• Sonuç bulunamadı

DİNAMİKLERİ

2.1. Karar Birimlerine Yönelik Genel Görüşler

2.1.2. Baskın Grup Üzerine Görüşler

2.1.2.1. Grup Üyelerinin Kişilik Özelliklerinin Etkisi

Grup üyelerinin kişilik özelliklerinin karar alma sürecine etkisine baktığımızda, kişilik özelliklerinin grup kararlarını etkileyebileceği yönünde ortak kanaate ulaşılmaktadır. Bu çerçevede Kaarbo gibi akademisyenler, çoğunlukla analizlerinde kimlik olgusuna yönelmektedir. Kellerman ve Kaarbo çalışmalarında grup dinamikleri konusunda görüş birliğine varmışlardır. Grup içerisindeki uyumu bozmamak, grup tarafından dışlanmama güdüsü gibi etmenler, grup dinamiklerini oluşturan unsurlardır. Buna göre, grup dinamikleri doğrultusunda karar alma sürecinin etkilenme olasılığı yüksektir. Bireylerin değişime olan dayanıklılığı konusunda Maoz ile ortak bir çatı altında buluşan Houghter, duygu ve sınırlılık açısından Maoz’dan ayrılmaktadır.

Küçük grupların rolüne, baskın liderin etkisine ve bilişsel sürece, kendi çalışmasında yer veren Barbara Kellerman’ın modelinde, grup etkisi olgusu dikkate değer bir şekilde vurgulanmaktadır. Küçük grup etkisinin, Amerikan hükümetlerinde önemli rol oynadığını söyleyen Kellerman, yasama, yürütme ve yargı organlarına dikkat çekmektedir. Küçük grupta nelerin yaşandığını anlayabilmek için bir bütün olarak dinamiklere bakılması gerektiğini vurgulayan Kellerman, grup üyelerinin her birinin kişiliği ile performansına özel önem vermektedir. Edinilen bulgulara göre, küçük gruplar, belirli bir eylem alanında karar almada yirmiden fazla kişinin yer almadığı karar birimidir. Burada üyelerin birbirlerine karşı tutum ve değerlendirmeleri

364

Paul A. Anderson, “What Do Decision Makers Do When They Make a Foreign Policy Decision? The Implications for the Comparative Study of Foreign Policy”, Charles F. Hermann, Charles W. Kegley Jr. Ve JamesN. Rosenau (drl.), New Directions in the Study of Foreign Policy, Boston: Unwin Hyman, 1987, s.285-308.

137

şekillendirici rol oynamaktadır.365 Bu açıdan, ortak veya farklı çıkar ve hedefler tanımlanmakta ve böylelikle birlikte çalışma geleneği geliştirilmektedir. Grup karar alma süreçlerine üyelerin bireysel katılımı, onların kim olduğuna, nerede oturduğuna ve nihai karar üzerindeki etkilerinin ne derece olduğuna bağlıdır. Grupta yer alan liderin rolü ve kimliği, gayri-resmi bir liderin ortaya çıkması açısından önemlidir. Çünkü belirli bir durumda grubun özel ihtiyaçlarını karşılama gerekebilir. Karar alma yapısı ve modeli ile grup hedefine ulaşmadaki yol, nihai tercihin içeriğini etkiler. Alternatiflerin aralığı, grup toplantılarında ele alınan tercihlerin toplamından daha büyük değildir. Çalışmaya göre, grup üyeleri kendi kişisel ve siyasi kaynaklarından en üst düzeyde faydalanma eğilimi içerisinde olduğundan, grup kararları müzakere ve pazarlık şeklinde alınmaktadır. 366

Kellerman gibi Zeev Maoz’da dış politika kararlarının gruplar tarafından alındığını ifade etmektedir. Böylece küçük grup dinamiğine önemle vurgu yapılmaktadır. Kellerman’dan farklı olarak, Maoz grup düşüncesi (groupthink), çoklu düşünce (polythink) gibi olgulara da çalışmasında değinmektedir. Bu noktada kararların sadece güçlü liderler tarafından alınmadığına dikkat çeken Maoz’a göre, grup görüşmeleri esnasında bireylerin düşünceleri değişebilmektedir. Bu nedenle grup tartışmasından önce grubun tercihini bilmek imkânsızdır. Grup kaynaklı değişim açıklamalarının çoğu, grup dinamiği ile uyarılmış bireysel tercihlerdeki önemli değişikliklere odaklanmaktadır. Zeev Maoz, bu araştırmasında grup tartışmalarında bireylerin tercihlerinin değişmediği olasılığını incelemektedir. Bu açıdan bir veya birkaç kişinin istenilen sonucu elde etmek için karar alma sürecini yönlendirdiği varsayımını çalışmasında gözlemlemektedir.367

Literatürde yer alan David Patrick Houghton’un yaklaşımında öne çıkan psikolojik olgulardan ilki, bireysel konulardır. Bu bakış açısı, kişiliğin önemi üzerinde durmaktadır. Bireysel karar vericilerin önemini belirtmek amacıyla değişik şartlar altında ne olabileceğinin veya olduğunun muhakemesi sık sık yapılmakta, bu durum da karşı-olgusal muhakeme olarak ifade edilmektedir. İnsanın doğası gereği “sınırlı” 365 Kellerman, s.352-353. 366 Kellerman, s. 353-354. 367

Maoz araştırmasında bu süreci açıklamak adına kriz durumlarındaki ABD ve İsrail dış politikasını örnek vaka çalışması olarak değerlendirmeye almaktadır. Zeev Maoz, “Framing the National Interest: The Manipulation of Foreign Policy Decision in Group Settings”, World Politics, Cilt 43 (1990), s.77-110.

138

bilişsel kapasiteye sahip varlıklar olduğunu vurgulayan modele göre, beynimizin, operasyonel kod, inanç sistemi gibi bilişsel yapısı değişime oldukça dirençlidir. Bireylerin tercihlerine olan dayanıklılığını vurgulamaları açısından Houghton ile Maoz’un görüşlerinin örtüştüğü gözlenmektedir. Buna mukabil, karar alıcının kişiliği, alınan kararın karakteri üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Houghton’un çalışmasını diğerlerinden ayıran bulgu ise, duygudur. Duygu etkenine dikkat çeken araştırmaya göre, duygunun karar alma üzerinde kritik bir etkisi bulunmaktadır.368

Karar birimine ilişkin literatüre oldukça önemli katkılar sağlayan bir diğer araştırmada, Juliet Kaarbo’ya aittir. Kaarbo çalışmasında gruplara ve grup ilişkilerine dikkat çekmektedir. Bu çerçevede Juliet Kaarbo, toplumsal kimliklere yönelik yapılan araştırmalara değinerek kimlik analizine yoğunlaşmaktadır. Burada kimliğin etkisi ve gruplar hakkında bilginin işlenmesi önem arz etmektedir. Kellerman gibi Kaarbo’da grup dinamiklerinin önemi üzerinde durmaktadır. Grup dinamiklerinin yanı sıra bilgi işleme süreci de, dış politika yapım sürecini incelemede gereklidir. Ne var ki ortaya çıkan resimde yine de bir boşluk bulunmaktadır. Buna göre, politik oyunların rolü, karışık güdüler, politik stratejiler, hukuk düzenleri, amaç ve araçlar üzerindeki çatışma, dış politikanın pek çok yerinde arka plandadır. Ancak çalışmada son yapılan araştırmaların siyasi ve kurumsal bağlamda daha ciddi bir hal aldığı belirtilmektedir.369 Andrew Farkas’ın çalışmasında ise, bir dış politika tercihi olarak grup özellikleri, bireysel özelliklerin bir toplamı olarak görülmektedir. Grup özellikleri, kalıtsal bilgiler tarafından belirlenirse, evrimsel modellerin bu özellikleri anlamada daha fazla yararlı olabileceği ifade edilmektedir. Evrimsel modellerin temel ilkesi, bilgi parçalarını, bilgi özelliklerine göre farklı oranlarda iletmektir. Bu modelin temel özelliği, iletilen bilgi türünü belirlemektir. Evrimsel modeller, devlet gibi kolektif aktörlerin nasıl rasyonel davrandığını göstermektedir. Dış politika yapımında evrimsel bir model oluşturmada, politikaya ilişkin bilgilerin tanımlanması gerekir. Dış politika değişikliklerinin açıklanması ve dış politika yapmakla görevlendirilen grup üyeleri arasında seçimin

368

David Patrick Houghton, The Decision Making Point, Six Cases in U.S. Foreign Policy Decision Making, New York: Oxford University Press, 2013, s.3-15; Zeev Maoz, “The Decision to Raid Entebbe: Decision Analysis Applied to Crisis Behaviour”, Journal of Conlict Resolution, Cilt 25, Sayı 4 (December, 1981), s. 677-707.

369

Juliet Kaarbo, “Foreign Policy Analysis in the Twenty-First Century: Back to Comparison, Forward to Identity and Ideas”, Foreign Policy Analysis in 20/20: A Symposium, International Studies Review, Cilt 5, Sayı 2 (Haziran 2003), s.155-202.

139

yapılması önemlidir. Bu açıdan dış politika, bir devletin niteliği ve bu yüzden bir grup özelliğidir. Edilen bulgular arasında grup üyelerinin kötü kadar iyi kararları ayırt edebilme özelliği de bulunmaktadır. Karar alma grubunun yeni üyelerinin farklı tercihlere veya tatminkar politikalar hakkında farklı inançlara sahip olması, bir diğer görüştür.370