• Sonuç bulunamadı

İşçi-İşveren Uyuşmazlıklarında Belirsiz Alacak Davası-Kısmi Dava

E. İşçi İşveren Uyuşmazlıklarında Dava Türleri

2. İşçi-İşveren Uyuşmazlıklarında Belirsiz Alacak Davası-Kısmi Dava

İşçi alacağı ve tazminat talepli davaların belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı öğretide ve uygulamada uzun yıllar tartışılmış, Yargıtay daireleri arasında farklı görüş ve uygulamalar oluşmuş ve bu husus İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurul kararına da konu olmuştur.

Belirtmek gerekir ki, meselenin özünde, belirsiz alacak davasının aşağıda açıklanacağı üzere zamanaşımının tüm alacak yönünden dava tarihi itibariyle kesilmesi ve faizin dava tarihinden itibaren işletilecek olması ile alacağın kalan kısmının ıslaha gerek kalmaksızın HMK’nın 107/2.maddesi uyarınca talep edilebilecek olması şeklindeki avantajları nedeniyle davacı taraflarca tercih edilmesi bulunmaktadır100.

İşçi alacak ve tazminatlarının belirsiz alacak davasına konu edilip edilemeyeceğine dair savunulan görüşlerden birine göre; alacak ve tazminatların belirlenmesine ilişkin olarak çalışma sürelerini, kullandırılan yıllık izin günlerini ve yapılan ödemeleri gösterir belgelerin işveren tarafından tutulmasının gerekmesi, eğitim düzeyi ve sosyal durumları birbirinden farklı olan işçilerin çıplak ve giydirilmiş ücretleri ve dolayısıyla alacak ve tazminatlarını hesaplamasının kendilerinden beklenemeyecek olması, alacak ve tazminata esas ücret miktarı ve hizmet süresinin

99 Pekcanıtez/Atalay/Özekes, 7251 Sayılı Kanun Hakkında Değerlendirme, 270.

100 Pekcanıtez, 934.

taraflar arasında ihtilaflı olması, söz konusu alacak ve tazminatların hesap raporu alınmak suretiyle hesaplanması gerektiğinden belirsiz alacak kabul edilmesi ve hesaplanacak alacak miktarı üzerinden hakim tarafından takdiri indirim yapılabilecek olması gerekçeleriyle alacak ve tazminat talepleri belirsiz alacak davasına konu edilebilir101. Benzer nitelikteki bir başka görüş; işçinin çalıştığı süreyi ve fazla çalışma süresini bilemeyeceği, çalışma ve ücrete ilişkin hususlarda kayıt dışılık nedeniyle işçinin ücret miktarını tespit edemeyebileceği102, işçinin alacak ve tazminat miktarlarının hesaplamayacağı gerekçeleriyle işçi alacak ve tazminat taleplerinin belirsiz alacak davası olarak açılabileceğini savunmaktadır103.

Belirtildiği gibi, işçi alacak ve tazminatlarının belirsiz alacak davasına konu edilip edilemeyeceğine ilişkin Yargıtay daireleri arasında görüş farklılıkları bulunmaktaydı. Bu hususta Yargıtay 9.Dairesi’nin içtihatları; işçi ücret ve ekleri ile çalışma süresi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunması ya da işçiye işveren tarafından çalışma süresine ve ücreti ile eklerine dair yasal yükümlülüğe rağmen işverence belge verilmemiş olması halinde kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağı talepli davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceği; fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil çalışması ücreti alacaklarına ilişkin taleplerin, bu alacakların tanık beyanları ile ispatı halinde hakim tarafından takdiri indirim yapılacak olması nedeniyle belirsiz alacak niteliğinde olduğu yönündeydi104.

Yargıtay 22.Hukuk Dairesi’nin kararlarında ise; fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının yazılı belgelere ve işyeri kayıtlarına dayanmayıp, tanık anlatımlarına dayanması halinde hakim tarafından takdiri indirim yapılacak olması nedeniyle bu alacakların belirsiz alacak olarak kabul edilebileceği;

buna karşılık taraflar arasında çalışma süresi ve ücret miktarı yönlerinden uyuşmazlık

101 Kar, İş Yargılaması, 484-490.

102 Akın, Belirsiz Alacak, 30.

103 Yavaş, 372 vd.

104 Y9HD., 2019/1208 E., 2019/5111 K., 28.02.2019 T.

bulunmasının alacağı belirsiz hale getirmeyeceği ve bu nedenle yıllık izin ücreti alacağı ile birlikte kıdem ve ihbar tazminatının belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı kabul edilmekteydi105.

Yargıtay dairelerinin içtihatları arasındaki farklılık nedeniyle içtihatların birleştirilmesi talep edilmiş ise de Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 2016/6 Esas 2017/5 Karar sayılı 15.12.2017 Tarihli kararı ile her bir somut olayın özelliğine göre mahkemelerin alacağın belirli mi yoksa belirsiz alacak mı olduğunu tespit etmeleri gerektiği, alacağın türü itibariyle bir alacağın belirli veya belirsiz alacak olduğundan söz edilemeyeceği, bu hususta yapılacak içtihadı birleştirmenin, içtihadı birleştirme kararlarının soyut, genel ve her defasında geçerli normatif yapısıyla bağdaşmayacağı gerekçeleriyle içtihadı birleştirmeye gerek bulunmadığına karar verilmiştir.

Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun 07.07.2020 tarih ve 173 sayılı kararı ile Yargıtay 22.Hukuk Dairesi’nin kapatılmasından sonra Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin belirsiz alacak davası ile ilgili içtihadında değişiklik olmuştur. Dairenin 12.10.2020 Tarihli ilke kararı ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve ücret alacakları işçi tarafından bilinmekle kural olarak belirsiz alacak davasına konu edilmeyecekleri, ancak hesabın unsurları olan sosyal hakların miktarının belirlenmesi işveren tarafından sunulacak belgelere göre belirlenecek ise, kıdem ve ihbar tazminatının belirsiz alacak davasına konu edilebileceği kabul edilmiştir106. Ancak aynı kararda, yeni ilke kararının hemen uygulamaya konulmasının dairenin önceki görüşüne güvenilerek dava açanlar yönünden hukuki güvenlik, hukuki belirlilik, hukuki öngörülebilirlik ve sürpriz karar yasağı ilkelerinin ihlaline yol açacağı gerekçesiyle benimsenen yeni görüşün Yargıtay Kararları Dergisi ya da başkaca yollarla duyurulmasından itibaren makul bir süre sonra uygulamaya konulacağı, dairenin

105 Y22HD., 2017/42715 E., 2020/9068 K., 08.07.2020 T.

106 Y9HD., 2016/25611 E., 2020/11433 K., 12.10.2020 T.

görüşüne güvenilerek açılan davalarda ise önceki uygulamaya devam edileceği belirtilerek kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin belirsiz alacak davası olarak açılmasına karşılık anılan gerekçelerle bozma kararı verilmemiştir107.

Kanaatimizce, yukarıda açıklandığı üzere; davanın belirsiz alacak davası olarak açılabilmesi için uyuşmazlığa konu alacak miktarının tam ve kesin olarak belirlenememesi veya belirlenmesinin davacıdan beklenmesinin objektif olarak mümkün olmaması gerekir. İş davalarında da her alacak ve tazminat türü yönünden ve her somut olayın farklı özellikleri göz önünde bulundurulmak suretiyle miktarın tam ve kesin olarak belirlenip belirlenemeyeceğine göre değerlendirme yapılmalıdır108.

Alacak ve tazminatların hesabında esas alınacak ücret miktarı ve çalışma süresi hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunması, talebe konu alacak ve tazminatları belirsiz hale getirmez109. Davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı ve dolayısıyla belirsiz alacak davası olarak açılmasında, bir dava şartı olarak dava tarihi itibariyle bulunması gereken hukuki yarar şartının bulunup bulunmadığı, dava açıldıktan sonra davalının davacı tarafça ileri sürülen ücret miktarını ve hizmet süresini inkar edip etmeyeceğine göre değerlendirilemez. Ayrıca, davalı kabul etmese dahi, davacı taraf ispatlamakla yükümlü olduğu ücret miktarını ve çalışma süresini bilmekte, buna göre bir iddiada bulunmaktadır; davalının davacı tarafça iddia edilenden daha az ücret kararlaştırıldığına veya ileri sürülen çalışma süresinden daha kısa süre ile çalışıldığına dair savunması, ücret miktarı ve çalışma süresine göre hesaplanan alacak ve tazminatları belirsiz hale getirmez.

Bize göre, kural olarak, işçi ücretini ve çalışma süresini bildiğinden, ücret ve çalışma süresine ilişkin iddiasını ispatlayıp ispatlayamamasından ayrı olarak, kıdem

107 Kararın gerekçesine göre: “Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafça belirsiz alacak davası açılmıştır.

Ancak yukarıda açıklandığı üzere Dairemiz tarafından daha önce verilen kararlarda hukuki yarar yokluğu sebebiyle dava şartı yokluğuna bağlı davanın reddi kararları verilmediğinden dairenin önceki görüşüne güvenilerek belirsiz alacak davası şeklinde açılan bu davada belirtilen husus bozma nedeni yapılmamıştır.”

108 Tanrıver, 29.

109 Tanrıver, 31.

tazminatı ve ihbar tazminatının belirsiz alacak davasına konu edilememesi gerekir110. Bununla birlikte; işveren tarafından işçiye yol, yemek, yakacak, giyim gibi sosyal yardımlarda bulunuluyorsa bunların değeri de bilirkişi yoluyla tespit edilmesi111, belirlenen değerin de giydirilmiş ücrete dahil edilmesi gerektiğinden bu tür sosyal yardımların söz konusu olduğu durumlarda giydirilmiş ücretin esas alınacağı kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin belirsiz alacak davasına konu edilebileceği kabul edilmelidir112.

Ücret alacaklarına ilişkin taleplerin de, yüzde usulü ücret ve parça başı ücretin kararlaştırıldığı ve bu nedenle işveren kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması gereken haller hariç olmak üzere, belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği söylenebilir113.

Buna karşılık, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı taleplerinde işçi, bu tür çalışmalarının miktarını işverence tutulan işyeri kayıtları, puantaj kayıtları, turnike geçiş veya parmak okuma sistemlerindeki veriler, bilgisayar açılış-kapanış kayıtları sayesinde tespit edebilecekse, bu hallerde de belirsiz alacak davası açılabilir114. Ancak somut olaya özgü değerlendirme yapılarak, davacının işveren taraftan elde edilebilecek söz konusu kayıtların getirtilmesi ile ilgili bir talebi bulunmuyorsa, örneğin yalnızca her hafta tatilinde çalışmasının olduğunu ve bu iddiasını tanık beyanlarıyla ispatlayacağını beyan ediyorsa bu durumda da talebin belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği kabul edilmelidir. Aynı şekilde, yıllık ücretli izin alacağı talepleri uzun yıllara dayanabileceğinden ve davacı işçiden her yıl ayrı ayrı kaç gün yıllık ücretli izin kullandığını bilmesi beklenemeyeceğinden, çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığına yönelik bir iddiası yoksa ve işveren

110 Pekcanıtez, 949.

111 Y9HD., 2019/8273 E., 2021/2937 K., 01.02.2021 T.: “Her ne kadar tanıklar davacının yazılı miktarlarda yemek yardımından faydalandığını açıklamış iseler de, Mahkemece söz konusu sosyal yardımın (3 öğün yemek bedeli) işverene maliyeti araştırılarak belirlenen miktarın ücrete giydirilmesi gerekirken tanık beyanlarındaki tutarların dikkate alınması hatalıdır.”

112 Tanrıver, 35; Simil, 366.

113 Tanrıver, 34; Simil, 362.

114 Tanrıver, 32; Simil, 364.

tarafından tutulan kayıtların da incelenmesi gerektiği yönünde bir talebi bulunuyor ise, bu durumda da işçinin kullanmadığı yıllık ücretli izin gün sayısı işveren tarafından sunulacak kayıt ve belgeler ile tespit edilebileceğinden, bu hallerde yıllık ücretli izin alacağı talebinin de belirsiz alacak davasına konu edilebileceği kanaatindeyiz.