• Sonuç bulunamadı

E. Kırım Karayları’nın “Gahanları”

4. Hacı Seraya Han Şapşal

Kırım Karayları’nın dördüncü gahanı Hacı Seraya Han Şapşal’dır (1873-1961).

O, Kırım Karayları’nın üniversite mezunu olan ilk ve son gahanı olmuştur. Şapşal, 1873 yılının 8 Mayıs’ında Bahçesaray şehrinde bir Kırım Karay ailesinde dünyaya gelmiştir.

Dönemin Rusya’sında tüm azınlıkların yaşamış olduğu sıkıntılardan kendisi de payını alan Şapşal, 11 yaşında, ailesinden ve memleketinden uzakta bulunan Petersburg’a ağabeyinin yanına gönderilmiştir. Petersburg’daki özel liseden mezun olduktan sonra, 1894 yılında Petersburg Üniversitesi’nin Doğu Bilimleri Fakültesinde Arap-Fars-Türk Dilleri Bölümünü kazanmıştır. Buradan 1899 yılında mezun olup V. D. Smirnov’un Türk-Tatar Folkloru kürsüsünde kalmıştır.932

İran hükümeti 1900 yılında Rusya’dan, veliaht şahı Muhammed Ali’nin eğitimi için Tebriz’de bulunan “Lokmaniye Okulu”na bir hoca gönderilmesini istemiştir.

Yapılan yarışmayı Şapsal kazanmış ve veliahdın eğitimi için İran’a gönderilmiştir.

930 Saraç, age, s. 118; Lebedeva, Oçerki Po İstorii Krımskih Karaimov-Tyurkov, s. 62-63.

931 www.wikipedia.org.ru (30.08.2010).

932 Şapşaloğlu, agm, I, 584; Baskakov, N. A. – Tinfoviç, M. S., “Sergey Markoviç Şapşal (K 100 Letiyu So Dnya Rojdeniya)”, Sovetskaya Türkologiya, Baku 1973, sy. 3, s. 119; Kalfa, A., “Hacı Seraya Han Şapşal. Biografiçeskiy Oçerk (1873-1961)”, Karaimı Sssr V Otnosheniye Etniçeskom Karaimı Na Slujbe U Krımskih Hanov, (edt. V. Örmeli), Simferopol 2004, s. 62-65. Kalfa’nın bu makalesi Karadeniz Araştırmaları dergisinde de Rus dilinde yayımlandı. Bkz. Altınkaynak, Erdoğan, “Hacı Seraya Han Şapşal. Biografiçeskiy Oçerk (1873-1961)”, Karadeniz Araştırmaları, KaraM Yay., Çorum 2004, c. I, sy. 2, s. 13-23. Ayrıca “Uluslararası Karay Çalışmaları Sempozyumu” kitabında Türkçe yayımlanmıştır. Altınkaynak, Erdoğan, “Haci Serayya Şapşal. Biyografi: (1873-1961)”, Uluslararası Karay Çalışmaları Sempozyumu, (edt. Mehmet Alpargu, Yücel Öztürk, M. Bilal Çelik), Bilecik Üniversitesi Yayınları, Bilecik 2011, s. 423-432.

152

Prens, tahta çıkınca kendisine saray müsteşarı unvanını vermiştir. Kendisine General-Yaver unvanı verilen Şapsal, 1908 yılında, İran’dan933 Petersburg’a dönmüş ve Petersburg Üniversitesi Doğu Bilimleri Fakültesi Türk Dili Kürsüsüne başkan olarak ve aynı zamanda Dış İşleri Bakanlığındaki eğitim bölümüne Doğu Dilleri Öğretmeni olarak seçilmiştir. Öğrencileri arasında o zaman S. E. Malov, F. İ. Filonenko ve sonradan ünlü olan başka Türkologlar vardır.934

Aynı zamanda şubeleri de bulunan “Yakın ve Uzak Doğu’da Rus Oryantalistler Derneği” 1911 yılında Petersburg’da kurulmuştur. Bu derneğin “Doğu Külliyatı” adlı bir de yayın organı vardır. Şapşal, yıllar boyunca başkan yardımcısı, sonra Yakın Doğu Bölümünün başkanı ve aynı zamanda “Doğu Külliyat”ının ilgili bölümünde redaktör olarak görev yapmıştır. Bundan sonra, Doğu Bilimleri Derneği, Coğrafya Kurulu, Arkeoloji Kurulu, Doğu Bilimleri Bölümü ve Bilimsel Arşiv Komisyonuna aslî üye olarak seçilmiştir.935

Karay din ve adetlerine göre yetişen Şapşal, kendi halkının tarihini, dilini ve kültürünü de çok iyi bilmekteydi. Bundan dolayı, 1915 yılında Kırım’da Kırım Karayları’nın gahanı olarak seçilmiştir.936 Gahan olarak seçildikten sonra Yevpatorya’da Kırım Karay “Tarihî-Etnografik Müzesi”ni937 ve Karailerin tarihi, etnografisi ve filolojisi hakkında kendisinin topladığı 400 civarında kitaptan oluşan

“Karay Bitikliği” adlı Kırım Karay Kütüphanesini açmıştır.938

933 Şapşal’ın İran’da geçirdiği yıllar hakkında geniş bilgi için bkz. Petrov-Dubinskiy, Oleg Vasilyeviç,

“S. M. Şapşal v Persii: Puteshestvie Po “Şapşalovskim” Mestam 100 Let Spustya”, Uluslararası Karay Çalışmaları Sempozyumu, (edt. Mehmet Alpargu, Yücel Öztürk, M. Bilal Çelik), Bilecik Üniversitesi Yayınları, Bilecik 2011, s. 433-458.

934 Baskakov – Tinfoviç, agm, sy. 3, s. 119; Saraç, age, s. 118-119; Altınkaynak, age, s. 28; Kizilov, Mihail, “İlyaş Karaimoviç i Timofey Hmelnitskiy: Krovnaya Mest, Kotoroy Ne Bılo”, Karadeniz Araştırmaları, KaraM Yayıncılık, Ankara 2009, c. VI, sy. 22, s. 44-45; www.wikipedia.org.ru (30.08.2010).

935 Baskakov – Tinfoviç, agm, sy. 3, s. 119-120; Kalfa, agm, s. 66; www.wikipedia.org.ru (30.08.2010).

936 Sigayeva, G. V. “Krımskiye Karaimı İ İh Vklad v Mnogonatsıonalnuyu Kulturu Rossii i Krıma”, Kultura Narodov Prichernomorya, Simferopol 1998, sy. 3, s. 252; Kalfa, agm, s. 66-67; Saraç, age, s.

119; Kefeli, “Gaham İ Gazzanı. Vıborı Gahama”, sy. VIII, s. 8.

937 Baskakov – Tinfoviç, agm, sy. 3, s. 119-120; Kalfa, agm, s. 66; Kizilov, “İlyaş Karaimoviç i Timofey Hmelnitskiy: Krovnaya Mest, Kotoroy Ne Bılo”, c. VI, sy. 22, s. 45.

938 Shapira, “The Turkıc Languages And Literatures Of The East European Karaites”, s. 700. Bu kütüphanedeki kitapların yarısı şimdi SSCB Bilimler Akademisi Doğu Bilimleri Enstitüsünün Leningrad şubesinde bulunuyor. Geniş bilgi için bkz. Dubinskiy, “Osnovı Karaimskoy Religiyi”, s.

218; Tiryaki, Karaimskiye Kenası Yevpatoriyi, s. 35.

153

Rusya’da yaşanan iç savaş bütün Türk azınlıklara olduğu gibi Kırım’da yaşayan Kırım Karayları’na da oldukça sıkıntı yaşatmıştır. O dönemde yurtlarını terk etmek zorunda kalan birçok aydın gibi Şapşal da Kırım’ı terk etmiştir. Gizlice İstanbul’a kaçmak zorunda kalan Şapşal, Türkiye’de çalışmalarına devam ederek birçok konferans vermiştir. 1928 yılında “Kırım Karay Türkleri” başlığı altında bir kitap yayımlamıştır.

Bu kitabın, Türkiye’de Kırım Karayları ile ilgili yapılmış en önemli ve kapsamlı çalışma olduğu kabul edilmektedir.939

1928 yılında Polonya ve Litvanya’da yaşayan Karaylar da Şapşal’ın liderliğini kabul etmiş ve onu ülkelerine davet etmişlerdir. Burada Doğu Avrupa Araştırma Enstitüsü Türk Dili Profesörlüğü görevine tayin edilmiştir. Sonra da kendisine Vilnius Üniversitesinin Oryantalistik bölümünde profesörlük ünvanı verilmiştir. Polonya’da bulunduğu zamanlarda Şapşal, Polonya Oryantalistler Derneği Başkan Yardımcısı, Lvov Üniversitesi Felsefe Doktoru ve Krakov Bilimler Akademisi aslî üyesi olarak seçilmiştir.940 Şapşal, Polonya Oryantalistler Derneğinin yayın çalışmalarının redaktörlüğünü yapmış ve “Mysl Karaimska (Karay Düşüncesi)” adlı dergiyi yayımlamıştır. Fakat halkıyla arasındaki bağı hiçbir zaman koparmayan Şapşal, her fırsatta Kırım’a giderek Kırım Karayları tarafından kutsal sayılan yerlerini ziyaret etmiştir.941

Daha sonra Şapşal, Vilnius’te, Karay Tarihi, Dili ve Edebiyatı Amatörleri Derneğini kurmuş ve Karay Etnografya Müzesini düzenlemiştir. Bu müzenin yönetimi Litvanya’da Sovyet Hükümeti kurulduktan sonra Sovyet Devletine geçmiştir. Şapşal, II.

Dünya Savaşı döneminde, işgalin en çetin zamanlarında, müzenin bütün kıymetli eşyalarını ve bu arada V. İ. Lenin’in portresini ve Karay Ressamı olan Bari Egiza’nın çalışmalarını saklamıştır.942

939 Sigayeva, agm, sy. 3, s. 252-253; Kalfa, agm, s. 69; Saraç, age, s. 119-120; Altınkaynak, age, s. 29;

Zinçenko-Kefeli, agm, sy. 216, s. 34. Ayrıca bkz. Harviainen, “The Karaites İn Contemporary Lithuania And The Former USSR”, s. 830; Şapşaloğlu, Seraya, Kırım Karay Türkleri, Yeni Matbaa, İstanbul 1928.

940 Sigayeva, agm, sy. 3, s. 253.

941 Kalfa, agm, s. 70-71; Altınkaynak, age, s. 29; Kizilov, “İlyaş Karaimoviç i Timofey Hmelnitskiy:

Krovnaya Mest, Kotoroy Ne Bılo”, c. VI, sy. 22, s. 45; www.wikipedia.org.ru (30.08.2010).

942 www.wikipedia.org.ru (30.08.2010); Baskakov – Tinfoviç, agm, sy. 3, s. 120; Altınkaynak, age, s. 29.

154

Şapşal, Hitler’in ordusu Vilnius’tan çekildikten sonra Karay Müzesinin çalışmalarını yönetmeye devam etmiş ve müze fonlarını Litvanya SSCB Bilimler Akademisinin Tarih ve Hukuk Enstitüsünün bilimsel memuru olmuştur. Şapşal’a, V. V.

Barthold, V. V. Struve, İ. İ. Kraçkovskiy, V. A. Gordlevskiy, İ. İ. Tolstoy vb. kıdemli profesörlerin teklifleriyle “honor is causa” onursal filoloji doktoru ilmi payesi verilmiştir.943

Şapşal 18 Kasım 1961’de Vilnius şehrinde vefat etmiştir. Vasiyeti üzerine özel kütüphanesi ve el yazmaları, SSCB Bilimler Akademisi Doğu Bilimleri Enstitüsü’nün Petersburg’taki944 bölümüne verilmiş ve topladığı ikonaları ve çok nadir bulunan eski doğu madenî paraların emsalsiz bir koleksiyonu devlet kayıtlarına geçirilmiştir.945

Şapşal’ın bilimsel faaliyeti 60 yıldan fazla sürmüştür. O arkeoloji, nümizmatik, edebiyat, folklor, Türk halkları ve öncelikle Karayların dilleri üzerinde 100’den fazla eser yazmıştır. Onların yarısı yayımlanmamıştır. Şapşal’ın çalışmaları Rus, Leh ve Türk Dillerinde yayımlanmıştır.

İ. İ. Kraçkovskiy’nin, Şapşal’ın bilimsel faaliyeti hakkındaki takdirnamesinde yazdığı gibi: “Onun İran’da ve bazen de Arap ülkelerinde bulunmasının yanı sıra Türkiye’ye de yaptığı birçok gezisi ve oralarda devamlı olarak bulunması, kendisine Çağdaş Doğu hakkında odasına kapanıp çalışan bilginin payına çok nadiren düşen canlı bir bilgi vermiştir.”946

Şapşal, Arapça, Farsça ve Türkçe gibi Yakın ve Orta Doğu dillerinde yazılmış bütün materyalleri kullanarak hızlı bir şekilde Türkoloji ve İran Filolojisiyle ilgili çeşitli dallarda ve özellikle kendi uzmanlık alanında yani Karay bölgesinde, kendisine çok yakın Karay halkının tarihini, kültürünü ve dilini araştırma konusunda büyük bir imkâna sahip olmuş ve zaman içerisinde alanının otoritesi haline gelmiştir. Yüzden fazla bilimsel çalışma yapmıştır. Şapşal’ın, “Karaimı İ Çufut (Çuft) Kale v Krımu (Kırım’da Karaylar ve Çufut-Kale)” adlı ilk eseri 1896’da Petersburg’da Rus Dilinde

943 Kalfa, agm, s. 72-73; Saraç, age, s. 120-121.

944 O zamanki ismi ile Leningrad’dır.

945 www.wikipedia.org.ru (30.08.2010); Kalfa, agm, s. 74; Baskakov – Tinfoviç, agm, sy. 3, s. 120;

Altınkaynak, age, s. 29-30; Kizilov, “İlyaş Karaimoviç i Timofey Hmelnitskiy: Krovnaya Mest, Kotoroy Ne Bılo”, c. VI, sy. 22, s. 45.

946 Baskakov – Tinfoviç, agm, sy. 3, s. 120.

155

yayımlanmıştır. Bu eser, böylece Kırım Karayları’nın tarihi ve kültürü konusundaki araştırmaların başlangıcını oluşturmuştur.947 Ayrıca “Karaimı w sluzbie u Hanov Krymskich (Karaylar Kırım Kağanlarının Hizmetinde)”, Mysl Karaimska, Varşova 1929, c. II, sy. 1, s. 7-23; “Slow Kilka о Ksiazetach Karaimskich Czelebi i İch Dzialalnosci Oswiatowej (Kırım Kağanlığı İçin Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesini Açıklamanın Önemi)”, Mysl Karaimska, Varşova 1930-1931, c. II, sy. 3-4, s. 1-11;

“Adam Mickewicz w goscinie u Karaimow (Adam Mitskeviç Karaylarda Misafir)”, Mysl Karaimska, Vilnius 1934, sy. 10, s. 1-10; “K Voprosu o Tarhannıh Yazıkah (Tarhan Yadigârların Dilleri Hakkında)”, Moskova 1953 yılında V. A. Godlevskiy’nin kitabında yayımlanmıştır. Bunun gibi diğer eserleri de hayatı boyunca yazdıklarına birer örnektir.948

Şapşal’ın birçok el yazısı makale ve notu da yayımlanmadan kalmıştır. Bu el yazmaları arasında Şapşal’ın şu çalışmaları bulunmaktadır: “K Voprosu Ob Etnogeneze Karaimov (Karayların Etnogenezi Hakkında Sorunlar)”, “Krımskiye Gotı (Kırım Gotları)”, “Drevneyşeye Naseleniye Krıma (Kırım’ın En Eski Nüfusu)”, “Karaimı v Litve (Litvanya’da Karaylar)”, “S Etniçeskoy Storonı Karaimı v SSSR (Etnik Yönden SSCB Karayları)”, vs.949

Şapşal, “Karaimsko-Russko-Polskiy Slovar (Karayca-Rusça-Polonca Sözlüğü)”n de yazarlarından biridir. Şapşal tarafından hazırlanmış olan ve tamamı 142 el yazısı sayfadan oluşan “Slovar Starogo Karaimskogo Yazıka (Eski Karay Dili Sözlüğü)” adlı çalışması da “Karayca-Rusça-Polonca Sözlüğü”ne dâhil edilmiştir.950

Kırım Karayları’nın dili, kültürü ve tarihi ile ilgili birçok önemli adım atan Şapşal, Kırım Karayları arasında halen sevgi ve saygıyla anılmaktadır. Hatta Kırım’ın Bahçesaray şehrindeki bir sokağa, bilimin gelişmesi yolunda önemli izler bırakan Şapşal’ın adı verilmiştir.951

947 Kalfa, agm, s. 77; Saraç, age, s. 121; Kefeli, “Gaham İ Gazzanı. Vıborı Gahama”, sy. VIII, s. 7.

948 Saraç, age, s. 121; Altınkaynak, age, s. 30; www.wikipedia.org.ru (30.08.2010).

949 www.wikipedia.org.ru (30.08.2010); Kalfa, agm, s. 75-77; Baskakov – Tinfoviç, agm, sy. 3, s. 120-121; Altınkaynak, age, s. 30.

950 Geniş bilgi için bkz. Baskakov, Nikolay, “Acad. A. Zajaczkowski İn Memory Of His Firend”, Kıpçiaku Tıurku Orientas Lietuvoje İstorije İr Tyrimu Perspektyva, (edt. Tamara Bairaşauskaite, Halina Kobeckaite), Lietuvos Karaimu Kulturos Bendrija, Vinius 1994, s. 82-83; Baskakov – Şapşal – Zajanczkowski, Karaimsko – Russko – Polskiy Slovar, s. 8.

951 Altınkaynak, age, s. 30; www.wikipedia.org.ru (30.08.2010).

156

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

KIRIM KARAYLARI’NIN SOSYO-KÜLTÜREL ÖZELLİKLERİ

157 A. Sosyal Özellikleri

Kırım Karayları’nın en eski yerleşim alanı Bahçesaray civarında bulunan Kırk-Yer (Çufut-Kale, Çift-Kale)’dir. Çufut-Kale’de bulunan, Hazarlardan beri kullanılmakta olan ve Kırım Karayları tarafından kutsal sayılan Balta-Tiymez (Balta Değmez) Mezarlığı, Kırım Karayları’nın bu kalede çok eski zamandan beri yerleşmiş olduklarının bir ispatıdır.952

Mangup-Kale, Eski Kırım (Solhat), Sudak ve Feodosiya (Kefe) gibi yerleşim alanları ise Kırım Karayları’nın, Kırım Hanlığı döneminde yoğun olarak yaşadıkları yerler olarak görülmektedir.953 Kırım’ın Rusya’ya ilhak edilmesinden sonra Yevpatorya şehri, ekonomik meseleleri de göz önünde bulunduran Kırım Karayları’nın birlikte yaşadıkları bir merkez haline gelmiştir.954 Hatta Yevpatorya, XIX. yüzyıldan itibaren Kırım Karayları tarafından kurulan matbaa, Karay Dini İdaresi ve Karay İlahiyat Okulu sayesinde Rusya İmparatorluğu içerisinde yaşayan bütün Karailerin manevi merkezi sayılmıştır.955 SSCB döneminde sayıları azalan ve değişik yerlerde hayatlarını sürdürmeye başlayan Kırım Karayları’nın, Kırım’ın Simferopol (Akmescit),956 Armyanskiy Bazar (Ermeni Pazarı), Büyük Özenbaş, Belogorsk (Karasubazar), Krasnoperekopsk (Or-Kapı) gibi yerleşim alanlarında yaşadıkları tespit edilmiştir.957

Günümüzde de sayıları az olan Kırım Karayları, Kırım’ın değişik şehirlerinde yaşamaya devam etmektedirler. Kırım Karayları, Rusya İmparatorluğu döneminde Çufut-Kale’nin içinde bir arada yaşamak yerine Kırım’ın değişik şehirlerine dağılarak yaşamayı tercih etmişlerdir. Bu yüzden inançlarını, geleneklerini, adetlerini ve dillerini çok çabuk unutan Kırım Karayları asimilasyona uğramış ve sayıları gittikçe azalmıştır.958 Fakat eskiden Çufut-Kale’de toplu halde yaşayan Kırım Karayları nesilden nesile geçen kendi inançlarına ve atalarının vasiyetine bağlı kalarak

952 Ürekli, age, s. 88.

953 Fisher, age, s. 52-53; Ürekli, age, s. 87.

954 Tiryaki, Karaimskiye Kenası Yevpatoriyi, s. 33; Abdank-Kossovskiy, agm, s. 54; Elyaşeviç, agm, s. 57.

955 Kokizov, age, s. 23; Şapşal, Karaimı İ Çufut-Kale v Krımu Kratkiy Oçerk, s. 9; Kolodnıy – Filippoviç, agm, s. 47; Altınkaynak, age, s. 7.

956 Caferoğlu, agm, sy. 21, s. 32.

957 Saraç–Kazas–Polkanov, Karaimskaya Narodnaya Entsiklopediya Karaimskiy Dom, VI/II, 111;

Altınkaynak, age, s. 41; www.wikipedia.org.ru (06.09.2010).

958 V. Örmeli ile 14. 12. 2009 yılında yaptığımız konuşma esnasında alınan bilgidir.

158

geleneklerine ve adetlerine sahip çıkmışlardır. Kırım Karayları, güneşin doğuşunda ve batışında olmak üzere günde iki defa kenesada yapılan ibadete katılırlardı.959 Bunun yanında Kırım Karayları, “Adetler dinin yarısıdır.”, “Boru, boru, anan-baban yoldan yürü. (Kurt, kurt anne-babanın yolundan git.)”, “Ayrılganlarnı ayuv yer, bolingenlernı boru yer. (Ayrılanları ayı yer, bölünenleri kurt yer.)” şeklindeki atasözlerini de dikkate alarak önemli sayılan gelenek ve adetlerini yerine getirmeye çalışmışlardır.960 Hatta her aile nesilden nesile aktarılması için, “mecuma”961 olarak adlandırılan defterlere, kendileri ve cemaatleri açısından önemli olan bu gelenek ve adetleri kaydetmişlerdir.

Bu mecumalardan, Kırım Karayları’nın folkloruna dair birçok bilgiye sahip olunabilir.962

Kırım Karayları eski zamanlardan beri ataerkil yapıya dayanan bir sistem benimseyerek geleneksel Türk sosyal yapısına sahip olmuşlardır. Buna göre ailenin soyu, özellikle baba tarafına dayandırılmıştır.963 Kırım Karayları babalarına ve bütün büyüklere hürmet göstermeyi bir gelenek haline getirmişler, anne-babaya hürmet konusunu atasözlerinde dahi işlemişlerdir. Kırım Karayları’na ait “Baban-anan da omuzda bolsa, kunde on kere arkasın sıpa. (Annen-baban omuzda da olsa, günde on kere arkalarını okşa.)” atasözü de buna en iyi örnektir.964 Kırım Karayları’nda, eski Türk dini inanışları ve sosyal yapının tesiri ile küçüklerde, büyüklere karşı saygı

959 Eyub, 38/7; Kazas, “Bogoslujeniye Karaimov”, s. 80; Dubinskiy, “Osnovı Karaimskoy Religiyi”, s.

212; Nemoy, “Karaites”, X, 780-781; Kuzgun, age, s. 236; Tümer – Küçük, age, s. 240; Arık, agm, c. VII, sy. 21, s. 41.

960 Saraç–Kazas–Polkanov, Karaimskaya Narodnaya Entsiklopediya Karaimskiy Dom, VI/II, 112.

961 Mecumalar, Karay Türklerinin halk edebiyatı ürünlerinin derlendiği, bir araya getirilerek yazıya gecirildiği cönk niteliğindeki defterlerdir. Mecumalarda, Kırım Karayları’nın sözlü halk edebiyatı örnekleri yazıya gecirilir. Bu defterlerin şekli basit defterlerden biraz farklı olup, aşağıdan yukarıya doğru açılır. Genellikle mecumaların müellifi belli değildir. Karay Türkleri arasında kültürlerinin yeni nesillere aktarılması için onemli bir yere sahip olan mecumalar, hemen her ailenin kendi kütüphanesinde bulunur. Sahip olunan ailenin adıyla anılan bu eserler, aksam yemeklerinden sonra, Karay ailesinin genç üyelerine içinde bulunan öyküler, masallar, türküler okunur. O dönemde azınlıkta yaşayan milletler için büyük öneme sahip olan aksam yemekleri ve aile toplantıları kendi kültür ve geçmişlerine sahip çıkabilmenin ilk adımı sayılır. Geçmiste bu denli önemli olan mecumalar, Kırım Karay dilinde fakat İbrani harfleriyle yazıldılar. Bundan dolayı bugün İbrani yazısını bilmeyen yeni nesiller tarafından okunamamaktadır. Geniş bilgi için bkz. Polkanov – Polkanova – Aliev, age, s. 21-23; Zajanczkowski, “Karaim Edebiyatı”, sy. 5, s. 16; Budnik, “Rusya Milli Kütüphanesinde…”, sy. 1, s. 77; Altıkulaç, agm, s. 607.

962 Kırım Karayları’nın mecuma örneklerine bkz. Radlov, V. V., Obrastsı Narodnoy Literaturı Severnıh Turkskih Plemen, Tipografiya İmperatorskoy Akademiyi Nauk, Sankt-Petersburg 1896; Çulha, Tülay, Kırım Karaycasıyla Yazılmış Bir Mecuma, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Ankara 2008.

963 Zajanczkowski, Karaims in Poland, s. 36; Kuzgun, age, s. 184.

964 Saraç–Kazas–Polkanov, Karaimskaya Narodnaya Entsiklopediya Karaimskiy Dom, VI/II, 114.

Ayrıca bkz. Kara Şemsi, age, s. 51; Kuzgun, age, s. 235; Doğan – Kıvrakdal, agm, XX, 783.

159

duygusu çok fazla gelişmiştir. Bu saygıdan dolayı büyüklere adları ile hitap edilmemiş, onun yerine edebi kavramlar ve özel terimler kullanılmıştır. Mesela gençler büyüklere

“siz” diye hitap ederek daima ellerini öpmüşlerdir.965

Kırım Karay ailelerinde ortalama 8-10 çocuk olmuştur. Aile içinde herkesin kendine göre görev ve sorumlulukları vardı. 7 yaşına kadar çocuğa anne bakmış, daha sonra erkek çocukları babaları terbiye etmiş; ata binme, ok atma, kılıç kullanma, güreş, çiftçilik işleri ve çeşitli zanaatları öğretmişlerdir. Çünkü baba olmadığı zaman onun bütün görevleri oğullara geçmekteydi. Ata binmeye çok önem veren Kırım Karayları, XX. yüzyılın başlarında bile, çocuklarını Çufut-Kale’ye getirerek biniciliği öğretiyorlardı.966

Kırım Karayları’nda kadınların önemli bir yeri vardı. Dolayısıyla onların da belli başlı görevleri ve ailesine karşı sorumlulukları bulunuyordu. Mesela kadınlar daima erkeklere itaat etmek zorunda olmalarına rağmen savaşlara da katılmışlardır. Bir kadının yabancı erkeklerle diyaloğa girmesi uygun görülmediği gibi evlenmeden önce kenesaya girmesi de yasak sayılmıştır. Onlar gahan, gazan, cemaat reisi vs. seçimlerinde oy kullanmamışlardır. Bir kadın dışarıya da sadece kocası veya akrabalardan birisi ile birlikte çıkabilirdi. Fakat mesela Çufut-Kale’de “komşu kapı” adı verilen kapılar sayesinde kadınlar dışarıya çıkmadan aralarında görüşme imkânı bulmuşlardır. Kadınlar arasında sosyal kaynaşmayı ve yardımlaşmayı sağlayıcı en büyük unsur ise hamam eğlencesi olmuştur. Kadınlar eğlence ve buluşma yeri olarak hamamı tercih ederlerdi.

Hamama gitme hazırlıkları birkaç gün öncesinden başlardı. Ayrıca Kırım Karayları bu hamamları gelin adaylarının görüme çıktığı yer olarak da kullanmışlardır. Burada kaynanalar, beğenilen kız veya gelin adaylarından zaman zaman hizmet etmelerini isteyerek onların huylarını öğrenmeye çalışırlardı. Kırım Karayları erkek çocuklarını 7 yaşında okula gönderir, kız çocuklarını ise okutmazlardı. Kırım Karay aileleri, kız çocuklarına daha çok ev işlerini ve dokumacılığı öğretirlerdi.967 Fakat günümüzde kız çocukları da okuyup iş sahibi olabilme imkânına sahiptirler.968

965 Hayim Malkhasy ile 05.04.2010 tarihinde yaptığımız karşılıklı konuşmadan bu bilgilere ulaştım.

966 Saraç–Kazas–Polkanov, Karaimskaya Narodnaya Entsiklopediya Karaimskiy Dom, VI/II, 114-116;

Polkanov – Polkanova, “Reliktovıye Osobennosti Etnokulturı Krımskih Karaimov”, s. 93;

Altınkaynak, age, s. 41-42; Doğan – Kıvrakdal, agm, XX, 783.

967 Polkanov, Krımskiye Karaimı, s. 16-17; Saraç–Kazas–Polkanov, Karaimskaya Narodnaya Entsiklopediya Karaimskiy Dom, VI/II, 114-115; Altınkaynak, age, s. 42.

968 Polkanov’la 03.12.2009 tarihinde yaptığımız konuşmadan alınan bilgidir.

160

Kırım Karayları yıllarca birlikte yaşadıkları Kırım Tatarlarıyla, daha sonra Slavlarla, yer yer Yunan ve Ermenilerle çok iyi geçinmişlerdir. Bu komşuların İslam ve Hıristiyanlık dinine mensup olmaları da bu ilişkilerin bozulmasına sebebiyet vermemiştir. Kırım Karayları kendi inançlarının misyonerliğini yapmadıkları gibi her zaman komşularının adet ve dinlerine de saygı duymuşlardır.969 Ayrıca Kırım Karayları kişinin ırkına, dinine bakmaksızın yardım edecek kendi sosyal yardım kuruluşlarını inşa etmeye çalışmışlardır. Çünkü onlar yardımı bir lütuf olarak değil, bir vazife olarak görmüşlerdir. Talihli olmayanlara yardım etmeyi, talihli olanlar üzerine bir yükümlülük saymışlardır.970

Kırım’ın diğer sakinlerinin yanında, Kırım’a seyahat etmiş seyyahlar ve resmi dokümanlar da Kırım Karayları’nın namuslu, sözlerine bağlı, dürüst, misafirperver, komşularıyla iyi ilişkiler kuran, çalışkan, neşeli, barışsever, suç işlemeyen ve yüksek ahlaki karakterlere sahip kimseler olduklarını belirtmektedirler. Hatta bu özelliklerden dolayı Rus hükümeti de Kırım Hanlığı döneminde olduğu gibi, Kırım Karayları’nı daima diğer Yahudilerden farklı görerek onlara özel haklar vermiş ve imtiyazlar tanımıştır.971

Kırım Karayları’nın en eski ve en önemli yerleşim alanlarından olan Çufut-Kale, önceleri bağımsız Kırk-Yer Beyliğinin başkentiyken, Kırım Hanlığı döneminde özerk bir bölgenin merkezi haline gelmiştir.972 Kırk-Yer’in vadilerinde daha çok tarım ve hayvancılık işleriyle uğraşan Kırım Karayları, Kırım Hanlığı döneminde hana itaat etmekle beraber kendi yerel yönetimlerini kurmuş973 ve kale muhafızlığı, komutanlık gibi önemli askeri görevlere de getirilmişlerdir.974 Kırım Karayları, Kırım’da yaşayan gayrimüslimlere nazaran daha farklı şartlarda yaşamlarını sürdürmüşler, özel haklara

969 Saraç–Kazas–Polkanov, Karaimskaya Narodnaya Entsiklopediya Karaimskiy Dom, VI/II, 113;

Altınkaynak, age, s. 41.

970 Saraç–Kazas–Polkanov, Karaimskaya Narodnaya Entsiklopediya Karaimskiy Dom, VI/II, 120-121.

971 Polkanov, Krımskiye Karaimı, s. 19-21; Şapşaloğlu, agm, I, 594; Şapşal, Karaimı İ Çufut-Kale v Krımu Kratkiy Oçerk, s. 8; Saraç–Kazas–Polkanov, Karaimskaya Narodnaya Entsiklopediya Karaimskiy Dom, VI/II, 114; Arık, agm, c. VII, sy. 21, s. 40.

972 Polkanov – Polkanova, “Reliktovıye Osobennosti Etnokulturı Krımskih Karaimov”, s. 110; Polkanov – Polkanova – Aliev, age, s. 14-15; Kalafat, Balkanlar’dan Uluğ Türkistan’a Türk Halk İnançları, I, 184.

973 Fisher, age, s. 34.

974 Zajanczkowski, “Karaylar ve Onların Folkloru”, c. I-II, sy. 17-22, s. 314; Saraç–Kazas–Polkanov, Karaimskaya Narodnaya Entsiklopediya Karaimskiy Dom, c. VI/II, s. 111-112; Kalafat, Yaşar,

974 Zajanczkowski, “Karaylar ve Onların Folkloru”, c. I-II, sy. 17-22, s. 314; Saraç–Kazas–Polkanov, Karaimskaya Narodnaya Entsiklopediya Karaimskiy Dom, c. VI/II, s. 111-112; Kalafat, Yaşar,