• Sonuç bulunamadı

2. ULUSLARARASI BELGELERDE AYRIMCILIK YASAĞI ve DENETİMİ

2.1. Birleşmiş Milletler Belgelerinde Ayrımcılık Yasağı ve Denetimi

2.1.2. Sözleşme İçi Sistem

2.1.2.7. Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmede Ayrımcılık Yasağı

BM Engellilerin Haklarına ilişkin Sözleşme 13 Aralık 2006 yılında yürürlüğe girmiştir. Sözleşme Türkiye tarafından 3 Aralık 2008 tarihinde ve 5825 sayılı Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun ile onaylanmış ve 18 Aralık 2008 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.187

Sözleşme’nin giriş bölümünde engelliliğin gelişen bir kavram olduğu, engelliliğin toplumun diğer bireyleri ile eşit şartlarda tam ve etkin katılımını engelleyen tutumlar ve çevresel koşulların etkileşiminden kaynaklandığı gerçeğine dikkat çekilmekte (Gerekçe, md.e); engelliliğin sürdürülebilir kalkınma stratejileri ile birlikte ele alınması gerektiği (Gerekçe, md.g); engelli bireylerin çeşitliliğinin önemi (Gerekçe, md.i); engelli bireylerin insan haklarının güçlendirilmesi ve korunması gerektiği (Gerekçe, md.j); engellilerin insan haklarının geliştirilmesinde uluslararası işbirliğinin önemi (Gerekçe, md.l); ifade edilmiştir.

Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’nin 1’nci maddesinde Sözleşme’nin amacı şu şekilde ifade edilmektedir: “Bu Sözleşme’nin amacı, engellilerin tüm insan

hak ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit şekilde yararlanmasını teşvik etmek ve temin etmek ve insanlık onurlarına saygıyı güçlendirmektir.” Gerçekten de, insan onuruna yaraşır bir hayat sürmek ve bağımlı yaşamaktan kurtulmak, engelliler için temel bir haktır.

Sözleşme’nin 2’nci maddesinde tanımlar başlığı altında engelliliğe dayalı ayrımcılık ve makul düzenleme şöyle tanımlanmaktadır:

“Engelliğe dayalı ayrımcılık; siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya başka

herhangi bir alanda insan hak ve temel özgürlüklerinin tam ve diğerleri ile eşit koşullar altında kullanılması veya bunlardan yararlanılması önünde engelliliğe dayalı olarak gerçekleştirilen her türlü ayrım, dışlama veya kısıtlamayı kapsamaktadır. Engelliliğe dayalı ayrımcılık makul düzenlemelerin gerçekleştirilmemesi dahil her türlü ayrımcılığı kapsar.

187

(Çevrimiçi) http://www.eyh.gov.tr/tr/8176/2-1-Engellilerin-Haklarina-Iliskin-Sozlesmenin- Onaylanmasinin-Uygun-Bulunduguna-Dair-Kanun-ve-Engellilerin-Haklarina-Iliskin-Sozlesme (Erişim Tarihi: 05.09.3013).

74

‘Makul düzenleme’; engellilerin insan haklarını ve temel özgürlüklerini tam ve diğer bireylerle eşit şekilde kullanılmasını veya bunlardan yararlanmasını sağlamak üzere belirli bir durumda ihtiyaç duyulan, ölçüsüz veya aşırı bir yük getirmeyen, gerekli ve uygun değişiklik ve düzenlemeleri ifade eder.”

Başka bir ifade ile makul düzenlemelerin, engellilerin yaşamını kolaylaştıracak ve kişisel özerkliklerini sağlayacak etkin ve ölçülü düzeyde yapılması gerekir. Gerekli ve uygun düzenlemelerin yapılması, bina, çalışma saatleri, ulaşım ve çalışma ortamını da içermektedir. Makul düzenlemelerin sınırlarını belirleyen unsurlar, işverene aşırı ve ölçüsüz yük getirmemesi, iş için gerekli ve uygun olması ve iş sağlığı ve iş güvenliği şartlarına aykırı olmamasıdır.

Sözleşme’nin 3’üncü maddesinde temel ilkeler zikredilmektedir. Bu ilkeler: Kişilerin insan onuru ve bireysel özerkliğine saygı gösterilmesi; ayrımcılık yasağı; engellilerin topluma tam ve etkin katılımı; farklılığa ve insan çeşitliliğine saygı gösterilmesi; fırsat eşitliği; mal ve hizmetlere erişim; kadın-erkek eşitliği; engelli çocukların gelişim kapasitesini ve kendi kimliğini geliştirme hakkına saygıdır.

Sözleşme’nin 4’üncü maddesinde taraf devletlerin Sözleşme’den kaynaklanan genel yükümlülükleri ele alınmaktadır. Buna göre:

“ Taraf devletler engelliliğe dayalı herhangi bir ayrımcılığa izin vermeksizin tüm

engellilerin insan hak ve temel özgürlüklerinin eksiksiz olarak yaşama geçirilmesini sağlamak ve engellilerin hak ve özgürlüklerini güçlendirmekle yükümlüdür. Bu amaç doğrultusunda taraf devletler;

a) Bu Sözleşme’de tanınan hakların uygulanması için gerekli tüm yasal, idari ve diğer tedbirleri almayı;

b)Yürürlükte mevcut, engelliler aleyhinde ayrımcılık teşkil eden yasalar, düzenlemeler, gelenekler ve uygulamaları değiştirmek veya ortadan kaldırmak için gerekli olan, yasama faaliyetleri dahil uygun tedbirleri almayı;

c)Tüm politika ve programlarda engellilerin insan haklarının korunmasını ve güçlendirilmesini dikkate almayı;

d) Bu Sözleşme’yle bağdaşmayan eylemler ve uygulamalardan kaçınmayı ve kamu kurum ve kuruluşlarının bu Sözleşme’ye uygun davranmalarını sağlamayı;

75

e) Kişiler, örgütler veya özel teşebbüslerin engelliliğe dayalı ayrımcı uygulamalarını engellemek için gerekli tüm uygun tedbir almayı;

f) Standartlar ve rehber uygulamaların geliştirilmesinde Sözleşme’nin ikinci maddesinde tanımlandığı gibi evrensel tasarımdan yaralanılması ve engellilerin özel ihtiyaçlarını karşılamak üzere evrensel olarak tasarlanmış ve mümkün olduğunda az değişikliği ve düşük maliyeti gerektiren ürünler, hizmetler, ekipman ve tesislerin araştırılması, geliştirilmesi, temini ve kullanılabilirliğini sağlamayı ve desteklemeyi;

g) Maliyeti karşılanabilir teknolojilere öncelik vererek bilgi ve iletişim teknolojileri, hareket kolaylaştırıcı araçlar, yardımcı teknolojiler gibi engelliliğe yönelik yeni teknolojilerin araştırılması, geliştirilmesi, temini ve kullanabilirliğini sağlamayı ve desteklemeyi;

h) Engellilere yeni teknolojiler dahil hareket kolaylaştırıcı araçlara, yardımcı teknolojilere ve bunların beraberindeki diğer yardımcı ve destekleyici hizmetler ile tesislere ilişkin erişim bilgilerinin sağlanmasını;

i) Engellilerle çalışan meslek sahipleri ve işyeri personelinin bu Sözleşme’de tanınan haklara ilişkin eğitiminin geliştirilmesi ve böylece bu haklarla güvence altına alınan destek ve hizmetlerin iyileştirilmesini taahhüt eder (md.4/1).

Düzenlemenin koruduğu alana bakılacak olursa kısaca, ister toplumsal engelli anlayışının yol açtığı kısıtlama, isterse engelliğin bir hastalık oluşundan doğan kısıtlama olsun her iki halde de engelliler, bir ayrımcılık ve dışlanmayla karşılaşmakta, hak ve özgürlüklerden yararlanmada ayrımcılığa uğramaktadır. Makul uyumlaştırmanın yapılmaması, engellilik temelinde ayrımcılık sayılacağından, ayrımcılıkla mücadelede taraf devletlerin etkin denetimleri önem kazanmaktadır.

Sözleşme’nin 5’nci maddesinde “ayrımcılık yapılmaması ve eşitlik” başlığı altında aşağıdaki yükümlülükler öngörülmektedir:

“1. Taraf devletler herkesin hukuk önünde ve karşısında eşit olduğunu ve ayrımcılığa uğramaksızın hukuk tarafından eşit koruma ve hukuktan eşit yararlanma hakkına sahip olduğunu kabul eder.

2. Taraf devletler engelliliğe dayalı her türlü yasaklar ve engellilerin herhangi bir nedene dayalı ayrımcılığa karşı eşit ve etkin bir şekilde korunmasını güvence altına alır.

76

3.Taraf devletler eşitliği sağlamak ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak üzere engellilere yönelik makul düzenlemelerin yapılması için gerekli tüm adımları atar.

4. Engellilerin fiili eşitliğini hızlandırmak veya sağlamak için gerekli özel tedbirler işbu Sözleşme amaçları doğrultusunda ayrımcılık olarak nitelendirilemez.”

Engellilere karşı yapılan ayrımcılıkla mücadelenin diğer bir aracı da özel tedbirlere başvurulmasıdır. Engelliler için kontenjan ayrılması bu kapsamda değerlendirilebilir. Hemen hemen her gelişmiş ülkenin iş kanununda yer alan bu uygulama, ayrımcılık olarak nitelendirilmemektedir.

Sözleşme’nin 6’ncı maddesinde “engelli kadınlar” başlığı altında, engelli kadın ve kızların çoklu temelde ayrımcılığa uğradığı tespiti yapıldıktan sonra taraf devletlerin, onların temel insan hak ve özgürlüklerden tam ve eşit yararlanmalarına yönelik gerekli tedbirleri almasını zorunlu kılmaktadır. Sözleşme’nin 7’nci maddesinde taraf devletlere, engelli çocukların diğer çocuklarla insan hakları ve temel özgürlüklerden eşit yararlanma, 11’nci maddesinde engelli bireylerin diğer toplum bireyleri ile yasa önünde eşitliği temin etme yükümlülüğü getirilmektedir.

Bazı dezavantajlı durumlarda kadınlar, daha fazla olumsuz etkilenmektedir. Genel olarak engellilere karşı ayrımcılık uygulamaları, kadın ve kız engelliler için erkeklere göre daha fazla yaygındır. Dolayısıyla engellilere karşı ayrımcılıkla mücadele edilirken çoklu temelde ayrımcılığa uğrayan ‘engelli kadınların’ özel durumu dikkate alınmalıdır.

Engelliler, engelleri sebebiyle genel eğitimden mahrum bırakılmamalı, engelli çocuklar parasız ve zorunlu eğitimden istifade ettirilmeli (md.24/2-a), ihtiyaç ölçüsünde makul düzenlemelere gidilmeli (md.24/2-c), işitme ve görme engellilere en uygun dille ve iletişim araçlarıyla eğitim olanakları sağlanmalı (md.24/3-c), sağlık olanaklarından en yüksek seviyede yararlanmada başta engelli kadınlar olmak üzere tüm engelliler her hangi bir ayrımcılığa uğramamalı (md.25), işe alım, terfi ve işten çıkarmada engelliliğe dayalı herhangi bir ayrım yapılmamalı; eşit işe eşit ücret ödenmeli, taciz ve mağdurlaştırmalar önlenmeli, serbest çalışma, girişimcilik ve kendi işini kurma fırsatları geliştirilmelidir (md.27/1).

77

2.1.2.7.1. Engelli Hakları Komitesi

Engelli Haklarına Dair Sözleşme, denetim görevini yapacak bir Engelli Hakları Komitesi’nin kurulmasını öngörmektedir (md.34/1). Taraf devletler, kendileri açısından Sözleşme’nin yürürlüğe girmesinde sonra iki yıl içinde, daha sonra en az dört yılda bir BM Genel Sekreterliği aracılığıyla Komite’ye, Sözleşme’nin öngördüğü düzenlemeleri ve gelişmeleri içeren bir rapor sunarlar. Raporda yükümlülükleri yerine getirirken karşılaşılan güçlükler belirtilebilir (md.35). Komite, uzman kuruluşlara kendi alanındaki hükümlerin uygulanmasını incelemede temsil hakkı tanır ve gerektiğinde uzman kuruluşlardan görüş talep edebilir (md.38). Komite iki yılda bir faaliyetleri hakkında bir rapor hazırlar, BM Genel Kurul ve Ekonomik ve Sosyal Konsey’e sunar. Komite raporunda, taraf devletlerin raporlarının incelenmesi sonucunda ortaya çıkan öneri ve genel yorumlarda bulunabilir (md.39). Sözleşme, uluslararası denetimin yanısıra ulusal denetimi de zorunlu kılmakta, Hükümetin bir veya iki noktada görevlendirme yaparak farklı sektörler düzeyinde konuyla ilgili faaliyetleri teşvik ve koordinasyon mekanizmasını kurmasını gerekli görmektedir (md. 33/2). Ancak, Sözleşme kapsamında engellilere karşı mücadele eden ulusal mekanizmaların, kontenjan uygulanmasının takibi dışında başarılı oldukları söylenemez.

2.2. Uluslararası Çalışma Örgütü Belgelerinde Ayrımcılık Yasağı ve