• Sonuç bulunamadı

Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair

2. ULUSLARARASI BELGELERDE AYRIMCILIK YASAĞI ve DENETİMİ

2.1. Birleşmiş Milletler Belgelerinde Ayrımcılık Yasağı ve Denetimi

2.1.2. Sözleşme İçi Sistem

2.1.2.4. Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair

Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair Sözleşme (KKHATED), BM Genel Kurulu’nun 18 Aralık 1979 tarihli ve 34/180 Kararıyla kabul edilmiş ve 3 Eylül 1981 yılında yürürlüğe girmiştir.176

BM Genel Kurulu’nun 25 Haziran 1999 tarih ve A/54/4 sayılı Kararıyla Komite’ye bireysel başvuru hakkı tanıyan Seçmeli bir Protokol kabul edilmiş ve 22 Aralık 2000 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Seçmeli Protokol’ün önemli bir farkı var; Protokol (md.17) uyarınca taraf devletlere bu belgeye her hangi bir çekince koyma hakkı tanınmamıştır.177178

Görüldüğü gibi, ayrımcılık yasağını içeren BM sözleşmelerinde önemli bir husus dikkat çekmektedir. Ayrımcılık temelleri arasında hiyerarşik bir üstünlük olmamasına rağmen ırk ayrımcılığı ve kadın ayrımcılığı daha güçlü korunmuştur.

Türkiye Sözleşme’yi 20 Aralık 1985 yılında onaylamış, koyduğu çekincelerin önemli kısmını 1999 yılında tek taraflı olarak kaldırmıştır. Sözleşme’nin yorumunda iki devletin ihtilafı durumunda hakeme gidilmesi konusundaki çekince devam etmektedir. Türkiye, Komite’ye bireysel başvuru hakkı tanıyan Sözleşme’nin Seçmeli Ek Protokolünü 8 Eylül 2000 tarihinde imzalamış ve 29 Ocak 2002 tarihinde onaylamıştır.179

Sözleşme’nin 1’inci maddesinde kadınlara karşı ayrımcılık tanımı yapılmaktadır:

“Bu Sözleşme’nin amacı bakımından ‘kadınlara karşı ayrımcılık’ terimi siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, kişisel veya diğer alanlardaki kadın ve erkek eşitliğine dayanan

176

(Çevrimiçi) http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/kefe/belge/uluslararasi_belgeler/CEDAW- KADINLARA%20KAR%C5%9EI%20HER%20T%C3%9CRL%C3%9C%20AYRIMCILI%C4%9E IN%20TASF%C4%B0YE.pdf (Erişim Tarihi: 06.06.2014).

177

Mehmet Semih Gemalmaz, Ulusalüstü İnsan Hakları Hukukunun Genel Teorisine Giriş, 5.b., İstanbul: Legal Yayıncılık, s. 503-504.

178

Ek Protokol için Bkz. (Çevrimiçi) http://www.ombudsman.gov.tr/contents/files/72210--Kadinlara- Karsi-Her-Turlu-Ayrimciligin-Tasfiye-Edilmesine-Dair-Sozlesmeye-Iliskin-Secmeli-Ek-Protokol.pdf (Erişim Tarihi: 06.06.2014).

179

64

insan haklarının ve temel özgürlüklerin, medeni durumları ne olursa olsun kadınlara tanınmasını, kadınların bu haklardan yararlanmalarını veya kullanmalarını engelleme veya hükümsüz kılma amacını taşıyan veya bu sonucu doğuran cinsiyete dayalı herhangi bir ayrım, dışlama veya kısıtlama anlamına gelir” (md.1).

Daha sonraki bazı uluslararası sözleşmeler, KKHATED Sözleşmesi’nin ayrımcılık tanımına atıfta bulunmuşlardır.

Sözleşme’nin 2’nci maddesi kadınlara karşı ayrımcılığı önlemek için taraf devletlere hukuki alanda gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü getirmektedir:

“Taraf devletler kadınlara karşı ayrımcılığın her biçimini yasaklayıp, her türlü vasıtayla ve hiç vakit kaybetmeden kadınlara karşı ayrımcılığı tasfiye etme politikası izlemeyi taahhüt ederler ve bu amaçla aşağıdaki konularda taahhütte bulunurlar:

a) Erkeklerin ve kadınların eşitliği prensibini henüz ulusal anayasalarına veya diğer mevzuatlarına içselleştirmemişler ise, bu prensibi içselleştirmeyi ve yasalar ve diğer uygun vasıtalarla bu prensibin pratik olarak uygulanmasını sağlamak;

b) Kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı yasaklayan ve gerektiği takdirde yaptırımlar getiren gerekli mevzuatı çıkarma ve diğer tedbirleri almak;

c) Kadınların haklarını erkeklerle eşit bir biçimde koruyacak hukuki mekanizmalar kurmak ve yetkili ulusal yargı yerleri ile diğer kamu kurumları vasıtasıyla her hangi bir ayrımcılık karşısında kadınların etkili bir biçimde korunmasını sağlamak;

d) Kadınlara karşı ayrımcılık niteliğindeki bir eylem ve uygulamadan kaçınmak ve kamu kurum ve kuruluşlarının bu yükümlülüğe uygun davranmalarını sağlamak;

e) Her hangi bir kişi, kurum veya kuruluş tarafından kadınlara karşı ayrımcılık yapılmasını önlemek için gerekli her türlü tedbiri almak;

f) Kadınlara karşı ayrımcılık oluşturan mevcut yasaları, hukuki düzenlemeleri, gelenekleri ve uygulamaları değiştirmek veya kaldırmak için gerekli her türlü tedbiri almak;

g) Kadınlara karşı ayrımcılık oluşturan bütün ulusal ceza hükümlerini kaldırmak.”

Kadın erkek ayrımcılığı, toplumun geleneksel olarak kadına biçtiği rol ve kadın algısıyla yakından ilgilidir. Kadını bir hak öznesi değil, bir obje olarak gören

65 toplumlarda, kadın ayrımcılığını ortadan kaldırmak elbette kolay olmayacaktır. Bunun için yasal, idari ve politik araçların yanında toplumun kadın algısının değiştirilmesine yönelik başta eğitim olmak üzere bir dizi çalışmaların yürütülmesi gerekir. Kadına karşı ayrımcılığın ortadan kaldırılmasının en etkili yöntemlerinden biri de şüphesiz ki, kadının kendi haklarını bilmesi, toplumdaki yanlış kadın algısına karşı mücadele etmesi ve kendine olan özgüvenini korumasıdır.

Sözleşmenin 3’üncü maddesinde, erkeklerle kadınlar arasındaki eşitliği sağlamak için mevzuat çıkarmak dahil siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda tedbir alma yükümlülüğü getirilmektedir. Sözleşme’nin 4’ncü maddesinde erkekler ve kadınlar arasında fiili eşitliği sağlamak için geçici özel tedbirler alınmasını ve alınan özel tedbirlerin ayrımcılık olarak görülmemesi, fırsat ve muamele eşitliği sağlandığı zaman da bu geçici tedbirlere son verilmesi öngörülmektedir. Sözleşme taraf devletlere, 5’inci maddesinde, toplumda kadınlara karşı önyargı ve onlara biçilen olumsuz toplumsal rol anlayışlarının değişmesi için çaba göstermesi; 6’ncı maddesinde kadın satışının önlenmesi için yasal mevzuat dahil her türlü tedbirin alınması; 7’nci maddesinde, kadınlara seçme, seçilme hakkı tanınması, kamusal politikaların formüle edilmesinde ve yüksek idari pozisyonda görev alma fırsatı tanınması; 8’inci maddesinde, kadınların erkeklerle aynı şekilde ve hiçbir ayrımcılığa uğramadan Hükümetlerini uluslararası alanda ve örgütlerde temsil edebilmesi; 9’uncu maddesinde, vatandaşlık kazanma, değiştirme ve çocukların vatandaşlığı konusunda kadınlara erkeklerle eşit haklar sağlama; yükümlülüğü getirmektedir.

Sözleşme’nin 10’uncu maddesinde, eğitim alanında kadın ve erkek eşitliğini sağlamak için eğitimin her kademesinde kadınlara fırsat eşitliği tanınması, aynı öğretim programına, aynı sınavlara, aynı binalarda ve karma olarak eğitim programlarına katılması, kız çocuklarının okuldan ayrılma oranlarının düşürülmesi, aile planlanması ve aile sağlığı konusunda eşit bilgilendirilmesi; Sözleşme’nin 11’nci maddesinde, kadınlara çalışma hakkının verilmesi, istihdam konularında farklı kriterlerin uygulanmaması, meslek seçimi, eğitimi ve terfi imkanlarından eşit yararlandırılması, eşit işe eşit ücret ödenmesi, sosyal güvenlik, ücretli izin hakkı, evlilik ve annelik sebebiyle kadının işine son verilmesinin önlenmesi; Sözleşme’nin 12’nci maddesinde, kadınlara erkeklerle eşit muamele edilmesi, hamilelik ve doğum sonrası dönemlerde, gerektiği takdirde, ücretsiz sağlık hizmetleri verilmesi;

66 Sözleşme’nin 13’üncü maddesinde, ekonomik ve sosyal yaşamın diğer alanlarında, aile tazminatları, banka ve kredi hizmetleri, spor faaliyetlerine katılma hakkı tanınması; Sözleşme’nin 14’ncü maddesinde kırsal alanlarda ve kayıt dışı sektörlerde çalışan kadınların özel sorunlarının dikkate alınması, bu sorunlarla ilgili tedbirlerin alınması, sosyal güvenlik programlarından doğrudan yararlandırılması, teknik eğitim yeterliliklerin artırılması için halka açık eğitim imkanlarının artırılması; Sözleşme’nin 15’inci maddesinde, kadınların erkeklerle hukuk önünde eşitliği, erkeklerle aynı hukuki ehliyete sahip olması, hukuki ehliyetlerini kısıtlayan sözleşme ve belgelerin geçersiz sayılması, seyahat ve konut edinmede erkeklerle eşit olması gerektiği, belirtilmektedir.

Evlenme ve aile ilişkilerine yer veren Sözleşme’nin 16’nci maddesinde, taraf devletlerin bu konularda, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı tasfiye etmek için gerekli tedbirleri alması hükmü yer almaktadır. Bu bağlamda evlenmede aynı hakka sahip olma; serbestçe eş seçme, evlilik döneminde ve boşanmada aynı haklara ve yükümlülüklere sahip olma, medeni durumlarına bakılmaksızın çocuklarıyla ilgili aynı haklara sahip olma; çocuk sayısı ve dünyaya getirme zamanını belirlemede, soyadı alma, meslek ve iş seçimi, eşlerin mallarına sahip olması, kazanma, işletme ve idaresinde eşit haklara sahip olması, çocuk evliliklerinin hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı; asgari evlilik yaşlarının tespit edilmesi ve evliliklerin resmi sicile kaydının zorunlu hale getirilmesi gerektiği ifade edilmektedir.

Sözleşme, kadının ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda karşılaşabileceği hemen hemen her konuda eşitliği sağlamak için gerekli tedbirleri almak üzere taraf devlete yükümlülükler getirmektedir. Sözleşme, sadece kanun önünde eşitliği sağlamakla yetinmemekte, fiili eşitliğin sağlanması üzerinde de durmaktadır. Fiili eşitliği sağlamak için Devletin alacağı bir takım tedbirlerin ayrımcılık olarak görülmemesi, Sözleşme’nin maddi eşitliği hedeflediği anlaşılmaktadır. İş ve aile hayatının uyumluluğu için kadına pozitif ayrımcılık tanınmıştır. Bu kapsamda hamilelik ve doğumdan dolayı kadının işten çıkarılması yasaklanmıştır. Yine Sözleşmenin, kadının eğitime devam etmesi, çocuk yaşta evliliklerin engellenmesi, kadını çalışma hayatından uzak tutacak çocuk sayısı ve çocuk yapma zamanını kendisinin belirlemesini öngörmesi, kadının toplumdaki konumunu güçlendirecektir.

67

2.1.2.4.1. Kadınlara Yönelik Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesi Komitesi

Sözleşme’nin 17’nci maddesinde, Sözleşme hükümlerinin uygulanmasındaki gelişmeleri takip etmek için Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesi Komitesi’nin kurulması öngörülmektedir (md.17/1). Komite’nin başlıca işlevi, taraf devletlerin Sözleşme hükümleri gereği yasal, idari ve diğer tedbirleri ve bu konuda kaydedilen gelişmeleri içeren raporu incelemek (md.19/1) ve faaliyetleri hakkında Ekonomik ve Sosyal Konsey vasıtasıyla, BM Genel Kurulu’na yıllık bir rapor sunmak ve taraf devletlerden aldığı raporlara dayanarak önerilerde ve genel tavsiyelerde bulunmaktır (md.21).

Üyeleri dört yıllığına seçilen Komite (md.17/5), yılda bir kez ve iki haftayı aşmayacak bir süre ile toplanmaktadır (md.20/1). Komite, sadece Seçmeli Protokolü onaylayan taraf devletlerden gelen bireysel başvuruyu kabul etmektedir.180