• Sonuç bulunamadı

A. Karailik Hakkında Genel Bilgi

3. Anan Ben David ve Öğretisi

Yukarıda da değindiğimiz gibi, Karai Mezhebinin manevi yapısının oluşumunda ve mezhep kurallarının belirlenmesinde Anan ben David’in çok önemli bir rolü omuştur. Bunu hem Rabbani hem de Karai kaynaklar tasdik etmektedir. Anan ben David çok dindar bir Yahudi ailesinde doğmuştur. İyi tahsil görmüş olmasından ve kendi ailevi kökeninden dolayı Yahudi akademisinde yüksek yerlere gelebilirdi.35 Fakat bunu yapmadığı gibi kendisinin bir peygamber olduğunu da iddia etmemişti. Bütün düşüncesi mantık ve akıl yürütme üzerine kurulmuştu. Onun vaaz ettiği öğretiyi üç peygamberin yani Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed’in getirmiş olduğu kitaplarda bulmak mümkündür. Bundan dolayı onun tarafından vaaz edilen öğretinin sentezden ibaret bir öğreti olduğu ifade edilebilir.36

31 Mezmurlar, 130/1.

32 Kuzgun, age, s. 200-201.

33 Harkavy, agm, I, 553; Nemoy, “Anan Ben David”, I, 293; Kuzgun, age, s. 161-163.

34 Kuzgun, age, s. 164.

35 Saraç, age, s. 34.

36 Kolodnıy – Filippoviç, agm, s. 42.

14

Anan ben David, peygamber olarak kabul etmiş olduğu Hz. Musa’nın doktrinlerine bağlı kalmıştır. Aynı zamanda eren ve veli olarak kabul ettiği Hz. İsa ve Hz. Muhammed’in getirdikleri bazı dini esasları da benimsemiştir.37

Yeni görüş ve düşünceleriyle 1517 yılında Hıristiyanlık içerisinde bir reform gerçekleştirmiş olan Martin Luther gibi,38 birkaç asır öncesinde de Anan ben David, Karai Mezhebi içerisinde önemli bir yeniliğe öncülük etmiştir. Anan, Tanah’ı her imanlı ferdin kendi aklına ve vicdanına göre yorumlamasına izin vermiştir. Böylece o, Talmud ve Mişna’yı reddederek yalnızca Tanah’a dayanan bir inanç sistemini benimsemiştir.

Ayrıca onun düşüncesine göre her fert, kendi aklı ve vicdanının kabul ettiği doğru yorumu bulup o yolu takip etmek mecburiyetindedir.39

Ruhun ölümsüzlüğüne ve reenkarnasyona inanan Anan’a göre insan, dünyada yapmış olduğu davranışlara mukabil olarak Tanrı tarafından ödüllendirilecek veya cezalandırılacaktır. Anan ben David bu konuda tıpkı Platon ve Pisagor gibi düşünmektedir. Zira onlar da Anan ben David gibi ruhun ölümsüzlüğüne ve reenkarnasyona inanmaktaydılar. Platon reenkarnasyona inanarak her seçilmişe Tanrı’ya giden yolu bulma özgürlüğü tanımaktaydı. Anan da Pisagor gibi ruh göçünün, kâmil mertebeye ulaşıncaya kadar devam edeceğini ifade etmiştir.40

Anan ben David bu düşüncelere paralel olarak her ferdin bir otorite sahibi olduğunu düşünmüştür. Çünkü ona göre her fert kendi yaptıklarının karşılığını Tanrı nezdinde alacak41 ve davranışlarının neticesine göre de reenkarnasyona tabi olacaktır.42

Anan ben David, Tevrat’ta yerine getirilmesi emredilen fakat Mabed’in M. S. 70 yılında yıkılmasıyla birlikte Yahudiler tarafından yerine getirilemeyen kurban43 ve

37 Saraç, age, s. 35. Günümüzde Litvanya Karayları, Hz. Musa’nın getirmiş olduğu Tevrat ve şeriat dışında başka hiçbir kitabı ve doktrini kabul etmemektedirler. Bkz. Zajonçkovskis, Michailas, Karaimu Kenesa Trakuose, Vilnius 2009, s. 21; Türkdoğan, Orhan, Günümüzde Karamanlar ve Hazar Türkleri, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul 2009, s. 147.

38 Geniş bir bilgi için bkz. Olgun, Hakan, Luther ve Reformu Katolisizm’i Protesto, Fecr Yayınları, Ankara 2001, s. 132-153; Erbaş, Ali, Hıristiyanlık’ta Reform ve Protestanlık Tarihi, İnsan Yayınları, İstanbul 2004, 126-129.

39 Saraç, age, s. 44.

40 Cohn-Sherbok, Dan – Cohn-Sherbok, Lavinia, Yahudiliğin Kısa Tarihi, (çev. Bilal Baş), İz Yayıncılık, İstanbul 2010, s. 79; Saraç, age, s. 32-33.

41 Tesniye, 31/32-39.

42 Fakat Kirkisani’nin ifadelerine göre çoğu Karai mensubu, Anan ben David’in geliştirmiş olduğu bu reenkarnasyon inancına katılmamaktadır. Bkz. Saraç, age, s. 167.

15

bayram toplantısı uygulamalarına44 Amos,45 Hoşea,46 ve İşaya’da47 geçen ifadelere dayanarak karşı çıkmıştır. Aslında Anan ben David, Hz. Musa’nın getirmiş olduğu on emir ve yasağa, öğreti ve ahlaki kurallara riayet etmesine rağmen kurbanla ilgili Tevrat’ta geçen emirleri reddederek, Tevrat’taki ifadeler arasında Hz. Musa’ya ait olanla olmayanı iyi tahlil edebildiğini göstermek istemiştir.48 Nitekim o, Tevrat’ta kurbanın kâhinler öncülüğünde sunulmasına dair birtakım emirler yer almasına rağmen, her ferdi ayrı bir otorite saydığından, Yahudilik’te kâhinlerin zaman içerisinde oluşagelen otoritesini de reddetmiştir.49

Fakat Anan ben David’in karşı çıkmasına rağmen Kazan’ın “Litvanya Karaylarına Ait Dini Metinler” isimli çalışmasından ve Polkanov’la yaptığımız mülakattan anlaşıldığı kadarıyla Karailer Tanrı’ya kurban takdim etmişlerdir. Ancak bu kurban takdimi kâhin nezaretinde değil, şahsın bizzat kendisinin kurbanı Tanrı’ya sunması şeklinde olmuştur.50 Hatta kurban takdim etmelerinden dolayı Çarşamba gününe özel olarak Kankün (Kan Günü) demişlerdir.51 Fakat günümüzde Yahudilikte kurban takdimi Tevrat’ta emredildiği şekliyle uygulanmamaktadır.52 Bütün bunlara rağmen, Kırım Karayları’nda yılda bir defa (Temmuz sonu - Ağustos başı gibi) Yevpatorya’daki “Kenesa Kompleksi”nin bekleme avlusunda kurban ibadeti yerine getirilmektedir.53

43 Cilacı, Osman, “Dua”, DİA, İstanbul 1994, c. IX, s. 530; Tümer, Günay – Küçük, Abdurrahman, Dinler Tarihi, Ocak Yayınları, Ankara 1993, s. 183; Güç, Ahmet, Çeşitli Dinlerde ve İslam’da Kurban, Düşünce Kitabevi Yayınları, Bursa 2003, s. 261.

44 Levililer, 23/40; Sayılar, 29/1.

45 Amos, 5/21-24.

46 Hoşea, 6/5-6.

47 İşaya, 1/12-14.

48 Kolodnıy – Filippoviç, agm, s. 42.

49 Levililer, 1/1-8; Güç, Çeşitli Dinlerde ve İslam’da Kurban, s. 143; Besalel, Yahudilik Ansiklopedisi, II, 339; Sarıkçıoğlu, Ekrem, Din Fenomenolojisi, Süleyman Demirel Üniversitesi Yayınları, Isparta 2002, s. 105.

50 Polkanov ile 03.12.2009 tarihinde yaptığımız konuşma esnasında alınan bilgidir. Ayrıca bkz. Kazan, Özlem, Litvanya Karaylarına Ait Dini Metinler (Giris, Gramer, Transkripsiyonlu Metin, Çeviri, Dizin), (Yayımlanmamış Doktora Tezi), İstanbul 2002, s. 22.

51 Kolodnıy – Filippoviç, agm, s. 44.

52 Cilacı, agm, IX, 530; Tümer – Küçük, age, s. 183.

53 Tiryaki, David, Karaimskiye Kenası Yevpatoriyi, Vidavnitstvo Bibleks, Yevpatorya 2008, s. 22. Bu çalışma İngilizce olarak da yayımlanmıştır. Bkz. Tiryaki, David (Viktor), “Complex Of The Karaite Kenasa İn Yevpatoria”, Uluslararası Karay Çalışmaları Sempozyumu, (edt. Mehmet Alpargu, Yücel Öztürk, M. Bilal Çelik), Bilecik Üniversitesi Yayınları, Bilecik 2011, s. 815-836. Biz kendi çalışmamızda bundan sonra Rusça olarak yayımlanan kitabı esas alacağız.

16

Anan ben David’in düşüncesiyle İncil ve Kur‘an arasında da bazı paralellikler mevcuttur. Mesela Hz. İsa Dağ Vaazında54 herkese, düşmanlarını bile sevmeyi emretmektedir.55 Bundan dolayı dünya malına fazla bağlanmamayı ve nefret edenlere bile iyilik yapıp ödünç vermeyi56 tavsiye etmektedir.57 Anan ben David de kendi öğretisinde bunları tekrarlamakta ve dünya malına fazla bağlanmamayı sağlayacak unsur olarak asketizmi58 tavsiye etmektedir.59

Kur‘an’da ise: “Yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz iyilik sahibi/erdemli olmak değildir. Ama asıl iyilik sahibi/erdemli olanlar; Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere iman edenler, sevmelerine rağmen, mallarını yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere verenler ve kölelerin özgürlüklerine kavuşması için harcayanlar, namazı kılanlar, zekâtı verenler, söz verdiklerinde, sözlerini yerine getirenler, zorda, darda ve savaşta güçlüklere göğüs gerenlerdir. İşte onlar, doğru olanlar ve işte onlar, Allah’tan korkanlardır”60 buyurularak yardım etmek tavsiye edilmekte, fakat asketizm ile ilgili hiçbir ifade bulunmamaktadır.

Hz. İsa da kendi ifadelerinde, Anan ben David gibi, çeşitli bayram günlerindeki ayin ve ritüellere önem vermemekte ve şöyle demektedir: “…İnsan Sebt günü için değil, Sebt günü insan için oldu. Böylece insanoğlu Sebt gününün de Rabbi’dir.”61

Hz. İsa’yı bir eren olarak kabul eden Anan ben David,62 onun hakkında -peygamber olarak kabulü hariç- Kur‘an’da geçen birçok ifadeyle63 paralel düşünceler taşımaktadır. Buna göre Hz. İsa, Tanrı’nın oğlu olmayıp sadece bir erendir.64 Hz.

54 Dağdaki Vaaz hakkında bkz. Aydın, Mehmet, Ansiklopedik Dinler Sözlüğü, Din Bilimleri Yayınları, Konya 2005, s. 155-156.

55 Matta, 5/43-47.

56 Luka, 6/27-35.

57 Matta, 6/19; Matta, 25/34-40; Güç, Ahmet, “Din ve Barış: Dinin Dünya Barışına Katkısı”, Köprü Dergisi, İstanbul 2006, sy. 94, s. 71-73.

58 Asketizm: Dinsel disiplini sağlama metodudur. Yeryüzünden el etek çekmek, yeme içme ve diğer dünyevi şeylerden uzak durmak suretiyle kişinin kendisini disiplin etmesidir. Bkz. Cilacı, Osman, Dinler ve İnançlar Terminolojisi, Damla Yayınları, İstanbul 2001, s. 42; Gündüz, Şinasi, Din ve İnanç Sözlüğü, Vadi Yayınları, Ankara 1998, s. 43.

59 Saraç, age, s. 51-52.

60 Bakara, 2/177.

61 Markos, 2/27-28; Cohn-Sherbok – Cohn-Sherbok, age, s. 78.

62 Saraç, age, s. 56.

63 Bakara, 2/285; Ahzab, 33/7; Şura, 42/13.

64 Nisa, 4/171; Saraç, age, s. 50.

17

Muhammed’in son peygamber olarak gelmiş olması ve onun Hz. Musa’nın ve Hz.

İsa’nın getirmiş olduklarını nesh etmesi, Anan ben David’in öğretisine ters bir anlayıştır. Anan ben David, Hz. Muhammed’i sadece Tanrı’dan ilham alan bir veli olarak kabul etmektedir.65

Zajanczkowski, Makrizî’den (766-845) naklen Anan ben David’in bu konudaki görüşlerini: “…konuşmalarında İsa’nın kişiliği için saygın bir yer ayırmış, Muhammed’i ise Araplara gönderilmiş bir veli olarak kabul etmiştir…”66 şeklinde aktarmaktadır.

Anan ben David’in öğretisi, Mutezile fırkasının aklı kullanma ve Kur‘an’ı mahlûk sayma67 gibi görüşleriyle benzerlikler arz etmektedir.68 Hatta Anan ben David’in takipçisi sayılan Benjamin en-Nihavendi, Mutezile mensupları arasında kendi görüşleriyle otorite olarak kabul edilmektedir.69 Şapşaloğlu da, Anan ben David’in günümüze kadar ulaşamayan Sıfr-ı Hamisuvut (Farzlar Kitabı) isimli bir kanun kitabında şunları söylediğini kaydetmektedir: “Tanah’ı iyi tetkik edin, yalnız benim fikrime itimat etmeyin.”70

Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere Anan, Tanah’a bağlı kaldığı sürece her insana fikir özgürlüğü tanımıştı, fakat bu özgürlük tek şartla sınırlandırılmıştı. Buna göre, Anan ben David müntesiplerine, yukarıda ifade ettiğimiz ana konulara riayet etmeleri halinde diğer konularda onunla hemfikir olmama ve bu fikirlere ilavede bulunabilme imkânı tanımaktadır. Nitekim takipçisi olan Nihavendi, Tanrı’yı antropomorfik71 bir şekilde tasavvur etmekten rahatsızdı. Bu sebeple yeryüzünü ve

65 Saraç, age, s. 57.

66 Zajanczkowski, “Karaylar ve Onların Folkloru”, c. I-II, sy. 17-22, s. 313; Çulha, Tülay, Karaylar ve Karayca, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Kocaeli 2002, s. XXII.

67 Topaloğlu, Bekir, Kelâm İlmi Giriş, Damla Yayınevi, İstanbul 1981, s. 175, 177; Kılavuz, Saim, Anahatlarıyla İslâm Akâidi ve Kelâm’a Giriş, Ensar Yayınları, İstanbul 1987, s. 306-307.

68 Poznanski, agm, VII, 666; Kutluay, age, s. 198; Kuzgun, age, s. 213; Sinanoğlu, agm, XXIV, 425.

69 Polkanov, Krımskiye Karaimı, s. 40; Saraç, age, s. 65.

70 Cohn-Sherbok – Cohn-Sherbok, age, s. 78; Şapşaloğlu, agm, I, 580.

71 Antropomorfizm: Tanrı’yı insana benzer şekilde tanımlayan ve onu insani duygular ve aksiyonlar çerçevesinde ifade eden Tanah’ın ortaya koyduğu Tanrı şeklidir. Bkz. Emiroğlu, Kudret – Aydın, Suavi, Antropoloji Sözlüğü, Bilim ve Sanat Yayınları, Ankara 2003, s. 59; Aydın, Ansiklopedik Dinler Sözlüğü, s. 34; Cevizci, Ahmet, Felsefe Terimleri Sözlüğü, Paradigma Yayınları, İstanbul 2003, s. 33.

18

insanları Tanrı’nın yaratmadığını, O’nun buyruğu üzerine meleğin yarattığını ifade ederek yeryüzünün yaratılışı ile ilgili yeni bir görüş ortaya koymuştur.72

Karailere göre Tanah’tan hüküm çıkarılırken şu prensiplere dikkat edilmelidir:

1. Metin açıkça anlaşılabilir emir ve yasaklar içermektedir. Bu sebeple öncelikli olarak metnin lâfzî anlamı kavranmalıdır.

2. Tanah metinlerinde doğrudan ifade edilen hükümler yanında açıkça belirtilmeyenler de bulunduğundan mantıkî kıyas yoluyla bilinenlerden hareketle bilinmeyenlere ulaşılmalıdır.

3. Tevrat’ın, “Ya‘kub cemaati için miras olarak Musa bize Tevrat’ı emretti”73 ifadesi gereği 1. ve 2. şıklarla çözülemeyen hususlarda Karai toplumunun icmaı ile yani bir konu üzerinde Karai cemaatinin ittifakı ile hüküm verilmelidir.74 Bütün Karai âlimleri tarafından kabul edilmese de bu prensiplere “insan aklıyla elde edilen bilgi” şeklinde dördüncü bir şık ekleyenler de olmuştur.75

4. Karailik Hakkında Genel Bilgi

Karailik, Anan’ın sistemleştirdiği katı kuralların bazı değişiklikler ve eklemeler yapılarak uygulandığı bir mezhep olarak ortaya çıkmıştır. Fakat Anan ben David sayesinde belirli bir sistematiğe kavuşan Karai Mezhebinin temel düşünce yapısı hiçbir zaman değişime uğramamıştır. Bu temel anlayışa göre Karai Mezhebine mensup olan kimseler tek Tanrı’ya ve tek kutsal kitap olarak kabul edilen Tanah’a inanmaktadırlar.

Özellikle Hz. Musa’nın getirdiğine inandıkları Tanah (Pentatök)’a büyük bir saygı duymaktadırlar. Karailere göre Tanah, herkesin yalnız kendi aklıyla kavrayabileceği bilgelik kaynağıdır. Bunun için Karai inancında bireyin bizzat kendisi Tanah’ı dikkatle inceleyip okumak zorundadır. Ayrıca önemli bir prensip olarak bireyin, başkalarının düşüncesine dayanarak hüküm vermesi yasaklanmaktadır. Karailer, Tanrı’nın Tevrat’ın Tesniye bölümünde geçen: “Size emretmekte olduğum söze bir şey katmayacaksınız ve ondan eksiltmeyeceksiniz, ta ki, Rabbinizin size emretmekte olduğu emirlerini

72 Saraç, age, s. 63-65; Sinanoğlu, agm, XXIV, 425.

73 Tesniye, 33/4.

74 Kuzgun, age, s. 199; Niazi, İmran Ahsan, “Karaîler: İslâm Hukukunun Yahudi Hukukuna Etkisi”, (çev. Talip Türcan), Tabula Rasa, Isparta 2001, sy. 3, s.236.

75 Nemoy, Leon, “Karaites”, Encyclopedia Judaica, Jerusalem, ts., c. X, s. 777-778.

19

tutasınız”76 ikazına bağlı kalmaya dikkat etmektedirler.Karai inancına göre Tanrı, Hz.

Musa aracılığıyla Sina Dağı’nda noksansız bir kanun vermiştir. Buna göre Hz. Musa’ya verilen Tevrat hiçbir zaman ihlal edilmemeli ve değiştirilmemelidir.77

Bundan dolayı herkes, Karai Mezhebinin temel düşüncesine göre On Emre sıkı sıkıya bağlanarak onları yerine getirmeye çalışmalıdır. Hz. Musa’nın Sînâ Dağı’ndan inerken yanında getirdiği iki taş levha üzerine yazılı olduğu bilinen On Emir, dini uygulamalarının temelini oluşturduğu Karai inancında şu şekilde yer almaktadır:

1. Ben seni Mısır’daki esaret evinden çıkaran güçlü Tanrı’nım.

2. Karşımda benden başka Tanrıların olmasın. Kendine oyma put, yukarıda göklerde olanın ve aşağıda yerlerde olanın; ya da yerin altında sularda olanın suretini yapmayacaksın. Onlardan medet ummayın ve onlara kulluk etmeyin.

Ben kıskanç, atalarının günahlarını evlatlarına ödeten güçlü Tanrı’nım.

3. Güçlü Tanrı’nın adını boş yere ağzına alma. Çünkü Tanrı, adını boş yere ananın cezasını verir.

4. Dinlenme gününü takdis etmek için onu hatırında tut. Altı gün çalış ve bütün işini bitir. Yedinci gün, güçlü Tanrı’nın emrettiği dinlenme günüdür. O gün sen de, oğlun da, kızın da, hizmetkârın, kardeşin ve kapındaki hizmetçin de çalışmasın, çünkü Tanrı gökleri, yeri, denizi ve içindeki her şeyi altı günde yaratıp yedinci günde dinlendi. Bu yüzden Tanrı o dinlenme gününü kutsadı.

5. Anana ve babana, güçlü Tanrı, onlara ve sana ömür verdiği sürece hürmet et.

6. Katletmeyeceksin.

7. Zina etmeyeceksin.

8. Çalmayacaksın.

9. Dostun için yalan yere tanıklık etmeyeceksin.

10. Dostunun evine tamah etmeyeceksin. Dostunun kadınına, hizmetkârına, öküzüne ve eşeğine, dostunun hiçbir şeyine tamah etmeyeceksin.78

76 Tesniye, 4/2.

77 Harkavy, Skazaniya Yevreyskih Pisateley O Hazarah İ Hazarskom Tsarstve, s. 17; Kolodnıy – Filippoviç, agm, s. 44; Adam, “Yahudilik”, s. 250.

78 Firkoviçius, Mykolas, Karaj Dınlılıarnın Jalbarmach Jergıalıları 1Bitik Ochumach üçiun Kieniesada, Lithuania 1998, s. 118-119; Zajanczkowski, Ananiasz, Zarys Religii Karaimskiej, Bitik, Wroclaw 2006, s. 12-13; Kazan, age, s. 16; Doğruer, age, s. 41.

20

Karailer, Talmud’dan türeyen Alaha’yı79 ise tanımazlar.80

Karai inancına göre Tanrı ezeli bir varlıktır. Kırım Karayları Tanrı’yı, Tengri diye isimlendirmektedirler.81 Karailere göre insan, Tanrı’nın birliğini ve gücünü akıl ile çözemez. Çünkü Tanrı’nın birliği gibi hiçbir birlik yoktur.82 Tanrı âlemdeki bütün varlıkları yaratmıştır. Hz. Musa’ya kanunu veren Tanrı diğer peygamber ve velilerin yanında da bulunmuştur.83 Bu sebeple Karailer, Hz. İsa’yı ve Hz. Muhammed’i veli olarak kabul etmektedirler.84

Karai inancına göre peygamberler melekler vasıtasıyla vahiy almaktadırlar.

Fakat Daniel el-Kumisî meleklerin vahiy taşıyıcısı olmadıklarını ifade ederek, onların sadece birer tabiat kuvveti olduklarını söylemektedir.85

Birçok Karai, Anan ben David’in geliştirmiş olduğu reenkarnasyon inancını kabul etmemektedir.86 Bunun yerine Karailerde ahiret inancı mevcuttur. Bu düşünceyi savunan Karailer, Tanrı’nın hesap gününde herkesi toplayarak onlara dünyada yaptıklarının karşılığında mükâfat veya ceza vereceğine inanmaktadırlar.87 Ahiret gününden önce Mesih’in gelmesi de beklenmektedir.88 Onlara göre Mesih, Hz.

Davud’un soyundan olacaktır. Mesih Kudüs’teki kutsal mabedi yenileyerek bütün İsraillileri kurtaracaktır.89

Ahiret gününe ve Mesih’in geleceğine inanan Karailer, Sadukilerden bu iki hususta ayrılmaktadırlar. Onların menşeini Sadukilere dayandıranlar ise bu iki hususu ya görmemekte veya görmezlikten gelmektedirler.90

79 Alaha: Yahudi din hukukudur.

80 Besalel, Yusuf, Osmanlı ve Türk Yahudileri, Gözlem Yay., İstanbul 1999, s. 292.

81 Saraç, age, s. 18.

82 Firkoviçius, age, s. 117; Kuzgun, age, s. 194.

83 Kolodnıy – Filippoviç, agm, s. 42.

84 Saraç, age, s. 34-35.

85 Harkavy, Abraham, “Karaites and Karaism”, The Jewish Encyclopedia, New York-London 1904, c.

VII, s. 440-442.

86 Saraç, age, s. 167.

87 Nemoy, “Anan Ben David”, I, 293.

88 Kolodnıy– Filippoviç, agm, s. 44.

89 Kuzgun, age, s. 197.

90 Nemoy, “Anan Ben David”, I, 293.

21

Anan ben David tarafından Kudüs’te, Karai ibadethanesi tesis edildikten sonra burası merkez kabul edilmiş ve Rabbani Yahudiler gibi Karailer de Kudüs’ü çok önemli bir yer olarak kabul etmişlerdir.91

Karailerde ibadet sabah ve akşam olmak üzere günde iki defa yapılmaktadır.

Karai inancında -Rabbani inancına zıt olarak- ibadet dilinin sadece İbranice değil, milli dille de olabileceği görüşü vardır.92 Kenesa’da cemaatle birlikte yapılan ibadet Karai inancında çok önemli bir yer tutmaktadır.93 Günlük duaların bir kısmını Kenesa’da toplu halde ve din adamının önderliğinde okurlar. Genellikle Kenesa’da sandalye olmadığı için diz çökerek dua etmektedirler.94 Hatta insanların ayakkabıları olmadan ibadet etmeleri,95 ibadet mekânlarını temiz tutmaları, el ve ayaklarını İslam’daki abdeste benzer nitelikte ibadetten önce temizlemeleri gibi birkaç kural Karai Mezhebinin İslam ile benzerliğini de ortaya koymaktadır.96

Karai inancında her gün okunan dualar olduğu gibi evlilik, doğum, ölüm gibi bazı özel günlerde okunan dualar da vardır. Zebur’dan ezbere okunan duaların Hz.

Süleyman tarafından inşa ettirilen Bet Ha-Mikdaş’a (שָׁדְּקִמַּה תיֵבּ) doğru okunması gerekmektedir.97

91 Şapşaloğlu, agm, I, 580.

92 Kuzgun, age, s. 209; Sinanoğlu, agm, XXIV, 426; Zajanczkowski, Ananiasz, “O Kulturze Chazarskiej İ Jej Spadkobiercach”, Mysl Karaimska, Wroclaw 1946, c. I, sy. XXIII, s. 29. Ananiasz Zajanczkowski’nin bu konuyla alakalı verdiği bilgiye ulaşmak için bu makalenin İngilizceye, Rusçaya ve Türkçeye tercümelerine de müracaat edebilirsiniz. Bkz. Zajanczkowski, Ananiasz,

“Khazarian Culture And İts Inheritors”, Acta Orientalia Academiae Scientiarum Hungaricae, Budapest 1961, c. XII, s. 299-307; Zajanczkowski, Ananiasz, “Hazarskaya Kultura İ Eye Nasledniki”, Krımskiye Karaimı. İstoriçeskaya Territoriya. Etnokultura, (edt. Kropotov, V. S. – Örmeli, V. Yu. – Polkanova, A. Yu.), Dolya Yayınevi, Simferopol 2005, s. 66-74; Zajanczkowski, Ananiasz, “Hazar Kültürü ve Varisleri”, Hazarlar ve Musevilik, (edt. Golden, Peter B.-Zuckerman, Constantine- Zajanczkowski, Ananiasz), (haz. Osman Karatay), KaraM Yay., Çorum 2005, s. 123-133. Biz bundan sonra çalışmamızda Zajanczkowski’nin Polonya’da Mysl Karaimska dergisinde yayımlanan nüshasını kullanacağız.

93 Özen, Adem, Yahudilikte İbadet, Ayışığı Kitapları, İstanbul 2001, s. 121, 192.

94 Besalel, Yahudilik Ansiklopedisi, II, 311.

95 Besalel, Yahudilik Ansiklopedisi, II, 311; Şapşaloğlu, agm, I, 580; Kalafat, Yaşar, Balkanlar’dan Uluğ Türkistan’a Türk Halk İnançları -I- Hazara, Karakalpak, Karapapağ, Dağıstan, Nogay, Kabartay, Karaçay, Karay, Ahıska, Bulgar, Gagauz, Başkurt, Çuvaş, Altay, Kazak, Tatar Türkleri, T.

C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 2002, s. 164.

96 Zajanczkowski, Karaims in Poland, s. 313; Doğruer, age, s. 41.

97 Şapşaloğlu, agm, I, 580.

22

Karailer, Tanrı’nın dördüncü emri olan Şabbat (dinlenme) günü konusunda daha hassastırlar.98 Onlar Şabbat günü Kenesa’da ve evde dualar edip ilahiler okumaktadırlar.

Ayrıca Karailerde bayramlarda, hastaların şifa bulması için okunan dualar yanında, ad koyma duaları, erkek çocuk için, bağış yapanlar için, şarabı kutsamak için okunan dualar da mevcuttur.99