• Sonuç bulunamadı

A. Kırım Karayları

1. Kırım Karayları’nın Kökeni

Kırım Karayları ile ilgili yazılı kaynaklar bulunmadığı için kökenleri ile ilgili bir inceleme yapmak da oldukça zordur. Kırım Karayları’nın bilinçlerine etki eden tarihî süreç ve psikolojik faktörler de bu incelemeyi biraz daha zorlaştırmıştır.202 Dil, folklor, gelenek ve diğer açılardan Türk oldukları kabul edilen Karaylar, inançta Yahudiliğin Karai Mezhebine mensupturlar. Bundan dolayı Kırım Karayları’nın kökenleri ile ilgili Türk veya Yahudi oldukları şeklinde iki temel görüş mevcuttur. Bu iki görüş de kesin olarak ispatlanamadığı için konu ile ilgili bilimsel tartışmalar günümüzde hala devam etmektedir.

Bazılarına göre Karaylar, Türk–Hazar ırkından gelen bir gruptur. İlk kez 1846’da Rus şarkiyatçı V. V. Grigoriyev, Karayların kökenlerinin Türk-Hazar olduğuna dikkat çekmiştir.203 XIX. yüzyılın sonunda bu görüş Kondaraki ve diğer bazı araştırmacılar arasında kabul görmüştür.204 Sovyetler Birliği’ndeki Milletlerin Listesi (1927) ve Sovyetler Birliği’nin Avrupa Bölümündeki Halklar (1964) gibi çalışmalarda da Karayların Türk kökenli oldukları zikredilmiştir.205

Bu görüşe göre, Karaylar, Yahudiliği (belki Karai Mezhebini) kabul etmiş, Kırım’ın çeşitli bölgelerinde de yerleşmiş olan, VII.-X. yüzyıllar arasında yaşayan Hazar–Türk göçebe halkının torunlarıdır. Günümüzde bu görüş Karay liderleri arasında resmi ve hâkim görüş olarak kabul edilmektedir.206 Bu tez aynı zamanda bir dizi itibarlı antropolojik araştırmalar tarafından da desteklenmektedir.207

202 Kırım Karayları’nın, I. ve II. Dünya savaşı gibi, maruz kaldıkları tarihi olaylardan dolayı günümüzde kaynak sıkıntısı yaşanmaktadır. Ayrıca sürekli diğer halklar arasında yaşadıkları için azınlık psikolojisine girmeleri de araştırmamızı zorlaştırmıştır.

203 “Bizim gözlerimizde… Karaylar… Musa’nın kanunlarına bağlı kalan ve Kırım’ın VIII. yüzyıldan XI.

yüzyıla kadar sahibi olan Türk-Hazarlar’ın torunlarıdır.” Grigoriyev, V. V., Rossiya i Aziya, Sankt-Petersburg 1878, s. 435.

204 Kondaraki, V., Universalnoye Opisaniye Krıma, Sankt-Petersburg 1875, s. 65.

205 Doğan – Kıvrakdal, agm, XX, 782.

206 Saraç – Polkanov, age, VI, 27.

207 “Karaylar Hazarlarla doğru ve dolaysız genetik bağlarla birbirine bağlıdırlar. Hazar kökenlidirler.

Samirilerle etnik olarak hiçbir ortak noktaları yoktur.” Alekseyev, V. P., “Oçerk Proishojdeniya Türkskih Narodov Vostoçnoy Evropı v Svete Dannıh Krainologiyi”, Krımskiye Karaimı.

İstoriçeskaya Territoriya. Etnokultura, (edt. Kropotov, V. S. – Örmeli, V. Yu. – Polkanova, A. Yu.), Dolya Yayınevi, Simferopol 2005, s. 26-27; Alekseyev, V. P., “Kto Mı?”, Krımskiye Karaimı.

İstoriçeskaya Territoriya. Etnokultura, (edt. Kropotov, V. S. – Örmeli, V. Yu. – Polkanova, A. Yu.), Dolya Yayınevi, Simferopol 2005, s. 15.

40

1912 yılında S. A. Vaysenberg, Yahudiler ile Kırım’da yaşayan Kırımçak ve Karayların antropolojik özelliklerini ilk analiz eden kişidir.208 1928’de ise Zabolotnıy, Kırım’da yaşayan Karay ve Kırımçakları, Samirilerle kıyaslayarak kan grubu analizini hazırlamış ve: “…kendi aralarında Karaylar ve Kırımçaklar kan grubu bakımından bile ayrılmaktadırlar…”209 demiştir.

Zabolotnıy, Karayların Türk grubuna dâhil olabileceklerini ihtimal dâhilinde görmekte ve onları yalnızca Yahudilerle değil, diğer Türk halkları ile de karşılaştırmaktadır. Onun tespitine göre Karayların kan gruplarının dağılımı, saf Sami kavminden sayılan Araplar’dan ve Yahudi gruplardan gözle görülür biçimde ayrılmaktadır.210

Michail Reicher-Sosnowski, Vilnius ve Trakay Karayları’nın kan grubu incelemelerine dayanarak 1932 yılında, Türk–Tatar halklarıyla Polonya Karayları arasında Yahudilere oranla daha fazla ortak noktanın bulunduğunu söylemiştir. En çok da Çuvaşlar’ın, Polonya Karayları’na yakın olduklarını iddia etmiştir. Sosnowski, Kan grubu açısından da değerlendirildiğinde Türk kanı olan “B” grubunun daha ağır bastığını, Yahudi kanı olan “A” grubunun yüzdesinin daha az olduğunu ve “O”

grubunun ortak olarak aralarında dağıldığını söyleyerek de görüşünü desteklemiştir.211 Bu Karay grubunun Kırım’dan gittiklerini düşünürsek o zaman bu araştırmanın, Kırım Karayları’nın Türk–Tatar kökenli olduklarını ispat edebilecek bir inceleme olduğunu vurgulamamız gerekmektedir.

Akademisyen V. P. Alekseyev, Hazar şehri Sarkel’de 1971 yılında yaptığı araştırmalar sonucunda Karayların, Hazarlar’ın yerel Kırımlı kabilelerle (Sarmat, Alan, Goth ve Yunan kabileleri olabilir) karışımından meydana gelen bir halk oldukları neticesine ulaşmıştır.

208 Geniş bilgi için bkz. Vaysenberg, S., “Karaimı i Krımçaki v Antropologiçeskom Otnoşeniyi”, Russkiy Antropologiçeskiy Jurnal, Moskova 1912, sy. 4, s. 38 - 54; Samoyloviç, Aleksandır, Nikolayeviç, İzbrannıye Trudı o Krıme, İzdatelstvo Dolya, Simferopol 2000, s. 163 - 164.

209 Zabolotnıy, S. S., “Krovyani Grupi v Karaimiv i Krimçakiv”, Bületeni Postiynoy Komissiyi, Vivçannya Krovyanih Ugrupuvan Pri Meditinskoy Sektsıyi Harkivskogo Naukovogo Tovaristva, Harkov 1928, s. 18.

210 Zabolotnıy, agm, s. 10-22, 33-39.

211 Reicher-Sosnowski, Michail, “O gruppah Krovi Karaimov Vilniusa i Trakaya”, Anthropologie, Prag 1932, sy. 9, s. 259 – 267.

41

Alekseyev, bu araştırmasında Kırım’da yaşayan Karayların kafataslarını inceleyerek örnek vermekte ve Karayların kafataslarının Hazarlarla Kırım’da yaşayan halkların kafataslarıyla benzerlik arz ettiğini söylemektedir. Bunun da onlar arasında yapılan evlilikler sonucu oluştuğunu ifade etmektedir. Dolayısıyla ona göre Karaylar Kırım’da yaşayan halklar arasında yavaş yavaş asimile olmuşlardır.212

Bu görüşü T. Kowalski, A. Zajanczkowski, M. Moreiovski, K. Dzini, I.

Chekanovski, B. Adler, S. Şapşal, N. Baskakov ve diğer bilim adamları da paylaşmaktadır.213 Fakat günümüzde Hazarlar’dan kalan arkeolojik eserlerin halen genel olarak kabul edilen bir teşhisi yapılamadığı için bu görüşün doğruluğu henüz tatmin edici bir noktaya ulaşmamıştır.214

Kırım Karayları’nın Hazar-Türk grubuna ait olduklarını temellendiren en önemli delillerinden biri de onların bugüne kadar konuştukları dildir. Ayrıca, Karay folkloru ve Türklerin diğer eski gelenekleri de bu açıdan oldukça önemlidir. Arap ve Fars dillerinden Karay Türkçesi’ne geçen “amanat, badam, bazar, kurban, kıbla, sunnet, oruç, şevağat, ümmät, avaz, din” gibi çoğu dini literatüre ait kelimelerin215 yanı sıra, İbranîce’den geçen; Adonay “Tanrı”, avan “günah”, şem “ad”, gerab “gemi”, defus

“baskı”, kawana “maksat, fikir”, maggefa “eziyet, sıkıntı”, mehabber “muharrir, yazar”

mahlat “af”, mazzal “baht, talih”, moed “bayram” gibi kelimelerin sayısı da hayli kabarıktır. Zajanczkowski, bu üçlü dil mozaiğinden yola çıkarak, Karayların Musevilik, Hıristiyanlık ve İslâmiyet’in bir arada yaşadığı bir ülkeden, yani Hazarlardan gelmiş olduklarını belirtmektedir. Ona göre Karaylar, Hazar ülkesinden Kırım’a, oradan da günümüz Litvanya ve Polonya ülkelerine gelmişlerdir.216

Zeki Velidi Togan, bugünkü Karayların Kuman-Kıpçak Lehçesiyle, Hazarların ise günümüz Çuvaş Lehçesine benzer bir dil olan Lir Lehçesiyle konuştuklarını söyleyerek Karay Türklerinin Hazarların torunları olamayacaklarını düşünmektedir.

Togan, Hazarlar’ın diliyle bugünkü Çuvaş Türkçesinin paralellik göstermesi gerektiğini

212 Alekseyev, “Oçerk Proishojdeniya Türkskih Narodov Vostoçnoy Evropı v Svete Dannıh Krainologiyi”, s. 22-27; Alekseyev, “Kto Mı?”, s. 14-15.

213 Doğan – Kıvrakdal, agm, XX, 782.

214 Pletneva, S. A., Hazarı, İzdatelstvo Nauka, Moskova 1976, s. 4.

215 Gökçe, age, s. 2.

216 Doğruer, age, s. 6.

42

fakat Kırım Karayları’nın ve kutsal kitaplarının dilinin Çuvaş Türkçesi ile bir ilgisinin bulunmadığını, bu şartlar dâhilinde Karayların dinlerinin Musevilik, dillerinin ise Türkçe olmasının, bunların kökenini ve Hazarlarla ilgisini izaha yetmediğini ifade etmektedir.217

Fakat yukarıda zikrettiğimiz antropolojik araştırmalar bunun tam tersini göstermekte ve Karayların kan gruplarının Çuvaşlarla aynı olduğunu ispatlamaktadır.

Günümüzde Karayların Kuman-Kıpçak gruplarından biraz farklı bir lehçeye sahip olmaları, Hazarlarca kullanıldığı düşünülen Lir Lehçesiyle, burada yaşayan Kuman-Kıpçakların dilinin karışmasından kaynaklanabileceğini düşündürmektedir.

Alekseyev’in antropolojik araştırmaları sayesinde ulaştığı sonucu dil araştırmaları alanında da kullanarak Karayların zamanla Kırım’da yaşayan milletlerle karışmış olduklarını söyleyebiliriz. Çünkü Karay ve Çuvaş Türkçesi’ne ait bazı kelimelerin paralellik gösterdiği araştırmacıların dikkatinden kaçmamıştır.218

Bizans’tan gelerek Kırım’a yerleşen Karaylar, Solhat’ta (Eski Kırım) ayrı bir cemaat olarak yaşarlarken, buradaki Hazar kökenli Karay Türklerine bir Tanah hediye etmişlerdir.219 Halen Petrograt Devlet Kütüphanesi’nde muhafaza edilen bu Tanah’ın son sayfasındaki “Bu kitap Hazar kardeşlerimize hediye edilmiştir” ibaresi Karaî bilginlere göre, bugünkü Kırım Karayları’nın kökenlerinin Hazar Türklerine dayandığının ve Yahudiliği kabul eden Hazarların büyük bir kısmının da Karaî Mezhebine mensup olduğunun bir delilidir.220 Hazar Hakanlığı’nda Karai Yahudilerle birlikte Talmudist Yahudiler de bulunmuş, fakat Karaylar diğerlerine göre çoğunluğu teşkil etmiştir.221

Karayların ibadetlerini kendi dilleriyle yapmalarında, Karaî bilgini Kirkisâni’nin bu mezhebe yerleştirdiği “millî ibadet dili” prensibi tesirli olmuştur. Zajanczkowski, bu

217 Togan, Zeki Velidi, “Hazarlar”, İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1964, c. V, s. 402.

218 İbrahimoğlu, Çağatay Bediî, “Karay Türkleri Hakkında Bir Bibliyografya Denemesi”, Türk Kültürü Araştırmaları, Türk Kültürü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara 1964, sy. 1, s. 171;

Zajanczkowski, Ananiasz, “Terminologia Muzulmanska a Tradycje Norodow w Slownictvie Karaimskom”, Mysl Karaimska, Varşova 1947, c. II, s. 53-65; Zajanczkowski, Ananiasz, “Yeni Bulunmuş Arapça-Kıpçakça Bir Sözlük”, (çev. Çağatay Bediî İbrahimoğlu), Türk Kültürü Araştırmaları, Türk Kültürü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara 1966 – 1969, s. 181-197.

219 Şapşaloğlu, agm, I, 590-591.

220 Şapşaloğlu, agm, I, 590-591.

221 Günay, Ünver–Güngör, Harun, Türklerin Dini Tarihi, Ankara 1997, s. 161-164; Kuzgun, age, s. 158.

43

noktadan hareketle Karayların Hazarların devamı olduklarını zira Hazarlardan başka Yahudiliğe girip de kendi dilleriyle ibadet eden başka bir milletin olmadığını, bunun da Hazar-Karay ilişkisini daha da kuvvetlendirdiğini belirtmektedir.222

Bazı araştırmacılar Karayların, Hunlarla Kırım’a ulaşabilen (Kimmer-Kirreis vb.

telaffuzundan dolayı) eski Karayların bir kolu olduklarını da düşünmektedirler. Aşağıda verilen örnekler bunu ispatlar niteliktedir.

Karayların Sarıbaş, Cigit gibi eski soy isimleri, Karay antropolojiden bugüne kadar ulaşabilmiştir. Karay etnolojisine, Türk akraba ve kabilelerinden katılma, Birhe, Boryu, Duvan, Kara, Karga, Kırk, Naiman, Sarı, Uzun, Herkes, Hun ve diğer soy isimleri yoluyla bu bağlantı kurulabilmektedir.223

Kırım Karayları’nın bugün nüfus olarak hayli az oldukları, Hazarların da çok az bir kısmının Museviliği kabul ettiği bilindiğine göre, günümüzde de yaşamlarını devam ettiren ve ırken Türk oldukları halde inanç bakımından yalnızca Tanah’ı benimseyen Karayların, bu az sayıdaki Musevi Hazarların devamı olmaları akla daha uygun gelmektedir.224 Linguistik deliller modern Karayların Kıpçaklara yakın olduklarını, dini deliller de Hazarlarla bağlantıları bulunduğunu gösterdiği için bu görüş sanki daha fazla ağırlık kazanmaktadır.

Kırım Karayları’nın ayrıca Sami ırkına mensup olduklarını savunan bir başka görüş de mevcuttur. Gumilev’ın de savunduğu bu görüşe göre Karaylar yerel Kırım Yahudi grubunu temsil etmekte ve bir Yahudi Mezhebi olan Karailiği takip edenlerin köklerinden gelmektedirler. Buna göre, başta bir grup kohen Kudüs’ten ayrılarak Bağdat’a yerleşmiştir. Bağdat’a gelen bu grup VIII. yüzyılda Karai adında bir mezhep oluşturmuş ve Rabbanilerden gelen baskılara dayanamadıkları için Hazar Hakanlığı’nın sınırları içine göç etmişlerdir. Burada karışık evlilikler yaptıkları için Hazarlarla karışmışlardır.225 Daha sonra Hazar Hakanlığı’nın yıkılması ile birlikte Kırım’a gelip

222 Zajanczkowski, Karaims in Poland, s. 21.

223 Starikov, agm, sy. 14, s. 16-17; Polkanov – Polkanova, “Reliktovıye Osobennosti Etnokulturı Krımskih Karaimov”, s. 73; Saraç – Polkanov, age, VI, 41; Doğan – Kıvrakdal, agm, XX, 782;

Altınkaynak, Erdoğan, “Karay Ad ve Soyadları”, Karadeniz Araştırmaları, KaraM Yay., Çorum 2006, sy. 9, s. 135-137.

224 Kuzgun, age, s. 185; Günay – Güngör, age, s. 161-164; Ortaylı, agm, s. 9, 11-12.

225 Harkavy, Skazaniya Yevreyskih Pisateley O Hazarah İ Hazarskom Tsarstve, s. 17-34; Belousov, Andrey, “Hazar Potomki”, Zerkalo Nedeli, Moskova 2004, sy. 4, s. 226-227.

44

yerleşmişlerdir. Yani bu teze göre Karaylar köken olarak Sami ırkından gelmekte olup daha sonra yapılan evliliklerden dolayı Hazarlarla karışmışlardır.226 Fakat bu görüş diğer Karay liderleri tarafından şiddetle eleştirilmektedir.227

Bununla birlikte İlya Kazas, 1869 yılında bu görüşe paralel bir düşünceyi dile getirmiş, Karayların Sami ırkının temiz kanından olmadıklarına işaret etmiş ve onların, Sami ırkı ile diğer kabilelerin birleşmesinden meydana geldiklerini savunmuştur. Temiz kan teorisini kullanma karşıtı olan Kazas:

“Biz (Karaylar) kendimiz için, kökenlerimizin sadece Hazarlar’dan değil en alçak düşürülmüş ve dışarı atılmış paryalardan geldiğini bile zerre kadar aşağılayıcı saymıyoruz… …çünkü hiçbir aristokratik köken bizde olmayan erdemliliği veremez veya bizim kusurlarımızı gizleyemez”228 demiştir. Bundan dolayı Kazas, kendilerinin temiz Yahudi ırkından olmasalar da Yahudilerden geldiklerini savunmuştur.

Ayrıca Kırım Karayları’nın, II. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından öldürülmediğinin de altını çizmemiz gerekmektedir. Hâlbuki Rabbani Yahudiliğe bağlı kalan Kırımçaklar diğer Yahudiler gibi katledilmişlerdir.229

Kırım Karayları 2003’te gerçekleşen Ukrayna kongresinde kendilerini şöyle tanımlamışlardır: “Kırım Karayları (Kırım Karay–Türkleri) Kırım’ın ortak kan, dil ve gelenek ile birleşmiş olan yerli halkıdır. Kırım Karayları diğer Türk halkları ile kan akrabalığını, kendi etnik ayrıcalıklarını, kültür özgünlüğünü ve dinsel bağımsızlıklarını da idrak etmektedirler. Tarihi ana yurt olması hasebiyle Kırım’a karşı da kendilerine özgü duygular hissetmektedirler.”230 Görüldüğü gibi Karaylar da kendi etnik kimliklerinin ve Türk halkından olduklarının bilincini taşımaktadırlar.

226 http://sites.google.com/site/madjalidocument/home; Bilecik’te Sempozyum esnasında Hayim’le konuştuğumuzda da Kırım Karayların kökenleriyle ilgili sorumuza böyle cevabı almıştım.

227 Markus Lavrinoviç bu görüşü eleştirip karşı çıkmaktadır.

228 www.wikipedia.org.ru (01.04.2010).

229 Cohn-Sherbok – Cohn-Sherbok, age, s. 80; www.wikipedia.org.ru (01.04.2010).

230 Kutaysov, V. A., “Natsıonalnıye Syezdı Krımskih Karaimov V G. Yevpatorya”, Krımskiye Karaimı.

İstoriçeskaya Territoriya. Etnokultura, (edt. Kropotov, V. S. – Örmeli, V. Yu. – Polkanova, A. Yu.), Dolya Yayınevi, Simferopol 2005, s. 165; Altınkaynak, Erdoğan, “Kırım Karayları Hakkında Kullanılan Bazı Kavram Ve Anlam Yanlışlıkları Üzerine”, Uluslararası Karay Çalışmaları Sempozyumu, (edt. Mehmet Alpargu, Yücel Öztürk, M. Bilal Çelik), Bilecik Üniversitesi Yayınları, Bilecik 2011, s. 94; Yüksel, Hasan Avni, “Karaim Çalışmaları”, Türk Kültürü, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Ankara 2000, sy. 443, s. 188.

45

Bugün eski Sovyet topraklarında yaşayan Karaylar, kendilerini Yahudi görme anlayışına şiddetle karşı çıkmaktadırlar. Ayrıca Ortodoks Mezhebine bağlı Yahudiler için, Karaylar hakkında “yanılmış olanlar” şeklinde bir ifade kullanmaktadırlar. Buna rağmen İsrail ve ABD’de yaşayan Karaylar, kendilerini Yahudi milletinin bir parçası olarak tanımlamaktadırlar. Ayrıca Karaylar için İsrail’e dönme kanunu bugün de geçerliliğini korumaktadır. Nitekim eski Sovyetler Birliği’nden 500 kadar kişinin İsrail’e göç ettiğinden bahsedilmektedir.231