• Sonuç bulunamadı

HIV/AIDS Yaygınlığına Bağlı Ölümler

5.2. Yüksek Ölümlülük Hızları

5.2.3. HIV/AIDS Yaygınlığına Bağlı Ölümler

1980’lerde ABD, enfeksiyona karşı vücudun doğal savunmasını bozan gizemli bir hastalığın ilk vakalarını bildirmişti. O zamandan beri, HIV/AIDS küresel bir sağlık riski haline gelmiştir212. Salgının başlangıcından bu yana 70 milyondan fazla insana HIV bulaşmış ve AIDS’e bağlı 35 milyondan fazla insan hayatını kaybetmiştir. Bununla birlikte, en dramatik durum ise, HIV ile yaşadığı tahmin edilen 37 milyon insanın 19 milyonunun bu enfeksiyonu taşıdığının farkında olmamasıdır213. HIV/AIDS’in yaygınlığının trajik bir biçime dönüşmesi dünyanın en yoksul ve en az gelişmiş bölgesi olan Sahra-altı Afrika’da sadece kurbanlarının yaşamlarını değil, toplumun sosyal, ekonomik ve siyasi yapısını da tehlikeye atmaktadır (Şekil 18).

211 World Health Organization, (2016), Maternal Mortality, Erişim:

http://www.who.int/mediacentre/factsheets/fs348/en 09.08.2016.

212 J. I. Thomson, (2004), Africa Fights HIV/AIDS, Africa Recovery, C.17, S.4, s.3.

213 The Global Fund, (2017), HIV and AIDS, Erişim: https://www.theglobalfund.org/en/hivaids/

20.11.2017.

Şekil 18. Dünya Genelinde HIV Yaygınlığı

Kaynak: UNAIDS (2017)’den faydalanılarak hazırlanmıştır.

Afrika genelinde Doğu ve Güney Afrika, HIV’in en çok ele geçirdiği bölgedir (Şekil 18 ve 19). Dünya nüfusunun %6,2’sine ev sahipliği yapan Doğu ve Güney Afrika, dünyadaki HIV ile yaşayan toplam insan sayısının %50’sine, diğer bir ifadeyle 19 milyon HIV virüsünü taşıyan insanı barındıran trajik bir bölgedir. 2015 yılında yeni HIV enfeksiyonlu 960.000 insan vardı, bu da küresel toplamın %46’sına denk gelmektedir. 2015 yılında yeni HIV enfeksiyonlarının %40’ı Güney Afrika Cumhuriyeti’nde, %50’si Etiyopya, Kenya, Mozambik, Tanzanya, Malawi, Uganda, Zimbabve ve Zambiya’da kaydedilmiştir214. Diğer bir bölge ise, Batı ve Orta Afrika’dır.

Bölgede yarım milyondan fazla HIV’li çocuktan oluşan, toplam 6,5 milyon insan HIV ile yaşamaktadır. 2015 yılında AIDS’e bağlı 330.000 ölüm gerçekleşmiş ve aynı yıl içinde 410.000 insan HIV virüsünü bulaştırmıştır. Toplam yeni HIV enfeksiyonlarının

%60’ı Nijerya’da, %30’u Kamerun, Çad, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Gana, Gine, Mali ve Fildişi Sahili’nde kaydedilmiştir. Tüm bölgelerin en yüksek HIV yaygınlık oranına sahip Sahra-altı Afrika’nın aksine, UNAIDS’ın Kuzey Afrika ve Ortadoğu

214 UNAIDS, (2016), Prevention Gap Report, s.99, Erişim:

http://www.unaids.org/sites/default/files/media_asset/2016-prevention-gap-report_en.pdf 20.08.2017.

olarak ele aldığı bölge, dünyadaki en az HIV oranına sahiptir. 2015 yılının verilerine göre, bölgede 230.000 HIV ile yaşayan insan olduğu tahmin edilmektedir. Aynı yıl içinde yaklaşık, 21.000 yeni HIV enfeksiyonu ve 12.000 AIDS’e bağlı ölüm gerçekleşmiştir215.

Şekil 19. 2015 Yılında Doğu ve Güney Afrika Bölgesinde Yeni HIV Enfeksiyonun Dağılımı

Kaynak: UNAIDS (2016)’dan faydalanılarak hazırlanmıştır.

Bölgedeki 15 yaş üstü HIV virüsü ile yaşayan toplam yetişkinlerin %59’unu kadınlar oluşturmaktadır. 15-24 yaş grubundaki genç kadınlar arasında yeni HIV enfeksiyonlarının oranı yüksektir. 2013 yılında, genç kadınlardaki HIV yaygınlığı, bölgedeki genç erkeklerden iki kat fazla olduğu tespit edilmiştir. Örneğin, Güney Afrika Cumhuriyeti’nde her hafta 860 kız çocuğu ve 170 erkek HIV virüsünü bulaştırmaktadır.

UNAIDS’ın 2016 araştırmasına göre, 2015 yılında genç kadınlarda her hafta 4.500 vaka görülmüştür216. Nüfus ve Sağlık Araştırmaları’nın bölgede yaptığı incelemeleri

215 UNAIDS, (2016), s.114.

216 AVERTing HIV and AIDS, (2016), HIV and AIDS in East and Southern Africa Regional Overview, Erişim: https://www.avert.org/professionals/hiv-around-world/sub-saharan-africa/overview 20.08.2017.

sonucunda toplumsal cinsiyet eşitsizliği sorunlarıyla ilişkili olarak genç kadınların diğer yaş grubundaki kadınlara göre fiziksel ve cinsel şiddette daha fazla maruz kaldığı ortaya çıkmıştır. Bu durum HIV riskini arttıran ciddi bir nedendir. Örnek olarak Güney Afrika Cumhuriyeti’nde yapılan araştırma gösterilebilir. Eşlerinden şiddet gören genç kadınlara, şiddet görmeyen genç kadınlardan %50 daha fazla HIV bulaşmış olduğunu tespit edilmiştir217.

Doğu ve Güney Afrika bölgesinde 2014’te yeni HIV enfeksiyonların

%20’sinden fazlası eşcinsel erkekler, seks işçileri, uyuşturucu enjekte edenler ve cinsel partnerler arasında yaşanmıştır. Bu nüfus arasında özellikle seks işçilerinde HIV yaygınlığı yüksektir. Örneğin, 2015 yılı verileri, Güney Afrika Cumhuriyetindeki seks işçileri arasında yaygınlık Johannesburg’da %72, Cape Town’da %40 ve Durban’da

%54 olduğunu göstermiştir. Svaziland, Botsvana ve Zimbabve’deki seks işçilerinin

%50’sinin HIV’li olduğu tahmin edilmektedir218.

2013-2015 yılları arasında yapılan bir diğer anket sonuçlarında, eşcinsel erkeklerle cinsel ilişki kuran erkekler arasında yeni HIV enfeksiyonu %9,9’dan %32,9’a yükselmiştir. Bazı çalışmalar, erkeklerle cinsel ilişki kuran erkeklerin aynı zamanda eşleriyle veya uzun süreli kadın partnerleri ile cinsel ilişkide olduklarını ileri sürmektedir. Bu nedenle, bu gruptaki erkeklerle HIV salgını daha geniş nüfusa yayılmaktadır219.

Madagaskar, Moritus, Kenya, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Tanzanya uyuşturucu enjekte eden geniş bir nüfusa ev sahipliği yapmaktadır. Bölgesel veriler sınırlı olmasına rağmen, uyuşturucu enjekte edenlerle yapılan anket sonuçları, HIV yaygınlığının yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Örneğin, 2011’de Kenya’da

217 ibid.

218 ibid.

219 ibid.

uyuşturucu enjekte edenler arasındaki HIV yaygınlığı % 18 iken, genel nüfusta bu oran

%5,6’dır. Bir diğer örnek, Tanzanya’da uyuşturucu enjekte edenlerin %35’inin HIV ile yaşadığı tahmin edilmektedir. Bu yaygınlık kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazladır. Güney Afrika Cumhuriyeti’ne gelince, 2015 yılında uyuşturucu enjekte edenlerin %19,4’ü HIV ile yaşamaktadır. Aynı yıl içinde ülkenin beş farklı kentinde yapılan araştırmaya göre, uyuşturucu enjekte eden erkeklerin %32’sinde, kadınların

%26’sında şırınga veya diğer enfeksiyon ekipmanlarının paylaşıldığı ve kullanılmış iğnelerin yarısının tekrar kullanıldığı tespit edilmiştir220. 2013 yılında Kenya, Moritus, Seyşeller ve Tanzanya’dan alınan yaşa özel veriler, uyuşturucu enjekte eden birçok kişiye 25 yaşını doldurmadan HIV bulaştığını göstermiştir221.

Şekil 20. Doğu ve Güney Afrika Bölgesinde 2010-2015 Yılları Arası 15 Yaş ve Üstü Yetişkin ve 0-14 Yaş Çocuklar Arasında Görülen Yeni HIV Enfeksiyonundaki

Değişimler

Kaynak: UNAIDS (2016)’dan faydalanılarak hazırlanmıştır.

Bölgedeki HIV şiddetinin devam etmesine rağmen, umut belirtiler de bulunmaktadır (Şekil 20). Özellikle çocuklarda, 2010-2015 yılları aralığında yeni HIV enfeksiyonlarının azaltılması konusunda ilerleme kaydetmiştir, ancak yetişkinler arasında yeterince düşüş görülmemiştir. Yeni HIV enfeksiyonu 0-14 yaş grubundaki çocuklarda %66 oranında azalma gerçekleşerek yaklaşık 56.000’e gerilemiştir.

220 AVERTing HIV and AIDS, (2016).

221 UNAIDS, (2016), s.100.

Çocuklarda görülen yeni HIV enfeksiyonundaki bu etkileyici gerileme, anneden çocuğa HIV bulaşmasının önlenmesi için verilen hizmetlerin son yıllarda %90-95 oranında artırılmasından kaynaklanmaktadır. Yapılan kararlı çabalar, çocuklarda görülen yeni HIV enfeksiyonları bölgeyi 2020 hedefine ulaştırabilir, ancak yetişkinlerde görülen yeni HIV enfeksiyonları yeterince hızlı bir düşüş göstermemektedir222. Bu durum doğrudan gençlerin bilgi eksikliği ile bağlantılıdır. 2000-2008 ve 2009-2015 yılları arasında bölgede yapılan nüfus tabanlı araştırmalarda genç kadınların %37’si ve genç erkeklerin

%41’i HIV ile ilgili kapsamlı ve doğru bilgi sahibi değildir223.

Şekil 21. 2015 Yılında Batı ve Orta Afrika Bölgesinde Yeni HIV Enfeksiyonu Dağılımı

Kaynak: UNAIDS (2016)’dan faydalanılarak hazırlanmıştır.

2015 yılında Batı ve Orta Afrika bölgelerinin toplam nüfusu 425 milyon olarak tahmin edilmiştir. HIV ile yaşayan yaklaşık 6,5 milyon yetişkin ve 0,5 milyon çocuk kaydedilmiştir. Batı ve Orta Afrika ülkelerinin HIV yaygınlık oranı Doğu ve Güney Afrika ülkelerine nazaran düşüktür. Bölgede HIV yaygınlığı 15 yaş ve üstü yetişkinler arasında %2,2’dir, ancak ülkeler arasında geniş bir farklılık mevcuttur, Nijer ve

222 AVERTing HIV and AIDS, (2016).

UNAIDS, (2016), s.99.

223 ibid.

Senegal’de %0,5 iken, Ekvator Gine’de %4,9’dur (Şekil 21)224. Nijerya ise, Güney Afrika Cumhuriyetinden sonra dünyadaki en yüksek HIV oranına sahip ülkedir. Bu da 2016 yılında 3,2 milyon insanın HIV ile yaşadığı anlamına gelmektedir.225

Kadınlar HIV’den orantısız bir şekilde etkilenmektedir. Bölgedeki cinsiyet eşitsizliği ve cinsiyete dayalı şiddet kız çocukları ve genç kadınları HIV enfeksiyonuna karşı savunmasız bırakmaktadır. Orta Afrika Cumhuriyeti, Kamerun, Fildişi Sahili, Kongo, Gana ve Gineli kadınlarda HIV oranı erkeklerden en az iki katı fazladır.

Bölgedeki HIV ile yaşayan 15 yaş ve üstü yetişkinlerin %54’ü kadınlardan oluşmaktadır. Benzer şekilde, genç kadınlar arasında yeni HIV enfeksiyonları oranı

%64’tür226. Gine, Kamerun ve Fildişi Sahili’ndeki 15-19 yaş ergenlik çağındaki kızlarda, aynı yaş grubundaki erkeklerden beş kat daha fazla HIV bulaştırma ihtimalinin olması dikkat çekicidir227.

Bununla birlikte, bölgede yüksek düzeyde çocuk evlilikleri mevcuttur. 2015 yılında, Batı ve Orta Afrika’daki kızların %42’si 18 yaşından önce evlenmiştir. Brides Not Girls’un araştırmasına göre, Nijerya %76, Orta Afrika Cumhuriyeti %68, Çad

%67’lik oranla dünyadaki en çok çocuk evliliklerinin meydana geldiği ülkelerdir228. Küçük (reşit olmayan) yaşta evlenen kadınların daha sonra evlenen kadınlardan daha fazla aile içi şiddet görmeleri ve tecavüze uğramaları nedeniyle onların güvenli bir cinsel ilişki kurmalarını zorlaştırdığı düşünülmektedir. Bu faktörler de HIV riskini artırmaktadır.

224 UNAIDS, (2016), s.115.

225 AVERTing HIV and AIDS, (2016), HIV and AIDS in Nigeria, Erişim:

https://www.avert.org/professionals/hiv-around-world/sub-saharan-africa/nigeria 05.04.2018.

226 UNAIDS, (2016), s.115-116.

227 ibid, s.117.

228 Girls Not Brides, (2017), Child Marriage Around The World, Erişim:

https://www.girlsnotbrides.org/where-does-it-happen/ 22.08.2017.

Bölgedeki çoğu ülke, ihtiyaç duyanlara antiretroviral (ARV) tedavi sunmak için çaba göstermektedir. Ancak, beş milyon insanın %72’sinin tedavi almadığı/alamadığı tahmin edilmektedir. Sonuç olarak, dünya genelinde AIDS’e bağlı çocuk ölümlerinin onda dördü ve ölümlerin dörtte biri Batı ve Orta Afrika ülkelerinde meydana gelmektedir. 2015 yılı Batı ve Orta Afrika’da toplam 330.000 ölümle sonuçlanmıştır229. Batı ve Orta Afrikalı gençlerin HIV hakkında bilgileri endişe verecek kadar düşük seviyededir. Genç kadınların sadece %24’ü ve genç erkeklerin %31’i HIV’i nasıl önleyebilecekleri konusunda kapsamlı ve doğru bilgiye sahiptir. Bu durumun temel nedeni ise, ergenlik çağındaki öğrencilerin eğitim seviyesinin düşük olmasıdır230.

Şekil 22. 2015 Yılında Kuzey Afrika ve Ortadoğu Bölgesinde Yeni HIV Enfeksiyonu Dağılımı

Kaynak: UNAIDS (2016)’dan faydalanılarak hazırlanmıştır.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi dünyadaki en düşük HIV yaygınlığına (%0,1) sahiptir. Ancak, HIV/AIDS giderek endişe verici konu haline gelmektedir. 2001 yılından günümüze %35 oranında artış gözlemlenmiştir (Şekil 22). Dünya genelinde 2005-2013 yılları arasında AIDS’e bağlı ölümlerde %35’lik düşüş yaşanırken, bölgede

229 AVERTing HIV and AIDS, (2016), HIV and AIDS in West and Central Africa Overview, Erişim:

https://www.avert.org/hiv-and-aids-west-and-central-africa-overview#footnote9_wzat6h9 22.08.2017.

230 AVERTing HIV and AIDS, (2016).

%66’lık artış meydana gelmiştir231. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın HIV’i önleme programlarında büyük bir boşluk mevcuttur. Bölgede HIV testi hizmetlerine erişim ve bu hizmetlerden yararlanma sınırlıdır. Bu durum bölgenin sosyo-kültürel yapısı ile ilişkilidir. Kuzey Afrika ve Ortadoğu insanlarının yalnızca %37’si kendi durumun farkındadır. Dünyanın her hangi bir bölgesine kıyasla antiretroviral tedavi uygulama oranı en düşüktür, diğer bir ifadeyle %17’dir232.

Bu nedenlere bağlı olarak HIV/AIDS, çalışma çağındaki nüfusta ciddi kayıplara yol açmaktadır ve çalışan nüfus oranı oldukça düşük kalmaktadır. Bu bağlamda, bölge ülkelerinde nüfusun genç yapısı bir avantaja dönüşememektedir233.