• Sonuç bulunamadı

2. ULUSLARARASI BELGELERDE AYRIMCILIK YASAĞI ve DENETİMİ

2.3. Amerika Birleşik Devletlerinde Ayrımcılık Yasağı

2.3.1. Ayrımcılık Yasağının Tarihsel Gelişimi

Amerika’ya özgürce dinlerini yaşamak için göç eden Protestanlar, Yahudiler ve maceraperest kaşiflerin yanı sıra 17. yüzyılda tarımda işçi olarak çalıştırılmak üzere Afrika’dan köleler de getirildi. O dönemde kölelik yasaldı ve kimse garipsemiyordu. Hatta zencilerin insan olup olmadığı bile tartışma konusu idi. O dönemde, belki de en iyi yaklaşım, Afrikalı kölelerin, eğitilmesi gereken barbarlar olduğu fikriydi.194

Portekiz ve İspanyol tacirleri kıtalar arası ticaret yaparken pamuk, kereste ve fildişi yanında Afrika’dan topladıkları zavallı insanları ticari mal gibi getirerek Amerikalı Beyazlara satmışlardı. Takriben 200 yıl bu köle ticareti devam etmiş ve bu süre içinde Amerika’ya 2 milyon 600 bin köle getirilmiştir.195

1789 yılında Georgia Eyaletinde köle ticaretinin kaldırılmasına kadar Afrika’dan Amerika’ya köle ticareti sürdü.196

4 Temmuz 1776 tarihli Amerika Bağımsızlık Bildirisi’nin gerekçesinde şunlar yazılıdır: “… Şu gerçeklerin apaçık olduğunu kabul ediyoruz: Bütün insanlar eşit yaratılmışlardır. Yaratıcıları tarafından verilmiş belli ve vazgeçilmez haklara sahiptirler. Hayat, özgürlük ve mutluluğa erişmek bu haklar

194

Fatih Aysan, “Amerika’da Zenci Olmak; Toplumsal Adaletsizliği Hergün Yaşamak”, Sosyal Politika Dergisi, (Çevrimiçi) http://www.sosyalpolitikalar.com.tr/derg-boeluemler/kapak-/kapak- dosyasi/107-amerikada-zenci-olmak-toplumsal-adaletsizlii-herguen-yaamak.html (Erişim Tarihi: 06.07.2014).

195

Raymond P. Alexander, Amerika’da Zencilerin Başkaldırışı, Tunçer Karamustafaoğlu (Çev.) (Çevrimiçi) http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/38/327/3271.pdf (Erişim Tarihi: 06.07.2014), s. 102. 196

Aysan, “Amerika’da Zenci Olmak; Toplumsal Adaletsizliği Hergün Yaşamak”, Sosyal Politika Dergisi, (Çevrimiçi) http://www.sosyalpolitikalar.com.tr/derg-boeluemler/kapak-/kapak-dosyasi/107- amerikada-zenci-olmak-toplumsal-adaletsizlii-herguen-yaamak.html (Erişim Tarihi: 06.07.2014).

82 arasındadır…”197

Bildiri’de insanların eşit yaratıldığı ve herkesin hayat, özgürlük ve mutluluğa erişim hakkının ilan edilmesi, eşitlik ilkesinin gelişmesine ve yaygın kabul görülmesine katkı sağlamıştır.

Amerikan iç savaşını Kuzeyli’lerin kazanmasından sonra 1865’te Anayasa’nın 13’üncü maddesinin değiştirilmesine kadar kölelik sürdü.198

Amerikan başkanı Abraham Lincoln 1865 yılında köleliliği kaldırdı. Ancak bu kölelerin sorununu çözmüyordu. Çoğu yoksul ve topraksızdı. Ne malı ne de mülkleri vardı. Toprak ağaları köleleri serbest bırakıyordu ancak ekonomik bağımsızlıkları olmadığı için sorunları çözülmüş sayılmazdı. Bunların önemli bir kısmı ailelerini yanına alarak Kuzeye, sanayi fabrikaların olduğu yerlere yerleştiler.199

Özellikle de 1910-1930 yılları arasında Güney’den Kuzey’e büyük bir göç başladı. Daha iyi yaşam ve bireysel özgürlük imkanları sunan Detroit ve Chicago’ya yerleştiler. Zenciler 1910 yılında W.E.B. DuBois ve diğer bazı düşünürlerin liderliğinde seslerini duyurmak için “Renkli Halkın İlerlemesi Ulusal Derneği”ni kurdular.200

Derilerinin renginden ve ulusal kökenlerinden dolayı ayrımcı uygulamalara maruz kalan, dışlanan ve kısıtlanan Amerikalı Zencilerin eşitlik mücadelesini veren önemli liderlerden biri de şüphesiz ki Malcolm X201

idi.

Amerika’da Zencilere karşı ayrımcılık her alanda sürüyordu. Zenciler kendilerini gerçekleştirmek için büyük çaba gösterdiler. Kısa zamanda ünlü sanatçı, müzisyen, şair ve yazar çıkardılar. Ancak bu çabalar, onları ikinci sınıf vatandaş olmaktan kurtaramamıştır. Anayasa ve öteki yasalar ne derse desin onlar temel insan haklarından bile mahrumdu. Harward hukuk fakültesinden mezun olmuş bir avukat,

197

Alexander, s. 102. 198

Aysan, “Amerika’da Zenci Olmak; Toplumsal Adaletsizliği Hergün Yaşamak”, Sosyal Politika Dergisi, (Çevrimiçi) http://www.sosyalpolitikalar.com.tr/derg-boeluemler/kapak-/kapak-dosyasi/107- amerikada-zenci-olmak-toplumsal-adaletsizlii-herguen-yaamak.html (Erişim Tarihi: 06.07.2014). 199 Alexander, s. 102.

200

Amerika Dışişleri Bakanlığı, Uluslararası Enformasyon Programları Ofisi, Ana Hatları ile Amerikan Tarihi, y.y., .t.y. s. 253.

201Amerika’da Irk ayrımcılığına karşı mücadele eden önderlerden biri olan Malcolm X, 1925 yılında

doğdu. 1946 yılında hapishanede iken Siyah Müslümanlar Teşkilatının görüşlerinden etkilenerek Müslüman oldu. Malcolm X, Hıristiyanlığın, beyazların dini olduğunu söyleyerek, siyahları İslam’a davet etti. Daha sonra, 1964 yılında Siyah Müslümanlar Teşkilatından ayrılıp Müslüman Cami adıyla yeni bir örgüt kurdu. Mekke’de Hac ibadeti yerine getirirken, beyaz ve siyahların yan yana ibadet ettiklerini ve herhangi bir ayrımcılık veya dışlamanın olmadığını görünce beyazlar hakkındaki fikri değişti. Malcolm X, bundan böyle, tüm insanların kardeşliğine inandığını ve beyazların düşman olmadığını ilan etti. 21 Şubat 1965 yılında bir toplantı esnasında öldürüldü. Bkz. (Çevrimiçi) http://www.filozof.net/Turkce/tarihi-sahsiyetler-kisilikler/19508-malcolm-x-kimdir-kisaca-hayati- eserleri-hakkinda-bilgi.html (Erişim Tarihi: 08.12.2014).

83 adaleti dağıtmakla görevli mahkemeye ön kapıdan değil arka kapıdan girebiliyordu. Mahkeme salonunda en köhne bir yer zenciler için ayrılmıştı. İsimleriyle bile çağırılmazlardı. Çoğu kez kendilerine savunma hakkı bile tanınmazdı. Amerikan Yüksek Mahkemesi Zenci haklarının gelişmesine yönelik önemli bir kararında: “Artık eğitim alanında, okullarda ırk ayrımı politikasına paydos” diyordu. Lakin Mahkeme kararları uygulanmıyordu. Seçimlerde oy kullanma hakları olmasına rağmen, önyargılardan dolayı seçmen kütüğüne isimleri yazılmıyordu. Zencilerin Beyazlarla eşit olduğu yasalarla ilan edilmiş olmasına rağmen bunlar yaşanıyordu.202

Ancak Zencilere karşı yapılan ayrımcılık 1964 yılında kabul edilen Sivil Haklar Kanunu ile kaldırıldı. 2000 yılı nüfus sayımına göre Amerika Birleşik Devletleri toplumunu, %13’ünü Zenciler olmak üzere toplam %35’ini azınlıklar oluşturuyordu. Amerika’da ayrımcılık yasalarının çıkarılmasıyla ayrımcılığın tamamen ortadan kaldırıldığını söylemek imkansız. Zenciler ve Beyazlar arasındaki sosyo-ekonomik farklılıklar ayrımcılığın kolay kalkmayacağına işaret ediyor. Zencilerin haklarında olumlu gelişmeler görülmesine ve yasal olarak ayrımcılık yasaklanmasına rağmen eşitsizlik toplumsal alanda hala devam etmektedir.203

Zencilerin, bugün Colin Powel, Condoleezza Rice ve Barack Obama gibi önemli siyasetçi ve liderleri çıkarmaları istisnai birer durum olup Amerika’nın toplumsal gerçekliğini yansıtmamaktadır. Irkçı uygulamalar, hala kamusal alan dahil sosyal, kültürel ve ekonomik hayatta sürmektedir.

Amerika çok göç alan bir ülke olduğu için 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında göç doruğa çıkmıştır. 1900-1915 yılları arasında pek çoğu Güney ve Doğu Avrupalı 13 milyondan fazla Protestan, Yahudi, Katolik’in göç etmesi yerli Amerikalıları korkutuyordu. Daha az ücretle çalışmaya mecbur kalmaları ve göçmenlerin kendi kültürlerini korumaya çalışıp entegrasyon sorunu yaşamaları yerlilerin tepkilerine yol açıyordu. Bir tepki olarak “yüzde yüz Amerikalılar” sloganıyla yerli halkın üstünlüğünü savunan hareketler doğmuştur. Bunlar, Zenciler

202

Alexander, s. 104 203

Aysan, “Amerika’da Zenci Olmak; Toplumsal Adaletsizliği Hergün Yaşamak”, Sosyal Politika Dergisi, (Çevrimiçi) http://www.sosyalpolitikalar.com.tr/derg-boeluemler/kapak-/kapak-dosyasi/107- amerikada-zenci-olmak-toplumsal-adaletsizlii-herguen-yaamak.html (Erişim Tarihi: 06.07.2014).

84 kadar Katolik, Yahudi ve Göçmenlere de karşı çıkıyorlardı. Bunun neticesinde göçü sınırlandıran yasalar çıkarıldı.204

Amerika Birleşik Devletleri’nde sınıflar ikiye ayrılır. Üst sınıflar ve alt sınıflar. Alt sınıf piramidinin en altında, yerli halk olan ve yok olmakla karşı karşıya kalan Kızılderililer bulunur. İkinci sırada Zenciler, üçüncü sırada Hispanik ve Latinler ve son olarak Asyalılardır. Piramidin yönetim sınıfında ise en üstte Yahudiler ve onların altında ise Beyazlar gelmektedir.205

Amerika’da, ırk temelinde süren ayrımcılığın yanısıra din temelinde de ayrımcılık örnekleri görülmektedir. Özellikle 11 Eylül olaylarından sonra Müslümanlara karşı her alanda ayrımcılık, dışlanma, kısıtlama ve hatta onlara karşı kin ve nefret söylemleri gelişti. Ortadoğu veya Afrika’daki marjinal şiddet grupları İslam ve Müslümanlarla ilişkilendirilerek, İslam şiddet ve terörle anılmaya ve Müslümanlar potansiyel terörist olarak görülmeye başlandı. 11 Eylül olayları üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen Amerikan toplumundaki Müslüman algısı değişmedi ve onlara karşı ayrımcılık uygulamaları hala devam etmektedir.