• Sonuç bulunamadı

1.5. Vergi Uyuşmazlıklarının Çözümü

1.5.1. Vergi Uyuşmazlıklarının İdari Aşamada Çözümlenmesi

1.5.1.4. İzaha Davet

Türkiye’de mükelleflerle ilgili çeşitli yollarla bilgi toplanabilmektedir. Bu yollara, mükellef tarafından gönderilen beyannamelerin incelenmesi, E-Kayıt, E-Arşiv ve vergi denetim yollarından birisi olan bilgi toplama örnek gösterilebilir. Hakkında bilgi toplanan mükellefle ilgili belirsiz durumların varlığının ortaya çıkması, idarenin mükelleften doğrudan bilgi talep etmesini gerekli kılabilir. Böylelikle izaha davet kavramı ortaya çıkmaktadır.

“İzah” açıklama olarak addedilirken (Şener, 2001: 395), “izaha davet”, mükellefler hakkında çeşitli karineler vasıtasıyla edinilen bilgilerin doğruluğunun

tespitini yapmak için mükellefe yapılan çağrıdır. Başka bir ifadeyle izaha davet, idarenin verginin ziyaa uğramış olabileceğini harici karinelerle tespit ettiği hallerde, haklarında vergi incelemesine veya takdir işlemlerine başlanılmamış mükelleflerden yetkili merciler tarafından izahat talep edilmesidir (Tosuner ve Arıkan, 2017: 165).

İzaha davet kurumu ile vergi ziyaının önüne geçilmesi hedeflenmekte ve mükelleflere cezai yaptırım uygulanmadan önce son bir söz hakkı tanınmaktadır. Eğer mükellefin izahat yapacağı bir durum söz konusu ise bu, idarenin vergi incelemesi ile gereksiz zaman harcamasını engellemektedir (Candan, 2017). Bu kurum, vergi uyumunda sorun yaşayan mükelleflere vergi incelemesi ve takdire sevk işlemleri öncesinde tespit edilen riskli durumlarını idareye açıklama ve gerektiğinde indirimli ceza ile eksiklerini düzeltme imkânı sağlanmaktadır (Erdem, 2017).

Özellikle VUK’nda düzenlendiği yer13

itibariyle cezalarda indirim müessesesine benzetilen bu kurumda, mükellefler söz konusu kurumdan farklı olarak dava açma hakkından feragat etmemektedirler (Rençber, 2018). İzaha davet yalnızca vergi ziyaı cezasının yüzde seksen daha az kesilmesine yol açmaktadır. Dolayısıyla izaha davet idareye bilgi ve delile mükellef üzerinden kolayca ulaşarak ispat görevini kolaylaştırma, mükellef ise kendi bakış açısını idareye sunma ve izahı kabul edilirse incelenmeme/takdire sevk edilmeme ya da izahın kabul edilmediği en kötü ihtimal de dahi indirimli vergi ziyaı cezası garantisi sağlayan karma yapıya sahip “sui generis” bir kurumdur (Başaran, 2017: 8).

Bu bağlamda, vergi incelemesine başlanılmadan veya takdir komisyonuna sevk edilmeden verginin ziyaa uğradığına işaret eden belirtiler bulunduğuna dair yetkili merciler tarafından yapılmış ön tespitler hakkında tespit tarihine kadar ihbarda bulunulmamış olması kaydıyla mükellefler izaha davet edilebilir (VUK, md.370). Buradan da anlaşılacağı üzere izaha davetin söz konusu olabilmesi için bir ön tespitin yapılması şarttır.

482 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde14

yer alan tanıma göre “ön tespit, vergi kanunlarının verdiği yetki kapsamında ve/veya mükellefler veya mükelleflerle muamelede bulunan diğer gerçek ve tüzel kişilerden bilgi toplamaya yetkili kılınanlar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak elde edilen bilgi, bulgu ve verilerin İzah Değerlendirme Komisyonuna intikal ettirilmesi neticesinde mezkur

13

İzaha Davet müessesesi, VUK’un 3. kısmının 2. bölümünde yer alan “Cezaların Ödenmesi ve Kalkması” başlığı altında düzenlenmiştir.

14

482 Sıra Nolu VergiUsul Kanun Genel Tebliği, 25.07.2017 tarihli 30134 sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.

Komisyon tarafından verginin ziyaa uğramış olabileceği ve mükellefin izaha davet edilebileceği yönünde yapılan tespiti ifade etmektedir”.

Tanımdan da anlaşılacağı üzere söz konusu komisyonlara vergi incelemesi yapmaya veya VUK’nda bilgi toplamaya yetkili kılınan kişilerce doğrudan ya da dolaylı olarak elde edilen bilgi, bulgu veya verilerin intikali sağlanacak, komisyonlar ise bu bilgi, bulgu ve verileri değerlendirerek vergilerin ziyaa uğratılmış olabileceğine dair bir kanata varırsa, vergi ziyaına sebep olan mükellefi izaha davet edeceklerdir (Arslan, 2017: 66).

Türkiye’de izaha davet kavramı, 09/08/2016 tarihli ve 29796 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6728 sayılı “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile yürürlüğe girmiş ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mülga 370 inci maddesinde de detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Buna göre, izaha davetin kapsamını belirleme yetkisi VUK’un 370. maddesinin 4. fıkrasına göre Hazine ve Maliye Bakanlığı’na verilmiştir. Dolayısıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı sahip olduğu bu yetkiye dayanarak nelerin izaha davet kapsamında değerlendirileceğini 482 Sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 16 başlıkta belirlemiştir. Bunlar;

 Ba-Bs bildirim formlarında yer alan bilgilerin analizi sonucunda mükellefler izaha davet edilebilir;

 Kredi kartı satış bilgileri ile katma değer vergisi (KDV) beyannamelerinin karşılaştırılması sonucunda mükelleflerin izaha davet edilmesi;

 Yıllık beyannameler ile muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinin karşılaştırılması sonucunda mükelleflerin izaha davet edilmesi;

 Çeşitli kurum ve kuruluşlardan elde edilen bilgiler ile asgari ücret tarifelerinin karşılaştırılması sonucunda mükelleflerin izaha davet edilmesi;

 Yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri üzerinde yapılan indirimleri, kanuni oranları aşan mükelleflerin izaha davet edilmesi;  Dağıttığı kâr üzerinden tevkifat yapmadığı tespit edilenlerin izaha davet

edilmesi;

 Geçmiş yıl zararlarının mahsubu yönünden mükelleflerin izaha davet edilmesi;

 İştirak kazançlarını ilgili hesapta göstermeyen mükelleflerin izaha davet edilmesi;

 Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-e maddesindeki istisna ile ilgili olarak mükelleflerin izaha davet edilmesi;

 Örtülü sermaye yönünden mükelleflerin izaha davet edilmesi;

 Ortaklardan alacaklar için hesaplanması gereken faizler yönünden mükelleflerin izaha davet edilmesi;

 Ortaklık hakları veya hisselerini elden çıkardıkları halde beyanda bulunmayan limitet şirket ortaklarının izaha davet edilmesi;

 Gayrimenkul alım/satım bedelinin eksik beyan edilmiş olabileceğine dair haklarında tespit bulunanların izaha davet edilmesi;

 Gayrimenkullere ilişkin değer artışı kazançları yönünden mükelleflerin izaha davet edilmesi;

 Gayrimenkul sermaye iratlarını beyan etmeyen veya eksik/hatalı beyan eden mükelleflerin izaha davet edilmesi;

 Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanılması durumunda mükelleflerin izaha davet edilmesi, şeklindedir.

Ancak kullanılan sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge tutarının; her bir belge itibarıyla 57.000 TL’yi15

geçmemesi ve mükellefin ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının %5’ini aşmaması kaydıyla mükellefler izaha davet edilir. Vergi ziyaına kaçakçılık suçu sebebiyle neden olunması halinde ise mükelleflerin bu kuruma başvurma hakları bulunmamaktadır.

Yukarıda belirtilen şartları taşıması halinde “İzah Değerlendirme Komisyonu”16 mükellefe izaha davet yazısını tebliğ eder. Bu tebliğin hangi süre zarfında yapılması gerektiğine dair ise VUK’un 370. maddesinde herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak tarh zamanaşımı süresi dolduktan sonra vergi idaresinin ek tarhiyat yapamaması nedeniyle, yetkili idare tarh zamanaşımı süresinin sonuna kadar izahat talebinde bulunulabilecektir (Rençber, 2018).

Mükelleflerin tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde yetkili komisyona yazılı izahatta bulunmaları gerekmektedir. Bu süre zarfında ilgili komisyona izahatta bulunmayan mükellefler VUK’un 370. maddesinde düzenlenen indirimli ceza

15

490 Sıra No’lu Genel Tebliğ ile tespit edilen, 01.01.2018 tarihinden itibaren geçerli olan tutardır.

16

Hazine ve Maliye Bakanlığı kendisine verilen yetkiye istinaden, Gelir İdaresi Başkanlığı ve Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı bünyesinde yeterli sayıda “İzah Değerlendirme Komisyonu” oluşturmuştur.

uygulamasından yararlanamamaktadır. Ayrıca izahta bulunanların karşılaşacağı sonuçlarda göz önünde bulundurulduğunda; izaha davet edildiği halde izahta bulunmamış olan mükelleflere yönelik olarak vergi idaresine verilmiş olan yetkilerin (vergi inceleme yetkisi, matrah takdiri için takdir komisyonlarına sevk gibi…) kullanılacağı sonucu çıkmaktadır (Yaşar, 2017: 55-56).

Süresinde yapılan izah, komisyonca en geç 10 gün içinde değerlendirilerek sonuca bağlanmaktadır (Tebliğ, md.6). Bu hüküm ile amaçlanan, idarenin çabuk ve hızlı karar almasını sağlamaktır (Doğan ve Karayel, 2018: 63). Yapılan izah sonucu Komisyonun, vergi ziyaına sebebiyet verilmediği ve beyanname verilmesini gerektirir bir durum bulunmadığına kanaat etmesi halinde söz konusu ön tespitle ilgili olarak vergi incelemesi ve takdir komisyonuna sevk işlemi yapılmaz (Tebliğ, md.6.2.1).

Mükellef tarafından yapılan izahı, komisyonun yeterli bulmaması ve beyanname verilmesi gerektiğine karar vermesi halinde ise bu durum mükellefe bildirilir. Bu bildirim üzerine, izahın yapıldığı tarihten itibaren 15 gün içerisinde, hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin verilmesi, eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının tamamlanması veya düzeltilmesi ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51. maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla (izah zammı) aynı sürede ödenmesi şartıyla vergi ziyaı cezasının ziyaa uğratılan vergi üzerinden %20 oranında kesilir (Tebliğ, md.6.2.2). Vergi incelemesi sonucunda 1 kat kesilen vergi ziyaı cezasının, izaha davet müessesesi ile ziyaa uğratılan verginin %20’si oranında kesilmesinin nedeni ise mükelleflerin doğru beyanda bulunmasını teşvik etmektir (Biyan, 2016: 49).

Mükellefler davet konusu ön tespitle ilgili olarak Vergi Usul Kanununun 371. maddesinde yer alan pişmanlık hükümlerinden yararlanamazlar (Tebliğ, md.5/e), ancak kesilen cezaya ilişkin ihbarnamenin tebliğ üzerine tarhiyat sonrası uzlaşmaya başvurabilirler (Tebliğ, md.7/3). Zaten indirimli olarak kesilen bir vergi cezasının kesinleşmeyerek uzlaşma konusu edilmesi ise uygulamanın etkinlik kapasitesini düşürecek niteliktedir (Gökkaya, 2017). Bu nedenle indirimli olarak kesilen vergi ziyaı cezasının uzlaşma kapsamından çıkarılması yerinde olacaktır.