• Sonuç bulunamadı

1.2. TSK’DA DİSİPLİNİN SÜJELERİ

1.2.1. Disiplin Cezası Verilebilecek Kişiler

1.2.1.5. TSK kadrolarında çalışan sivil personel

1.2.1.5.2. İşçiler

TSK kadro ve kuruluşlarında çalışan işçiler, 4857 sayılı İş Kanunu78, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu79 ve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu80 hü- kümlerine tabidirler. Bu nedenle, işçilere, öncelikle kapsamında bulundukları bu mevzuatın disipline ilişkin hükümleri uygulanacaktır81.

AsCK’nın 3. maddesinde TSK’da çalışan işçiler, askeri şahıslar arasında açıkça sayılmamakla birlikte, bu maddenin 1. fıkrasında geçen “sivil personel” kavramı işçileri de kapsamaktadır. Ancak, AsCK’nın 3. maddesinin 1. fıkrası dışındaki diğer tüm maddelerinde (3/2, 23/B, 24, 165 ve 171. maddeye ekli cetvelde) “Devlet memuru” kavramı yer almıştır. Bu nedenle işçilere AsCK ve 477 SK’ya göre disiplin cezası verilip verilmeyeceği, verilecekse tüm disiplin suçlarını işleyip işleyemeyecekleri tartışmaya açıktır.

Söz konusu kanuni düzenlemenin lafzından yola çıkan BİLGİN’e göre, AsCK’nın 4451 SK’la değişik 165. maddesinde, TSK’da çalışan Devlet memurlarına, disiplin amirlerince, AsCK’ya göre, sadece “Amire saygısızlık ve emre itaatsizlik” suçlarından dolayı disiplin cezası verilebileceği belirtilmiş, işçiler için böyle bir yetki sınırlandırılması getirilmemiştir. Bu yüzden, işçilerin 477 SK’da düzenlenen disiplin suçlarından herhangi birini işlemesi halinde, disiplin amirleri AsCK’daki yetkilerine göre bizzat cezalandırabilecektir. Ayrıca eğer bu fiiller İş Kanunu ve Toplu İş Sözleşmesinde de disiplin suçu olarak öngörülmüş ise, bu Kanun ve Sözleşme hükümlerine göre de işlem yapılabilecektir82.

77 TSK’da görevli Devlet memurları, ancak emrinde çalıştıkları askeri amirlerine karşı ast durumunda olup, bu

amirlerine karşı hizmetle ilgili asta yüklenen vazifeleri yapmakla yükümlü kılınmışlardır. Askeri amirleri dışında kalan subay ve astsubaylarla aralarında astlık-üstlük ilişkisi bulunmamaktadır. Bu durumda yalnızca askeri amirlerine karşı astlık vazifelerinin ihlalinden kaynaklanan fiilleri hariç, disiplin suçu teşkil eden her türlü fiillerinde haklarında 657 SK’nın ilgili maddeleri gereğince işlem yapılır.

78 RG, 10.06.2003, S.25134. 79 RG, 07.05.1983, S.18040. 80 RG, 07.05.1983, S.18040.

81 HAFIZOĞULLARI, Ali Rıza; “Askeri İşçilerin Hukuki Durumları”, AAD, Y.12, S.46, 1970, s.41. 82

Askeri Yargıtay ise, değişikliğin yapılış amacından yola çıkarak; “AsCK’nın 4551 SK’la değişik 3. maddesinin 1. fıkrasında, herhangi bir ayrım gözetilmeksizin TSK’da çalışan ‘sivil personel’ askeri şahıslar arasında sayıldığı halde, maddenin 2. fıkrasında TSK’da çalışan ‘Devlet memurlarının’ asker kişi sıfatlarının, İçHizK’nın 115. maddesinde belirtilen yükümlülükleri ile sınırlı olduğu düzenlenmiştir. Maddenin düzenleniş şekli duraksamalara yol açacak nitelikte olduğundan, açıklığa kavuşturulması zorunluluğu bulunmaktadır. Askeri Yargıtayın, kanun değişikliğinden önceki yerleşik uygulamalarında, İçHizK’nın 115/b ve 14. maddelerindeki düzenlemeler nedeniyle, TSK’da görevli sivil personelin (memur ve işçi), disiplin suçu olarak 477 SK’nın 47 (Amire saygısızlık), 48 (itaatsizlik) ve 49 (Amire bilerek doğru söylememek) maddelerinde yazılı suçları işleyebilecekleri, bunların dışında kalan suçları işleyemeyecekleri kabul edilmiş bulunmaktaydı. AsCK’nın 3. maddesinde 4551 SK’la yapılan değişiklik, mevcut ve yerleşik uygulamayı değiştirmek, TSK’da çalışan Devlet memurları veya işçileri askeri personelin tabi olduğu hükümlere bağlı kılmak veya bu iki statü arasında farklılık yaratmak amacıyla yapılmamıştır. Maddenin 2. fıkrasında Devlet memurları yönünden getirilen sınırlama, İçHizK’nın 115. maddesinin ve bu konudaki Askeri Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarının tekrarından ibaret olup, yeni bir durum yaratmamaktadır83. Aksine yorum, TSK’da çalışan işçilerin, maddenin 1. fıkrasında askeri şahıslar arasında sayılmalarına rağmen 2. fıkradaki istisna içine alınmamış olmaları nedeniyle, askeri personelle aynı hükümlere tabi tutulacakları gibi bir sonuca yol açar ki, kanun koyucunun böyle bir sonucu hiç istemediği, tasarının TBMM’deki görüşmelerinden anlaşılmaktadır” şeklinde karar vermiştir84.

Kanaatimizce, her iki görüş de hatalıdır. Şöyle ki, AsCK’nın 3. maddesinin 1. fıkrasında kullanılan “sivil personel” kavramı TSK’da çalışan işçileri de kapsamaktadır85. Ancak söz konusu fıkra sadece asker kişileri tanımlamıştır. 4551 SK’la değişiklik yapılırken kime hangi disiplin cezalarının verilebileceğini ve disiplin cezalarının ne şekilde yerine getirileceğini

83 Nitekim Tasarının TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi sırasında söz olan Milli Savunma Bakanı,

“...görüşmekte olduğumuz tasarının, TSK’da görev yapmakta olan 657 SK kapsamındaki görevlilerin, AsCK’nun ‘asker kişi’ başlıklı 3. maddesine dâhil edilmesiyle, Devlet memurlarının sırf askeri suçların faili olabilecekleri konusunda yeterli açıklık olmadığı gibi bir kanaat hâsıl olduğunu tespit etmiş bulunuyoruz. Bu nedenle, TSK bünyesindeki Devlet memurları, sadece İçHizK’nun 115. maddesinde belirtilen sınırlı konularda askeri personel gibi cezalandırılabileceklerdir. Bu konuda münferit de olsa yanlış algılamaları ortadan kaldırmak için, Genel Kurulun dünkü birleşiminde kabul edilmiş bulunan Tasarının 1. maddesinin yeniden görüşülerek, maddeye 2. bir fıkra ilavesini uygun mütalaa ediyoruz.” diyerek 2. fıkranın maddeye ilavesini önermiş ve daha sonra bu öneri aynen yasalaşmıştır (AKSOYLU, Devlet memuru, s.105-106).

84 As.Yrgt.Drl.Krl. 27.12.2001, E.118, K.120, KARDAŞ, Ümit/ÇINGI, Mehmet; Açıklamalı, İçtihatlı,

Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanun, İstanbul 2005, (Disiplin), s.73-76.

85 Aksi görüş, AKSOYLU’ya göre, AsCK’nun 3. maddesinin 2 ayrı fıkrasında ayrı kavramlar kullanılması

nedeniyle TSK’da çalışan işçilerin AsCK’nun 3. maddesinin 1. fıkrasında asker kişi sayıldıkları anlamı çıkarılabilir. Ancak 4551 SK’nın genel gerekçesi ve madde gerekçeleri incelendiğinde, AsCK’nun 3. maddesinde herhangi bir değişikliğin öngörülmediği anlaşılmaktadır (AKSOYLU, Devlet memuru, s.106); Yukarıda belirttiğimiz Askeri Yargıtay kararında da belirtildiği üzere 4551 SK’la değişiklik yapılmadan önce de TSK’da çalışan işçiler asker kişi sayıldığından, maddede değişiklik öngörülmemesi TSK’da çalışan işçilerin asker kişi sayılmadıkları sonucunu doğurmadığı kanaatindeyiz.

düzenleyen maddelerde (23/B, 24, 165 ve 171. maddeye ekli cetvelde) açıkça ve özellikle “Devlet memuru” kavramı kullanılmıştır. 4551 SK’la değişiklik yaparken 3. maddenin 1. fıkrası dışında “sivil personel” kavramını kullanmayan kanun koyucunun bilinçli bir düzenleme yaptığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi uyarınca disiplin cezası verilebilecek kişiler arasında sayılmayan ve “Devlet memuru” statüsünde olmayan işçilere disiplin amirleri tarafından AsCK’ya göre disiplin cezası verilmesi mümkün değildir. Ancak 477 SK’nın 38 ve 62. maddelerinde “sivil personel” kavramının kullanıldığı ve 7. maddesinde asker kişilerin 477 SK’da düzenlenen disiplin suçlarına disiplin mahkemelerinin bakacağı düzenlendiğinden, İçHizK’nın 115/b ve 14. maddeleri kapsamında sadece 477 SK’da düzenlenen amire saygısızlık, emre itaatsizlik ve bilerek doğru söylememek disiplin suçlarını işleyebileceklerinden bu suçları oluşturan fiilleri hakkında disiplin mahkemesince cezalandırılabileceklerdir.

Anayasa Mahkemesi 4551 SK’la yapılan bazı değişikliklerin Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla ilgili ilginç tespitler içeren bir kararında, önce TSK’da çalışan işçilerin asker kişi olmadıklarını ve AsCK’ya tabi olmadıklarını belirttikten sonra; “İş Kanunu’na tabi işçiler yönünden, (4551 sayılı) Yasa’nın 3., 4., 32. ve 34. maddelerinde herhangi bir hükme yer verilmemesi nedeniyle bunlar hakkında İçHizK ve Disiplin Mahkemeleri Kanun hükümleri ile iş mevzuatının uygulanacağı açıktır” şeklinde bir sonuca ulaşılmıştır86. Ancak aynı düzenleme bulunmasına rağmen, AsCK’ya tabi olmadıklarını belirtip sonra 477 SK’ya tabi olduklarını belirterek çelişkiye düşmüştür. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı TSK’da çalışan işçilere AsCK’ya göre disiplin cezası verilemeyeceği, fakat 477 SK’ya göre disiplin mahkemelerinde yargılanabilecekleri sonucu yönünden görüşümüzü teyit etmektedir.