• Sonuç bulunamadı

Kadınların Eğitime Sınırlı Katılımıyla Bağlantılı Sorunlar

4.4. Afrika’daki Demografik Dönüşüm Sürecinin Dördüncü Aşaması

5.1.2. Kadınların Eğitime Sınırlı Katılımıyla Bağlantılı Sorunlar

Gelişmekte olan ülkelerde doğurganlığın azalması üzerine yapılan araştırmalar, düşüşlerin varsayılan sebepleri hakkında farklı sonuçlar elde etmiştir. Fakat hem bireysel hem toplumsal düzeyde yaşanan düşüşler üzerindeki en güçlü etkiye sahip olan iki bulgu üzerinde durulmuştur. Bunlar kadınların eğitimi ve toplumsal cinsiyet eşitliğidir149.

Kadınlar yaşamları boyunca ciddi bir şekilde dezavantajlı durumdadır. Eğitimde cinsiyet eşitsizliği en dikkat çekici nedendir. Örneğin, Güney ve Batı Asya okula gidemeyen nüfusta en yaygın grup kadınlardır. Okula gidemeyen kızların oranı %80 iken, bu oran erkeklerde %16’dır150. Ayrıca, yoksulluk, coğrafi izolasyon, erken evlilik ve gebelik, cinsiyete dayalı şiddet, kadınların statüsü ve rolü hakkındaki geleneksel tutumlar, kadınların ve kızların eğitim haklarını tam anlamıyla kullanma, devam ettirme ve yararlanmasının önüne geçen engellerdir151.

Kadınların eğitim almaları doğal bir hak ve kalkınma hedeflerine ulaşmada kritik bir noktadır. Kadınlara eğitim vermek, yoksulluk döngüsünü bozmaya yardımcı olurken, eğitimli kadınların erken ve iradesi dışında evlenme ihtimali daha az olacağından, anne ve bebek ölümü olasılığı düşük, sağlıklı bebek sahibi olma ve çocuklarını okula gönderme oranı daha yüksek olacaktır. Okula devam etmek kız çocuklarının evliliklerini ve doğumlarını geciktirirken, savunmasız kaldıkları

149 A. M. Basu, (2002) , Why Does Education Lead to Lower Fertility? A Critical Review of Some of the Possibilities, World Development, C.30, S.10, s.1779.

150 UNICEF, (2017), Girl’s Education and Gender Equality, Erişim:

https://www.unicef.org/education/bege_70640.html, 13.03.2017.

151 UNESCO, (2017), Women’s and Girls’ Education, Erişim: http://en.unesco.org/themes/women-s-and-girls-education, 13.03.2017.

HIV/AIDS dahil olmak üzere diğer tüm hastalıklara karşı bilgi ve beceri kazanmasını sağlamaktadır152.

20.yüzyılda dünya genelinde toplam doğurganlık hızının düşmesini etkileyen en önemli faktör, TDH ile kadınların eğitimi arasındaki güçlü negatif ilişkinin olmasıdır.

Örneğin, dünya genelinde okuryazarlığı olmayan kadınlar 5’ten fazla çocuk sahibi olurken, gelişmekte olan ülkelerde lise mezunu kadınlar ortalama 2 çocuğa ve üniversite mezunları ise evrensel olarak 2’den az çocuğa sahip olmaktadır153.

Jejeebhoy’un rapor ettiği hemen hemen her çalışmasında, ilköğretimden farklı olarak, orta öğretim seviyesine sahip olan kadınların çocuk sayısında belirgin bir düşüş görülmektedir. Örneğin, Latin Amerika’da, eğitimsiz ve orta öğretime sahip kadınlar arasında toplam doğurganlık hızındaki fark %50’den fazladır. Asya’da ise eğitimsiz kadınlar arasında TDH nispeten düşüktür. Sahra-altı Afrika’ya gelince, orta ve ileri eğitim alan kadınlar, Asya’da eğitim görmeyen kadınlara göre daha yüksek doğurganlığa sahip olmaları dikkat çekicidir154.

152 UNICEF, (2017), Girl’s Education and Gender Equality, Erişim:

https://www.unicef.org/education/bege_70640.html, 13.03.2017.

153 M.M. Yüceşahin, (2013), s.47.

154 I. Diamond, M. Newby ve S. Varle, (1999), Critical Perspectives on Schooling and Fertility in the Developing World, Female Education And Fertility:Examining Links, The National Academies Press, s.28-29.

Şekil 11. Afrika’da Bulunan Ülkelerde Kadın Okuryazarlığı Oranı ve Toplam Doğurganlık Hızı Arasındaki İlişki (2010)

Kaynak: Yüceşahin (2013)’den faydalanılarak hazırlanmıştır.

Şekil 11’de görüldüğü üzere, en düşük kadın okuryazarlık oranına sahip ülkelerde doğum hızı yüksektir, buna karşın kadın okuryazarlık oranı yükselen ülkelerde doğum hızı azalmaktadır. Çocuk evliliklerinin çok yaygın olduğu Nijerya ve Mali’nin sahip oldukları yüksek doğum hızı bundan kaynaklanmaktadır.

Afrika ülkelerinde, diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi, doğum hızı genellikle eğitimli ve kentte yaşayan kadınlar arasında düşüktür. Ancak, bu durum ulusal doğurganlık düzeyleri üzerinde şimdiye kadar sınırlı bir etkiye sahip olmuştur.

Çünkü üreme çağındaki kadınların eğitim düzeyleri (ortaöğretim ve yüksek) istenilenden daha düşüktür. Dünyanın her yerinde mali durumdan dolayı eğitim alamayan veya eğitimine devam edemeyenler olduğu bilinmektedir. Ancak Afrika’da kadınlar yoksulluk gibi nedenlerden dolayı ya da erken yaşta evlenme / evlendirilme pratiğinden dolayı eğitilmemektedir155.

Günümüzde pek çok Afrika ülkesinde, özellikle kırsal bölgede yaşayan kadınlar genellikle 14 yaşına geldiklerinde veya zaman zaman daha erken yaşta

155 UNICEF, (2017), Girl’s Education and Gender Equality, Erişim:

https://www.unicef.org/education/bege_70640.html, 13.03.2017.

evlendirilmektedir. Toplumsal norm olarak evlilik, kadınlar üzerinde derhal çocuk sahibi olmalarını gerektirebilecek kadar güçlü ve etkili bir toplumsal baskı ile donatılmıştır.

Gelişmekte olan ülkelerin çoğunda, orta öğretime erişen veya tamamlayan bir kadın özel bir durumdur. Çok az ülke, kadınlar için toplu eğitim vermeyi başarmıştır ve bu nedenle doğurganlık üzerindeki etkisi büyük ölçüde bireyseldir. Ortaokula devam eden bir kız ailesinin, daha ileri eğitim, istihdam ve evlilik konusunda beklentileri ve istekleri yüksek olacaktır. Bütün bunlar kızların evliliği ertelemek, kariyer planı yapmak ve dolaysıyla 15-49 yaş arası dönemin önemli bir kısmının eğitim süreciyle geçmesi nedeniyle doğurganlığı azaltmak için onları harekete geçirebilmektedir156.

Lise eğitimi ve doğurganlık arasındaki ilişki şüphesiz ki negatiftir. Jejeebhoy’un verileri, lise eğitimini tamamlayan kadının aile büyüklüğündeki azalmaların ve evlilik yaşının daha büyük olduğunu göstermektedir157. Afrika’da özellikle Sahra-altı Afrika ülkelerinde TDH’lerin hızlı bir şekilde düşmesi için kadınların eğitiminin ve özellikle lise eğitimi almış kadınların oranının artışı kritik derecede önem taşımaktadır. Çünkü gelişmekte olan ülkeler üzerindeki araştırmaların sonuçları, lise eğitimi almış bir kadının büyük olasılıkla henüz evli olmadığını ve evlenene kadar da çocuk sahibi olmayacağının güçlü bir tahmin olabileceğini göstermektedir158.

Yapılan araştırmaların ortak bulgusu kadınların eğitilmesidir. Özellikle az gelişmiş ülkelerde, demografik davranışın değişimini ve daha fazla kalkınmayı sağlamak için, kadınların eğitimine odaklanmanın ve bu konuda yapılan politikaların etkinliğinin arttırılması gerektiği tartışılmazdır159.

156 I. Diamond, M. Newby ve S. Varle, (1999), s.29.

157 I. Diamond, M. Newby ve S. Varle, (1999), s.29.

158 M.M. Yüceşahin, (2013), s.49.

159 ibid, s.47.