• Sonuç bulunamadı

3. ARAŞTIRMA BULGULARI

3.4. Bulgular ve Yorumlar

3.4.8. Gazetelerin yönelimi

3.4.8.5. Hürriyet gazetesinin yaklaşımı

Çizelge 3.13. Hürriyet’in tutumu

Hürriyet’te 1 Ağustos-13 Eylül tarihlerinde referanduma ilişkin ilk sayfada 37 haber yer almaktadır. Bu haberlerin 24’ü nötr, 9’u olumsuz, 4’ü de olumlu olarak değerlendirilmiştir. Elde edilen bulgular Çizelge 3.13’te sunulmaktadır.

Hürriyet’in referandum sürecindeki tutumunu daha doğru anlamamız için haber sayısını ve konumunu tekrar hatırlamamız gerekmektedir. Gazete, söz konusu tarih aralığında anayasa paketine ilişkin 37 haber yayınlanmıştır. Bu haberlerin 6’sı manşetten, 2’si sürmanşetten, 29’u da diğer konumlardan sunulmuştur.

Yukarıdaki verilere baktığımızda haber sayısının düşük olmasının yanı sıra, çoğunlukla manşet ve sürmanşet dışındaki konumlardan yayınlandığı anlaşılmaktadır. Bu durum, Hürriyet’in referandum sürecine gereken ilgiyi göstermediğini ve halk oylamasını görmezlikten gelmeye çalıştığını ortaya koymaktadır. Olumlu; 4 Olumsuz ; 9 Nötr; 24

Hürriyet’in tutumunu gösteren verilere baktığımızda ise diğer gazetelerden farklı bir durum söz konudur. Hürriyet’te, diğer gazetelerden farklı olarak her tutuma (olumlu, olumsuz ve nötr) ilişkin haber yer almaktadır. Medyada tekelleşmenin ve sermaye odaklı yapının en önemli temsilcisi konumunda olan Hürriyet, referandum sürecinde herkesi memnun etme uğraşındadır.

Gazetede, AK Parti iktidarının yürüttüğü ‘evet’ propagandasını destekleyen haber sayısı 4’tür. CHP ve MHP’nin halk oylaması sürecinde yürüttüğü ‘hayır’ kampanyası yanlısı haber sayısı ise 9’dur. Bu rakamlara baktığımızda, gazetenin referandumda olumsuz kanada daha yakın olduğunu söyleyebiliriz.

Ancak Hürriyet’teki 4 olumlu haberin 3’ünü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın söylemleri oluşturmaktadır. Bu durum, sermaye odaklı Hürriyet’in bir yandan da AK Parti iktidarına yani Başbakan Erdoğan’a şirin gözükme çabası içerisinde olduğunu göstermektedir.

Buradan da anlaşılacağı üzere gazetedeki nötr haberlerin fazlalığı (24 haber) yürütülen denge politikasının bir sonucudur. Ticari bir araç haline gelen medya organlarının lokomotifi konumundaki Hürriyet, aynı zamanda en önemli gelir kaynağı olan iktidarı da kırmak istememektedir. Gazete, hem iktidarı hem de muhalefeti karşısına almamak için referandum sürecinde tarafsız bir görüntü vermeye çalışmıştır.

Hürriyet’teki olumsuz haberlere bakacak olursak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bitaraf olan bertaraf olur” (Milliyet gazetesi, 17 Ağustos 2010), sözlerine karşın TÜSİAD’ın yaptığı açıklama, övücü sözlerle 18 Ağustos 2010 tarihinde haberleştirilmiştir. Haberde, açıklamanın adeta Başbakana cevap niteliğinde olduğu belirtilerek, ‘‘Başbakanın bu sözleri için ‘Talihsiz bir yaklaşım’ diyen TÜSİAD, bertarafın ‘yok edilmek’ anlamına geldiğine dikkati çekti’’ ifadesi kullanılmıştır.

23 Ağustos 2010 tarihinde yayınlanan haberde de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kırklareli, Lüleburgaz ve İstanbul’daki mitinglerinde meydanların dolduğu vurgulanmaktadır. CHP liderinin mitinglerde binlere seslendiğine özellikle işaret edilmektedir. Ayrıca haber, Kılıçdaroğlu’nun gülümseyerek güvercin uçurduğu

fotoğrafla desteklenmektedir. Aynı gün yer alan bir diğer haber de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşması, ‘‘Yine CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu hedef aldı’’ şeklinde sunulmuştur.

Gazetenin 25 Ağustos 2010 tarihli sayfasında çıkan haberde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Sivas mitinginde anayasa paketindeki yargı düzenlemelerine ilişkin yaptığı açıklamalarla ilgili, “Başbakan Erdoğan, Sivas mitinginde yargının CHP’nin arka bahçesi haline getirildiğini iddia etti’’ değerlendirmesinde bulunulmuştur.

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’in adli yılın açılışında yaptığı konuşma ise ‘‘Arka Bahçe Olmayacağız’’ başlığıyla manşetten verilmiştir. Haber, şöyle devam etmektedir:

Anayasa değişikliğini sert bir dille eleştiren Gerçeker, pakete, ‘‘Kuvvetler ayrılığı ilkesi ve yargı bağımsızlığını ortadan kaldırıyor. Hukuk devletini zedeliyor. HSYK’yı çalışamaz hale getiriyor. Yargıyı siyasallaştırıyor’’ gerekçesiyle karşı çıktı (Hürriyet gazetesi, 7 Eylül 2010).

Hürriyet, 10 Eylül 2010 tarihli nüshasında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bayram namazı sonrası halka hitap etmesini değerlendiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sözlerine yer vermiştir. Gazete, haberin başlığını ise tamamen yoruma dayalı olarak, ‘‘Bahçeli’den ‘camide propaganda’ tepkisi’’ şeklinde atmıştır. Gazetede, 28 Ağustos 2010 tarihinde manşetten yayınlanan haberde de Abdullah Öcalan ile devletin görüştüğü dile getirilmektedir. PKK’nın tek taraflı olarak ateşkes ilan etmesinin referandum öncesi Öcalan ile yapılan görüşmelerin bir sonucu olduğu belirtilmektedir. Referandum öncesi devlet ile PKK’yı diyalog halinde gösteren haber, şöyledir:

Başta MİT olmak üzere devletin istihbarat birimleri, Kuzey Irak-Avrupa-İmralı ekseninde örgüt elemanları veya örgütle bağlantıları olan isimlerle de görüşüyor. Son ateşkes de referandum öncesi başlayan müzakerelerin bir uzantısı. Devlette, ‘‘Sen konuşmazsan başkaları konuşur ve kontrol senden çıkar’’ görüşü hakim (Hürriyet gazetesi, 28 Ağustos 2010).

Hürriyet’teki olumlu haberlere baktığımızda ise 4 Eylül ve 6 Eylül 2010 tarihlerinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın mitinglerinden oluşan haberlerle karşılaşmaktayız. Her iki haberde coşkulu bir kalabalık ve Başbakan Erdoğan’ın gülümseyerek halkı selamladığı fotoğrafla olumlu bir hava yaratılmıştır.

Bunun yanı sıra 4 Eylül 2010 tarihinde Diyarbakır’da gerçekleştirilen mitingde Erdoğan’ın, referandumda ‘boykot’ kararı alan BDP’nin kalesi olan kentte halka ‘‘tehditlere boyun eğmeden’’ sandığa gitmeleri çağrısında bulunduğu dile getirilmektedir. 6 Eylül 2010 tarihli haberde de İstanbul Kazlıçeşme’deki mitinge 380 bin kişin katıldığı koyu harflerle vurgulanmaktadır.

Hürriyet, referandum sonucunu da manşetten ‘‘zafer’’ olarak tanımlamaktadır. ‘‘İkinci Balkon Konuşması’’ başlığıyla verilen haber şu şekildedir:

Erdoğan, referandum zaferini yorumlarken 2007 seçim akşamı AK Parti balkon konuşmasında olduğu gibi ‘Herkes kazandı’ diyerek ılımlı bir üslup kullandı: ‘‘Evet diyen de hayır diyen de kazanmıştır. 2011’de anayasayı uzlaşarak değiştireceğiz. Bu sonucun ülkemize, milletimize ve bütün vatandaşlarımıza hayırlı olmasını Allah’tan temenni ediyorum. Türkiye demokrasi bayramından yüzünün akıyla çıkmıştır. Seçim sürecinde birilerini incittiysem özür dilerim, hakaretlere karşı hakkımı helal ediyorum’’ (Hürriyet gazetesi, 13 Eylül 2010).