• Sonuç bulunamadı

A. Karailik Hakkında Genel Bilgi

1. Karai (Karay) Adı ve Anlamı

İbranice’de Karaim (םיִאָרָק) olarak zikredilen isim, Kırım Karayları’nın lehçesinde tekil olarak Karay, çoğul olarak Karaylar; Trakay lehçesinde tekil olarak Karaj, çoğul olarak Karajlar, Arapça’da Karraî, Karraûn, Fransızca’da Caraïme, Rusça ve Lehçede Karaim şeklinde geçmektedir. Ayrıca ansiklopedik eserlerde bu isim, Karaite olarak ifade edilmektedir.1

Karai hareketine, önceleri kurucusu sayılan Anan ben David’e nisbetle

“Ananiye” denilmekte idi.2 IX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Karai ismi ile anılmaya başlanmıştır.3 Bernard Lewis’e göre bu isimlendirme ilk olarak Bağdat civarında ortaya çıkmış, Karai kelimesi ise ilk defa Benjamin en-Nihavendi tarafından 830’lu yıllarda “Bene Mikra”, “Ba’ale Mikra” yani “Tevrat’ın Çocukları” şeklinde kullanılmıştır.4

“Karaim” isminin ortaya çıkışı hakkında çeşitli görüşler vardır. Bugün en çok kabul gören görüşe göre, “Karaim” ismi İbranice “kara’a” kökünden gelmektedir. Bu görüşe göre “kara’a” kelimesi Arapça kıraat kelimesi ile eşanlamlı olup “okumak”

1 Poznanski, Samuel, “Karaites”, The Encyclopedia of Religion and Ethics, (edt. J. Hostings), New York 1951, c. VII, s. 662; Kuzgun, Şaban, Türklerde Yahûdilik ve Doğu Avrupa Yahûdilerinin Menşei Meselesi Hazar ve Karay Türkleri, Seda Yayınları, Ankara 1985, s. 154; Akay, Aydın Safa,

“Kaybolmakta Olan Bir Türk Halkı: Karaimler”, Kök Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Dergisi, Köksav Vakfı, Ankara 1999, c. I, sy. 2, s. 204; Doğan, İsmail – Kıvrakdal, İlgi, “Karaim Türkleri”, Türkler, (edt. Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca), Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, c. XX, s. 781; Harviainen, Tapani, “The Karaites İn Eastern Europe And The Crimea: An Overview”, Karaite Judaism A Guide to its History and Literary Sources, (edt. Meira Polliack), Brill, Leiden-Boston 2003, s. 634-635.

2 El-Bîrûnî, Ebu’r-Reyhân Muhammed b. Ahmed, el-Âsâru’l-Bâkıye Ani’l- Kurûni’l-Hâliye, (nşr. C.

Eduard Sachau), Leipzig 1923, s. 58-59; Eş-Şehristânî, Ebu’l-Feth Muhammed b. Abdülkerîm b. Ebî Bekr Ahmed, el-Milel ve’n-Nihal, (thk. Muhammed Seyyid Kîlânî, Dâru Sa‘b), Beyrut 1406/1986, c.

II, s. 20; Zajanczkowski, Wlodzimierz, “Karaylar ve Onların Folkloru”, Türk Kültürü Araştırmaları Dergisi, Ankara 1979-1983, c. I-II, sy. 17-22, s. 312; Kuzgun, age, s. 156-157.

3 Kutluay, Yaşar, İslam ve Yahudi Mezhepleri, Anka Yay., 3. Baskı, İstanbul 2001, s. 258; Sinanoğlu, Mustafa, “Karâîlik”, T.D.V. İslam Ansiklopedisi (DİA), İstanbul 2001, XXIV, 424.

4 Lewis, Bernard, “A Karaite İtinerary, Through Turkey in 1641-1642”, Vakıflar Dergisi, Ankara 1956, sy. 3, s. 315-325. Bu çalışma Türkçeye çevirilerek tekrar basılmıştır. Bkz. Lewis, Bernard,

“1641-1642’de bir Karayit’in Türkiye seyahatnâmesi”, Vakıflar Dergisi, (çev. F. Selçuk), Ankara 1956, c. III, s. 97-106. Biz çalışmamızda Lewis’in Türkçeye çevirilerek yayımlanan nüshasını kullanacağız. Strizower, Schifra, Exotic Jewish Communities, London-New York 1962, s. 125;

Kuzgun, age, s. 155; Doğan – Kıvrakdal, agm, XX, 781.

8

manasını taşımaktadır.5 Dolayısıyla “Karai” kelimesi de, “kutsal kitabı yani Tevrat’ı okuyan” anlamına gelmektedir.6 Bundan dolayı, geleneksel görüşe sahip olanlar, Karailerin Talmud’a değil, bizzat Tevrat’a bağlı kalan kimseler olduklarını kabul etmektedirler.7 Bu anlayışa göre, Karai terminolojisi ikili anlam taşımaktadır.

Dolayısıyla “Karai” kelimesi, bir etnik grubun adını ifade ettiği gibi Karai Mezhebine mensup kimseler manasına da gelmektedir. “Kırım Karayları” kavramında ise, bu iki anlam bir arada bulunmaktadır. Fakat Arap, Samiri, Amerikalı, Yunan ve Slav vb. gibi diğer milletlerden olan insanlar için Karai terminolojisi sadece dini bir anlam ifade etmektedir.8

Zajanczkowski, “kara’a” kelimesinin dini bir nitelik taşıdığını ve herhangi bir etnik unsuru ifade etmediğini vurgulayarak kelimenin Arapça “okumak” anlamının yanı sıra “çağırmak, davet etmek” gibi manalara da geldiğini; ayrıca yine Arapça “dai”

kelimesinin karşılığı olan “çağırıcı, davet edici” anlamlarını da içerdiğini belirtmektedir.9

“Karaim” ismine paralel bir ifade de, L. Nemoy’un, “Karaite Antology” isimli çalışmasında ileri sürülmüştür. Ona göre “Karai” kelimesi, Müslümanların İslam davetçileri için kullandıkları Arapça “dai (çoğulu du’at)” kelimesinin benzeri bir kelime olan “Şia (çağırıcılar, davet ediciler, taraftarlar)” gibi anlamlara da gelmektedir.10

5 Lewis, agm, III, 97-98; Elöve, Mustafa Emil, “Türkiye’de Din İmtiyazları”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, İstanbul 1954, c. XI, sy. 1-2, s. 230; Kutluay, age, s. 257; Kuzgun, age, s.

154; Doğan – Kıvrakdal, agm, XX, 781.

6 Besalel, Yusuf, Yahudilik Ansiklopedisi, Gözlem Yay., İstanbul 2001, c. II, s. 311-312.

7 Harkavy, A., Ya., Skazaniya Yevreyskih Pisateley O Hazarah İ Hazarskom Tsarstve, Tipografiya İmperatorskoy Akademii Nauk, Sankt-Peterburg 1874, s. 17; Elöve, agm, c. XI, sy. 1-2, s. 230;

Adam, Baki, “Yahudilik”, Yaşayan Dünya Dinleri, (edt. Şinasi Gündüz), Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara 2007, s. 250. Ayrıca bkz. Polkanov, Aleksandr İvanoviç, Krımskiye Karaimı, Bahçesaray 1994, s. 9. Pokanov’un bu çalışması daha sonra bazı ilavelerle Paris’te tekrar basılmıştır.

Bkz. Polkanov, Aleksandr İvanoviç, Krımskiye Karaimı (Karai- Korennoy Maloçislennıy Türkskiy Narod Krıma), Paris 1995, s. 20. Aynı çalışmanın iki baskısı arasında bulunan farklılıklar sebebiyle biz kendi tezimizde zaman zaman her iki nüshayı da kullanacağız.

8 Baranov, İ. A., “Samonazvaniye İ Terminı Natsıonalnogo İmenovaniya Krımskih Karaimov-Tyurkov (Krımskih Karayev)”, Krımskiye Karaimı. İstoriçeskaya Territoriya. Etnokultura, (edt. Kropotov, V.

S. – Örmeli, V. Yu. – Polkanova, A. Yu.), Dolya Yayınevi, Simferopol 2005, s. 128-129; Ortaylı, İlber, “Uluslararası Karay Çalışmaları Sempozyumu Açılış Töreni Konuşması”, Uluslararası Karay Çalışmaları Sempozyumu, (edt. Mehmet Alpargu, Yücel Öztürk, M. Bilal Çelik), Bilecik Üniversitesi Yayınları, Bilecik 2011, s. 9.

9 Zajanczkowski, Ananiasz, Karaims in Poland. History, Lahguage, Folklore, Sciene, Polskie Wydawnictwo Naukowe, Warszaw 1961, s. 12; Doğruer, Semra, Karay (Karaim) Türklerinin Sözlü Edebiyatı, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2007, s. 4.

10 Doğan – Kıvrakdal, agm, XX, 781.

9

Simeon Starikov ise, tamamen farklı bir görüş ortaya koyarak, “Karaim” isminin Türkçe “Karam” kelimesinden türediğini söylemektedir. Starikov, bu görüşünü meşhur etnograf ve antropolog olan N. A. Baskakov’un incelemelerine dayandırarak daha da ileri götürmüş ve “Karaim” isminin, eski dönemlerde Kırım’a gelip yerleşen ve burada hayatlarına devam eden bir halkın ismi olan “Kimmerler”den türemiş olduğunu ileri sürmüştür.11 A. İ. Polkanov da, Paris’te yayımlanan “Krımskiye Karaimı (Kırım Karayları)” adlı çalışmasında Starikov’un görüşlerine paralel görüşler ortaya koymuştur.12 Fakat Polkanov’un bu görüşü, 1953’te R. A. Videnskiy tarafından derlenen “Sovyetler Ansiklopedisi”nde şiddetle reddedilmiştir.13

Starikov ve Polkanov gibi düşünenler, “Karaim” kelimesinin kesinlikle bir etnik gruptan türediğini iddia etmektedirler. Çünkü onlara göre hiçbir ırk kendi adını bir din ya da mezhepten almaz.14 Nitekim Hıristiyanlığa mensup olmalarına rağmen Bulgarlar, Grekler, Sırplar veya Ruslar Hıristiyan adını almamışlardır. Tam tersine İngiltere’de Anglikan Kilisesi ve Mısır’da Kıpti Kilisesi gibi, bir etnik grubun bir mezhebe ismini vermesinin örneklerine rastlamak da mümkündür. Tüm bu etimolojik tahlillerin tahmini olduğunun ve etimolojik olarak tam ispat edilemediğinin de bilinmesi gerekmektedir.

“Karaim” kelimesindeki “im” eki İbranice’de çoğul edatıdır. Buna rağmen İngilizce eserlerde “im” edatına çoğul harfi olan “s” eklenmektedir. Aynı şekilde Türkçe eserlerde İbranice “im” çoğul eki ile Türkçe çoğul eki olan “ler” aynı kelimede yan yana getirilerek “Karaimler” şeklinde kullanılmaktadır. Dolayısıyla bu kelimeyi bu şekilde kullananların “im” edatının ne anlama geldiğini bilmediklerinden böyle bir hataya düştüklerini söylemek mümkündür.15

Biz bu çalışmamızda Karai Mezhebinin Türk asıllı olan Kırım Karayları’nı ele alacağız. Bu grup, Türk asıllı olup yukarıda da zikrettiğimiz kelimenin tekilini “Karay”, çoğulunu ise “Karaylar” şeklinde telaffuz etmektedir. Görüldüğü üzere Karai

11 Starikov, Simeon, “Kırımlı Karaimler Hakkında”, Kalgay Dergisi, Bursa 1999, sy. 14, s. 16-17;

Polkanov, Yu. A.– Polkanova, A. Yu., “Reliktovıye Osobennosti Etnokulturı Krımskih Karaimov”, Krımskiye Karaimı. İstoriçeskaya Territoriya. Etnokultura, (edt. Kropotov, V. S. – Örmeli, V. Yu. – Polkanova, A. Yu.), Dolya Yayınevi, Simferopol 2005, s. 73.

12 Polkanov, Krımskiye Karaimı (Karai- Korennoy Maloçislennıy Türkskiy Narod Krıma), s. 16-17.

13 Starikov, age, sy. 14, s. 16-17.

14 Polkanov, Krımskiye Karaimı (Karai- Korennoy Maloçislennıy Türkskiy Narod Krıma), s. 19-21.

15 Kuzgun, age, s. 155.

10

kelimesinin sonundaki “i” harfini kendi dillerine uygun olarak “y” harfi ile değiştirmektedirler. Bundan dolayı çalışmamızda ifadelendirme hatasından kaçınmak için, genel olarak Karailer’den bahsederken Karai ve Karaileri, özel olarak Kırım Karayları’ndan bahsedeceğimiz zaman ise onların “Karay”, “Karaylar” şeklindeki kendi isimlendirmelerini kullanacağız.