• Sonuç bulunamadı

F. İş Mahkemelerinde Uygulanacak Yargılama Usulü

8. Hüküm

a. Genel Olarak

Daha önce de belirtildiği üzere iş davaları basit yargılama usulüne tabi olduğundan, bu davalarda sözlü yargılama aşaması öngörülmemiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 321/1.maddesi uyarınca tahkikatın tamamlanmasından sonra, duruşmada hazır olan tarafların son beyanları alınır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez.

Yargılama sonucunda Mahkemece uyuşmazlığın esasına ilişkin karar verilebileceği gibi usule ilişkin bir karar da verilebilir veya davanın konusuz kalması da söz konusu olabilir. Uyuşmazlığın esası hakkındaki kararlara hüküm adı verilmekte olup (HMK m.294/1) talebin niteliğine göre eda hükmü, tespit hükmü ya da inşai hüküm verilebilecektir.

Usule ilişkin kararlarda ise uyuşmazlığın esasına girilmeksizin görevsizlik, yetkisizlik, diğer dava şartlarının bulunmaması nedeniyle usulden ret, harcın tamamlanmaması veya davanın takip edilmemesi nedeniyle HMK’nın 150.maddesi uyarınca açılmamış sayılma, HMK’nın 123.maddesi gereği davalının açık rızası ile

144 Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes, 328-329.

davanın geri alınması nedeniyle açılmamış sayılma, görevsizlik ve yetkisizlik kararı üzerine dosyanın süresinde Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılma suretiyle yargılama sona erer.

Dava konusunun yargılama sırasında herhangi bir nedenle ortadan kalkması halinde dava konusuz kalacak ve esas hakkında karar verilmesine gerek kalmayacaktır.

Örneğin işe iade talepli davada davacının vefat etmesi145 veya dava sırasında işe başlatılması146, talep edilen işçi alacağı ya da tazminatın tamamının davalı tarafça yargılama sırasında davacıya ödenmesi147 hallerinde dava konusuz kalır. Bu hallerde esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Taraflar arasında yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin taleplerin varlığı ve devamı halinde ise HMK’nın 331.maddesi uyarınca dava tarihi itibariyle tarafların haklılık durumlarına göre yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilecek olup davaya haklılık durumu belirlenmek üzere devam edilmelidir148.

Bunların yanında yargılama, taraf işlemleri ile de sona erdirilebilir. HMK’nın 307. ve devamı maddelerinde davaya son veren taraf işlemleri düzenlenmiştir. Buna göre, davacı tarafça talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçilmesi suretiyle davadan feragat edilmesi (HMK m.307), davalı tarafça talep sonucuna kısmen veya tamamen muvafakat edilmesi suretiyle davanın kabul edilmesi (HMK m.308), tarafların karşılıklı olarak anlaşarak uyuşmazlığa son vermeleri suretiyle sulh olunması (HMK

145 Y9HD., 2009/21710 E., 2009/22886 K., 15.09.2009 T.

146 Y9HD., 2015/20015 E., 2015/25049 K., 09.09.2015 T.: “dava devam ederken, davacının işe başlatılmış olması, aksi ileri sürülmedikçe, davalı işverenin feshin geçerli bir sebebe dayanmadığını kabul ettiği şeklinde değerlendirilmeli ve bu sebeple feshin geçersizliğine karar verilmelidir. Bu durumda, davacının işe iade ve işe başlatmama tazminatlarına dair taleplerinin konusuz kaldığı kabul edilmelidir. Buna karşılık davacı işçi, açıkça feragat etmemiş yada talebini geri almamış ise boşta geçen en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının ise hüküm altına alınması gerekir.”

147 Y9HD., 2016/2053 E., 2019/11410 K., 20.05.2019 T.: “Davacının kıdem tazminatı talebi işveren tarafından kabul edilmiş olup dava açıldıktan sonra 30.12.2014 tarihinde 23.425,90 TL miktarında ödeme yapılmıştır. Mahkemece kıdem tazminatı ile ilgili dava konusuz kaldığından "Karar verilmesine Yer Olmadığına" karar verilmesi yerinde ise de davanın açılışında talep edilen 10.000 TL kıdem tazminatı tutarının kabul edilmiş gibi vekalet ücreti ve karar ilam harcı dışındaki yargılama giderlerinde davacı lehine dikkate alınmaması hatalıdır.”

148 Kuru, 338.

m.313) hallerinde de dava sona erer. Feragat, kabul ve sulh de kesin hüküm gibi sonuç doğuracaktır (HMK m.311 ve m.315).

Hüküm, duruşmada tefhim edilir ve hüküm sonucu duruşma tutanağına geçirilerek okunur (HMK m.294/2-3). Kararın gerekçesinin kısa kararla birlikte tefhim edilmemesi halinde, tefhim tarihinden itibaren bir ay içinde gerekçenin yazılması gerekir.

HMK’nın 297/2.maddesine göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu madde uyarınca hükmün açık ve anlaşılır olması, herhangi bir tereddüt uyandırmaması, eda hükümlerinin infaza elverişli olması; diğer taraftan her bir talebin karşılanmış gerekir. İşçi işveren uyuşmazlıklarında işçi alacağı ve tazminat talepleri aynı davada içinde talep edildiğinden; her bir alacak kalemi yönünden ayrı hüküm kurulmalıdır. Yine, davacı tarafça talep edilmiş ise faiz ile ilgili olarak da olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi; faiz türü ve faiz başlangıç tarihinin açıkça belirtilmesi gereklidir.

b. İşe İade Davalarında Hüküm

4857 sayılı İş Kanunu’nda 7036 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerden önce, iş güvencesi hükümlerine tabi olan işçinin İş Kanunu’nun 20.maddesi uyarınca işveren feshinin geçerli nedene dayanmadığı iddiasıyla işe iadesini talep etmesi ve mahkemece işveren feshinin haklı ya da geçerli bir nedene dayanmadığının tespiti halinde, feshin geçersizliğinin tespiti ve işçinin işe iadesi ile birlikte, en çok dört aya kadar boşta geçen süre ücretine ve en az dört en çok sekiz aylık ücreti tutarındaki iş güvencesi tazminatına hükmedilmekte; ancak söz konusu ücret ve tazminat hükümde miktar olarak değil süre

olarak yer almaktaydı149. Bu nedenle, öğretide işe iade davalarında kurulan hükmün eda hükmü niteliğinde değil tespit hükmü niteliğinde olduğu, eda hükmü içermediğinden söz konusu ücret ve tazminatın ilamlı icraya konu edilebilmesinin mümkün olmadığı kabul edilmekteydi150. Bu durum, söz konusu ücret ve tazminatın tahsil edilebilmesi için yeni bir dava açılmasını zorunlu kılmaktaydı.

7036 sayılı Kanunla İş Kanunu’nun 21.maddesine eklenen dördüncü fıkra uyarınca, feshin geçersizliğinin tespitine karar verilmesi halinde iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ilişkin ücret ve diğer hakların işçinin dava tarihindeki ücreti esas alınarak parasal olarak belirlenecektir. Belirtilmelidir ki iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ilişkin ücret miktarı, davacı tarafça talep edilmemiş olsa dahi mahkemece parasal olarak belirlenecektir151. Böylece, madde gerekçesinde de belirtildiği üzere, hem işçi hükmedilen alacak ve tazminat miktarlarının tahsili için ikinci bir dava açmak zorunda kalmayacak hem de yargı üzerindeki yük azaltılmış olacaktır. Mahkemece boşta geçen süreye ve iş güvencesi tazminatına ilişkin olarak esas alınacak ücret, işçinin dava tarihi itibariyle brüt ücreti olacaktır152.

Öğretide, bir görüşe göre, 7036 sayılı Kanunla hükmedilecek boşta geçen süreye ilişkin ücreti ve iş güvencesi tazminatının parasal miktar olarak belirlenmesine dair değişiklik dikkate alındığında işe iade davası sonunda verilen hükmün tamamen eda hükmü olarak kabul edilmesi gerektiği, zira yapılan değişiklik sonrasında ücret ve tazminat miktarının parasal olarak belirleyen mahkeme hükmünün doğrudan icra edilebilir nitelikte olmasının amaçlandığı savunulmaktadır153. Kanaatimize göre bu görüş, Kanunkoyucunun, önceki düzenlemeden farklı olarak boşta geçen süre ücreti ile iş güvencesi tazminatının parasal olarak belirlenmesini öngörmesi ile hükmün doğrudan

149 Süzek, 660; Narmanlıoğlu, Feshin Geçersizliği, 18; Yılmaz, 49; Y9HD., 2015/16910 E., 2015/26466 K., 28.09.2015 T.

150 Süzek, 660; Narmanlıoğlu, Feshin Geçersizliği, 18; Özekes, 65.

151 Narmanlıoğlu, Feshin Geçersizliği, 20.

152 Konya BAM 8HD., 2019/2899 E., 2020/498 K., 08.05.2020 T.

153 Özekes, 70.

icra edilebilmesini amaçladığı dikkate alındığında haklıdır. Bu durumda, işveren işçiyi işe başlatması konusunda zorlanamayacağından yalnızca parasal olarak belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ilişkin ücret ilamlı icra takibine konu edilebilecektir154.

Buna karşılık, öğretideki diğer bir görüşe göre, 7036 sayılı Kanunla İş Kanunu’nun 21.maddesinde yapılan değişiklikleri , işe iade davası sonunda verilecek hükmün tespit hükmü niteliğini değiştirmediğini savunmaktadır. Bu görüşü savunan yazarlar tarafından, İş Kanunu’nun 21.maddesinde “tespit edilerek feshin geçersizliğine” ifadesinin halen yer almış olması, boşta geçen süre ücretinin doğumunun işçinin işe başvurması ve iş güvencesi tazminatının doğumunun işverence işçinin işe başlatılmaması şartlarına bağlı olması ve bu nedenle şarta bağlı söz konusu alacakların icra takibine konu edilemeyecek olması gerekçelerine dayanılmaktadır155.

154 Özekes, 72.

155 Süzek, İşe İade, 15-16; Astarlı, 45-46.

§ 2. İŞÇİ-İŞVEREN UYUŞMAZLIKLARINDA İSPAT