• Sonuç bulunamadı

3. ARAŞTIRMA BULGULARI

3.2. Gazeteler

Bu çalışmada, 12 Eylül 2010 kısmi anayasa değişikliği halk oylamasından önce belirlenen beş gazetenin seçiminde, yayın çizgilerindeki farklılıklar dikkate alınmıştır. Gazetelerin duruşları saptanarak, merkezden sağ ve sol çizgiye doğru konumlandırma yapılmıştır.

Liberal bir duruş sergileyen Taraf merkeze yerleştirilmiş, merkez sağda Sabah, merkez solda ise Hürriyet konumlandırılmıştır. Ulusalcı yayın politikasını benimseyen Cumhuriyet sol çizginin, muhafazakar bir yapıya sahip Zaman da sağ çizginin uç kısımlarında konumlandırılmıştır.

Referandumun yapılmasına 1 hafta kala (6 Eylül-12 Eylül 2010) Zaman 655 bin, Hürriyet 430 bin, Sabah 345 bin, Cumhuriyet 55 bin, Taraf ise günlük ortalama 50 bin tiraja sahiptir. Bu 5 gazetenin toplam tirajı (1 milyon 535 bin), günlük ortalama 4 milyon 370 bin tiraja sahip ulusal yazılı basın sektöründe yüzde 35.12 paya denk düşmektedir (http://www.medyatava.com).

3.2.1. Taraf

Taraf, Alkım Gazetecilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına Başar Arslan’ın sahipliğinde, Ahmet Altan ve Alev Er’in genel yayın yönetmenliğinde 15 Kasım 2007’de ‘‘Düşünmek Taraf Olmaktır’’ sloganıyla yayın hayatına başlamıştır (Aladağ, 2013: 133).

2007’nin sonuna doğru Taraf’ın yayın hayatına başlaması, Dağlıca Karakolu baskınının ve DTP’ye (Demokratik Toplum Partisi) açılan kapatma davasını yoğun bir şekilde tartışıldığı bir döneme denk gelmiştir. Ancak daha sonraki birkaç yılın ana gündemini oluşturan tartışmalar 2008 yılında yaşanmıştır. Üstelik bu tartışmalar Taraf’ın genel yayın politikasında önemli bir yerde duran ‘‘vesayet’’ tartışmalarına da güçlü bir dayanak oluşturmuştur.

22 Ocak 2008 tarihinde 6 ilde 24 ayrı adrese yapılan polis baskınlarında emekli Tümgeneral Veli Küçük ve avukat Kemal Kerinçsiz dahil 33 kişi gözaltına alındı. Polisin bu operasyonu Taraf’ta ‘‘Kızılelma Hoşaf Oldu’’ manşetiyle, ‘‘İki yıldır

hayatımızı zindan eden ve aralarında Veli Küçük gibi emekli generallerin de bulunduğu ‘uluslacı’ Kızılelma koalisyonu polis operasyonuyla bir gece derdest edildi’’ haberiyle verildi (Taraf Gazetesi, 23 0cak 2008).

12 Haziran 2007’de Ümraniye’de bulunan el bombalarıyla ilgili soruşturma başka delilerin olduğu iddiasıyla genişletildi ve konu kamuoyuna ve dava iddianamesine ‘‘Ergenekon’’ olarak geçti. Taraf, böyle bir dönemde yayın hayatına başlamış oldu.

2008 ve 2009’da devam eden Ergenekon tutuklamaları ve 2010’nun hemen başında başlayıp genişleyen Balyoz tutuklamaları gündemde uzun süre tartışılan konular haline geldi. Bütün bu süreçte Taraf, hem yayınladığı belgelerle hem de yaptığı haberler ve yorumlarla süreci açıktan destekledi (Aladağ, 2013: 180).

Taraf, yayınladığı çoğu TSK (Türk Silahlı Kuvvetleri) çıkışlı olan belgelerle de belli bir süre gündemi belirlemeyi başardı ve gazetenin ‘‘askeri vesayet’’ karşısında bir kimlik kazanması bakımından bu haberle belirleyici bir rol oynadı. Bu bakımdan kamuoyundaki Taraf algısının çoğunlukla bu TSK çıkışlı belgelerle şekillendiğini söyleyebiliriz (Aladağ, 2013: 174).

Gerçekten de gazete yayın hayatına başladığından itibaren daha önce örneklerine pek rastlanılmayan bir şekilde, yaptığı haberlerle ve açıkladığı ‘‘gizli’’ belgelerle ve darbe planlarıyla 2000 öncesi siyasi yapının kırmızı çizgilerini yüksek sesle tartışmaya başladı.

Aladağ’ın (2013: 173) altını çizdiği gibi Taraf, sadece solu değil, değişimi hedefleyen farklı kesimleri de okuyucu kitlesi olarak kazanmayı hedefledi. Varılacak yerin neresi olduğundan çok, değişmesi gerekenin ne olduğu konusundaki hemfikirlik, yani ‘‘vesayet sisteminin çözülüşü’’, resmi ideoloji karşısında eleştirel yaklaşıma sahip bazı kesimlerin politik anlamda ortak hareket etmesine olanak kıldı.

Genel olarak kendisini sivilleşme ve özgürleşme hareketine öncüsü ilan eden Taraf, ‘‘sivil toplum’’, ‘‘demokratikleşme’’, ‘‘küreselleşme’’, ‘‘normalleşme’’,

‘‘vesayet’’ gibi kavramlara dayanan bir söylem oluşturdu. Türkiye’nin son 10 yılını bir demokratikleşme süreci olarak tahlil etti.

3.2.2. Hürriyet

Tez çalışmasında Sabah ile birlikte sermaye grubunun temsilcisi durumundaki Hürriyet ise 1 Mayıs 1948 yılında yayın hayatına başlamıştır. Türkiye’nin çok partili döneme geçiş yıllarında girdiği yayın hayatını günümüzde de sürdürmektedir. 1968 yılında Haldun Simavi Hürriyet’ten çekilince, gazetenin yönetimini Erol Simavi’nin oğlu Sedat Simavi devralmıştır. Deneyimli olması sebebiyle gazetenin başına, Yaşar Eroğlu’nu getirmiş, fakat 71 milyon dolar borçlanınca Erol Simavi, Hürriyet’i Milliyet gazetesinin sahibi Aydın Doğan’a satmıştır. Böylece Hürriyet sermaye sınıfının kontrolü altına girmiştir (Acar, 2006: 54).

Hürriyet’in yeni sahibi Doğan Şirketler Grubu, iş dünyasına ilk adımlarını Onursal Başkan Aydın Doğan’ın 1959 yılında Mecidiyeköy Vergi Dairesi’ne kaydolması ve 1961’de otomotiv alanınla ilk şirketini kurmasıyla atmıştır. Bugün grup şirketleri medya, enerji ve perakende sektörleri başta olmak üzere sanayi, gayrimenkul pazarlama, turizm ve finansal hizmetler alanlarında rol üstlenmektedir (http://www.doganholding.com.tr, 16.05.2014).

Üretim ve ticari faaliyetlerinde küresel başarıyı hedefleyen Doğan Grubu, tüm sektörlerde son teknolojiyi yakından takip etmektedir. Grup, ürün ve hizmetleriyle faaliyet gösterdiği geniş coğrafyada, 5 uluslararası grupla kurduğu stratejik işbirliklerini etkin biçimde yürütmektedir. Grup, 12 bin 798’i doğrudan olmak üzere 23 bini aşkın kişiye iş imkanı sağlamaktadır (http://www.doganholding.com.tr, 16.05.2014).

1997 yılından bu yana Doğan Yayın Holding (DYH) bünyesinde yürütülen medya faaliyetleri, Doğan Şirketler Grubu Holding’in yatırımlarını odakladığı ana iş kollarından biridir. Doğan Holding’in medya sektöründeki hedefi, liderliğini sürdürmek ve başarısını uluslararası platformlara taşımaktır. DYH’nin faaliyet gösterdiği alanlar arasında gazete, dergi, ajans, kitap, televizyon, radyo yayıncılığı ve yapımcılığı, internet, dijital dünya, basım ve dağıtım yer almaktadır. DYH,

Hürriyet, Doğan Gazetecilik ve Doğan Burda payları Borsa İstanbul’da işlem görmektedir (http://www.doganholding.com.tr, 16.05.2014).

DYH’nin aynı zamanda yabancı ortakları da vardır ve 1980’den itibaren globalleşen medyanın Türkiye’deki en önemli temsilcisi konumundadır. DYH’nin en büyük yabancı ortağını Alman Axel Springer Verlag AG oluşturmaktadır. Axel Springer Verlag AG, Almanya’nın en öneli gazetelerinden Bild’in sahibidir. Doğan Grubu’nun ayrıca Warner ortaklığı sonucu CNN Türk’ü kurmuştur. Grubun televizyon alanındaki ilk ortaklığı 1999 yılında Warner ile CNN Türk’ün kurulmasında gerçekleşmiştir (Özer, 2011: 117).

Doğan Şirketler Grubu’nun asıl büyümesi ise Hürriyet’in satın alınmasından sonra 1990 ve 2000’li yıllarda gerçekleşmiştir. Grubun büyümesi özelleştirmeler süreci içindeki şirketlerin satın alınması biçiminde yaşanmıştır. Hürriyet, Doğan Grubu’nun sermayesini arttırmasında her zaman en önemli araç olmuştur (Kaya, 2009: 273).

3.2.3. Sabah

Bir diğer sermaye gazetesi Sabah, 22 Nisan 1985’te Dinç Bilgin’in sahipliğinde yayın hayatına girmiştir. Sabah’ın çıktığı tarihin en önemli özelliği, bu dönemde basın dışında kazanılan sermayenin basına girmesi ve basın sermayesinin finans sermayesiyle bütünleşmesidir (Kürne, 2008: 42).

Gazeteci bir aileden gelen Dinç Bilgi’nin patronluğundaki gazeteye, 2000 yılında Ciner Grubu ortak olmuştur. 3 Mayıs 2005 yılında Ciner ve Merkez grupların ortaklığında yayına devam eden Sabah’a, 2 Nisan 2007’de Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) el koymuştur. Sabah’ın daha sonra 22 Nisan 2008’de TMSF tarafından Çalık Holding’e satışı onaylanmıştır. Sabah, Rekabet Kurumu’nun 19 Aralık 2013 tarihli onayıyla Kalyon İnşaat’ın sahibi Zirve Holding’in kontrolü altına girmiştir (http://www.rekabet.gov.tr, 26.05.2014).

Sabah, 12 Eylül 2010 tarihli referandum sürecinde Çalık Holding’in bünyesinde bulunmaktaydı. Ahmet Çalık’ın girişimleriyle 1981 yılında kurulan Çalık Holding, şu

an enerji, telekom, tekstil, inşaat, finans ve madencilik alanlarında faaliyet göstermektedir (http://www.calik.com.tr, 26.05.2014).

Türkiye’nin en büyük sermaye kuruluşları arasında yer alan Çalık Holding, 17 ülkede yaklaşık 200 bin kişiye istihdam sağlamaktadır. Orta Asya, Balkanlar, Orta Doğu ve Afrika’da faaliyetlerini sürdürmektedir. Holding, dünyanın önde gelen şirketleriyle uluslararası işbirliği içerisindedir (http://www.calik.com.tr, 26.05.2014).

Çalık Holding, 15 bin çalışanı ve 2 milyar dolar olan aktif büyüklüğü ile AK Parti döneminde hızla büyüyen holdingler arasında önemli bir yer tutmuştur. Bir çok iş kolunda faaliyet gösteren Çalık Şirketler Grubu, Başbakanın damadı ve onun ağabeyine yönetimde yer vermesiyle adından söz ettirmiş ve haberlerinde de egemen ideolojinin temsilciliğini yapmıştır (Kaya, 2009: 264).

Çalık Holding, AK Parti iktidarı döneminde yatırımlarını hızla artırmıştır. Arnavutluk’un en büyük sabit telefon operatörü ve internet sağlayıcısı ALBtelecom, 2007’de Çalık Holding bünyesine katılmıştır. Rusya ve Kazakistan çıkışlı petrollerin boğazlardan geçmeden Akdeniz’e iletilmesini sağlayacak Samsun-Adana-Ceyhan hem petrol projesi ve Adana-Yumurtalık’ta geliştirilmesi planlanan rafineri ile petrokimya projesi de Çalık Holding’in bölge coğrafyasındaki önemli yatırımları arasında yer almaktadır.

3.2.4. Cumhuriyet

Cumhuriyet ise 7 Mayıs 1924 yılında Yunus Nadi tarafından kurulmuştur. 29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyet yönetiminin ilkelerini savunmak için Mustafa Kemal Atatürk’ün desteğiyle yayınlanmaya başlanmıştır (Kürne, 2008: 44).

Gazete, Cumhuriyet kavramını ülkeye yaymak, ilke ve devrimlerini halka benimsetmek amacıyla ilk sayısını yayınlamıştır. Yunus Nadi, ilk sayıda gazetenin amacını şöyle açıklamıştır:

Cumhuriyet’in siyasi programı isminden belli olduğu gibi onu yayımlayanların siyasi hayatları da bellidir. Cumhuriyet, Türkiye’de büyük kavgalarla elde dilmiş tarihi bir sonuçtur. Biz, elde edilen bu amaç uğrunda fiilen çalışmış insanlarız. Memlekette bu zafer ve galip fikrin çok kuvvetli taraftarları

vardır. Cumhuriyet, memlekete mal olmuş bir fikirdir. Biz onun temsilcisi ve koruyucusuyuz (Cumhuriyet gazetesi, 24 Mayıs 1924).

Cumhuriyet diğer yazılı basın kuruluşlarından farklı bir konumdadır. Çünkü gazetenin sahiplerinin bir holdingi mevcut değildir. Gazete sermaye odaklarından uzak durmaya çalışmıştır ve hiçbir şekilde holdingleşme yoluna gitmemiştir. Cumhuriyet’in imtiyaz sahibi Cumhuriyet Vakfı’dır. Cumhuriyet Vakfı’nda hiçbir kişi ya da kurumun hissesi yoktur (http://www.cumhuriyet.com.tr, 26.05.2014).

Cumhuriyet’in yayın ilke ve politikaları, gazetenin sahibi olan Cumhuriyet Vakfı’nın resmi senedinde şu şekilde belirtilmektedir:

Cumhuriyet ne hükümet, ne de parti gazetesidir. Cumhuriyet yalnız Cumhuriyet’in, bilimsel ve yaygın anlatımıyla demokrasinin savunucusudur. Cumhuriyet ve demokrasi fikir ve esaslarını yıkmaya çalışan her kuvvete karşı mücadele edecektir. Ülkemizde her anlamıyla gerçek bir demokrasi kurulması için bütün varlığı ile çalışacaktır. Cumhuriyet, Atatürk devrim ve ilkelerinin açtığı ‘aydınlanma’ yolunda aklın bağnazlıktan, bilimin dinden bağımsızlaşması, laiklik ilkesinin toplumca benimsenmesi için çaba gösterecektir.

İnsan Hakları ve Temel Özgürlükler Bildirgesini demokrasinin temel anayasası olarak benimseyen Cumhuriyet, amaçlarına ancak Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve bütünlüğü kapsamında ulaşacağını temel ilke sayar. Kimliği, ilkeleri ve amaçları, bu uzun süre içinde belirlenip toplumda kök salan Cumhuriyet’i aynı yörüngede yaşatmak Cumhuriyet Türkiye’sine, topluma ve Cumhuriyet okurlarına karşı bir ödev niteliğine dönüşmüştür. Cumhuriyet Vakfı, bu amacı yerine getirmek için kurulmuştur.

3.2.5. Zaman

Zaman da 3 Kasım 1986 yılında Fehmi Koru’nun yönetiminde medya sektöründeki yerini almış muhafazakar ideolojiye sahip bir gazetedir. ‘‘Farklı Gazete’’ sloganıyla yayın hayatına giren Zaman, ilk günden itibaren Ekrem Dumanlı’nın genel yayın yönetmenliğinde okurlarına ulaşmaktadır (Acar, 2006: 50).

Zaman’ın ABD, Avusturalya, Azerbaycan, Bulgaristan, İskandinavya, Benelüks, İngiltere, İsviçre, Kazakistan, Kırgızistan, Makedonya, Romanya, Türkmenistan, Fransa ve Avusturya’da temsilcilikleri bulunmaktadır (http://www.zaman.com.tr, 26.05.2014).

Zaman, Türkiye’nin en çok tiraja sahip gazetesi konumundadır. Bayi satışına yıllık abone sistemini de ekleyen gazete, tirajını yaklaşık 350 bin artırmıştır. Gazetenin günümüzde ortalama günlük tirajı 950 bin-1 milyon bandı arasında değişmektedir (http://www.medyatava.com, 26.05.2014).

Gazetenin yayın ilkelerini sosyal adalet, hukuk devleti, demokrasi, evrensel ve toplumsal barış, anayasal düzen, özgürlük, islam ve müslümanların doğru tanıtılması gibi kavramlar oluşturmaktadır (http://www.zaman.com.tr, 26.05.2014).

Yayın ilkeleri arasında ‘‘Zaman’da çalışan gazeteciler, sebep oldukları her ‘gazetecilik günahı’ndan onlara bu imkanlara sunanların da maddi-manevi olarak hesaba çekileceğini unutmamalıdır’’ ve ‘‘Batılı yani çirkin şeyler tasvir edilmemelidir. Alkol, kumar, uyuşturucu, şiddet, cinayet, hırsızlık, fuhuş, dolandırıcılık gibi konulardaki yayınların zihin bulandıran, teşvik eden ve özendiren mahiyette olmaması gerekir. Çok tekrarlanan haberlerin etkisi ibret almaktan daha çok örnek almak şeklinde gerçekleşmektedir’’ maddeleri bulunmaktadır (http://www.zaman.com.tr, 26.05.2014).