• Sonuç bulunamadı

3.4. İş Tatminini Etkileyen ve İlişkili Olan Örgütsel Faktörler

3.4.2. İşin Nitelikleri

İşin niteliğinin ilginç ve zevkli olması, iş görenin çalıştığı işin niteliğini beğenmesi iş tatminini etkileyen başlıca faktörlerden birisi olmaktadır. Bu faktörün en önemli üç unsuru bağımsızlık, çeşitlilik, beceri ve yeteneklerin kullanılabilmesidir. İş görenlerin, çalışmada bağımsız olmayı istemeleri, onların doğasından kaynaklanan bir duyguyu ifade etmektedir. İş görenler, aşırı baskı altında çalışmayı sevmemekte, her konuda işlerine karışılmasından kendilerine emir verilmesinden kaçınmaktadırlar. İş görenlerin büyük çoğunluğu, benlik duygularını tatmin etmek ya da kişisel gelişme

güçlerini arttırmak amacıyla, bağımsız çalışma ve inisiyatif kullanma ihtiyacına önem ermektedirler (Bölüktepe, 1993; 5-6). Winter ve arkadaşları yaptıkları bir araştırmada, yönetim şeklinin merkezi olduğu bir ortamda, çalışanların moralinin ve kendine güveninin düşük olabileceği, iş stresinin ise, fazla olabileceğini belirtmişlerdir (Karaman ve Altunoğlu, 2007 içinde Winter v.d., 1998).İş tatmini düzeyinin, bireyin çalıştığı ortamda özgürce karar verebilme erkine sahip olup olmamasından etkilenebileceği düşünülebilir (Karaman ve Altunoğlu, 2007; 111). Merkezcil yönetim anlayışının hakim olduğu, katı ve sert yöneticilerin bulunduğu örgütlerde çalışan iş görenler pek verimli olmamakta ve ilk fırsatta başka işletmelere geçmek istemektedirler (Bölüktepe, 1993; 91).

Bir işin aynı tempoda, sürekli tekrarlanarak yapılması sonucunda, iş görenin duyduğu yorgunluk ve bıkkınlık durumlarına monotonluk adı verilmektedir. Yaptıkları işin monoton olduğunu algılayan iş görenler, işlerine yabancılaşır, tükenmişlik hissi yaşar ve örgüte karşı olumsuz tutumlar geliştirmeye başlarlar. İşyerinde monotonluğun giderilmesi için yönetim tarafından bir takım önlemler alınabilmektedir. Mesela, yönetimin iş görenlerin tek bir işte uzmanlaşması yerine, birkaç işi öğrenerek icra etmesi anlamına gelen iş genişletme yoluna gidilmesi, iş görenin değişik işlerde çalışması sağlanarak iş rotasyonuna gidilmesi, işin yapılma süratinin değiştirilmesi, dinlenme sürelerinin programlı şekilde ayarlanması gibi önlemleri almasıyla monotonluk giderilerek, işlerde çeşitlilik ve yapılan işin bütününü görebilme ve anlayabilme yeteneği sağlanacaktır (Eren, 199-200).

Bilgi ve yetenek düzeyine uygun bir işin yapılıp yapılmamasının, iş tatmini açısından önemli bir etken olduğu görülmüştür. Bilgi ve yetenek düzeyi yüksek olan insanlar, daha karmaşık işlerde çalışmayı tercih ederler. İşlerindeki karmaşıklık iş tatminleri düşük olur (Eker, 2006; 69 içinde Ganzach ve Pazy, 2001; 103). İşin zor ve karmaşık olması, yapılması için otonomi ve özgürlük gerektiren bir iş olması, rutin işlerin aksine, sorumluluk ve inisiyatif kullanmayı gerektirmektedir. İddialı iş, yapılmasından hoşnutluk duyulan, kişiye tanınma ve saygınlık hissi veren kompleks bir iştir. İddialı işin içsel motivasyonu ve yaratıcılığı arttırdığı saptanmıştır (Çekmecelioğlu, 2005; 27 içinde Amabile v.d.,1996; Shalley v.d., 2000; Oldham & Cummings, 1996). İşin içsel olarak tatmin edici şekilde düzenlenmesini sağlayan iş zenginleştirme programları, sıklıkla çalışanların iş sorumluluklarını arttırmaktadır. Üst yönetimin,

güçlü sosyal ilişkiler ağı gibi cazip sosyal faktörlerin cesaretlendirilmesi uygulamaları, iş tatminsizliğini azaltmaktadır. İş tasarımı ile ilgili bir çok çalışma, çeşitlilik, otonomi ve geriye besleme gibi iş özeliklerinin iş tatmini ve çalışan performansını arttırıcı, işten ayrılmayı azaltıcı yönde kullanılabileceğini göstermiştir (Çekmecelioğlu, 2005; 27 içinde Valentine, 2001).

Ayrıca, iş görenlerin çalıştıkları örgütün sahip olduğu imaj da, iş görenlerin iş tatmini üzerinde etkili olabilmektedir. Örgütün, toplumun algılamasında, prestijli bir yere sahip olması ile bu örgütün bir üyesi olan iş görenlerin, böyle bir imajdan dolayı tatmin olması sağlanabilir. Türkiye’de çeşitli üniversitelerde görev yapan 850 öğretim üyesinin iş tatminini araştıran bir çalışmaya göre, işin sahip olduğu niteliklerin yanında, çalışılan kurumun prestijinin de iş tatmini açısından önemli bir faktör olduğu ve bu bağlamda, “yüksek prestijli üniversitelerde görev yapan öğretim üyelerinin tatmin düzelerinin daha yüksek olduğu sonucunu destekleyen bulgular” ortaya çıkmıştır (Baş, 2002; 29). Çalışanlarına sağladığı haklar yeterli düzeyde olan, çevrede kabul gören, özellikli olarak algılanan ve imajı iyi olan kurumlarda çalışmanın tercih edildiği ve dolayısıyla kurum imajının çalışanın iş tatminini etkileyen unsurlardan biri olduğu kabul edilebilir (Bakan ve Büyükeşe, 2004; 15).

Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, işin özellikleriyle kişinin özelliklerinin birbirini tamamlaması ve kişinin gerçekten istediği bir işte çalışması da tatminini artırır. Eğer iş, iş görenin sahip olduğu bilgi, yetenek ve becerisinin altında özellikler taşıyorsa, tatminsizliğe neden olur. Aynı şekilde, iş görenin bilgi, beceri ve yeteneğinden fazlasını gerektiriyorsa, sonuç yine tatminsizliktir. Bu denge sağlandığında, yani iş gören-iş uyumunu bulduğu zaman, iş gören işini yapmaktan zevk duyacak, işine ve örgütüne karşı olumlu duygular geliştirerek örgüte bağlılığı ve tatmini artacaktır (Karaca, 2001; 41).

Burada, liderin yapabileceği bazı uygulama yöntemleri ise şunlar olabilir; alışanlara yaptıkları işle orantılı yetki verip onların iş yapma duygularını zenginleştirmeleri ve böylece sürekli emir vermekten vazgeçilmesi; bir eser meydana getirememenin eksikliğini, aşırı teknik ve işbölümünün doğurduğu otomasyon ve bunun çalışanda sebep olduğu sorunları oluşturan küçük bir iş birimiyle çözümlenmesi; bedensel kapasite ve iş uyumunun sağlanması; monotonluk veya aşırı zihinsel faaliyet gerektiren işlerin, bu işleri kaldırabilecek yani monoton işler için fazlaca zeka

kullanmak istemeyen ve bu yönde eğilimi olan çalışanların, zeki çalışanların da diğerlerine göre daha fazla zeka gerektiren işlere kanalize edilmesi ve burada istihdam edilmesi, yoğun çalışma temposun sahip ve aşırı dikkat isteyen işler için de dinlenme ve çalışma sürelerinin tekrar gözden geçirilmesidir (Aksel, 2003, 120).