• Sonuç bulunamadı

IV- BAĞDAT VALİSİ ALİ P AŞA’NIN İRAN SEFERİ VE NETİCELERİ

1- Fransa’ya Karşı Osmanlı İngiliz Yakınlaşması ve İttifak Antlaşması

Belirtilen bu dönem içerisin de İngiltere, Hindistan sömürgesi ve buranın yol güvenliğinin sağlanması noktasında , çok dikkatli hareket etmiştir. Diplomasiyi ve dünyada gelişen olayları çok yakından ve iyi takip eden İngiltere , Fransa tarafından kendisine karşı tertip edilen projenin d e farkına varmıştır. Özellikle Fransa’nın, Osmanlı ve İran’a karşı uyguladığı hileli taktiğin İngiltere’ye yaracağı da ortaya çıkmıştır.

Bu dönem içerisinde, h em Osmanlı’nın hem de İran’ın zor durumda bulunmaları ve batılı güçlü bir devlet in desteğine ihtiyaç duymaları İngiltere’nin işine gelmiştir. Zaten iki devletin muzdarip olduğu Rus tehdidi karşısında , hemen Fransa ilgisine yaklaşmalarının altında yatan neden de bu husus olmuştur. Değişen dengelerle birlikte , Osmanlı ve İran için rüzgâr İngiltere tara fına dönmüş olmakla birlikte, İngiltere’nin geçmişe yönelik yayılmacı politikaları , bu devlete karşı temkinli olmayı da gerekli

242

kılmıştır. Çünkü İngiltere’ye yönelik olarak, geçmişte yenilen darbeler dolayısıyla hem İran’da hem de Osmanlı’da güvensizlik va rdı243.

İngiltere, hem İran yönetimindeki Afganistan taraflarındaki topraklara, hem de Osmanlı denetimindeki Irak topraklarına yönelik politikaları eskiye dayanmakla birlikte, hiçbir zaman için buralara müdahale etmekten geri dur mamıştır. Özellikle Hindistan sömürgesinin tehdit altına girmemesi açısından İngiltere , İran’ı baskı altında tutmaya çalışmıştır. Yine aynı şekilde Osmanlı’nın Irak topraklarına yönelik olarak, İngiltere etkili bir şek ilde müdahaleci bir tutum takın mıştır. Nitekim yukarıdaki kısımlarda belirttiğimiz üzere Bağdat’ta vali ataması konusunda İngiltere’nin devreye girdiği ve Osmanlı hariciyesine müdahale ettiği bilinen vakalardan biriydi. İngiltere ile Osmanlı arasında ikili ilişkilerin güçlenmeye başladığı , ancak Fransa’ya sezdirilmemeye çalışıldığı bir zamanda, Bağdat ve Basra konsolosu olarak iki İngiliz Irak’a gelmişlerdi. Bu konsoloslara yönelik olarak Bağdat Valisi bir şey dememekle birlikte, gayr-ı resmi olarak iyi muamele etmişti r.

Bu sırada bazı İngiliz tüccarlarının da Bağdat’a ge lip gitmekte olması, Fransa’yı bayağı rahatsız etmiş ve öfkeye kapılan Fransa , 1808 senesi Ocak ayında İstanbul’daki elçisi Sebastiani aracılığıyla, Babıâli’ye resmi bir nota vererek , Fransa’nın Bağdat havalisindeki İngilizler’den rahatsız olduğunu açık ça dile getirmiştir244. Hatta daha da ileri giderek, böyle bir durumun devam etmesi halinde bunu bir savaş nedeni sayacaklarını söyle miş, bu şekilde Osmanlı’nın gözünü korkutmak ve köşeye sıkıştırmak istemiştir245.

243

İngiltere, Osmanlı-Fransa yakınlaşmasının yaşandığı günlerde Osmanlı’yı tehdit etmiş ve 18 Şubat 1807 senesinde gönderdiği gemilerle İstanbul’u abluka altına almıştır ki, o zamana dek Osmanlı başkentine düşman gemilerinin gelmesi hiç görülmemiştir. Bu durum hem devlet adamların da hem de halkta büyük bir ürküntünün doğmasına neden olmuştur. Mustafa Nuri Paşa; Netayic’ül-Vukuat

(Kurumları ve Örgütleriyle Osmanlı Tarihi) , C.: III-IV, TTK., Ank., 1992, s. 211 -212; İ. H.

Danişmend; a.g.e., s. 85. 244

Sebastiani, 11 Zilka‘de 1222 (10 Oc ak 1808) tarihinde Babıâli’ye verdiği notada şunları vurgulamıştır:

“ …Devlet-i Aliyye tarafından mükâlemeye kabul olunduğu sahîhdir ve taraf -ı Devlet-i Aliyye’den İngilterelü hakkında mua‘mele -i hasmâne va‘âd taahhüd olunmuş iken bu defe hilâfı müşahede olunuyor. Zira bir nefer İngiliz konsolosu ile bir takım İngiltere tüccarı elân Bağdad cânibînde mevcud oldukdan başka diğer bir nefer konsolosu dahi Basra’da ikamet etmekde olduğu müsellemdir. Fransa Devleti’nin İngiltere Devleti’ne izhâr -ı mevâlât iden düvel ile muhârib olmak usulünü ihtiyar eylediği saltanat-ı seniyyenin malûmudur… Bağdad ve Basra taraflarında olan İngiltere konsolosu ve tüccarını tevkif ve tahtu 'l-hıfz İstanbul’a getirmek üzere seri‘an Bağdad valisine bir kıta‘ emr -i şerif gönderilmediği sûrette terk-i sefârete mecburum.” Cevdet; a.g.e., C.: VIII, s. 255-256.

245

Avrupa’daki güç mücadelesinde Fransa’nın en büy ük rakip olarak gördüğü ve bir şekilde dize getirmek için her şeyi yapmaktan çek inmediği devlet İngiltere olmuştur. Napolyon, İngiltere’yi kendi isteği doğrultusunda barışa mecbur etmek için Avrupa içinde şiddetli bir ambargo politikası yürütmüştü r ki, ahali bundan çok muzdarip olmuştur. Avrupa genelinde Fransa’ya karşı bir hava oluşmasına rağmen , Fransa’nın o zamanki gücünden de çekinildiği nden, İngiltere dışında hiçbir devlet, Fransa’ya karşı koymaya cesaret edememişti r. İngiltere de, Akdeniz ticaretinin birden önem kazanması dolayısıyla ve Fransa’nın özellikle ticari mallara Avrupa’da uyguladığı ambargoyu delmek için Osmanlı’ya yanaşmaya başlamış ve bir ittifak anlaşması imzalamaya çalışmıştır246.

Bu sırada Osmanlı kamuoyunun temayülü İngiltere’ye doğru dön müştür. Çünkü Fransa’da ortaya çıkan yeni akımlar , Osmanlı gibi İmparatorluk bünyelerini sarsmaya başlamış ve Rusya’ya karşı ittifak meselesinde Fransa , açıkça Osmanlı’yı arkadan vurmuştur. Ayrıca Fransa-Rusya anlaşması karşısında , bunlara karşı olan cephe ile ittifak kurmak, devletin geleneksel denge politikasının da bir gereğiydi247. Bu kapsamda gelişen Osmanlı-İngiliz ilişkileri bir antlaşma zemininin oluşmasına imkân sağlamıştır.

Osmanlı ile İngiltere arasında imzalanacak ittifak anlaşması için Osmanlı’yı temsilen, Vahîd Efendi ve İngiltere’yi temsilen de Robert Edward hazır bulunmuştur. Osmanlı yönetimi temkinli tavrını devam ettirerek anlaşma imzalanıncaya kadar da , Fransa’yı oyalayıcı bir tavır göstermiştir. İki tarafın görüşmesi Hadım zâde Çiftliği’nde yapılmış, Avusturya Sefiri Stümmer’in de aracılığıyla müzakereler kısa sürede tamamlanmış ve neticede İngiltere ile Osmanlı arasında akd edilen ve on iki maddeden oluşan bir ittifak antlaşması imzalanmıştır ( 5 Ocak 1809 )248.

246

Cevdet; a.g.e., s. 61-63; Z. N. Aksun; a.g.e., s. 131. 247

Cevdet; a.g.e., s. 61-63. 248

Cevdet; a.g.e., s. 74-75; Z. N. Aksun; a.g.e., s. 131-132. Bu anlaşmanın tam metni için bkz. Cevdet;

a.g.e., s. 286-288. Aynı tarihte akd edilen dört maddelik gizli ittifak anlaşmasına göre de Fransa,

Osmanlı’ya taarruz ettiği takdirde İngiltere donanması Karadeniz’e kadar Osmanlı sahillerini koruyacak, silah ve mühi mmat verecektir. İngiltere, Osmanlı’dan evvel Rusya ile barış yapacak olursa, Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğü (tamamiyet-i mülkîyye) temin edecek bir Osmanlı-Rus anlaşmasının imzalanmasına aracılık edecektir. İ. H. Danişmend; a.g.e., s. 99; N. Aksun; a.g.e., s. 132; Cevdet; a.g.e., C.: VIII, s. 288.

Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti , Fransa ve Rusya’ya karşı kurulmuş olan , İngiltere-Avusturya ittifakı içine dâhil olmuştur249. Yine bu antlaşma ile a rtık Osmanlı’nın birinci derecede müttefikinin İngiltere olduğu ve bundan sonraki süreçte bu devlete göre politika belirleneceği açıkça kend ini göstermiştir.