• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: 1892-1893 MERZİFON ERMENİ OLAYLARI

3.2. Mahkemenin Başlaması

3.2.5. Şahitlerin Dinlenmesi

Başsavcı Mehmet Arif Bey, Ankara Mahkemesi’nin 30 Mayıs Salı günü gerçekleştirilen beşinci oturumunun sonunda şahitlerin dinlenmesini talep etti ve daha önce hazırlamış olduğu pusulada isimleri yazılı olan şahitlerin isimlerini okudu (Ceride-i Mehakim, No: 721, 1309: 10654-10655; Y. PRK. UM, 27/35, s. 65-66). Mahkeme huzurunda dinlenmesi talep edilen şahitlerin listesi ve mahkeme sırasında yapılan kimlik tespitlerinde verdikleri bilgiler EK 15’te verilmiştir. Ancak dinlenmeleri talep edilen şahit listesinin okunmasının ardından sürenin dolması ile beşinci oturum sona erdiğinden dolayı şahitlerin dinlenmesi işi bir sonraki oturuma kaldı. Ankara Konsolosu Tom Newton da mahkemede şahitlerin dinlenmeye başlayacağını bildiriyordu. Merzifon ve Kayseri’den davacı 30 kadar şahidin geldiğini ve ilerleyen günlerde bunların mahkeme huzurunda dinleneceğini söylüyordu (Turkey, 1896: Belge No: 143, s. 128). Böylece şahitlerin dinleneceği mahkemenin altıncı oturumu 3 Haziran 1893 Cumartesi günü başladı.

Öncelikle şahitlerden maktul Mustafa’nın babası Mehmet Çavuş ile kolcu İzzet dinlendikten sonra, Efkereli Zerker oğlu Mihran mahkeme huzuruna çağrıldı ve kendisini tanıtması istendi. İsminin Mihran, baba adının Agop, yaşının 22 olduğunu, manifaturacılıkla uğraştığını ve Efkere’de ikamet ettiğini söyledikten sonra sanıklardan hiçbirisi ile akrabalığı ve münasebeti olmadığını beyan etti. Civanyan Mardiros’u çok

daha öncelerden, Aşçı Parsih oğlu Gülbenk ile Andon Rüştuni’yi ise birkaç aydan beri tanıdığını söyledi. Tahminen altı ay kadar önce bir akşam Civanyan Mardiros’un evine gittiğinde orada bulanan Andon Rüştuni’nin “adalet için bir cemiyet kurduk, sen de katıl” diyerek teklifte bulunduğunu anlattı. Aşçı Parsih oğlu Gülbenk’i de orada gördüğünü belirten Mihran, cemiyetin maksadının Ermeni beyliği kurmak olduğunu söylediklerini ifade etmiştir. Verdiği ifadenin doğru olup olmadığının sorulması üzerine Mihran söylediklerinin doğru olduğunu belirtti. Haklarında şahitlik ettiği Civanyan Mardiros ve Andon Rüştuni ve Gülbenk’e ne diyecekleri sorulduğunda ise Mardiros ile Rüştuni şahidin anlattıklarının doğru olduğunu söylerlerken Gülbenk diyecek bir şeyi olmadığını söyledi (Ceride-i Mehakim, No: 721, 1309: 10659-10660; Y. PRK. UM, 27/35, s. 69). Diğer şahit 17 yaşındaki Efkereli bıçakçı esnafından Adriyan Karabet de aynı hususta şahitlik yaptı.

Şahit Kayser oğlu Manuk, Efkereli 25 yaşında demirci olduğunu, sanıklarla bir yakınlığı bulunmadığını belirttikten sonra bunlardan Civanyan Mardiros ile Boyaciyan İstepan’ı önceden beri, Andon Rüştuni ile Aşçı Parsih oğlu Gülbenk’i birkaç aydan beri tanıdığını söyledi. Beş altı ay önce köylülerden Agop’un evine çağrıldığını, orada Civanyan Mardiros’un “Hayırlı bir şey vardır, bir imza vereceksin” dediğini belirtti. Papaz tayini için oy toplanıyor zannederek imza verdiğini, iki gün sonra Agop’un teklifiyle bu kez de Mardiros’un evine çağrıldığını, burada Boyaciyan İstepan, Andon Rüştuni ve Talaslı Aşçı Parsih oğlu Gülbenk ile hatırlayamadığı başka kişiler de olduğunu anlattı. Toplananlara attığı imzanın ne manaya geldiğini sorduğunda ise “Hınçak gazetesi okuduğunuzda anlarsınız” denilmişti. Gitmek istediğini söylediğinde ise Boyaciyan İstepan’ın kendisini öldüreceği söylenerek tehdit edildi. Şahit Manuk sorulan soru üzerine Mardiros’un silah temin etmeleri gerektiğini söylediğini de ekledi. Sanıklara şahidin söylediklerine ne diyecekleri sorulduğunda, Mardiros herkesin bir silah bulundurması gerektiğini belirttiğini söylerken Andon Rüştuni ve Gülbenk bir şey dememişlerdi. Boyaciyan İstepan ise şahitle aralarında bir sene önce bir tartışma geçtiği için şahitliğini kabul etmediğini söyledi.

Şahit Efkereli Kuyumcuyan Mihail, 25 yaşında ve doğramacı esnafından idi. Sanıklardan Boyaciyan İstepan ve Civanyan Mardiros’u önceden beri, Andon Rüştuni’yi ise birkaç aydan beri tanıdığını belirttikten sonra Mardiros’un adalet için

kurulan cemiyete katılması için teşvik ve teklifte bulunduğunu, kendisinden bir imza aldığını ve silah temin etmesini ihtar ettiğini anlattı. İstepan’ın ise silahını göstererek tehditte bulunduğunu, Andon Rüştuni’nin de silahlanmaları gerektiğini söylediğini ifade etti. Şahidin söyledikleri sanıklara sorulduğunda ise Mardiros, Rüştuni ve İstepan herhangi bir şey demeyeceklerini belirttiler (Ceride-i Mehakim, No: 721, 1309: 10660-10662; Y. PRK. UM, 27/35, s. 70-71).

Şahit Mardiros oğlu Hacı Karabet, verdiği ifadesinde Parsih, Cevahirciyan Rupen, Cebidelikyan Agop, Alacaciyan Karabet’i çok önceden beri tanıdığını söyledi. Cevahirciyan Rupen’in dükkânına gelerek kendisini ihtilal cemiyetine davet ettiğini belirtti. Rupen’in kendisinden yarım mecidiye, Dökmeciyan Parsih’in ise iki ay boyunca iki kuruş aldığını anlattı. Adı geçen sanıklara şahidin ifadesine karşılık söyleyecek bir şeyleri olup olmadığı sorulduğunda, Rupen ve Parsih para aldıklarını tasdik ettiler, yalnız Parsih kendisinin teşvikçi olmadığını beyan etti. Cebidelikyan Agop ile Alacaciyan Karabet ise herhangi bir şey söylemediler. Şahit Tozcu Agop ile Çaluk oğlu Misak da Dökmeciyan Parsih’in fakir çocukları okutmak maksadıyla birkaç defa kendilerinden para aldığını ifade ettiler. Parsih, şahitlerden para aldığını doğruladı.

Şahit Keresteciyan Ağapik, mahkemede verdiği ifadesinde Cevahirciyan Rupen’in kendisinden fakir çocukları okutmak bahanesiyle para aldığını ve bir gün kırda Rupen, Dökmeciyan Parsih, Saatçi Agop, Alacaciyan Karabet ile karşılaşarak oturup konuştuklarını söyledi. Bu sırada Rupen cebinden çıkardığı bir kâğıdı okumaya başlamıştı. Şahit Ağapik, Rupen’in okuduklarının Ermenice olduğunu bu yüzden de ne olduğunu anlamadığını söyledi. Rupen, Agop, Karabet ve Parsih’in ihtilal cemiyetinin ileri gelenlerinden olduğunu yine bir gün Rupen’in koynundan cemiyetin nizamnamesini ve Merzifon’dan gelen kararnamesini çıkarıp okuduğunu anlattı. Arzuman oğlu Ohannes’in vekil olarak Merzifon’a gönderildiğini Rupen’den duyduğunu belirtti. Parsih’in Derevenk Manastırı’na gittikten sonra Ermenileri teşvik ve tahrik etmek üzere Andon Rüştuni isminde birinin Atina’dan görevli olarak gönderildiğini Parsih’ten duymuştu. Cemiyet adına bir mühür bastırdıklarını ancak kime yaptırdıklarını ve üzerinde ne yazılı olduğunu bilmediğini söyledi. Şahit Keresteciyan Ağapik’in söyleyecekleri bittikten sonra Rupen kırda okuduğu varakanın

Hınçak gazetesi olduğunu belirtirken, Parsih, Karebet ve Agop herhangi bir şey demediler (Ceride-i Mehakim, No: 721, 1309: 10662-10664; Y. PRK. UM, 27/35, s. 71-72).

Diğer şahit Kasap oğlu Hacı Dikran ise verdiği ifadesinde Cebedelikyan Agop’un fakirlere yardım için kendisinden para aldığını belirtmesi üzerine Agop’a ne diyeceği soruldu. Agop, Dikran’ın cemiyete dâhil olduğunu, bu sebeple vermesi gereken aylık ücretin alınması hususunda Papazyan Krupi’nin emri üzerine parayı aldığını söyledi. Kendisinden fakirler için para istendiğini ifade bir başka şahit ise Nevşehirliyan Nazaret idi. Ancak Nazaret’in kendisinden para aldıklarını iddia ettiği sanıklardan Alacaciyan Karabet hiçbir şekilde para almadığını söylerken, Cevahirciyan Rupen ise hatırlamadığını belirtiyordu. Cevahirciyan Rupen’in aziz bir maksat için diyerek kendisinden para istediği ifade eden diğer bir şahit ise Yogabiyan Cebrail idi (Ceride-i Mehakim, No: 721, 1309: 10662-10664; Y. PRK. UM, 27/35, s. 71- 73).

Mahkemede dinlenen şahitlerden Berberyan Karabet, cemiyet üyelerinden biri idi. İhtilal cemiyete nasıl katıldığını, kimlerin üye olduğunu ve nasıl faaliyet gösterdiklerini anlatan Karabet, Andon Rüştuni’yi Talas’ta Şuvariş’in evinde görmüştü. Kendisini Atina’dan bir öğretmen olarak tanıtan Rüştuni, buradaki ihtilal cemiyetinin dağılmış olduğunu, bu cemiyeti düzeltmek için geldiğini söylemişti. Karabet şirkete Arapyan Serkiz’in teşvikiyle katıldığını belirtti. Arap oğlu Serkiz bir gece kendisini Talas’ta Şişman oğlu Kalost’un evine götürmüştü. Orada Kertman oğlu Karo, İvaz oğlu Dikran, Develiyan Sarraf Mihran gibi başka Ermeniler de vardı. Bunların aralarında cemiyet nizamnamesini okuduktan sonra silah temin edilmesi, hafiye ve örfiye memurlarının seçilmesi, cemiyetin şubelerinin açılması ve bölükler tertibi gibi hususları görüştüklerini anlattı. Böylece bir Ermeni beyliği kurmayı hayal ettiklerini söyledi. Kendisinden bir imza ile yarım mecidiye katılım ücreti istendiği belirten şahit Karabet, daha sonra Andon Rüştuni ile Dava Vekili Kalfayan Arsin’in evinde görüştüklerini ifade etti. Ermenilerden Panos ile Misak’ın da cemiyet adına hırsızlık yaptıklarını duymuştu. Salamon isminde bir kişinin de cemiyetin içinde bulunduğunu ve cemiyet işlerini idare ettiğini söyledi. Cemiyet üyelerinden olan şahit Karabet’in anlattıklarına Karo, Andon Rüştuni, Arsin, Şuvariş diyecekleri herhangi bir şey olmadığını belirtiler.

Şahitlerden Cibaryan Serkiz, sanıklardan Alacaciyan Karabet’in bacanağı idi. Daha önceki şahit gibi o da, Andon Rüştuni’yi Talas’ta Şuvariş’in evinde görmüştü. Dava Vekili Arsin ile Dökmeciyan Parsih de oradaydı. Rüştuni, Talas’ta ihtilal cemiyetinin dağılmış durumda olduğunu, cemiyeti yeniden teşkilatlandıracağını söylemişti. Şahit Serkiz, Cevahirciyan Rupen ile bacanağı Alacaciyan Karabet’in evine geldikleri bir gün Derevenk’ten gelen bir haber üzerine Andon Rüştuni ve Şuvariş’i de yanlarına alarak gittiklerini anlattı. Burada Rüştuni’nin şehadetnamesi Merzifon tarafından onaylanmış ve bir de talimat gönderilmişti. Derevenk Manastırı’na gelmesi için Dava vekillerinden Arsin’e de haber verilmiş, ancak o bir bahane ile gitmemeyi tercih etmişti. Andon Rüştuni şahidin ifadesine diyecek bir şeyi olmadığını söylerken, Arsin ve Parsih doğru söylediğini beyan ettiler.

Şahit Gögüş oğlu Artin’in ifadesine göre ise Rupen’in kendisinden aldığı imzayı Karo’ya vermesiyle ihtilal cemiyetinin defterine kayıt olmuştu. Karo, kendilerine cemiyetin nizamnamesini okumuştu. Bunun üzerine kendisine soru sorulan Karo, şahidin Arap oğlu Serkiz’in evine kendisinin götürdüğünü tasdik etti16 (Ceride-i Mehakim, No: 721, 1309: 10665-10667; Y. PRK. UM, 27/35, s. 73-74).

Bundan sonra dinlenen şahit, adam öldürme suçundan dolayı Kayseri hapishanesinde bulunan Maraşlı Haçer idi. Hapishanede iken Dava Vekili Arsin Ermenice olarak Haçer’den yardım istemiş ve Kertman oğlu Karo’ya kendisini ihbar etmemesini söylemesini rica etmişti. Bu sırada mahkûmlardan Ermenice bilen Kürt Mehmet Ağa’nın oğlu İbrahim konuşmalarını duymuştu. Diğer şahit İbrahim idi, hırsızlık suçundan hapishanede bulunuyordu. Dava Vekili Arsin’in Maraşlı Haçer’e söylediklerini o da işitmiş ve gardiyanlara haber vermişti. Bu hususlara ne diyeceği Arsin’e sorulduğunda Haçer’in söylediklerine müdafaası sırasında cevap vereceğini, İbrahim’in ise Ermenice bildiğine inanmadığını söyleyerek şahitliğini kabul etmedi. Bunun üzerine Haçer tekrar mahkeme huzuruna çağrılarak hapishanede Kürt İbrahim ile bu olaydan önce Ermenice konuşup konuşmadıkları soruldu. Haçer, olaydan önce ve sonra İbrahim ile daima Ermenice konuştuklarını söyledi (Ceride-i Mehakim, No: 721, 1309: 10667-10668; Y. PRK. UM, 27/35, s. 75).

Şahit Talaslı Hanlı oğlu Artin, Arap oğlu Serkiz ile Simurg oğlu Artin ile otururlarken kendisinden imza ile para istediklerini ve bu suretle kendisini de cemiyete kaydettiklerini, Kertman oğlu Karo’nun Ermenice bir şeyler okuduğunu, Ermeni beyliği kurmak için silahlanmalarını tembihlediğini anlattı. Karo şahidin ifadesi üzerine bir şey söylemezken, Simurg oğlu Artin söylenleri kabul etmediğini belirtti. Şahitlerden Yagop oğlu Hacı da, Sirmurg oğlu Artin’in teşvikiyle ihtilal cemiyetine üye olduğunu anlattı. Şahit Talaslı Maksudiyen Avadis de kasap olan Simurg oğlu Artin’in dükkânında yanlarında Arap oğlu Serkiz’in teşvikiyle cemiyete üye edildiğini, kimseye söylememesi için de kendisine yemin ettirildiğini anlattı. Yapılan toplantılarda silah temini hususunun gündeme geldiği, herkese bir silah alınması için para toplandığını söyledi. Simurg oğlu Artin ile Arap oğlu Serkiz’in teşvikiyle cemiyete üye edildiğini ifade eden bir başka şahit ise Talaslı Tomayan (Sumayan) Karabet idi. Yapılan toplantıda Kertman Karo’nun yanı sıra bazı kadınların da bulunduğunu söyleyen şahit Karabet, bir daha toplantılara katılmadığını ifade etti. Şahit Talaslı Kaya oğlu Abraham da, Arap oğlu Serkiz’in teşvik ve tahrikiyle cemiyete katılmıştı (Ceride-i Mehakim, No: 722, 26 Temmuz 1309, s. 10669-10672).

Gürünlü Şalcı Agop ise Kigork vasıtasıyla Dabağyan Agop ve Gürünyan Karabet ile Karo’nun bulunduğu bir ortamda cemiyete üye edildiğini anlattı. Kendisinden zaman zaman para istendiğini anlatan Şalcı Agop vermek istemediğini beyan ettiğinde gerektiğinde zorla bu paranın kendisinden alınacağını söylediklerini ifade etti. Karo’nun amaçlarının Ermeni beyliği kurmak için Osmanlı hükûmetine isyan etmek olduğunu, bunun için toplanan para ile silah alınacağını, cemiyete üye olan kişilere bu hususların tembih edildiğini söylemişti. Aldıkları karara göre, bir iki sene zarfında yabancı devletlerden biri ile Osmanlı Devleti savaşa girdiği zaman, cemiyet üyeleri silahlarıyla köy ve kasabaları basacaklardı. Talas cemiyetinin başkanı Saatçi Dabağyan Agop, sekreteri ise Kertman oğlu Karo idi. Kolculardan Güllaçı oğlu Ali, kendisi gibi kolcu olan İzzet ile Talas hâsılatını Kayseri’ye götürmek için yola çıktıklarında, uğradıkları soygun olayını anlattı. Böylece mahkemenin altıncı oturumu da sona ermiş oluyordu.

Ankara İstinaf Mahkeme’sinde tanıkların ifadelerinin dinlemesine 5 Haziran 1893 Pazartesi günü başlayan yedinci oturumla devam edildi. Öncelikle Arabacı Rusçuklu

muhacir Köse Hasan’ın öldürülmesi olayı ile ilgili olarak Arabacı Hamza, Hancı Hafız Ağa ile onun hanında kahvecilik yapan kahveci Ali Ağa, Arabacı Süleyman ve Hancı Mehmet Ali’nin şahitliklerine başvuruldu. Arabacı Köse Hasan’ın Kayseri’ye gitmek üzere üç Hristiyan tarafından kiralandığını, daha sonra öldürülmüş olduğunu duyduklarını anlattılar (Ceride-i Mehakim, No: 722, 1309: 10672-10676).

Daha sonra Kayseri’de kar toplamak için gittikleri bağda öldürülen Mustafa’nın yakınları Kayserili Hacı oğlu Mustafa, maktul Mustafa’nın eniştesi Seyit Mehmet ile Kayseri süvari zaptiyesinden olan Hacı İbrahim Ağa, Raih oğlu Halil, Ali ve İsmail Onbaşı dinlendi. Kayseri süvari zabtiyeleri bildiri asma olayından dolayı aranan Arzuman oğlu Ohannes’in Sultan hanında nasıl yakaladıklarını anlattılar.

Diğer şahit Kazaros oğlu Haritun ile Hekim oğlu Serkiz dinlendi. Haritun, ihtilal cemiyetinin kurulmasından ve bildiri asma olaylarından haberi olmadığını beyan ederken, Serkiz olaylardan sonra Serpik Kadın’ın Çomaklı’ya giderek oradan aldığı bildirileri dağıttığını söylediğini anlattı. Serpik Kadın ise Serkiz’in şahitliğini sebep göstermeksizin kabul etmeyeceğini belirtti (Ceride-i Mehakim, No: 722, 1309: 10676-10679).

Şahit olarak dinlenen Zelam oğlu Karlo bildiri asma olayının gerçekleştiği gece su almak için dışarı çıktığında Tin oğlu Bedros ile Civan oğlu Sahak’ı başlarında gürcü başlığı olduğu halde gördüğünü anlattı. Ancak Bedros ile Sahak, şahit Karlo ve babası ile aralarında hırsızlık yüzünden husumet olduğunu belirterek Karlo’nun şahitliğini kabul etmeyeceklerini söylediler. Şahit Karlo ise babası Sahak’ın bir hırsızlık davası yüzünden altı ay kadar mahkûm olduğunu ancak kendi aleyhine bir dava olmadığını ifade etti.

Borçlu oğlu Mığırdıç, Götüryan Krupi ve Kürkçü oğlu Hirebet mahkeme huzuruna geldiklerinde daha önce verdikleri yazılı ifadelerine rağmen olaylar hakkında hiçbir bilgileri olmadığını söylemeleri üzerine Savcı Mehmet Arif Bey bu şahitler hakkında kanuni işlem yapılmasını talep etti. Tanık listesinde isimleri bulunan Arakliyan Mığırdıç, İvaz oğlu Dikran, Develiyan Mihran, Derekim oğlu İsadur’un ikamet ettikleri mahaller tespit edilememiş, Ahmet Mülazım oğlu Şaban ise rahatsızlığından ötürü mahkemeye katılamamıştı. Savcı Mehmet Arif Bey, Bursalı Arabacı Sarı Ahmet,

Arabacı Recep ile Seyit Mehmet Çavuş’un isimleri tanık pusulasına yanlışlıkla yazılmış olduğunu beyan etti (Ceride-i Mehakim, No: 722, 1309: 10680-10681). Tanık listesinde isimleri bulunan Arakliyan Mığırdıç, İvaz oğlu Dikran, Develiyan Mihran, Derekim oğlu İsadur’un verdikleri yazılı ifadeleri okundu. Böylece yedinci oturum da tamamlanmış oluyordu. Ankara Valisi Abidin Paşa mahkemede yalnız bir şahidin dışında şahitlerin dinlendiğini bildiriyordu (BOA, Y. MTV, 78/157). Zira ikamet ettiği yer tespit edilememiş olan Ahmal oğlu Hampar’ın verdiği yazılı ifadesi ancak 8 Haziran günü gerçekleştirilen sekizinci oturumun başında okunacaktı. İfade veren şahitlerin çoğunluğu, kendilerinden tehditle imza alınıp cemiyete üye edilenler, zorla cemiyet için aidat vermeleri istenenler ile konuştukları takdirde öldürülecekleri yolunda tehdit edilen Ermenilerden oluşuyordu.

Benzer Belgeler