• Sonuç bulunamadı

Karabet Tomayan’ın Tutuklanmasının İngiltere’deki Yansımaları

BÖLÜM 1: 1892-1893 MERZİFON ERMENİ OLAYLARI

2.2. İngiltere’nin Olaylara Müdahalesi

2.2.1. Karabet Tomayan’ın Tutuklanmasının İngiltere’deki Yansımaları

Karabet Tomayan’ın tutuklanmasının İngiltere’deki akisleri büyük oldu ve Hristiyan Ermenilerin kurtarılması için bir propaganda kampanyası başlatıldı. İngiliz

Parlamentosu üyelerinden 160 kişi tarafından Padişah’a bir rica mektubu gönderildi. Tomayan ve Kayayan ile Merzifon Mektebi öğrencilerinden bazılarının mahkûm olduklarını üzüntüyle öğrendiklerini, mahkûmların durumlarını hoşgörü ile değerlendirerek haklarında merhametle davranılmasını ve affedilmelerini rica ediyorlardı (BOA, HR. SYS, 2825/81). İngiliz gazetelerinin önemli bir bölümü Osmanlı Hükûmeti ve Türkler aleyhine yazılar yayınlıyordu.

İngiltere’deki önemli Hristiyan cemaatler ve dinî cemiyetler, Hristiyan Ermenilerin kurtarılması için çalışmalar başlattılar. Yürütülen bu kampanya için çalışan en önemli teşkilatlardan birisi de Londra’daki İngiliz Ermeni Cemiyeti idi. Merzifon ve çevresinde meydana gelen olaylar Londra’daki bu cemiyet tarafından Osmanlı memurlarının Hristiyan halka zulüm ettiği şeklinde duyuruldu (The Times, 25 February 1893: 5; The Times, 27 February 1893: 6; Şimşir, 1993: Belge No: 204/3, s. 218). 27 Şubat 1893 tarihli Daily News gazetesinin haberine göre, cemiyet reisi Francis Stevenson tutuklu bulunan iki Ermeni öğretmenin ve diğerlerinin siyasi sebeplerden dolayı tutuklandıklarına dair İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Rosebery’ye8 bilgi vermiş ve böylece olaylar İngiltere Hükûmeti’nin dikkatini çekmişti (BOA, Y. A. HUS, 271/74, HR. SYS, 2781/3, lef. 10). Osmanlı Hükûmeti İngiliz basınında olayların bu şekilde taraflı olarak aktarılması üzerine Merzifon ve çevresinde meydana gelen olayların gerçek yüzünü göstermek için 8 Mart 1893 tarihli Morning Advertiser gazetesinde bir yazı yayınlattı. Bu yazıda; Türkiye dışında bulunan bir avuç Ermeni ihtilalcinin teşkil ettiği, İngiliz ve Amerikalı hayırseverler tarafından desteklenen bir ihtilal cemiyetinin, Merzifon’u Sultan’a karşı hareketlerinin merkezi haline getirdikleri belirtiliyordu. Hazırlanan talimatlar ile birlikte Anadolu’ya bazı ajanlar yolladıkları, bu ajanların, şehrin duvarlarında gizlice bazı kışkırtıcı bildiriler asarak işe başladıkları ve Osmanlı Hükûmeti’ne karşı kalabalıkları harekete geçmeye davet ettikleri anlatılıyordu. Ancak bu hareketin hemen fark edildiği ve durdurulduğu bildiriliyordu. Sonuçta doğal olarak bir adli soruşturmanın başlatıldığı söyleniyordu. Merkezin Merzifon olduğu, asilerin bu kötü bildirilerin her yere dağıtılmasını sağlayarak ve

8 Archibald Philip Primrose, Lord Rosebery 7 Mayıs 1847’de Londra’da doğdu. Eton Koleji’ni bitirdikten sonra Oxford Üniversitesi’nde okudu. 1868 yılında büyükbabasının ölümü ile 5. Rosebery Kontu unvanını aldı. 1878 yılında Hannah de Rothschild ile evlendi. 1881-1883 yılları arasında İçişlere Müsteşarı, 1886 yılında ve 1892-1894 yılları arasında Dışişleri Bakanı, 1894-1895 yılları arasında ise Başbakan oldu. 21 Mayıs 1929 yılında öldü (Walker, 1998: 222),

kargaşa yaratmaları için sakin Ermenileri cesaretlendirerek Kayseri, Yozgat, Çorum, Gümüşhacıköy, Aziziye ve diğer bazı yerlerde de komployu yaymayı denedikleri delillerle gösteriliyordu. Bu bildirilere gelince, bunların bir Ermeni gazetesi olan Hınçak’ın temmuz sayısında yayımlamış olduğu bildirilerin çoğaltılmasından başka hiçbir şey olmadığı vurgulanıyordu (Şimşir, 1993: Belge No: 206, s. 219-220; OBE, c. 11, Belge No: 155).

Olaylarla ilgili olarak kolej öğretmenleri Tomayan ile Kayayan’ın tutuklaması, İngiltere’de büyük bir heyecan uyandırdı. 17 Mart 1893’te bildiri asma olayı ve Tomayan’ın tutuklanması ile ilgili olarak Avam Kamarası’nda iki soru soruldu. Soruları soran kişi aynı zamanda İngiliz-Ermeni Cemiyeti başkanı Stevenson idi. Stevenson, Dışişleri Müsteşarına Kayseri’de Müslüman bir grubun üç Ermeni kilisesini yaktıkları9, 510 Ermeninin burada hapiste bulunduğu, Yozgat’ta ise hapishanelerin dolu olduğu ve 65 ileri gelen Ermeninin de şehir yakınlarındaki askerî kışlada tutuklu bulunduğuna dair bir telgraf aldığını söyledi. Hristiyan tüccarlara gelen mallar yolda Müslümanlar tarafından yağmalandığı için ticaretin durma noktasına geldiğini iddia ediyordu. Osmanlı Hükûmeti’nin Berlin Antlaşması’nın 61. maddesi gereğince bu durumun devam etmesine izin verip vermeyeceği ve antlaşma maddelerinde yer alan güvenliği temin etme hususunu yerine getirip getiremeyeceğini soruyordu. Dışişleri Müsteşarı Edward Grey, üç Ermeni kilisesinin yakıldığına dair doğrulayıcı bir bilgi bulunmadığını söyledi. Fakat bildiri asma olayından dolayı bazı kişilerin tutuklandığını duyduklarını bildirdi. Sadrazamın, Ankara valisinin olayları araştırmak üzere derhal Kayseri’ye gideceğini İngiltere büyükelçisine söylediğini belirtti (The Times, 18 March 1893: 8, BOA, Y. A. HUS, 272/7, HR. SYS, 2825/10). Stevenson’un diğer sorusu ise Merzifon’daki Osmanlı idarecilerinin Protestan misyoneri Tomayan’ın tutuklanması ile ilgili herhangi bir bilgileri olup olmadığı ve serbest bırakılması için bir teşebbüsleri bulunup bulunmadığı idi. Edward Grey, Tomayan’ın Osmanlı Devleti vatandaşı olduğunu ve Merzifon’daki Amerikan Koleji’nde öğretmenlik yaptığını, şu an ise tutuklu bulunduğunu belirtti. Kolejin

9 Kayseri’de üç Ermeni kilisesinin yakıldığına dair haberler ilk kez Daily News gazetesinin 10 Mart 1893 tarihli nüshasında yer almıştı (BOA, HR. SYS, 2825/5). Bu haberi Berlin’de Gazete de loa Croix ve Roma’daki diğer gazetelerde yer alan haberler takip etti. Aynı haberi Italie gazetesi de yayınladı (BOA, HR. SYS, 2825/6, HR. SYS, 2825/7, HR. SYS, 2825/9).

yanması ile ilgisi olup olmadığının ise henüz bilinmediğini, fakat okulun yanmasında ve bildirilerin dağıtılmasında rolü bulunduğuna inanıldığını söyledi. Sultanın büyük bir soruşturma başlattığını bildirdi (The Times, 18 March 1893: 8; Şimşir, 1993: Belge No: 211, s. 224).

Bu gelişmeler üzerine Osmanlı Dışişleri Bakanı Sait Paşa, 18 Mart’ta Londra, Paris, Brüksel, Berlin, Viyana, Petersburg, Roma, Bükreş, Atina, Madrid ve Washington temsilciliklerine bir tamim göndererek, üç Ermeni kilisesinin yakıldığı, 500 kişinin tutuklandığı ve hatta bazı kişilerin asıldıklarına dair dış basında çıkan haberlerin tekzip edilmesini istedi. Merzifon, Kayseri ve Yozgat’ta meydana gelen olayların ise bildiri asma olayından ibaret olduğu, tutuklananların ise bu olaylarla ilgili olarak tutuklandığı, zaten bunların da birçoğunun suçlarını itiraf ettiklerini bildiriyordu (BOA, HR. SYS, 2825/15, OBE, c. 12, Belge No: 8; Şimşir, 1993: Belge No: 212, s. 225). Sait Paşa aynı zamanda Londra Büyükelçisi Rüstem Paşa’ya 22 Mart’ta gönderdiği talimatta, Anadolu’da meydana gelen bu olayların dış basında maksatlı bir biçimde çarpıtılarak ve abartılarak aktarıldığını, hâlbuki eziyet çekenlerin Hristiyanlar değil Müslümanlar olduğunu vurguluyordu. Bu durumun uygun bir şekilde basına intikalinin sağlanmasını istiyordu (OBE, c. 12, Belge No: 14).

28 Mart’ta Sait Paşa, Rüstem Paşa’ya Kayseri’de meydana gelen olayların ne şekilde gerçekleştiğini anlatıyordu. Kayseri’de ayaklanma olduğuna dair çıkan haberlerin tek gerçek yanının, bir ay evvel keçisini süren bir çocuğun elinden iki kolej öğrencisinin keçiyi alması, bunun üzerine Müslümanların müdahale ederek keçiyi sahibine iade etmeleri, Amerikan konsolos muavininin tüfekle olaya müdahale edip, Müslümanları okula kapatması üzerine yerel makamların araya girmesi ile olayın çözümlendiği şeklinde idi (OBE, c. 12, Belge No: 21). Yapılan bu açıklama Standard gazetesinde yayınlattırıldı10.

Sait Paşa, 8 Nisan’da Londra Büyükelçisi Rüstem Paşa’ya gönderdiği talimatta, Anadolu’da Merzifon, Çorum, Yozgat ve Kayseri’de bazı Ermenilerin hükûmet aleyhinde bildiriler astıklarını, bazılarının da Avrupa kamuoyunu aleyhimize çevirmek gayesiyle Kayseri’de üç kilisenin yakıldığı yalanını uydurduklarını söylüyordu.

10 Haber Londra’daki Standard gazetesinde “The Reported Riots in Asia Minor” başlığı ile yayınlanmıştı (Şimşir, 1993: Belge No: 216, s. 230).

Olaylara karıştığı tespit edilenlerin mahkemelerinin Ankara’da açık bir şekilde yapılacağı, suçsuzlukları tespit edilenlerin ise derhal serbest bırakılacakları belirtiliyordu (OBE, c. 12, Belge No: 38; Şimşir, 1993: Belge No: 225, s. 244). Konu ile ilgili olarak Rosebery’ye de bilgi verilmesi istendi (BOA, Y. A. HUS, 273/16). Londra Büyükelçisi Rüstem Paşa, olaylarla ilgili bilgileri İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Rosebery’ye aktararak meydana gelen gelişmelerin yanlış yorumlanmasına ve Osmanlı Devleti’ne karşı propaganda aracı olarak kullanılmasının önüne geçmeye çalışıyordu. Rosebery ise Rüstem Paşa’nın verdiği bilgileri Avam Kamarası’nda kullanacağını belirttikten sonra, ileri sürülen bu gibi suallerin genellikle bazı radikal milletvekilleri ile cemiyete mensup Ermeniler tarafından ortaya atıldığını, hükûmeti sorguya çekmek için bu soruların fırsat olarak kullanıldığını söyledi. Bu gibi durumlarda hükûmetin olayları araştırmak için devlet ricalinden bir memur veyahut birkaç kişiden oluşan bir komisyon gönderdiği, araştırma sonucunda bir rapor hazırlayacakları şeklinde cevaplar verilmesini tavsiye etti. Böylece hükûmetin mesele ile meşgul olduğu gösterilebilirdi. İngiltere Dışişleri Bakanlığı da konu ile ilgili tahkikat yapıldığını söyleyerek parlamentoda sorulacak olan birtakım soruların önünü alabilirdi. Rosebery olayların üzerinden bir süre geçtikten sonra ise sordukları soruları zamanla unutacaklarını söyleyerek tavsiyelerde bulunmuştu (BOA, Y. A. HUS, 273/2, HR. SYS, 2825/17. HR. SYS, 18, OBE, c. 12, Belge No: 25; Şimşir, 1993: Belge No: 232, s. 248).

Osmanlı yetkililerinin almaya çalıştığı bütün bu önlemlere rağmen Avrupa basınında ve özellikle İngiliz basınından alıntılar yapan Amerikan basınında Anadolu’da meydana gelen olaylar ya abartılarak anlatılıyor, ya da gerçek olmayan haberler yazılıyordu. Osmanlı dışişleri ise bu haberleri yayınladığı başka haberler ile yalanlıyordu11. Ancak alınan bu önlemlerin yeterli olmadığı zaman içinde anlaşılacaktı.

11 Merzifon ve çevresinde meydana gelen olaylar ile ilgili olarak Avrupa gazetelerinde çıkan haberleri tekzip etmek amacıyla Petersburg’da Almanca olarak yayınlanan Petersburg Zeitung gazetesinde de bir yalanlama haberi yayınlanmıştı. Bu haber, Rusya’nın olaylara neden karışmadığı sorusunu akla getiriyordu. Cevabı ise Viyana’da çıkan Press gazetesinin haberinde yer alıyordu. Londra ve Paris Ermeni cemiyetleri tarafından olayların abartılarak İngiliz ve Fransız gazetelerinde mübalağalı bir şekilde neşredildiği anlatılıyordu. Ancak Ermeni ileri gelenlerinin Rus diplomatik memurlarını tahrik maksadıyla yaptıkları teşebbüsler semeresiz kalmıştı. İstanbul’daki Rus Sefareti, Rusya’nın bu mesele

Benzer Belgeler