• Sonuç bulunamadı

1.2. ABD’de Đletişimin Denetlenmesi Mevzuatı

1.2.3.1. FISA’yı Do ğ uran Tarihsel Süreç

Đkinci dünya savaşından sonra başlatılan Shamrock (Yonca) operasyonu ile Amerikan Ordusu, RCA Global, ITT World Communications and Western Union International gibi

şirketlere sensörler yerleştirmişti. Đstihbarat akışını sağlamak amacıyla, Amerikan Savunma Bakanlığı (Department of Defense) şirketlerden iletişime müdahaleye devam edilmesini, şirketlerin bu eylemlerinin cezai sorumluluktan muaf olduğunu ifade etmiştir. Kamuoyundan saklanan bu uygulama Başkan Truman’ın bilgisi dahilinde devam etmiştir. 1949 ile 1975 yılları arasında ise, başkanlara bildirilmeden uygulama sürdürülmüştür. 1970’li yıllar itibariyle, tüm iletişimi kayda alan manyetik bantlar

aracılığıyla aylık yaklaşık 150 000 mesaj (message) incelenmek üzere

denetlenmiştir481. 475 WONG, 3.5.11; 18 U.S.C. § 3126. 476 18 U.S.C. § 3126(1). 477 18 U.S.C. § 3126(2). 478 18 U.S.C. § 3126(3). 479 18 U.S.C. § 3126(4). 480 18 U.S.C. § 3126(5) 481 DONOHUE, s. 9-10.

Shamrock operasyonunun yanısıra Milli Güvenlik Ajansı (NSA-National Security Agency), sivil itaatsizlik hareketlerine, savaş karşıtı eylemlere vs. karışan kişileri takip altına almıştır. Minaret adı verilen çok gizli bir proje başlatılmış, bu tür hareketleri başlatan ya da teşvik eden NSA olmasına rağmen, bu ajansın isminin bu tür hareketlerle anılması bir şekilde engellenmiştir. NSA, ABD’den Küba’ya seyahat eden vatandaşlarını takip etmekle başlattığı faaliyetlerini, daha sonra Başkan’ı tehdit ettiğine inanılan kişileri listelemekle devam ettirdi. FBI ve Narkotik Bürosu (The Bureau of Narcotics and Dangerous Drugs) bu listeye, terör ve uyuşturucu suçlarına karıştığı iddia edilen kişileri de dahil etmeye başladı. Nihai olarak, 1971 yılında bu program tüm cezai aktivitelere ve yıkıcı aktiviteleri destekleyen tüm faaliyetlere teşmil edildi. Ekim 1973’de NSA bu uygulamayı sona erdirdi. Bununla birlikte, anayasal haklarını kullanan yüz binlerce insan takibe maruz kalmaktan kurtulamadı482.

CIA de, Chaos adı verilen bir program çerçevesinde ülke içinde karşı casusluk projesi yürütmüştür. Başkan Lyndon Johnson (1963-1969) ve Richard Nixon (1969-1974)483 dönemlerinde savaş karşıtı eylemlerle dış güçler arasında irtibat kurulması çabaları bu programın hayata geçirilmesine neden olmuştur. CIA tarafından 4’ü Başkan Johnson’a, biri de Başkan Nixon’a sunulan toplam 5 raporda, bu hareketlerin arkasında herhangi bir dış güç bağlantısı kurulamadığı ifade edilmiş, ancak bu arada, yaklaşık 300 000 ABD vatandaşı takip mağduru olmuştur484. 1945 ile 1975 yılları arasında milli güvenlik saikiyle yapılan teknik takipler, siyasi gücün bir enstrümanı haline gelmiş, her bir takip aslında dar bir çerçevede başlamış olmasına rağmen gittikçe daha fazla Amerikan vatandaşını kapsamına almıştır485.

Milli güvenlik gerekçesiyle ve mahkeme kararı bulunmaksızın iletişimin denetlenmesi sorunu, ilk olarak United States-United States District Court davasında ele alınmıştır. Bu dava, bir grup Vietnam savaşı protestocusunun Michigan-Ann Arbor’daki askere 482 DONOHUE, s. 9-10. 483 http://www.whitehouse.gov/history/presidents/chronological.html .(ĐET:) 484

Bu dönemde Amerikan ordusu, teknik takip yoluna başvurmuş, Conus adı verilen bir operasyon

çerçevesinde yaklaşık 100 000 siyasi aktivistin iletişimine müdahale edilmiştir. Haklarında takibat yapılan

kişiler arasında, Senatörler Adlai Stevenson(III), J. William Fulbright ve Eugene McCarthy, Parlamenter

Abner Mikva, şarkıcı Joan Baez ve sivil haklar savunucusu Martin Luther King de vardır. Bunun yanısıra

ACLU (American Civil Liberties Union-Amerika Sivil Özgürlükler Birliği), Americans for Democratic Action

(Demokratik Hareket Taraftarı Amerikalılar), NAACP(National Association for the Advancement of Colored

People-Renkli Đnsanların Terakkisi Milli Birliği), the American Friends Service Committee(Amerikalı Dostlar

Hizmet Komitesi) ve the Southern Christian Leadership Conference(Güney Hristiyan Liderlik Konferansı) gibi sivil hak savunucusu örgütler de vardır. DONOHUE, s. 12.

485

alma bürosunu ve birkaç hükümet binasını havaya uçurma denemesi ile ilgilidir. Mahkeme kararı olmaksızın milli güvenlik saikiyle elde edilen ve yargılamada kullanılan delillerin yasadışı olduğu iddiasıyla ilgili olarak Mahkeme, hükümetin milli güvenlikle ilgili suçlar hakkında yapılacak soruşturmada, önceden alınmış bir mahkeme kararının gerekli olduğuna hükmetmiştir. Bununla birlikte, Mahkeme, bu tür suçların farklı bir politikayı gerektirdiğini vurgulayarak, Kongrenin, bu tür suçlarla ilgili soruşturma tekniklerinin sıradan suçlarla aynı olup olmaması gerektiği hususunda bir araştırma yapmasını tavsiye etmiştir486. Gerçekten de, bu karar tarihi itibariyle, Teknik Dinleme Kanunu, Başkan’a milli güvenlikle ilgili konularda tedbir almasına izin vermesine rağmen487, sadece adli nitelikli suçlarla ilgili delil toplama amacına matuf olması halinde iletişimin denetlenmesine imkan tanımaktaydı488.

FISA, 1978’de kanunlaştırılmış489 ve daha sonra 1986 tarihli ECPA ve Patriot Kanunu ile bazı hükümleri değişikliğe uğramıştır. Kanun, NSA490’nin adının karıştığı iç casusluk tartışmaları ile FBI, CIA ve NSA’ya isnat olunan casusluk skandallarının ortaya çıkması sonrasında yasalaştırılmıştır. Bu istihbarat skandallarının bir kısmı, Senatör Frank Church tarafından başkanlık edildiği için Church Committe491 olarak adlandırılan bir komitenin yayınladığı raporlarla belgelenmiştir492.

486

BULZOMI,”Foreign Intelligence Surveillance Act”.

487

AN OVERVIEW OF ELECTRONIC SURVEILLANCE, History and Current Status, D.1.3.

488

BULZOMI,”Foreign Intelligence Surveillance Act”.

489

(Public Law 95-511), http://www.cnss.org/PL%2095-511.pdf , (ĐET:25.9.2007).

490

Milli Güvenlik Ajansı (NSA-National Security Agency), gizli bilgileri korumak için şifreleyen, şifreleri

çözen ya da iletişim konularıyla ilgili diğer hususlarla ilgilenen hükümet ajansıdır. 1952 yılında kurulmuş

olmasına rağmen, bu ajans, 1975 yılında bile pek çok ABD vatandaşının bilmediği bir örgüttü. Savunma

Bakanlığının bir parçası olarak yapılandırılan bu örgütün yazılı bir programı(charter) bulunmamaktaydı.

NSA’nın öncelikli misyonu elektronik istihbarat teminiydi. Bu misyon, 1970’li yıllarda binlerce kişinin

NSA’da istihdam edilmesine neden olmuştur. Genellikle rejim muhalifi ABD vatandaşları hakkında

çalışmalar yapan NSA, Minaret adı verilen bir projeyle, barış grupları, siyah hakları için kurulmuş örgütler,

vs. hakkında takibat başlatmıştı. http://www.aarclibrary.org/publib/church/reports/vol5/contents.htm ,

(ĐET:25.9. 2007).

491

Church Committee tarafından kaleme alınmış 14 raporda, ABD istihbarat ajanslarının kuruluş, çalışma

tarzı ve suiistimalleri hakkında önemli bilgiler mevcuttu. 1975 ve 1976 yıllarında yayınlanmış olan bu

raporlarda, ABD’nin, bazı ülkelerin liderlerine ilişkin suikast girişimlerine ilişkin birtakım iddia ve tespitler

bulunmaktaydı. Bu bağlamda, Kongo lideri Patrice Lumumba, Küba lideri Fidel Castro, Dominik

Cumhuriyeti lideri Rafael Trujillo, Vietnam’dan Diem kardeşler ve Şili’den General Rene Schneider

hakkındaki suikast eylemleri hakkında ABD ile ilgili olarak ithamlar bulunmaktaydı. Bu 14 rapor, istihbarat

faaliyetleri ile ilgili olarak, kamuoyunun bilgisine sunulmuş en geniş kapsamlı çalışma olarak görülmektedir.

http://www.aarclibrary.org/publib/church/reports/contents.htm,(ĐET:30.10.2007); Church Committee

hakkında bilgi için ayrıca Bk. DONOHUE, s.13.

492

DONOHUE, s. 13; ADLER, Andrew: “The Notice Problem, Unlawful Electronic Surveillance, and Civil Liability Under the Foreign Intelligence Surveillance Act”, 61 U. Miami L. Rev. 393, University of Miami Law Review, 2007, s.3; KHAN, s.68.