan tek şarkı olarak Guinness Rekoru kırmıştır” (Taraborrelli, 2009, s. 722). HIStory albümü için yaptığı dünya turnesi devam ederken hemşiresi ve ilk iki çocuğunun annesi olan Deborah (Debbie) Jeanne Rowe ile evlenir (Krohn, 2010, s. 33). Çocukları yapay döllenme yoluyla dünyaya gelir (Taraborrelli, 2009, ss. 689–690). Sonrasında bir çocuk sahibi daha olmak isteyen Jackson, bu kez ismi açıklanmayan taşıyıcı bir anne vasıtasıyla yine yapay döllenme yoluyla 2002 yılında üçüncü çocuğuna kavuşur (J. Jackson, 2014, s. 353). Bu yıl, Martin Basher’in hazırlanması sekiz ay süren ve 2003’te yayınlanan “Living with Michael Jackson” isimli belgesel-görüşmesinde, bir erkek çocukla el ele oturup, aynı odada farklı yerlerde uyuduklarına dair söyledikleri, çocuk taciziyle ilgili bir davanın

64 Santa Barbara bölgesindeki polis memurları Jackson’ın penisi, anüsü, kalçaları ve vücudunun tüm bölgelerinin fotoğraf ve videosunu çekerler. Bu resimler medyaya sızdırılır.

65 Michael Jackson’ın Gavin Arvizo isimli başka bir erkek çocuğa da cinsel istismarda bulunduğu iddiaları ortaya atılmıştır. 18 ay süren ve 13 Haziran 2005’te sonuçlanan davada, on dört suçlamanın hepsinden aklanmıştır ve suçsuz bulunmuştur. Ağabeyi Jermaine Jackson’ın da anlattığı üzere, 16 yıl süren araştırmalara rağmen FBI tacizle ilgili hiçbir kanıt bulamamıştır (J. Jackson, 2014, s. 17).

169 daha açılmasına sebep olur (“Living with Michael Jackson”, 2003, d. 1:10-1:15). Bu olaydan sonra hayatında neredeyse hiçbir şey yolunda gitmemeye başlar. Dava sonuçlandıktan sonra bir süre Bahreyn’de66 kralın misafiri olarak yaşadıktan sonra, 2009’da Londra O2 Arena’da “THIS IS IT!” turne programıyla sahneye geri dönme kararı aldığını açıklar (J. Jackson, 2014, s. 379). Jermaine Jackson’ın aktardığı üzere beş yıllık bir planla geri döner fakat birlikte çalıştığı şirketlerin Michael’ın gittikçe kötüleşen sağlık durumunu önemsememeleri, doktorunun ihmalleri, kendisinin de bununla ilgili önlemler almamış olması bu projenin gerçekleşmesinin önüne geçer. Doktoru Conrad Murray ise Jackson’ın ölümünden sonra kasıtsız adam öldürme suçundan hapse mahkum edilir çünkü yapılan otopside Michael Jackson’ın vücudunda aşırı derecede propofol tespit edilir (doktorunun yanlış dozda ilaç verdiği fark edilir) ve asıl ölüm sebebi budur (a.g.e. s. 401–

407). 25 Haziran 2009’da hayata gözlerini yuman Pop’un Kralı için Glendale Forest Lawn Memorial Park’ta 7 Temmuz 2009’da, ailesinin, arkadaşlarının ve dünyanın her yerinden insanların katıldığı bir cenaze töreni düzenlenir (a.g.e. ss. 397–424).

Televizyondan da canlı olarak yayınlanan tören 31.1 milyonluk izleyici sayısıyla, yayın tarihinin en fazla izlenen cenaze törenleri arasında yer alır (Scott, 2009).

3.3.2.2.Queer Bir Popüler Kültür İkonu Olarak Michael