• Sonuç bulunamadı

Disiplin mahkemelerinin yargı organı (mahkeme) olup olmadığı

1.7. DİSİPLİN CEZALARININ HUKUKİ NİTELİĞ İ

1.7.1. Disiplin Kurullarınca Verilen Cezaların Hukuki Niteliği

1.7.1.2.1. Disiplin mahkemelerinin yargı organı (mahkeme) olup olmadığı

Disiplin mahkemelerinin kuruluş tarzı nedeniyle “yargı organı (mahkeme)” kavramı içerisinde yer alıp almadıkları tartışmalıdır447. Disiplin mahkemelerinin kurulmasını düzenleyen 477 SK’nın 2 ve 17. maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddia edilerek itiraz yoluna başvurulmuş, Anayasa Mahkemesi de bu maddelerin 1961 Anayasası’nın 138 ve 151. (1982 Anayasası 145 ve 152) maddelerine aykırı olmadığına oyçokluğuyla karar vermiştir. Ancak

Danıştay’a başvurulabileceğine ilişkin düzenleme idari itiraz yolu olmayıp idari dava yolu niteliğindedir. İdari dava da ancak kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlemlere karşı açılabileceğine göre 657 sayılı Kanunun 125. maddesinde yer alan Devlet Memurluğundan çıkarma cezasının ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren kesin ve uygulanması gerektiği” (D3D, 27.2.1979, E.86, K.132, DD, S.36, s.122); “Memurlar hakkında uygulanacak disiplin cezalarına ait hükümler Anayasanın 118. maddesinde, idare bölümü içinde yer almıştır. 118. maddede disiplin kurullarınca verilecek kararların yargı mercilerinin denetimi dışında bırakılamayacağı açıkça ifade olunmak suretiyle bu kararlar idari bir işlem telakki edildiğinden” (DDDK, 10.4.1970, E.143, K.253, SANCAKDAR, age, s.126).

445 ERKUT, age, s.72-73.

446 GÖZLER, age, s.640; TAŞKIN, age, s.205-206. 447

Mahkemenin 6 üyesi, disiplin mahkemelerinin 1961 Anayasası’nın 151. maddesi kapsamındaki “mahkeme” kavramına girmediğini belirtmişlerdir448.

Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararında, 1961 Anayasa’nın 138. maddesinde449 yer alan “Askeri yargı, askeri mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler asker kişilerin……..işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler….Askeri yargı organlarının kuruluşu işleyişi….mahkemelerin bağımsızlığı, hakimlik teminatı ve askerlik hizmetinin gereklerine göre özel kanunla düzenlenir” hükmünden hareketle, disiplin mahkemesinin bir askeri yargı organı olduğu, belirli davalara baktığı, kuruluş ve işleyişinin Anayasa’da açıklanan ilkeler uyarınca özel kanunla düzenlendiği tespitine yer verildikten sonra disiplin mahkemelerinin Anayasa’nın 138. maddesi ile hukuki anlamda “mahkeme” niteliğini kazanmış oldukları kabul edilmiştir.

Anayasa Mahkemesince, bir disiplin mahkemesinin itiraz başvurusuyla ilgili olarak yapılan ilk incelemede de, Anayasa Mahkemesinin aynı konuya ilişkin yukarıda değindiğimiz kararına atıf yapıldıktan sonra disiplin mahkemesinin; bir askeri yargı yeri olduğu, belirli davalara bakacağı, kuruluşu ve işleyişinin Anayasa’da açıklanan ilkeler uyarınca özel kanunla düzenlenmiş olduğu, gerek ad ve gerek anlam itibariyle “bir davaya bakmakta olan mahkeme” olduğu oy çokluğuyla kabul edilmiştir450. Bu kararda da 5 üye muhalif kalmıştır451.

Ceza muhakemesi hukukunda iddia makamında, savcılar, şahsi davacılar ve müdahiller; müdafaa makamında, sanık ve müdafii; yargılama makamında ise, hâkimler vardır. İşte bu üç makamın karşılıklı ve ortaklaşa yaptığı iş ceza muhakemesidir. Ceza hukuku ve ceza muhakemesi kişi hak ve hürriyetleri ile yakından ilgili olduğundan, bu makamların usulüne uygun oluşması gerekir. Bu durum, yargı bağımsızlığının da gereğidir. 477 SK’ya baktığımızda ise, sadece savunma makamının usulüne göre oluşturulduğunu görüyoruz. Nitekim 25. maddeye göre, sanık soruşturmanın her safhasında bir müdafi tutabileceği gibi, müdafi yoksa

448 Ay.Mah. 4.6.1970, E.6, K.29, AYMKD, S.8, s.298 vd. 449

Aynı yöndeki düzenleme için bkz. 1982 Anayasası m.145.

450 Ay.Mah.26.01.1978, E.1977/137, K.1978/6, AYMKD, S.16, s.13 vd.

451 “İddianame ile disiplin mahkemesine dava açılmış olduğu halde; mahkemenin yargı yetkisini, 477 SK’nın

17. maddesine göre, ancak nezdinde bulunduğu komutan veya kurum amirinin emriyle kullanabilmesi Anayasada düzenlenen “mahkemelerin bağımsızlığı” ilkesine açıkça aykırı düşmektedir. Bu maddeyi haklı gösterecek bir askeri gerek de yoktur. Disiplin mahkemelerinde görülecek davaların akıbeti böylece komutan veya kurum amirinin emrine bağlı kalmaktadır. “Disiplin mahkemesi” deyimindeki “mahkeme” sözcüğünü “disiplin” sözcüğünden ayırıp tek başına ele almak doğru değildir. “Disiplin mahkemesi” deyimindeki iki sözcük birbiriyle kaynaşmış ve yeni bir Anayasa terimi oluşmuştur. Anayasa koyucunun (1961 Anayasası) 138. maddede kullandığı “mahkeme” terimi değil, “disiplin mahkemesi” deyimidir. Askerlik hizmetlerinin gereklerinden doğan ve Anayasal özellikleri, ayrılıkları ve kendine özgü niteliği bulunan bu Anayasa kurumunun adını Anayasa koyucunun 152. maddede öngörülen “mahkeme” kavram ve anlamından değişik olarak kullandığı ortadadır” (karşıoy gerekçesi, Ay.Mah. 4.6.1970, E.6, K.29, AYMKD, S.8, s.310).

disiplin mahkemesince de müdafi tutulabilir. Disiplin mahkemeleri komutanın emriyle toplandıklarından (m.17), yargılama makamı usulüne göre oluşmamaktadır452.

Batı tipi demokrasilerle yönetilen ülkelerde, Devletin yargısal işlevi, hâkimlik ve savcılık mesleklerine mensup kamu görevlileri tarafından yapılır. Kural olarak ülkemizde de böyledir. Fakat bu kurala aykırı olarak disiplin mahkemelerinin üyeleri, hâkimlik mesleğinden olmayan, başka bir deyişle askeri hâkim sınıfından olmayan subaylardan olabilmektedir. Bu durumdaki bir kuruluşu, Anayasa’da “mahkeme” adı verilmesi nedeniyle yargı organı saymak mümkün değildir453.

Disiplin mahkemeleri bağımsızlık ve tarafsızlık bakımından en küçük bir teminattan dahi yoksundurlar454. Bir kere, disiplin mahkemesi üyeleri birlik komutanı tarafından atanırlar ve görev süreleri bir yıldır. İkinci olarak disiplin hazırlık soruşturması birlik komutanının emriyle başlar. Üçüncü olarak, disiplin mahkemesi birlik komutanının emriyle toplanır. Dördüncü olarak disiplin mahkemeleri ve disiplin subayları silsile yoluyla nezdinde kuruldukları komutanların gözetimine ve Milli Savunma Bakanlığının teftişine bağlıdır. Her ne kadar, bu gözetim ve teftiş yetkisine dayanılarak yargı işlerine karışılamazsa da, komutanın gözetimine ve Bakanlığın teftişine tabi bir mahkemenin bağımsız olduğunu ileri sürmek mümkün değildir455. Nihayet, gerek mahkeme üyelerinin gerek disiplin subayının hiyerarşik sicil amiri, bu mahkemede dava açılmasına karar veren, dolayısıyla sanığın cezalandırılmasını isteyen birlik komutanıdır. Ayrıca bu üyelerin kıtadaki normal görevi de devam etmekte, asıl görevinde tamamen birlik komutanına tabi çalışmaktadırlar. Böyle bir durumda bulunan mahkeme üyelerinin birlik komutanının yapabileceği muhtemel etkiye direnmeleri mümkün değildir456. Tarafsızlık bağımsızlık kavramıyla yakından ilgilidir. Bu nedenle burada disiplin mahkemelerinin tarafsızlığını ayrıca tartışmaya gerek yoktur. Bağımsızlıkları bu derece şüpheli olan bir mahkemenin tarafsızlığından da söz edilemez457.

YILDIRIM’a göre, üyelerinin çoğunluğu hâkim sınıfından olmayan görevlilerden oluşan bir mahkeme, Anayasa’nın 9. maddesi uyarınca yargı yetkisini bağımsız olarak kullanan bir mahkeme olarak kabul edilemez458. AİHM de, disiplin mahkemelerinin bağımsız ve tarafsız

452 GÜL, Hulusi; “Anayasa Mahkemesi Kararlarındaki ‘Mahkeme’ Kavramına Eleştirel Yaklaşım”, AAD,

S.105, Mayıs 1999, Y.27, s.25.

453 Lütfi ÖMERBAŞ’ın karşıoy gerekçesi (Ay.Mah. 4.6.1970, E.6, K.29, AYMKD, S.8, s.301).

454 ERMAN, age, s.334; GÖZLER, Kemal; “Askeri Yargı Organlarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine

Uygunluğu Sorunu”, İHY, C.21-22, 1999-2000, (Askeri), s.91; Askeri yargı organlarının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda bkz. ERMAN, age, s.337-338; KARDAŞ, Ümit; Hâkim Bağımsızlığı Açısından Askeri Mahkemelerin Kuruluşu ve Yetkileri, İstanbul, 1992, s.7-25.

455 ERMAN, age, s.334-335. 456 GÖZLER, Askeri, s.90. 457 GÖZLER, Askeri, s.91. 458

oldukları görüntüsü vermedikleri için AİHS’nin 6. maddesine aykırı olduklarına karar vermiştir459. Kanaatimizce de, mahkemelerin bağımsızlığı ilkesine dayanmayan, hâkimlik güvencesi olmayan ve hâkimlik niteliğini taşımayan sırf subaylardan oluşmuş, bir Komutanlığa bağlı, kararlarına karşı temyiz yolunun kapalı olduğu bir heyetin “yargı organı (mahkeme)” olarak kabulü mümkün değildir. Anayasa’nın 145. maddesinde “disiplin mahkemesi” ibaresinin kullanılması ve kanunla kurulması, bir kuruluşu “mahkeme” durumuna getiremez. Bu durumdaki bir kuruluşun adı “mahkeme” olsa da, niteliği “disiplin kurulu”dur.