3.2. Türk Hukukunda Adli Amaçlı Đletişimin Denetlenmesi
3.2.3. Türk Hukukunda Adli Amaçlı Đ leti ş imin Denetlenmesinin Ko ş ulları 1.Katalog Suçlardan Birinin Bulunması
3.2.3.1.1.Genel Olarak
Türk hukukunda katalog1068 suç uygulaması kabul edilmiştir. Kanun koyucu bu tedbirin uygulanabileceği suçları bir katalog halinde belirlemiştir. Đşlenen suç ile verilen zarar ne kadar ağır olursa olsun burada belirtilen suçlar dışındaki suçlar bakımından iletişimin denetlenmesi tedbirine başvurulamayacak1069 ve denetleme tedbiri hangi
1068
Đletişimin denetlenmesinin uygulanacağı suçların belirlenmesi bakımından, suçun niteliği kıstas alınarak
üç ayrı model kabul edilmektedir. Bunlardan ilki, belirli suçları içine alan bir suç katalogu oluşturup bu fiiller
sebebiyle tedbire karar verilmesidir. Đkincisi, failin işlediği suç dikkate alınarak, verilmesi mümkün olan ceza
miktarına göre tedbire karar verilmesi ve üçüncüsü ise, fiilin ağırlığına göre tedbire karar verilmesi olarak
sıralanabilir.( GÖKCEN, s. 189.).
1069
TURHAN, s. 267; ÇOLAK/TAŞKIN, s. 633; MALKOÇ,Đsmail/YÜKSEKTEPE,Mert:Ceza
Muhakemesi Kanunu, Ankara 2005, s. 371; KARAYAZGAN, Mehmet: “Yeni TCK Đle Đletişimin Tespiti,
suçla ilgili olarak verilmişse, sadece o suçtan dolayı ve karara konu iletişim vasıtası hakkında bu tedbir uygulanabilecektir1070. Bu kapsamda CMK, sınırlı sayıda suç için bu tedbire izin vermiştir. Bu suçlar, belirli ağırlıkta olan ve işleniş şekilleri itibari ile, iletişimin denetlenmesi tedbirine en çok ihtiyaç duyulacak suçlar olarak belirlenmiştir . Katalog tespiti suretiyle, kapsam dışındaki suçlarla ilgili olarak bu tedbire başvurulması engellenmiştir1071. Kanun tarafından denetleme tedbirine tabi suçların kıyas suretiyle genişletilmesi mümkün değildir. Her ne kadar ceza muhakemesi hukukunda kıyas yapılabilse de, temel hakları sınırlayıcı kıyas mümkün değildir. Bu sebeple, kapsam dışında kalan diğer suçlarda iletişimin denetlenmesine başvurulması hukuka aykırı olacaktır1072.
AĐHM, iletişimin denetlenmesi tedbirinin hangi suçlar hakkında uygulanacağına ilişkin bir kategori yapmaktan kaçınmış, bunun yerine genel kriterler belirlemek ve bu kriterlerin içinin doldurulmasında da devletlere bir takdir yetkisi tanımak yolunu seçmiştir. Takdir hakkının suiistimali ihtimali karşısında, belli kategorizasyonların öngörülmesi, keyfilik tehlikesine karşı önlem olması anlamında önemlidir1073. Bu düşüncenin sonucu olarak Mahkeme, polisin basit kuşkularının bu kararı vermek için yeterli ve tatmin edici olamayacağını1074, bir suçla ilişkisi olduğu düşünülen tüm bireylerle ilgili toplu izinlerin verilemeyeceğini, şüpheli veya bu kişiyle bağlantısı olduğu tahmin edilen kişiler hakkında bu tedbire başvurulabileceğini vurgulamaktadır1075. Mahkeme, her türlü suçun önlenmesi amacıyla iletişimin dinlenmesi yoluna başvurulamayacağını1076, acil sosyal ihtiyaçların karşılanması bağlamında, organize suçlar gibi belli bir ağırlık ihtiva eden suçlarla ilgili olarak bu tedbire başvurulabileceğini ifade etmiştir1077. ABD’deki Teknik Dinleme Kanunu’nun asıl varlık nedeni de, benzer bir yaklaşımdan kaynaklanmaktadır. Bu neden, organize suçlarla mücadele etmek
1070
ŞEN, (Đletişimin Denetlenmesi Tedbiri)s. 109.
1071
SÖZÜER, s. 109;ÜNVER/ ÖZBEK, s.172; CENTEL/ZAFER, s.362; ERDEM, 98 ; NOYAN, Erdal : Ceza Muhakemesi, Ankara 2005, s.305.
1072
KUNTER/ YENĐSEY/NUHOĞLU , s.708.
1073
KÜNHE, s. 105.
1074
Bk. PRADA BUGALLO-ĐSPANYA.
1075
KLASS-ALMANYA, Pr. 51.
1076
DÜLGER, s. 6.
1077
MALONE-BĐRLEŞĐK KRALLIK, Pr. 81; Fransa’nın mahkum edildiği Kruslin ve Huvig kararlarının
hemen akabinde, AĐHM’nin, ancak belirli ağırlıktaki suçlar için bu tedbire başvurulabilmesine müsamaha
eden yaklaşımı Fransa’yı gerekli değişiklikleri yapmak noktasında harekete geçirmiştir. Bu bağlamda,
Fransız Adalet Bakanlığı yetkililerince başlatılan çalışmada dikkate alınan hususlardan biri de, yalnızca
ağır suçlar bakımından bu tedbire başvurulabilmesine izin veren bir yasal düzenleme yapılması
düşüncesidir1078. Bu amaca yönelik olarak, anılan kanunun orijinal metninde teknik dinlemenin bir soruşturma yöntemi olarak kullanılmasına imkan tanıyan 26 suç türü, genellikle organize suç ve ulusal güvenliği ilgilendiren ağır1079 federal1080suçlardı. Katalog dışı suçlarda sadece “iletişimin tespiti” işlemi yapılabilmektedir. Konuşmanın içeriği dinlenmediği için bazı yazarlar tarafından özel hayata tam bir müdahale olarak nitelendirilmeyen bu tedbire, katalog dışı suçlar bakımından ve sadece hakim kararı ile başvurulması Yargıtay tarafından tasdik edilmektedir1081. Yargıtay 5. Ceza Dairesi 03.10.2005 tarih ve 2005/14969-20489 sayılı kararında“…5271 sayılı CMK’nın, 5353 sayılı kanunun 17. maddesiyle değişik 135. maddesi uyarınca, "bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suçun işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka surette delil elde edilmesinin mümkün olmaması durumunda, hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kaydı alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir" denilmekte, iletişimin tespiti kararının verilebilmesi için tedbir kararına konu olan suçun CMK 135/6. maddesi kapsamında olmasının gerekmediği ifade edilmektedir. 5353 sayılı Kanunun 17. maddesiyle değişik CMK’nın 135/6 fıkrasında bu madde kapsamında "dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine" ilişkin hükümlerin fıkrada sayılan katalog suçlarla ilgili olarak uygulanabileceği öngörülmüştür. Soruşturma evresinde
şüphelinin kullandığı telefonla yaptığı görüşmelere ilişkin detay bilgilerinin, yani telefonla yapılan bağlantıların kimlerle ve ne zaman yapıldığının belirlenmesi anlamına gelen "tespit" yukarıda belirtilen CMK’nın 135. maddesinin 6. fıkrası kapsamı dışında bırakılmıştır. Bu nedenle, hangi suça ilişkin olursa olsun, şüpheliye ait telefondan kimlerle, ne zaman görüşüldüğüne dair "tespit" CMK’nın135/1. maddesi uyarınca hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının kararıyla mümkün olacaktır1082.
Bilindiği üzere, iletişimin denetlenmesi tedbiri üst başlığında yer alan iletişimin dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi tedbirlerinin
1078
ÖZDOĞAN, (2004), s. 30.
1079
AN OVERVIEW OF ELECTRONIC SURVEILLANCE: History and Current Status, D.1.1; DEMPSEY, “Communications Privacy In The Digital Age: Revitalizing The Federal Wiretap Laws To Enhance Privacy”.
1080
STEVENS/DOYLE, s. 37.
1081
KUNTER/YENĐSEY/NUHOĞLU , s.708.
1082
NUHOĞLU, Ayşe: Adli Amaçlı Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan Đletişimin Denetlenmesi,
uygulanmasında katalog suç koşulu aranırken, iletişimin tespiti kararının verilmesi için katalog suç şartı bulunmamaktadır1083. Kanundan doğan bu zorunluluğun değiştirilmesi, başka bir anlatımla, iletişimin tespiti bakımından da katalog suçu tasnifinin getirilmesinin uygun olacağı kanaatindeyiz1084. AĐHM içtihatları kapsamında, bu nitelikteki bilgiler de özel hayat kapsamında korunduğundan1085 iletişimin tespiti işleminin tüm suçlar için uygulanabilmesinin doğru bir uygulama olmadığını düşünmekteyiz. Bazı yazarlar1086 tarafından özel hayata tam bir müdahale olarak nitelendirilmeyen bu tedbir kapsamında, iletişim bilgilerinin ayrıntılı dökümünün çıkarılması, normalden farklı bir amaçla kullanıldığında, özel hayatın ihlali anlamına gelecektir. Nitekim, bazen niteliksiz bir bilginin işlenmesi, birtakım kritik bilgilere ulaşılmasını sağladığı için, bu bilgilere uygulanacak rejimin dikkatli seçilmesinde fayda vardır. Bu verileri inceleyen yetkililer, aslında bilmemeleri gereken verilere ulaşabilmektedirler1087. Bu itibarla, özel hayatın özüne ilişkin bu işlem bakımından da katalog uygulamasının getirilmesi uygun olacaktır. Katalog suçu şartının getirilmesi ile kastettiğimiz CMK 135’te sayılan suçlar için bu tedbire başvurulmasının sağlanması değildir. Kanaatimizce, bu tedbire ancak belli bir ceza eşiğinin aşılması halinde başvurulmalıdır.
Kanunda sayılan suçlara teşebbüs veya iştirak halinde de, bu tedbire başvurulabilir. Mesela, bir olayda A’nın, bir otomobilin içinden B’ye ateş ederek öldürmeye teşebbüs etmesi ve bu otomobilin de C tarafından kullanıldığı şüphesinin bulunması halinde A ve C‘nin telefonları denetim altına alınabilecektir. Aynı olayda kullanılan aracın D tarafından çalınmış olduğu şüphesi varsa, hırsızlık suçu katalog suçlar arasında yer almasa bile, suçta kullanılan otomobilin çalınması, kasten adam öldürme suçunu işlemeye yönelik olabileceğinden D’nin telefonu da dinlenebilir1088. Buna göre CMK’nın 135/3. maddesine göre madde kapsamındaki suçlardan biri söz konusu olduğunda, kuvvetli şüphe ve başka türlü delil elde etme imkanının olmaması halinde, bu suçlara
1083
ŞAHĐN, s. 379.
1084
5271 sayılı CMK’nın 135/6. maddesinde yer alan “bu madde hükümleri” ifadesi, 5353 sayılı kanunun
17. maddesi ile “bu madde kapsamında dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine
ilişkin hükümler” olarak değiştirilmiştir. Bu değişikliğe gidilmesinin temel sebebi, katalogda sayılan suçlarla
ilgili tedbirlerin sadece dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi olup “iletişimin tespiti”
bakımından suç yönünden bir katalog sınırlaması olmamasıydı(ÖZBEK, s. 424;ÜNVER / HAKERĐ, s.
172; NUHOĞLU, s. 11).
1085
MALONE-BĐRLEŞĐK KRALLIK, Pr. 84; KUNTER/YENĐSEY/NUHOĞLU, s. 704.
1086
KUNTER/YENĐSEY/NUHOĞLU , s.708.
1087
Hakim PETTITI, MALONE-BĐRLEŞĐK KRALLIK.
1088
iştirak edenler hakkında da iletişimin denetlenmesi tedbiri uygulanabilir. Buna karşılık, işlendikten sonra faillere yardım veya aracılık ya da yataklık yapan kişilerin iletişimi, bunların fiili suçtan önceki bir iştirak ilişkisi çerçevesinde olmadığı sürece denetlenmesi mümkün değildir. Nitekim, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme (TCK md. 281) ile suçluyu kayırma (TCK. Md.283) suçları iletişimin denetlenmesi tedbirinin uygulandığı katalog suçlar arasında yer almamaktadır1089.
Đletişimin denetlenmesi tedbirinin uygulanması sırasında, katalog dışındaki bir suçun öğrenilmesi durumunda bu kaydın kullanılması mümkün olmamaktadır. Ancak dinleme yapan görevlinin kamu görevlisi olması karşısında, bu suçu bildirme yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı değerlendirilecek olursa, TCK’nın 279. maddesi karşısında kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak haberdar olduğu bir suç söz konusu olduğundan bunu ilgili makamlara bildirmek zorundadır. Her ne kadar CMK’nın 138. maddesinde, tesadüfen elde edilen delillerin ancak bu katalog suçlarla ilgili olması halinde kullanılabileceği belirtilmekte ise de, anılan madde kamu görevlisinin ilgili makamlara bildirimde bulunmasını engellememektedir1090.
4422 sayılı kanun, sadece örgütlü suçlarda bu koruma tedbirine imkan vermekte ve belirtilen bu suçların 4422 sayılı Kanunun 1. maddesinde belirtilen amaçlarla işlenen suçlardan olması gerekmekteydi. Bu düzenleme hem kanunilik ilkesine aykırı olduğu ve hem de bu şekilde ve anılan kanunun 1. maddesinde belirtilen amaçla işlenen tüm suçları kapsadığı için eleştirilmekte ve bunun yerine katalog esasının getirilmesi önerilmekteydi1091. Bu bağlamda, CMK, ilk düzenlemede on altı suç bakımından bu tedbire imkan veriyordu. 5353 sayılı kanun ile fuhuş suçu ve Bankalar Kanununun 22. maddesinin 3.ve 4. fıkralarında tanımlanan zimmet suçu da eklenmek suretiyle toplam on sekiz suç bakımından bu tedbirin uygulanması mümkün hale gelmiştir. Bu suçların çıkar amacıyla ya da örgütlü olarak işlenmesi zorunlu değildir. Katalogda sayılan ve bireysel olarak işlenebilen kasten adam öldürme, işkence ve cinsel saldırı suçları bakımından bu tedbire başvurulması mümkündür1092.
1089 ÜNVER / HAKERĐ, s. 176. 1090 ÜNVER / HAKERĐ, s. 172-173. 1091
CENTEL, Nur: Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu 2000 Tasarısına eleştirel Yaklaşım, Mahmut
Teffik Birsel’e Armağan, Đzmir 2001,(armağan), s.508;ERDEM/ÖZBEK, s.283-285.
1092
ÖZBEK, s.424. CMK’nın 2001 tasarısında ise, katalog tarzı uygulamadan ziyade beş yıl veya
daha fazla hürriyeti bağlayıcı ceza gerektiren suçlarda bu tedbirin uygulanabileceği belirtilmekteydi.(