• Sonuç bulunamadı

DİNAMİKLERİ

2.1. Karar Birimlerine Yönelik Genel Görüşler

2.1.3. Özerk Aktörler Koalisyonuna İlişkin Görüşler

Özerk aktörler koalisyonu, birden fazla aktörden oluşmaktadır. Bu aktörler, grup yapısından farklı olarak, benzer görüşlere sahip olan aktörler olabilmektedir. Buna

402

Charles F. Hermann ve diğerleri, s. 150.

403

Elde edilen bulgular açısından Fikir-birliği Modeline karşılık gelen kararlarda baskın çözümler dahil edilebilir. Bu konuya ilişkin olarak analiz edilen vaka olayında Başbakan Chamberlain kabinesindeki dinamikler böyle bir kararın nasıl meydana gelebileceğini göstermiştir. Oybirliği Modelinde ise, kararların kilitlenme veya bütünleştirici çözümden birisine doğru yöneldiği bulgusu mevcuttur. Bu doğrultuda incelenen vakada İsveç’in toprakları üzerindeki Sovyet denizaltısında olası nükleer silahlara tepkisi bütünleştirici karar açısından bu grubun bir örneğini teşkil etmektedir. Çoğulculuk Modelinde de çözümlere ulaşmak için altküme çözümü önerilmekte ve bu noktada incelenen vaka olayı olarak da İsrail’in 1967’de vermiş olduğu karar ele alınmaktadır. Buradan hareketle kabinenin alt küme üyelerinin tercihlerinin kabul görmesi bu noktada önemli olmaktadır. Charles F. Hermann ve diğerleri, s. 153-156.

149

karşılık birbirinden bağımsız birimlerden oluşma ihtimali de yüksektir. Literatürde yapılan araştırmalara baktığımızda, koalisyon oluşturma ihtimali bulunması halinde önceden bir mutabakatın olup olmaması önemli rol oynamaktadır. Buna göre, önceden var olan bir mutabakat neticesinde koalisyonların daha kolay oluştuğu bir gerçektir. Böylelikle alınacak karar üzerinde daha fazla etki sahibi olunması mümkündür.

Koalisyonlara yönelik olarak yapılan çalışmaların ortak bulgusu, siyasi otoritenin varlığıdır. Buna göre, siyasi otoritenin farklı aktörler arasında paylaşılmış olması, koalisyonun belirgin özelliğidir. Kaynakları kullanma yetkisine sahip tek bir bireyin olmaması durumu, zaman zaman koalisyonları çıkmaza sokabilmekte ve neticede çatışmanın ve uzlaşmazlığın yaşanmasına yol açabilmektedir.

Yetkili karar biriminin koalisyon olduğu durumlarda nihai yetki bazında zaman zaman sıkıntılar yaşanmaktadır. Buna göre, bu üçgende yer alan birimlerin ortak kaygısı kendi tabanlarına yöneliktir. Hem kendi tabanlarına hem de muhakeme ettikleri tarafa yönelik ortak bir nokta da buluşma ihtiyacı vardır. Mevcut düzen içerisinde müzakerelerin devam etmesi ve kaos ortamının oluşmaması adına bazı sınırlamalar ile kurallar yer almalıdır.404

Karar birimleri açısından Joe Hagan’ın kuramına destek veren Binnur Özkeçeci Taner, dış politika yapımında birden fazla aktörün varlığından bahsetmektedir. Bu aktörler arasında bir mutabakatın sağlanmış olması gereklidir. Özkeçeci Taner’e göre dış politika oluştururken koalisyonu etkileyen faktörler şunlardır: 405

• İç politikanın güçlü etkisi,

• Gücün dağılımı,

• Kutuplaşmalar veya siyasi anlaşmazlıklar (kalıcı sorunlar üzerinde),

• Partiler arası ilişkilerin genel yapısı,

• Kuruldaki partinin bakanlar kuruluna karşı olan muhalefeti,

• Koalisyon ortaklarının ideolojik farklılıkları ve

404

Çuhadar, s.302.

405

150

• Koalisyon ortaklarının doğası.

Çoklu metodolojik araştırmaların gelecekte yapılması gerektiği üzerinde duran Kaarbo, sayısal ve istatiksel analizlerin kabinedeki dış politika eylemleri ile karşılaştırılmasının gerekliliğini vurgulamaktadır. Burada öne çıkan olgu, büyüklük, güç ve ideolojik yönlendirme gibi farklı özelliklerdir. Bu bakımdan koalisyon kabinelerinin dış politikadaki davranışları üzerine çok az çalışma, bahsedilen değişkenleri ele almaktadır. Koalisyon sınıfı içerisinde ayrılan bu özelliklerin genellikle kurumsal mantıkla ele alındığı gözlenmekte ve müdahil faktörler olarak kabine özelliklerinde açık bir uzlaşma sağlanamamaktadır.406

Koalisyon aktörleri arasındaki politik inançlar ve siyasi aktörler, kararların şekillenmesine yardımcı olmada koalisyon yapısı ile etkileşim halindedir. Burada siyasi ortamdan gelen bilgilere açık olan koalisyonların farklılıkları vurgulanmaktadır. Bu açıdan İran’da meydana gelen rehine krizi olgusunda, İran’daki koalisyon hükümetinin açıkça çevresel baskılara en kapalı karar alıcı olduğu görülmektedir. Diğer iki olgudan ziyade, İran’ın kararları, iç zorunluluklar tarafından yönlendirilmektedir.407

Koalisyonların davranışlarını anlamada kurumsal bağlam önemlidir ve kabineler grup-düzeyindeki süreçlerden etkilenmektedir. Diğer taraftan koalisyon kabinesinin kurumsal şekillenişi, belli bir grubun etkisini artırabilmektedir. Grup kutuplaşması, ikna ve diğer etki stratejileri, karar alma kalitesini etkileyen psikolojik faktörler, koalisyon kabinesinde önemli rol oynamaktadır. Bu tip yönetim şekli, özel kurumsal dinamikler tarafından desteklenmekte ve güçlendirilmektedir.408

406

Juliet Kaarbo, “Coalition Cabinet Decision Making: Institutional and Psychological Factors”, International

Studies Review (2008) 10, s.80.

407

Hollanda ve Japonya vakalarının ise çevresel etkilere nispeten daha açık olduğu gözlenmektedir. Köklü karar kuralları, dış baskılarla başa çıkmada birlikte hareket etmek için koalisyon üyelerini etkinleştirmektedir. Ancak Hollanda ve Japonya örnek vakalarında karar birimlerinin baskılara aynı şekilde tepki vermediği bulgusu da önemli bir gerçektir. Daha açık bir ifadeyle burada iki karar birimi açısından mantık farklı yönde işlemiştir. Hollanda’da ki karar birimi ciddi kısıtlamalarla karşı karşıya kaldığından bir tepki alamamıştır. Burada ki kısıtlamalar iç iç dinamiklerle alakalı olmamakla birlikte Parlamento ve kamuoyu gibi daha geniş bir iç siyasi ortamı kapsamaktadır.

Japonya’da ise karar biriminin uluslararası baskılara karşı bir hassasiyet içerisinde olduğu gözlenmektedir. Bu çerçevede yetkili karar birimleri kamuoyunun kutuplaşmasına ve hizipçi siyaset konularına dikkat çekmektedir. Uzun süre tıkanıklık/kilitlenme yaşansa da, koalisyon politikalarının durgun olmadığı bulgusu bu çalışmada ileri sürülmektedir. Kaarbo, “Coalition Cabinet Decision Making: Institutional and Psychological Factors”, s. 80.

408

151

2.1.3.1. Hükümet Yapısı/Rejim/Siyasal Sistemin Etkisi

Hagan’ın modeline göre, koalisyonlar, çok partili kabinelerle birlikte parlamenter demokrasilerde, yasama ve yürütmeye karşı başkanlık sistemlerinde, gücün gruplar ve/veya kurumlar arasında dağıldığı otoriter rejimlerde ve bürokratik aktörlerin yetki kazandığı merkezi olmayan ortamlarda oluşabilmektedir. Her ne kadar siyasi otorite parçalansa da, koalisyon karar birimleri çeşitli karar çıktıları üretebilmektedir. 409

Kaarbo’ya göre, demokratik koalisyon kabineleri, kurumsal baskılara ve sosyal psikolojik dinamiklere karşı duyarlıdır. Çalışmada, çok partili kabine hükümetlerinde, partilerin bağımsız siyasi aktörler olduğu ve koalisyon siyaseti ve dış politika üzerine yapılan tartışmaların karmaşık sonuçlar verdiği belirtilmektedir. Buradan hareketle koalisyonların saldırgan bir dış politika izlediği yönünde elde edilen bulguları örneklendirmektedir. Devletlerarası anlaşmazlıklarda koalisyon kabineleri tek partili parlamenter hükümetlerden çok daha fazla militarist davranışlar gösterebilmektedir. Bununla birlikte koalisyonlar uluslararası anlaşmazlıklara daha fazla müdahil olmaya çalışmaktadır. Buna mukabil, anlaşmazlık konusunda tek parti ile koalisyon kabineleri arasında herhangi bir farklılığın bulunmadığı belirtilmektedir.410

Juliet Kaarbo’nun literatürde yer alan bir diğer araştırmasında, koalisyon politikasının dış politikayı nasıl etkilediği üzerinde durulmaktadır. Koalisyon politikalarının dış politika ve uluslararası ilişkilerdeki önemine değinen Kaarbo, parlamenter demokrasilere bu açıdan dikkat çekmektedir. Parlamenter demokrasiler, nispi temsil ilkesine dayanmakta ve siyasi manzara, parçalanmış bir yasama organı şeklindedir. Parlamento koltuklarının büyük bir çoğunluğunu tek bir parti kontrol etmediğinde, büyük çoğunluğa sahip parti bir veya daha çok küçük parti ile birlikte koalisyonu oluşturmakta ve koalisyon ortakları kabineyi paylaşmaktadır. Diğer taraftan Kaarbo’ya göre koalisyon ortakları her zaman dış politikaya katılmamakla birlikte, bu türden uyuşmazlıklar, politika-yapımını, politik tercihleri ve uluslararası politikayı etkileyebilmektedir.411

409

Hagan ve diğerleri, s. 170.

410

Kaarbo, Coalition Cabinet Decision Making: Institutional and Psychological Factors ”, s. 57-59.

411

Juliet Kaarbo, Coalition Politics and Cabinet Decision Making A Comparative Analysis of Foreign Policy

152

Kaarbo’nun araştırmasında koalisyon açısından iki tür hâkim görüş vardır. Bunlardan baskın olan görüşe göre, birden çok parti ve dikkatli bir yasama, saldırgan ve militan eylemlere karşı liderleri sınırlayacağından dolayı, koalisyonun dış politikada barışçıl olması yüksek ihtimaldir. Diğer bir bakış açısına göre ise koalisyonlar, iç politik zayıflığı ve belirsizliği telafi etmede daha saldırgan olabilirler. Bu açıdan koalisyon kabinelerinde sorumluluğun yayılması onları çatışmaya götürebilir.412

Kaarbo’ya göre bir ülkenin dış politikasını planlamada yetki, siyasi partiler arasında bölünebilir. Bu değerlendirmeyle birlikte dış politika davranışı ve karar alma açısından bölünmenin etkilerinin olduğu bir gerçektir. Çok partili ve tek partili kabineler arasında dış politika davranışlarındaki genel farklılığı belirlemede uluslararası çalışmalar önem arz etmektedir.413

Tek parti kabinesinin daha barışçıl bir dış politikaya sahip olup olmadığını araştıran önceki araştırmalar birbirleriyle çelişen sonuçlar ortaya çıkarmışlardır. Bu duruma rağmen, bazı tespitlerde koalisyonlar çok daha saldırgan bir hal alabilmektedir. Bu çalışmaların diğer bir boyutu da, tek-parti ve çok-parti kabineleri arasında herhangi bir farkın olmadığı yönündedir. Kaarbo açısından bu analiz çalışması, koalisyon politikasının dış politikayı, daha barışçıl ve saldırgan bir şekilde teşvik ettiğini göstermektedir.414

Koalisyon gücü, koalisyondaki partilerin sayısı ve küçük ortağın ideolojik konumu, koalisyonun kendisine has özellikleri olarak ifade edilmektedir. Sorumluluk ve hesap verilebilirliğin parçalanması ve yayılması, koalisyonlarda riskli ve saldırgan davranışlara yol açmaktadır. Ayrıca destek düzeyi yüksek olan koalisyonlar, bağlılık düzeyi yüksek dış politika davranışları sergilemektedirler. Bu çalışmada, sağcı küçük partilerle koalisyonların daha işbirlikçi bir dış politika izlediği belirtilmektedir.415

412

Kaarbo, Coalition Politics and Cabinet Decision Making A Comparative Analysis of Foreign Policy

Choices, s.8-9.

413

Kaarbo, Coalition Politics and Cabinet Decision Making A Comparative Analysis of Foreign Policy

Choices, s.3-8.

414

Kaarbo, Coalition Politics and Cabinet Decision Making A Comparative Analysis of Foreign Policy

Choices, s.22-41.

415

Çalışmasında örnek vaka çalışmalarına yer veren Kaarbo Hollanda, Japonya ve Türkiye’nin dış politikalarını mercek altına almaktadır. Hollanda dış politikasının ilkeler, kar ve barış temasını içerdiğini belirten araştırmacı, Soğuk Savaş sonrası Türk dış politikasının da yeni tehditler ve fırsatlar ile iç politikadaki önemli değişiklikler tarafından karakterize edildiğini belirtmektedir. 1990’lar boyunca çok-partili kabineler tarafından yönetilen Türkiye’nin rolü ve diğerleri ile olan ilişkileri üzerine yönelimler bu siyasi partiler tarafından gerçekleştirilmiştir. Kaarbo çalışmasında Hollanda dış politikasının daha çok uzlaşma şeklinde tasvir edildiğini belirtirken, Japon dış

153

Charles Hermann ve meslektaşlarının çalışmasına göre, parlamenter hükümet yapısında çok partili koalisyon kabinesinin oluştuğu durumlarda özerk aktörler koalisyonu ile tek grup arasında bir ayrımın yapılması gerekmektedir. Bu durum, kimin temsilcileri ile bir araya gelineceği sorunsalının çözüme kavuşması açısından önemlidir. Kabine üyeleri, danışma dışında olmadan, bir problem üzerindeki konumlarını değiştirdiği veya oluşturduğu durumlarda, karar birimi tek gruptur. Diğer taraftan, tek kabine üyelerinin bir başka yere alınmaları belirli pozisyonlara bağlı olduğu ve bağımsız hareket etmede serbest olunmadığı durumlarda, karar birimi koalisyondur.416

2.1.3.2. Küçük Parti Gruplarının Etkisi

Marijke Breuning, çalışmasında, parlamenter sistemin benzersiz bir altkümesi olan koalisyon hükümetlerine değinmektedir. Bu bakımdan, koalisyon hükümetlerinde küçük koalisyon ortaklarının belirli şartlar altında karar alma üzerinde olağanüstü bir etkiye sahip olduğu ileri sürülmektedir.417

Bazı koalisyonların dış politika davranışlarını diğerlerinden ayırmak gerekmektedir. Parlamenter demokrasilerin dış politikalarında, koalisyon hükümetleri ile bağlantılı kurumsal özellikler önem arz etmektedir. Kaarbo’ya göre zayıf koalisyonlar ve küçük parti grupları tarafından yöneltilen ülkelerin davranışları güçlü hükümetler ve çok sayıda koalisyon ortaklarına sahip ülkelerden oldukça farklıdır.418

Karar alma normları, partiler arası ilişki, başbakanın liderlik tarzı ve küçük parti etkisi, koalisyonun karar süreçlerinde önemli faktörlerdir. Bu özellikler, koalisyon politikalarında çok farklı açılardan arabuluculuk yapmaktadır.

2.1.3.3. Bürokratik, Psikolojik ve Sosyolojik Faktörlerin Etkisi

Dış politika ve karar alma üzerindeki etkileri analiz ederken, çok partili koalisyon kabinesinde oluşan psikolojik ve kurumsal koşullar da dikkate alınmalıdır. Bu alanda politikasının ise 1990’lar boyunca partizan farklılıkların içerisinde yer aldığını belirtmektedir. Türk dış politikasında ise ideolojik tehlikelere dikkat çekmektedir. Kaarbo’ya göre birçok faktör parti uzlaşmazlıklarının çıktısını oluşturabilmektedir. Hollanda üzerine yapılan vaka çalışmaları, koalisyon politikalarının dış politika ve hükümet üzerine nasıl etki ettiğinin karmaşıklığını göstermektedir. Kaarbo, Coalition Politics and Cabinet

Decision Making A Comparative Analysis of Foreign Policy Choices, s.49-54.

416

Charles F. Hermann ve diğerleri, “Resolve, Accept, or Avoid: Effects of Group Conflict on Foreign Policy Decision”, s. 134.

417

Breuning, s. 110.

418

Kaarbo, Coalition Politics and Cabinet Decision Making: A Comparative Analysis of Foreign Policy

154

Juliet Kaarbo’nun araştırması, koalisyon karar alma mekanizmasını, hem sosyal psikolojik hem de kurumsal açıdan mercek altına almaktadır. Buna göre dış politika kararına ilişkin rekabet beklentisi önemlidir. Koalisyon karar alma çalışmaları, küçük grup sürecinin dinamiği üzerindeki psikolojik anlayışlar ile zenginleşir. Psikolojik veya kurumsal faktörler tek bir bakış açısı sağlamamaktadır. Ayrıca koalisyon kabinesini anlamak için her ikisine birden ihtiyaç duyulması gibi bir durumda söz konusu değildir.419

Koalisyon kabinesinde, sosyal psikolojik perspektifin tamamlayıcı bir unsuru olarak politik-kurumsal bakış açısı da eklenmelidir. Diğer taraftan bu araştırma kendinden önceki araştırmalara ve sınırlılıklara değinmektedir. Önceki çalışmaların teorik ve ampirik olmak üzere her iki açıdan da sınırlandığı belirtilmektedir. Teorik olarak bu durum barışın yönüyle ilgilidir. Politik pozisyondaki aktörlerin kurumsal açıklamaları, bu noktada önemli bir olgudur. Koalisyonun daha barışçıl olduğunu ileri süren çalışmalar, Kaarbo’ya göre barış-eğilimli aktörler tarafından sınırlandırılmaktadır. Ampirik açıdan, önceki çalışmalar çatışmayla-ilintili bağımlı değişkenlere odaklanarak sınırlandırılmaktadır.420

2.1.3.4. Karar Kurallarının Etkisi

Karar kuralları açısından literatüre baktığımızda, koalisyon karar biriminin iki özelliği dikkat çekmektedir. Bu özelliklere çalışmasında yer veren Kaarbo’ya göre, bunlardan ilki karar birimi içerisinde siyasi otoritenin parçalanmasıdır. İkinci özellik ise, her aktörün seçmenlerinin karar birimi üyeleri üzerinde sahip olabileceği etkilerdir. Birim veto, kazanan koalisyona minimum bağlanma ve anarşi modelleri, koalisyonlarda oluşabilmektedir. Birim veto sisteminde kurallar oybirliğini gerektirmektedir. Ayrıca, koalisyon karar birimlerinin politik kurallarının iyi tanımlanmış olması gerekmektedir. Burada herhangi bir politik girişimi desteklemek için tüm üyelerin ortak bir çatı altında buluşması, anlaşmanın sağlanmış olması önemlidir. Kazanan koalisyona en alt düzeyde bağlanmada koalisyon karar birimlerinin tümünde karar kuralları ile oybirliği gerekmeyebilir. Burada anlamlı bir dış politika eylemi için karar birimi üyelerinin bir

419

Kaarbo, Coalition Politics and Cabinet Decision Making: A Comparative Analysis of Foreign Policy

Chocies, s. 58.

420

Kaarbo, Coalition Politics and Cabinet Decision Making: A Comparative Analysis of Foreign Policy

155

altkümesi arasında anlaşma yeterli olabilmektedir. Anarşi modelinde ise karar kuralları büyük ölçüde yer almamaktadır. Burada siyasal sistemin daha az kurumsallaşmasından söz edilebilir. Karar kurallarının sistemde yer almaması, politik süreci büyük ölçüde zorlaştırmaktadır. Politik sürecin bu zorluğu özellikle koalisyon karar birimi içinde ki aktörler arasında dağılmış olan güç açısından olmaktadır. 421

421

Karar kuralları açısından üç temel koalisyon yapılandırması tanımlanmakta ve bu doğrultuda vaka çalışmaları analiz edilmektedir. Bunlardan ilki çok partili koalisyon kabinesidir ve karar kuralı oybirliği olmaktadır. Burada 1980’lerde NATO füze savunmasının kabulüne ilişkin olarak Hollanda hükümetinin karar alması örnek olarak gösterilmektedir. İkinci olarak, inter-bürokratik karardır ve burada karar kuralı oy çoğunluğudur. 1971 “Nixon şokları” veya devalüasyonuna ilişkin baskı ile çevrelenen Japon karar alması örnek olarak verilmektedir. Son olarak otoriter rejimde ki devrimci koalisyon bu durumda tanımlanmakta ve hiçbir karar kuralı aranmamaktadır. Bu açıdan 1979 yılında Amerikan rehinelerine ilişkin İran ile yaşanan rehine krizinde ki İran’ın karar alması örnek vaka olarak tanımlanmaktadır. Hagan, Foreign Policy by Coalition: Deadlock, Compromise, and Anarchys. 169-216.

156

BÖLÜM 3: ÖZERK AKTÖRLER KOALİSYONUNA İLİŞKİN