• Sonuç bulunamadı

2. ULUSLARARASI BELGELERDE AYRIMCILIK YASAĞI ve DENETİMİ

2.3. Amerika Birleşik Devletlerinde Ayrımcılık Yasağı

2.3.2. Amerika Birleşik Devletleri Hukukunda Ayrımcılık Yasağı

02.05.1948 tarihinde Bogota/Kolombiya’da yapılan 9. Uluslararası Amerikan Devletleri Konferansı’nda Amerikan İnsan Hakları ve Ödevleri Bildirisi kabul edilmiştir. Bildiri’nin 1’inci bölümünün 2’nci maddesinde yasa önünde eşitlik ilkesine yer verilmiş ve “bütün kişiler yasa önünde eşittir ve ırk, cinsiyet, dil, inanç ya da herhangi başka bir eksene dayalı farklılık gözetilmeksizin, bu Bildiride düzenlenen hakların ve ödevlerin sahibidir,”206

denmektedir. Bildiri’nin 7’nci maddesinde hamile kadınlar ve çocukların korunması yer almaktadır. Şöyle ki;

204

Amerika Dışişleri Bakanlığı, s. 251. 205

Selahattin Ateş, “Amerika Birleşik Devletlerinde Özgürlüklerin Sınırı Güvenlik Tehdidi Algılaması”, AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C.14, S.14. (Çevrimiçi)

http://www.sbedergi.ibu.edu.tr/Makaleler/1173865387_makale1.pdf (Erişim Tarihi: 06.07.2014), s. 10.

206

85 “Hamilelik ve loğusalık sırasında bütün kadınların ve bütün çocukların özel olarak korunma, bakım görme ve yardım alma hakkı vardır.”207

Amerikan İnsan Hakları ve Ödevleri Bildirisi’nde yer alan eşitlik ilkesi, İHEB’de yer alan eşitlik ilkesi ile paralellik arzetmektir. Kadınların hamilelik ve loğusalık hallerinden dolayı korunması pozitif ayrımcılık uygulaması bakımından önemlidir.

Seçme ve seçilme hakkına ilişkin kadın erkek eşitliğini sağlayan Kadınların Siyasal Haklarının Tanınması Hakkında Amerikalılar-Arası Sözleşme 02.05.1948 tarihinde imzalanmış ve 17.03.1949 yılında yürürlüğe girmiştir. Sözleşme’nin 1’inci maddesinde: “Yüksek sözleşmeci taraflar, oy kullanma ve ulusal bir makama/(göreve) seçilme hakkının cinsiyet nedeniyle reddedilmeyeceği/(inkar edilemeyeceği) ya da kısıtlanmayacağı hususunda anlaşmışlardır,”208 denmektedir. Türkiye ile karşılaştırıldığında Amerika’da kadınlara seçme ve seçilme hakkı geç tanınmıştır.209

Daha sonra Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi 22.11.1969 tarihinde San Jose/Kosta Rika’da kabul edilmiş ve 18.07.1978 tarihinde yürürlüğe girmiştir.210

Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 24’ünci maddesinde ayrımcılık yasaklanmış ve herkese eşit koruma hakkı getirilmiştir. Buna göre, “bütün kişiler yasa önünde eşittir. Dolayısıyla bütün kişiler, ayrımcılık yapılmaksızın, yasayla eşit korunmaya hak sahibidirler.”211 Böylece, Amerikan toplumunda şekli eşitlik yasal güvence altına

alınmıştır.

Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesinin ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Alanında Ek Protokolü 17.11.1988 tarihinde San Salvador’da imzalanmış ve 16.11.1999 tarihinde yürürlüğe girmiştir.212

207 a.g.e., s. 720. 208 a.g.e., s. 937. 209

Türkiye’de kadınlara seçilme hakkı 1934 yılında tanındı. Ancak bu haktan sadece baş açık kadınlar yararlanabiliyordu. 2014 yılında TBMM’de birkaç kadın milletvekilinin başörtüsü takmasıyla fiili olarak başörtülüler de seçilme hakkından yararlandılar.

210

Gemalmaz, Ulusalüstü İnsan Hakları Hukuku Belgeleri, C.1, s. 719. 211

a.g.e., s. 741. 212

86 Ek Protokolün 3’üncü maddesinde: “Bu Protokolün taraf devletler, ırk, renk,

cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka görüş, ulusal ya da sosyal köken, ekonomik durum, doğum yahut herhangi bir başka sosyal koşul ile bağlantılı herhangi bir nedenle ayrımcılık yapılmaksızın, bu protokolde düzenlenen hakların kullanılmasını güvence altına almayı taahhüt ederler,” hükmü yer almaktadır. Sözkonusu hükmün,

ayrımcılık temellerini sınırlandırmaması önemli olmakla birlikte, haklar bakımından sadece Protokolde yer alanlarla sınırlandırması, ayrımcılıkla mücadele kapsamını daraltmış olmaktadır.

Ek Protokolün 7’nci maddesi, kadın ve erkek arasında adil, eşit ve tatminkar çalışma koşullarının garanti edilmesi yükümlülüğü getirilmiş ve kadın erkek arasında eşit işe eşit ücret ilkesinin uygulanması garanti edilmiştir. Ek Protokol’ün 17’nci ve 18’inci maddeleri ise toplumda dezavantajlı sayılan yaşlılar ve engellilerin korunması hükümleri yer almaktadır.

Engelli Kişilere Karşı Her Biçimiyle Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Hakkında Amerikalılar-Arası Sözleşme 07.06.1996 yılında imzalanmış ve 14.09.2001 yılında yürürlüğe girmiştir.213

Sözleşme’nin 1’inci maddesinde:

“Engellilik terimi, ister sürekli isterse de geçici olsun, günlük yaşamdaki zorunlu faaliyetlerden birini ya da daha çoğunu yerine getirme kapasitesini sınırlandıran, ve ekonomik ve sosyal çevrenin neden olduğu ya da daha da ağır/(vahim) hale getirdiği, bedeni, akli yahut duyusal bir bozukluk/(eksiklik) anlamına gelir(md.1/1),

‘Engelli kişilere karşı ayrımcılık’ terimi, ister hali hazırda isterse geçmişte olsun, engelli bir kişinin sahip olduğu insan haklarının ve temel özgürlüklerinin tanınmasını, (bunlardan) yararlanmasını ya da engelli kişi tarafından bunların kullanılmasını zayıflatmak ya da hükümsüz kılmak etkisini doğuran ya da amacını taşıyan (“effect or objective of impairing or nullifying”) ve bir engelliliğe, engellilik hali kaydına, daha önceki bir engellilikten kaynaklanan duruma/(koşula), ya da engellilik idrakine dayanan herhangi bir farklılık gözetme, dışlama yahut, kısıtlama (“any distinction, exclusion, or restriction”) anlamına gelir (md.1/1-a).

Engelli kişilerin toplumla bütünleşmelerini ve kişisel gelişimlerini iyileştirmek üzere bir taraf devletçe farklılıklar ve tercihler/(öncelikler) öngörülmesi, bu farklılıklar ya da

87

tercihlerin kendisi engelli kişilerin eşitlik hakkını sınırlamıyor ve engelli kişileri bu tür farklılıkları ya da tercihleri kabul etmeye mecbur etmiyor/(zorlamıyor) olması koşuluyla, ayrımcılık oluşturmaz. Eğer Devletin iç hukuku çerçevesinde bir kişinin yasal olarak ehliyetsiz olduğu tespit ve ilan edilirse, bu durumun söz konusu kişinin esenliği bakımından gerekli ve uygun olması halinde, bu tür bir tespit ve ilan ayrımcılık oluşturmaz (md.1/1- b).”214

Sözleşme’nin 2’nci maddesinde Sözleşme amacı şu şekilde belirtilmiştir: “Bu sözleşmenin amaçları, engelli kişilere karşı her biçimiyle ayrımcılığın engellenmesi ve ortadan kaldırılması ve onların toplumla tam olarak bütünleşmelerinin geliştirilmesidir.”215

Amerikan Hukuku’nda engelliliğe yaklaşım, engelliliğin bir hastalık olduğudur. Bu yaklaşıma göre, engelli kişinin sahip olduğu bazı bozukluklar onun diğer insanlarla eşit şartlarda hareket etmesini engellemektedir. Engellilerin sahip olduğu dezavantajlı durumlar dikkate alınarak, farklı muamele görmesi ayrımcılık teşkil etmeyecektir. Çünkü kendisine ayrımcı muamele dayatılmamakta aksine bir fırsat olarak sunulmaktadır. Dilerse bu hakkı kullanmayabilir. Diğer bir husus ise engelli kişinin engellilik durumunun tespiti ve işverenin bu durumu bilmesi hasta hakları açısından ilk bakışta bir hak ihlali olarak görülebilir. Ancak engellilik tespiti ve işverenin bunu bilmesi, engelli kişinin aleyhine bir durum olmayıp istihdam alanında engelli haklarından yararlanmak için bizzat engelli kişinin kişisel bir tercihidir.

2.3.3. Amerika Birleşik Devletleri Hukukunda Ayrımcılık Yasağının