• Sonuç bulunamadı

A. Kırım Karayları

2. Kırım Karayları’nın Tarihi

Kırım Karayları, 31 Ocak 1839 tarihine kadar kendi kökleri ve tarihleri hakkında hiçbir araştırma yapmamışlardır. Ancak Karaylara sempati duyan Kont Vorontsov’un, Karayların Yevpatorya’daki “Karay Dini İdaresi” başkanı olan Sima Baboviç’e

“Karayların nereden ve hangi amaçla geldikleri?” sorusunu yöneltmesi, araştırmacıları ilk kez Kırım Karayları’nın tarihleri konusunda çalışmalar yapmaya yöneltmiştir.232

Bu tarihten sonra yapılan çalışmalarda Kırım Karayları’nın, Kırım’a gelip yerleşme nedenleri ve tarihleriyle ilgili kesin ve herkes tarafından kabul gören bir sonuca ulaşılamamıştır. Bu yüzden Karailerin, Kırım topraklarına ne zaman geldikleri konusu hâlâ bir muammadır. Fakat araştırmacılar Vorontsov’un bu sorusuna ilgisiz kalmamış ve Kırım Karayları’nın nereden ve ne zaman geldikleri konusunu araştırmaya başlamışlardır.

Kırım Karayları’nın içinde bu sorunun cevabını bulmaya çalışacak kişi çok azdı.

Bu yüzden cemaatin seçimiyle görev Avraam Samuiloviç Firkoviç (1787-1874) ve Solomon Beyma’ya verilmiştir. Onlar Vorontsov’un maddi yardımını ve cemaatin manevi desteğini de alarak 1839 yılının sonbaharında Kırım içerisinde ilk arkeolojik

231 www.wikipedia.org.ru (01.04.2010).

232 http://sites.google.com/site/madjalidocument/home; “Otkuda Prişli Karaimı v Rossiyu”, İz Jurnala MVD, 1843, sy. 2, s. 263; Vihnoviç, V. L., Karaim Avraam Firkoviç Yevreyskiye Rukopisi İstoriya Puteşestviya, İzdatelstvo Peterburgskoye Vostokovedeniye, Sankt-Petersburg 1997, s. 91; Şişman, Simon, “Udivitelnıye Rukopisi Avraama Firkoviça”, Jurnal Arheologiya, Paris 1975, sy. 75, s. 13.

Şişman’a ait bu makalenin özeti Türkçe olarak “VIII. Türk Tarih Kongresi Bildiri Özetleri” kitabında basılmıştır. Bkz. Şişman, S., “Abraham Firkowich’in Yazmalar Kolleksiyonu”, VIII. Türk Tarih Kongresi Bildiri Özetleri, Ankara 1976, s. 44. Ayrıca Paris’te “Journal Asiatique”de Fransızca yayımlanmıştır. Bkz. Szyszman, Simon, “Les İnscriptions Funeraires Decouvertes Par Abraham Firkowicz”, Journal Asiatique, Paris 1975.

46

seyahate çıkmışlardır. Bu çalışmalar neticesinde 51 el yazması, bir Tanah tomarı ve Kırk-Yer (Çufut-Kale)233 civarında İosafat diye adlandırılan vadide ve

233 Kırk-Yer, Kırım Özerk Cumhuriyeti’nde Bahçesaray civarında VIII. ile XIX. yüzyıllar arasında yerleşime açık kalmış, içinde Ortaçağ kalesi ve mağara bulunan tarihi bir kenttir. Cenevizliler tarafından Potmay olarak adlandırılan Kırk-Yer’e Altın Orda orduları tarafından fethedildikten sonra Gevherkermen adı verilmiştir. Kırk-Yer, Çufut-Kale, Çift-Kale, Cuft-Kale, Sela Ha-Yehudim (םידוהיה עלס), Sela Ha Karaim (םיארקה עלס )) olarak da adlandırılmıştır. Bahçesaray’ın bulunduğu dar vadinin doğu yönündeki Zincirli Medrese’den yukarı bakıldığında, üzerinde Kırk-Yer kalenin yer aldığı büyük kaya kütlesi ile karşılaşılır.

Çufut-Kale görülmeye değer, günümüze kadar ulaşabilmiş bir Ortaçağ mağara kasabasıdır. Kalenin doğu duvarı da hâlâ ayakta kalabilmiş durumdadır. Bahçesaray’dan 3,5 km mesafede, bir uçurum kenarında yer alan Çufut-Kale’ye ulaşmak için, Zincirli Medrese yolundan devam etmek gerekmektedir. Çufut-Kale asırlar öncesine uzanan tarihi, içinde barındırdığı eserleriyle önemli bir kültür hazinesidir. Aynı zamanda Kırım Karayları’nın tarihinde de önemli bir yer tutmaktadır. Bahçesaray civarındaki kireçtaşından kayalıklarda doğal aşınmalarla oluşan mağaralarda neolitik çağdan beri birçok milletten insanlar yaşamıştır. Yahudi kalesi de denen Çufut-Kale vadinin dik kayalıklarına inşa edilmiştir. Çufut-Kale’deki mağaraların her yere çıkışları vardır. Bu mağaralar barış zamanı depolama, savaş zamanı saklanma amaçlı kullanılmıştır. Savunma amaçlı güçlü istihkâmları, kuleleri, mağaraları, zapt edilemez duvarları, doğal engelleri ve uçurumları vardır. Doğudan gelen tehlikelere karşı halk verimli ve uygun vadiler yerine bu mağaralarda yaşamışlardır. Mağaralarda keşişlerin yaşadığı hücreler, çile odaları, yeraltı mezarları, tapınaklar ve zirai amaçlı binalar yer almaktadır. Çufut-Kale, Kırım Karayları döneminde VIII. yüzyılda yapılmıştır. En erken referanslar kasabanın bir Bizans ileri karakolu olduğunu gösterir. 1299’da Kırım Tatarları tarafından ele geçirilmiştir. Cenevizliler tarafından Potmay olarak adlandırılan Çufut-Kale’ye Altın Orda orduları tarafından fethedildikten sonra Gevherkermen adı verilmiştir. Yine bazı kaynaklarda buranın ismi Çift-Kale olarak geçmektedir. Çufut-Kale tam bir "kaya şehir" görünümündedir. Kayalar oyularak merdivenler, yağmur sularının aktığı muhtemelen biriktirilmesine de yarayan su kanalları, gıdaların saklandığı depolar ve ibadet hücreleri, taştan binalar ve kenesalar inşa edilmiştir.

Çufut-Kale’de binalar, birbirine paralel iki cadde üzerine yerleştirilmiştir. Kırım Karayları’nın Kenesa dediği ve XIV. ile XVIII. yüzyıllarda inşa edilmiş günümüzde kısmen restore edilen iki adet ibadethane, kalenin vadiye bakan sarp tarafında, vadinin başındaki platoda yer almaktadır. Çufut-Kale, Kudüs’ten sonra tarihi ilk kenesanın burada bulunması sebebiyle Karaylar arasında kutsal sayılmıştır. Kalede Kırım Karayları’nın yaptığı eserlerin dışında başka eserler de mevcuttur. Özbek Han’dan sonra tahta çıkan Altın Orda Hanı Canıbek Han tarafından 1340’larda yaptırılan ve Kırım Hanı Hacı Giray Han tarafından tamir ettirilen (1454) Canıbek Han Camii günümüzde harap bir vaziyettedir. Çufut-Kale’deki bir diğer tarihi eser olan Hanike (Canike) Hanım Türbesi ise nispeten iyi durumdadır. Altın Orda Hanı Toktamış Han’ın kızı olan ve Kırım genelinde oldukça etkin bir konumda bulunan Hanike (Canike) Hanım vefat ettiğinde kendisi için 1437 yılında bu türbe inşa edilmiştir. VI. ile XII. yüzyılla tarihlenen kalenin içinde han ailesine ait başka türbeler de bulunmaktadır. Çufut-Kale, Hanlık döneminde Kırım Karayları’nın en önemli ikamet yerlerinden birisidir. Hatta Kırım Hanlığı’nın bir dönem darphaneleri de buradaydı. Çufut-Kale’deki darphanede Kırım Hanlığı’nın kurucusu Hacı Giray Han ile daha sonra I. Mehmet Giray Han, I. Sahib Giray Han ve I. Devlet Giray Han para bastırmış, daha sonraki hanlar zamanında ise paralar Bahçesaray’da basılmıştır. Kırım Hanlığı döneminde Çufut-Kale’nin altındaki mağaralar aynı zamanda zindan olarak kullanılmaktaydı. Korkunçluğu ile ünlü bu zindanlar o dönemde özellikle Han’a karşı gelen muhaliflerin ve esirlerin muhafaza edildiği yerlerdi. Kırım’ın Ruslar tarafından işgal edilmesinin ve Kırım Karayları’nın Bahçesaray ile diğer şehirlerde yerleşeceklerinin ilanının ardından, XIX. yüzyılın ortalarından itibaren yavaş yavaş terk edilmeye başlanmış, özellikle 1920’den sonra tamamen boşalmıştır. Geniş bilgi için bkz.

Şapşal, Seraya, Karaimı İ Çufut-Kale v Krımu Kratkiy Oçerk, Sankt-Petersburg 1895; Kokizov, Yu., D., Karaimı Kratkiy İstoriçeskiy Oçerk, Tipografiya Balashev İ Ko, Sankt-Petersburg 1898, s. 8-13.

Kokizov’un bu çalışması Türkçeye tercüme edilmiştir. Bkz. Kokizov, Yu., D., “Karay Türklerinin Kısa Tarihçesi”, Uluslararası Karay Çalışmaları Sempozyumu, (çev. Mustafa Işık), (edt. Mehmet Alpargu, Yücel Öztürk, M. Bilal Çelik), Bilecik Üniversitesi Yayınları, Bilecik 2011, s. 869-882. Firkoviç, M. Ya, Starinnıy Karaimskiy Gorodok Kale, Nazıvayemıy Nıne “Çufut-Kale”, Vilnius 1907; Karatay, Zafer,

“Bahçesaray”, DİA, İstanbul 1991, c. IV, s. 482; Saraç, Mihail Semenoviç – Polkanov, Yuriy Aleksandroviç, Karaimskaya Narodnaya Entsıklopediya, Moskova 1998, c. IV; Kalafat, Yaşar, Kırım-Kuzey Sosyal Antropoloji Araştırmaları, Asam Yayınları, Ankara 1999, s. 67-68; Kizilov, Mikhail, “The Karaite Communities Of Chufut-Kale And Mangup: History And Topography Of The Settlements”,

47

Kale’de234 Karay mezarlıklarında mezar taşlarından yapılan 58 kopya elde edilmiştir.235 Firkoviç’in bu arkeolojik gezi esnasında bulmuş olduğu bu 109 eserden, İbranice yazılan en eski eserin M. S. 640 yılına, en yeni eserin ise 1679 yılına ait olduğu söylenmektedir.236 Fakat bilim dünyasında Firkoviç’in bulduğu eserlere ve verdiği bilgilere237 şüpheyle yaklaşılmıştır.238 Firkoviç, Abraham Yakovleviç Harkavy (1839-1919) gibi araştırmacılar tarafından sahtekârlık yapmakla dahi suçlanmıştır.239 B.

Shternom,240 D. A. Hvolson241 ve Y. D. Kokizov242 ise Firkoviç’in birkaç küçük hata dışında objektif bir çalışma gerçekleştiğini ifade etmişlerdir.243

Ayrıca XIX. asırda Kırım Karayları’nın tarihleri ve kökenleri ile ilgili yapılan pek çok çalışmanın Firkoviç’in koleksiyonunu dikkate alarak yapıldığını da ifade etmemiz gerekmektedir. Bu sebeple çalışmaların, araştırmacılar arasında Kırım

Karaite Judaism A Guide to its History and Literary Sources, (edt. Meira Polliack), Brill, Leiden-Boston 2003, s. 759-773; Albayrak, Mehmet Akif, Yeşil Ada Kırım, Türk Dünyası Kültür ve Sanat Derneği Yayınları, Ankara 2004; Krikun, Efim-Danilenko, Vozduşnıy Gorod Cuft Kale, İzdatelstvo Etnos, Kiev 2005, s. 3-72; Altınkaynak, Erdoğan, Tozlu Zaman Perdesinde Kırım Karayları, Sota Yayınları, Haarlem 2006, s. 30-40.

234 Bahçesaray’ın hemen yakınlarında “Starıe Şulı (Ternovka)” köyü civarında tarihi bir kaledir. Yayla dağlarının Sevastopol’den başlayarak kuzeye doğru uzanan silsilenin kuzey kesimlerinde, nispeten dağlık ve ormanlar içindeki bir bölgede yer almaktadır. Kale, etrafı düz ve yeşillik bir sahada göğe yükselen yüksek bir dağın zirvesinde, beyaz bir kaya üzerinde Rumlar tarafından inşa edilmiştir.

Ortaçağ’da adı Theodora Kalesi olarak geçmiştir. Mangup-Kale, Kırım Karayları’nın Kırım’daki en kutsal yerlerinden birisidir. Çünkü vaktiyle bu kale ve çevresinde önemli miktarda Kırım Karayları yaşamaktaydı. Kösele ve güderi işleriyle uğraşan Karayların ürettiği “Mankub Köselesi” Kırım genelinde çok meşhurdu. Geniş bilgi için bkz. Bronevskiy, Martin, Kırım, (çev. Kemal Ortaylı), Ege Matbaası, Ankara 1970, s. 22; Evliya Çelebi, Seyahatnâme, (haz. Yücel Dağlı- Seyit Ali Kahraman- İbrahim Sezgin), İstanbul 2001, c. VII, s. 223; Kizilov, “The Karaite Communities Of Chufut-Kale And Mangup: History And Topography Of The Settlements”, s. 774-781.

235 Şişman, agm, sy. 78, s. 13-18; Fedorçuk, Artyem, “Nahodki i Zagadki Avraama Firkoviça”, Vostoçnaya Kollektsıya, Sankt-Petersburg 2006, sy. 29, s. 80. Ayrıca bkz. Kuzgun, age, s. 249.

236 “Otkuda Prişli Karaimı v Rossiyu”, İz Jurnala MVD, sy. 2, s. 263.

237 Çulha, Tülay, “Abraham Ben Shemuel Firkovich (Acı Baba, Biliwli Uxuxan)”, Uluslararası Karay Çalışmaları Sempozyumu, (edt. Mehmet Alpargu, Yücel Öztürk, M. Bilal Çelik), Bilecik Üniversitesi Yayınları, Bilecik 2011, s. 398. Firkoviç’in koleksiyonunda bulunan bazı eserler hakkında bilgi almak için bkz. Budnik, Natalya, “Rusya Milli Kütüphanesinde (Sankt-Petersburg) ve Rusya İlim Akademisinin Şarkiyat Enstitüsünün Sankt-Petersburg Şubesinde Bulunan Kırım Karaylara Ait El Yazmaları Koleksiyonlarının İnceleme Perspektifleri”, Karadeniz Dergisi, Ankara 2008, sy. 1, s. 74-75.

238 Bilgi için bkz. Altınkaynak, Erdoğan, “Karay-Kırımçak İlişkileri ve Musevi Dinli İki Türk Halkının Ayrışma Sebepleri”, Karadeniz Dergisi, Ankara 2008, sy. 1, s. 40-44.

239 Geniş bilgi için bkz. Hvolson, Daniil Avramoviç, Sbornik Yevreyskih Nadpisey, Sankt-Petersburg 1884; Kuzgun, age, s. 249-250.

240 “Drevniye Yevreyskiye Kodeksı İ Drugiye Nadpisi”, Zapiski Odesskogo Obshestva İstorii İ Drevnostey, Odessa 1844, c. I, s. 640-649.

241 Hvolson, Daniil Avramoviç, “Yevreyskiye Drevnosti v Krımu”, Trudı Pervogo Arheologiçeskogo Syezda v Moskve, Moskova 1871, c. II, s. 583-589.

242 Altınkaynak, age, s. 20-28.

243 Fedorçuk, agm, sy. 29, s. 82-84.

48

Karayları’nın yerleşme tarihleri hakkında ittifakı sağlamak yerine, ayrılıklara sebep olduğunu da belirtmemiz gerekmektedir. Aşağıda yapılan açıklamalarda bu bariz bir şekilde görülecektir.

Bazı araştırmacılara göre Kırım Karayları, A. Firkoviç’in Dağıstan’ın Derbent yakınlarında Meclis adlı yerleşim alanında bulduğu Tanah tomarı uyarınca,244 Babil Kralı Nebukednazzar tarafından esir alınan Yahudilerin245 torunları olup Kırım’a M. Ö.

523 yılında Pers Kralı Kambiz’in ordularıyla gelip yerleşmişlerdir.246 Diğerlerine göre ise Darya Gistaspe, M. Ö. 513 yılında Kırım’a yaptığı sefer sonrasında Kırım’ı, Kırım Karayları’na, Medyalılarla birlikte sefere katıldıkları için hediye etmiştir. Karaylar da onlara hediye edilmiş bu yarımadaya, Medyalıların dilinde hediye anlamına gelen Herım adını vermişlerdir. Sonrasında ise Tatarlar, Herım kelimesini Kırım şekline dönütürmüşlerdir. Göç edenler Medyalılarla karışarak kendi dillerini kaybetmişlerdir.247 Fakat her iki görüşe katılmayan Harkavy gibi araştırmacılar, bu görüşleri öne sürenlerin sadece Kırım Karayları’nın üzerinden İsa’nın ölümüyle ilgili suçu kaldırma niyetlerinin olduğunu ve Talmud’un benimsenmemesi sebebini açıklamak gibi düşünceler taşıdıklarını iddia etmişlerdir.248

Firkoviç’in, İosafat vadisindeki Balta-Tiymez (Balta Değmez) Mezarlığında249 bulmuş olduğu M. S. III.-XIII. yüzyıllara ait mezar taşlarındaki yazılar, onu ve diğer araştırmacıları Kırım Karayları’nın, Kırım’a Hazar ve Tatarlardan daha erken bir dönemde yerleşmiş oldukları kanaatine sevk etmiştir.250 Onlara göre Hazarların sayısal üstünlüğü sonucunda avuç kadar bir topluluk bu Türk kabilesi içerisinde erimiştir.251

244 http://sites.google.com/site/madjalidocument/home; Harviainen, “The Karaites İn Eastern Europe And The Crimea: An Overview”, s. 637-638.

245 Besalel, Yusuf, Yahudi Tarihi, Gözlem Yayıncılık, II. Baskı, İstanbul 2000, s. 49-50; Blech, Rabi Benjamin, Geçmişten Günümüze Yahudi Tarihi ve Kültürü, (çev. Estreya Seval Vali), Gözlem Yayıncılık, İstanbul 2004, s. 125.

246 Raetskiy, S. S., “Antropologiya Karaimov”, Karaimskaya Jizn, Moskova 1911, sy. 1, s. 17.

247 Tavriçeskaya Yeparhiya, Tipografiya Gubernskogo Pravleniya, Pskov 1887, s. 109. Ayrıca bkz.

Altınkaynak, “Karay-Kırımçak İlişkileri…”, sy. 1, s. 40.

248 Harkavy, Abraham Yakovleviç, Po Povodu İzvestiya Avraama Kerçenskogo o Posolstve Sv.

Vladimira K Hazaram, Sankt-Petersburg 1876, s. 7-16.

249 Kalafat, Kırım-Kuzey Kafkasya Sosyal Antropoloji Araştırmaları, s. 68.

250 Kokizov, age, s. 6.

251 Raetskiy, agm, sy. 1, s. 17.

49

Bu mezarlıkta İsaak Sangari’nin,252 fevkalade önemli mezar taşına da rastlanmıştır.253 İsaak Sangari’ye ait olduğu düşünülen bu mezar taşı, Kırım Karayları’nın, Kırım’a yerleşmeleri ile ilgili bir başka görüşü ortaya çıkarmıştır. Çünkü araştırmacılar, İsaak Sangari’ye Hazar Hakanlığı’nın Yahudileştirilmesini hamletmişlerdir.

Bilindiği üzere VI.-XI. yüzyıllar arasında kuvvetli teşkilatı, canlı ticari faaliyetleri, tarihte benzeri az görülen dini hoşgörüsü254 ve ekonomik refahıyla Hazar Hakanlığı, Türk devletlerinden biri olarak tarih sahnesinde yerini almıştır. Kırım’ı, Kiev eyaletini, İtil’den (Volga) Özü (Dnyeper) Nehirleri kaynaklarına kadar uzanan yerleri, yani bugünkü Rusya’nın merkez bölgelerini elinde tutmuştur.255

Hazar Hakanlığı’nda birçok din bir arada barınmıştır. Hazarlar, ilahi dinlerle tanışmadan önce tek Tanrılı geleneksel Türk dinine tâbî idiler. Fakat Hıristiyan, Müslüman ve Yahudi kitlelerle temas ettikçe bu kitlelerin dinlerine ilgi duymaya ve belirtilen dinleri kabul etmeye256 başladılar. Fakat kaynaklar üç ilahi dinden hangisinin Hazarlar tarafından daha önce kabul edildiğini anlamaya imkân vermemiştir.

252 İsaak Sangari bugünkü Sakarya çevresinden çıktığı düşünülmektedir. Bu yüzden böyle bir lakap almıştır. Bilindiği üzere Bizanslılar Sakarya’ya “Sangarios Notamus” demişlerdi. Szyszman, Simon,

“Le roı Bulan et le probleme de la conversion des Khazars”, Actes du X. Congres International d’Etudes Byzantines (X. Milletlerarası Bizans Tetkikleri Kongresi Tebliğleri), İstanbul 1957, s. 249-250; Şapşaloğlu, agm, I, 588; Şişman, agm, III, 97; Kara Şemsi, age, s. 21.

253 “Otkuda Prişli Karaimı v Rossiyu”, İz Jurnala MVD, sy. 2, s. 263; Şapşaloğlu, agm, I, 588; Kuzgun, age, s. 118; Sinanoğlu, agm, XXIV, 425; Arık, agm, s. 494.

254 Nitekim bu dönemde Hazar Hakanlığı’nda her üç dine de mensup tüccar ve halkın bulunması, burada dini baskının bulunmadığını ve bir hoşgörü ortamının hâkim olduğunu gösterir. Yasal konuların çözümü dini bir bakış açısıyla gerçekleştirildiğinden Hazar idarecileri bu iş için yedi yargıç görevlendirir. Arap tarihçilerden, bu yargıçlardan ikisinin Müslüman, ikisinin Hıristiyan, ikisinin Hazar (Tevrat’a göre hükmederler) ve birinin de putperest olduğu bilgisi öğrenilir. Bu tür bir uygulamanın yapılıyor olması Hazar Hakanlığı’nda var olan hoşgörü ortamının kanıtıdır. Şapşaloğlu, agm, I, 585.

255 Kurat, Akdes Nimet, IV.-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Murat Kitabevi, 2. Baskı, Ankara 1992, s. 30; Ayrıca geniş bilgi için bkz. Artamonov, M. İ., İstoriya Hazar, Leningrad 1962; Pletneva, S. A., Hazarı, İzdatelstvo Nauka, Moskova 1986.

256 Hatta İslam, Hazar Hakanlığı’nda VIII. yüzyılın ilk yarısında kabul edilmiş ve uzun süre bu devletin resmi dini olmuş, bu sebeple Hazarların tarihte ilk Türk İslam Devleti olabileceği ileri sürülmüştür.

965’te Hazar Hakanlığı yıkıldıktan sonra onların çoğunun Müslüman olduğu bildirilmiştir. Tanyu, age, s. 36-43; Günay – Güngör, age, s. 162; Arık, Durmuş, “Türk Yahudiler: Kırım Karâîleri”, Dinî Araştırmalar, Ankara 2005, c. VII, sy. 21, s. 33.

50

Bazı araştırmacılar Hazarların Yahudiliği kabul etmeleriyle ilgili 750-790 tarihlerini zikretmişlerdir.257 Fakat Yahudiliğin hangi mezhebini kabul ettikleri tartışmalıdır. Bazı Arap tarihçiler Hazarların, Yahudiliğin Rabbani kolunu kabul ettiklerini kaydederler.258 Ayrıca Golden de “Hazar Yahudiliğinin, Karai türünden olmadığını” ifade etmiştir.259 Bu görüş Hazarların sürekli Rabbani Yahudilerle temas halinde olmaları hasebiyle ifade edilmiş olabilir. Çünkü Hazarlarla ilgili Rabbani kaynaklar arasında hiçbir kayıt bulunmamaktadır. Tersine Anan’ın takipçileri arasında Hazarlardan da sempatiyle bahsedilmektedir.260

Hazar Hakanlığı’nın yıkılmasından bir buçuk asır sonra 1175-1185 yılları arasında Prag’dan başlayarak Polonya, Kiev, Kırım, Tataristan, Ermenistan, İran, Irak, Suriye, Filistin ve Rum memleketini dolaşan Ratisbonlu Yahudi Seyyah Petachia, Hazar topraklarındaki Karaylarla ilgili önemli bilgiler vermektedir. Petachia seyahatnamesinde, Kedar261 topraklarında hiç Yahudi olmadığından bahisle burada sadece Talmud’u tanımayan, Şabbat gününü karanlıkta ve sabit bir noktada oturarak geçiren ve yiyeceklerini önceki günden hazırlayan Karailerin yaşadığını yazmıştır.

Dualarının da Talmudist Yahudilerinkinden farklı olduğunu belirterek onların

“Mezmurlar”dan ibaret olan kendi ibadet tarzlarının var olduğunun da altını çizmiştir.262 Ünlü Yahudi tarihçisi G. Grets, Petachia’nın bu seyahatinin sonuçlarına dayanarak Karadeniz’in kuzeyinde ve Kırım’da Rabbanilikle hiç alakası olmayan Karayların yaşadığını ifade etmiştir.263

Ayrıca Firkoviç’in ilk misyoner sayılan İsaak Sangari’ye ait mezar taşını bulması ile birlikte bu görüş güç kazanmıştır. Buna göre VIII. yüzyılda Bizans’a tek

257 Barthold, V. V., Orta Asya Türk Tarihi Hakkında Dersler, İstanbul 1995, s. 61; Kuzgun, age, s. 130-136; Koestler, Arthur, Onüçüncü Kabile, (çev. B. Çorakçı), İstanbul 1993, s. 11-14; Taşağıl, A.,

“Hazarlar”, DİA, İstanbul 1998, c. XVII, s. 119; Arık, agm, c. VII, sy. 21, s. 33.

258 Geniş bilgi için bkz. Artamonov, M. İ., İstoriya Hazar, Leningrad 1962; Pletneva, S. A., Hazarı, İzdatelstvo Nauka, Moskova 1986.

259 Golden, P. B., “Guney Rusya Bozkırlarının Halkları”, Erken İc Asya Tarihi, (edt. Denis Sinor, çev.

Ayda Arel), İletisim Yayınları, İstanbul 2003, s. 358.

260 Saraç – Polkanov, age, VI, 33.

261 Hazar.

262 Benjamin – Petachia, age, s. 93, 96; Saraç – Polkanov, age, VI, 33; Harviainen, “The Karaites İn Eastern Europe And The Crimea: An Overview”, s. 636; Tanınmış, Vesile, Osmanlı Hâkimiyetinde Karai Cemaati, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Sakarya 2004, s. 15; Karatay, Osman,

“Hazar’ın Musevîleşme Tarihi”, Uluslararası Karay Çalışmaları Sempozyumu, (edt. Mehmet Alpargu, Yücel Öztürk, M. Bilal Çelik), Bilecik Üniversitesi Yayınları, Bilecik 2011, s. 89.

263 Saraç – Polkanov, age, VI, 33; Nemoy, Leon, “Karaites”, The Encyclopedia of Religion, (edt. M.

Eliade), New York 1987, c. VIII, s. 255.

51

tanrılı dinleri yaymak amacıyla göç etmiş misyonerler olan Karailer,264 Bizans İmparatorlarının Yahudilere yaptığı baskılar üzerine ülkeyi terk ederek Kırım’a ve sonra da Hazar Hakanlığı’nın merkezine gelmişlerdir. Karaylar, Hazar sarayında önemli mevkiler kazanmışlar ve devlet yönetimindeki kişilerin Yahudiliği benimsemesinde etkili olmuşlardır.265 Bunlardan ilki Hazar Kağanı Bulan’dır.266 Bulan, İsaak Sangari’den etkilenerek Yahudiliğin Karai Mezhebini kabul etmiştir.267

Kağan Bulan, hükümdarlığı döneminde kendi akraba ve kavminin bir kısmının da bu dine girmelerini sağlamıştır. Böylece İbn Havkal’ın da ifadesiyle Yahudiliğin Karai Mezhebi, Hazar Kavminin değil, Hazar Hakanlığı’nın okuyan, idareci ve aristokrat kesiminin dini olmuştur.268 Dolayısıyla Karai Mezhebinin mensupları Karadeniz kıyıları, Kafkaslar ve Hazar Denizi’nin kuzeyindeki bölgelerde önemli rol oynamışlardır.269

Fakat Kağan ve maiyetinin Yahudiliği benimsemiş olmaları, kağan ve beyler ile halk arasındaki ilişkinin zedelenmesine sebep olmuş; ayrıca ülkede değişik dinlerin bulunması, din birliğinin bozulmasına ve bunun sonucu olarak da kağanlığın zaafa uğramasına yol açmıştır.270

Hazar Hakanlığı’nın çöküş dönemini hızlandıran sebeplerden biri de Peçenek akınlarıdır. Hazarlar, Peçenek akınlarını durdurmak için Uzlarla (Oğuzlar) anlaşmışlardır. Ancak Hazar-Uz ittifakı, Peçenek akınlarını durduramamıştır.271 Peçeneklerin, Hazarlara bağlı olan Macarları da yerlerinden çıkarıp batıya doğru itmesi sonucu Hazarlar, batıdaki dayanak noktalarını kaybetmiş, bilhassa 965 yılındaki

264 Kara Şemsi, Reşit Saffet, Hazar Türkleri Avrupa Devleti (VI – XII Asır), İstanbul 1934, s. 21;

Şapşaloğlu, agm, I, 587.

265 Tanyu, age, s. 29; Günay – Güngör, age, s. 161-164.

266 Rasonyı, Laszlo, Türk Devletinin Batıdaki Varisleri ve İlk Müslüman Türkler, Ankara 1983, s. 114-115; Kuzgun, Şaban, “Hazar Türklerinin dünü bugünü”, Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Şaban Kuzgun Armağanı, Elazığ 2000, sy. 5, s. 2; Karatay, Osman, “Hazarların Musevileşmesine Dair Bir Belge: Kenize Mektubu”, Karadeniz Araştırmaları, KaraM Yay., Çorum 2008, c. V, sy. 18, s. 6-9; Karatay, “Hazar’ın Musevîleşme Tarihi”, s. 75.

267 Şişman, agm, III, 97; Kara Şemsi, age, s. 21.

268 İbn Havkal, Kitabu Siretü’l-Arz, Leiden 1939, c. II, s. 390; Barthold, age, s. 57-58; Şapşaloğlu, agm, I, 587.

269 Akay, agm, c. I, sy. 2, s. 207.

270 Kurat, age, s. 43; Türkdoğan, Orhan, “Türk Toplumunda Karaman ve Hazar Türkleri”, Uluslararası Karay Çalışmaları Sempozyumu, (edt. Mehmet Alpargu, Yücel Öztürk, M. Bilal Çelik), Bilecik Üniversitesi Yayınları, Bilecik 2011, s. 108.

271 Kurat, age, s. 43.

52

Rus savaşından sonra Kiev Knyazi Svyatoslav tarafından Sarkel Kalesi272 de alınmış ve böylece devletin yıkılması hızlanmıştır. Hazar Hakanlığı ancak yüz yıl kadar ayakta kalabilmiştir.273

Bir görüşe göre Hazarların bakiyesi XI. yüzyılın başlarında Kırım’a çekilmiş ve orada yaşayan Kırım Karayları ile birlikte varlıklarını bir müddet daha devam ettirmişlerdir.274 Hazarların buraya çekildikleri ve son yıllarını Kırım’da geçirdikleri için buraya daha sonra küçük Hazar Hakanlığı anlamında “Hazarya” adı verilmiştir.275

Bir görüşe göre Hazarların bakiyesi XI. yüzyılın başlarında Kırım’a çekilmiş ve orada yaşayan Kırım Karayları ile birlikte varlıklarını bir müddet daha devam ettirmişlerdir.274 Hazarların buraya çekildikleri ve son yıllarını Kırım’da geçirdikleri için buraya daha sonra küçük Hazar Hakanlığı anlamında “Hazarya” adı verilmiştir.275