• Sonuç bulunamadı

IV- AĞA MUHAMMED HAN ZAMANI OSMANLI İRAN İLİŞKİLERİ

2- Feth Ali Şah’ın Osmanlı’ya Yönelik Tutumu

Feth Ali Şah, İran’da başa geçmesinden sonra işe hızlı girişerek, Irak-ı Acem Estarabad ve İran etkisindeki Azerbaycan bölgelerinde hâkimiyetini tam anlamıyla kurmuş ve etkinlik alanını genişletmiştir. Ayrıca kendisinden önceki dönemlerden beri , İran Şahlarının bir geleneği haline gelen ve Bağdat’ın batısında bulunan Musa Kâzım Türbesi ile ilgili, bazı tamirat ve düzenlemelerin yapılması hususunda Osmanlı’ya müracaat ederek izin istemiştir10. Önceki şahların ilk başa geçtikleri zamanl arda olduğu gibi, Feth Ali Şah d a Osmanlı ile iyi ilişkiler geliştirmek ist iyormuş gibi hareket etmiştir.

Osmanlı Devleti, Feth Ali Şah döneminin başlaması ile birlikte, İran’da meydana gelen gelişmeler konusunda sınır boylarında bulunan valileri devamlı surette uyararak, dikkatli olmaları ve sınırlara yönelik bir İran taarruzu durumunda devleti haberdar etmelerini istemiştir11. Özelikle Feth Ali Şah’ın Tiflis, Horasan ve Azerbaycan bölgelerindeki faaliyetleri , Osmanlı tarafından yakından takip edilmiştir12. Bu arada Feth Ali Şah’ın daha çocuk yaştaki oğlu Abbas Mirza’yı , veliaht tayin etmesi ve Osmanlı sınır bölgesindeki Azerbaycan’a vali olarak ataması , hemen gözlerin Abbas Mirza’ya çevrilmesine neden olmuştur13.

Nitekim İran’da Feth Ali Şah döneminin başlaması ile birlikte , göze çarpan ve Osmanlı’yı en çok ilgilendiren kişinin Feth Ali Şah’tan ziyade, Şehzâde Abbas Mirza olduğunu söylemek mümkündür . Çünkü zaman içinde d evlet yönetiminde bayağı etkili

10

Bu sürede İran’da yaşananları ve Feth Ali Şah’ın Musa Kâzım türbesiyle ilgili talebini Osmanlı’ya bildiren Bağdat Valisi Süleyman Paşa, şunları belirtmektedir: “…İran’da kesb-i istikbâl iden ve Farisi

Azerbaycan ve Esterabâd ve Irak -ı Acem’i zîr-i idâresine alan Kaçar Baba Han Bağdad’ın garbında bulunan Musa Kâzım hazretlerinin türbesini tamir ve tezhîb etmek niyetiyle taraf -ı Devlet-i Aliyye’den müsa‘ade taleb itmekde olub ol bâbd a…” BOA., H. H., D. No:162, G. No: 6723/A.

11

BOA., H. H., D. No:170, G. No: 7255.

12

1214/ 1799 tarihinde Çıldır Valisi ve Faş Muhafızı Mehmed Sabit Paşa’dan gelen tahrirat, Azerbaycan ve Tiflis’deki İran’ın tasarrufları ile ilgili olup, Baba Han’ın bu hava liye yönelik bazı niyetlerinin olduğu vurgulanmaktadır. BOA., H. H., D. No:173, G. No: 7490/B.

13

Osmanlı arşiv belgelerinde 1214 -1215/ 1799-1800 yılları itibariyle Abbas Mirza’ya ilişkin bilgiler bulunmaktadır. Nitekim 1214/ 1799 tarihli bir belgede, Feth Ali Şah’ın, oğlu Abbas Mirza’yı İran Serdarı Süleyman’la birlikte “ Gürcistan ve Şirvan ve Dağıstan nizâmına me 'mur” ettiği belirtilmektedir. BOA., H. H., D. No:161, G. No: 6721.

bir konuma gelen Abbas Mirza, Osmanlı sınırındaki İran politikasını ve hareketini belirleyen bir şahsiyet olmuştur14.

Bu yönüyle de Abbas Mirza ’nın, veliahtlığından ölümüne kadar geçen süre içinde yaptıklarıyla, İran yönetiminde en belirgin şahsiyet olduğunu söylemek mümkündür. Nitekim incelediğimiz belgelerde , kendisinin faaliyetleri ile ilgili oldukça bilgi bulunmaktadır. Tüm bu hususiyetleri göz önünde bu lundurarak, Abbas Mirza’nın İran’daki mevkisinin anlaşılması açısından kendisi hakkında kısaca bilgi vermek gerekmektedir.

a- Veliaht Abbas Mirza

Kendisi, Feth Ali Şah’ın büyük oğ ullarından biri olup, 26 Ağustos 1789 yılında Mazenderan’a bağlı Neva kasabasında doğmuştur. 1798 -1799 senesinde -babası Feth Ali Şah’ın ülke yönetimini ele geçirmesinden yaklaşık bir yıl sonra - daha on yaşında bir çocuk olmasına rağmen veliaht tayin edilmiş ve “naib-ü's-saltana” unvanını almıştır15. Veliahtlıkla birlikte Azerbayc an valiliğine de atanan Abbas Mirza , 1804 senesinde İran ile Rusya arasında savaş çıkınca , otuz bin kişilik bir ordunun başına getirilmiştir16.

Abbas Mirza komutasındaki İran ordusu ile Rusya arasında yaşanan ve 1813 yılına kadar süren savaş sonucunda İran, ağır bir yenilgi alarak, Gürcistan’daki topraklarının büyük bir kısmını Rusya’ya bırakmak zorunda kalmıştır . Bu yenilgi sonucunda İran ordusunda reform yapılmasının zorunlu olduğunu gören Abbas Mirza , “Avrupalıları tanımaları için” İranlı öğrencileri Avrupa’ya göndermiştir. Bu meyanda

14

1214 senesi ortalarında (Ekim -Kasım 1799) Gürcistan’dan gelen Nuri ve İbrahi m isimli Osmanlı casuslarının verdiği bilgilere göre; Feth Ali Şah’ın, oğlu veliaht Abbas Mirza ile İran Serdarı Süleyman’a gönderdiği emirler doğrultusunda “…levâzım-ı seferiyyenin hazırlığı ve Gürcistan üzerine

azimet edilmesi…” gerektiği belirtilmiştir. Buna göre Tebriz’de bulunan Abbas Mirza, İran

politikalarını belirleyecek en yetkili kişi olmuştur. BOA., H. H., D. No:173, G. No: 7490/A. 15

Cl. Huart; “Abbas Mirza” maddesi, İslâm Ansiklopedisi (İA.), C.: I , s. 16. 16

Bu hususla ilgili Erzurum Valisi Mahm ud Tayyar Paşa’dan 1219/ 1804 tarihinde gelen tahriratta şu ifadeler yer almaktadır: “…Rusya’nın Genceye tasallûtu vukû‘unda Şah -ı İran Baba Hân velîahd

şehzâde Abbas Mirza’yı ol havaliye İran Seraskeri ta‘yîn kıldığı ve bu bahâne ile şehzâde -i mumâileyhin Revan üzerine varub burada bulunan Revan Hanının dahi kaçarak Bayezid Mutasarrıfı Mahmud Paşa yanına vürûd itdüğü…” BOA., H. H., D. No:160, G. No: 6672.

Avrupa’nın yakından tanınması için 1811-1815 tarihleri arasında gruplar halinde İran’dan İngiltere’ye öğrenciler gitmiştir17.

1812 senesinde Tebriz’de matbaa kurduran Abbas Mirza , Avrupa’da yayınlanmış olan, özellikle askeri alana ait el kitaplarını Farsçaya çevirttirerek bastırmıştır. Bu süreçte basılan en eski kitaplardan biri olan Abdurrezzak Dunbûli’nin “Ma‘âsirî Sultânîye”’si İran’daki Kaçar Hanedanı, Feth Ali Şah yönetimi ve Abbas Mirza hakkında bilgiler vermektedir18. Batı tarzındaki düzenlemeler konusunda , özellikle askerî sahadaki yeniliklerde , III. Selim’in Osmanlı’da yapmaya çalıştığını , Abbas Mirza’nın kendisi vali olarak Tebriz’de yapmaya uğraşmıştır. Nitekim Abbas Mirza zamanında Tebriz’i19, coğrafi ve siyasi yönden İran’ın batıya açılan kapısı olarak nitelemek de mümkündür20.

Yeni ordusunu İngiliz askeri danışmanlarınca yetiştiren Abbas Mirza ; düzenli disiplinli ve batı tarzında eğitimli bir ordu vücuda getirmiş21, bu ordu sayesinde 1821- 1823 yılları arasında Osmanlı’ya karşı başarılar elde etmiştir22. Abbas Mirza 1826-1828 yılları arasında yaşanan ikinci büyük İran -Rus savaşı sırasında, ilk başlarda başarılar kazanmıştır. Ancak Rusya’nın kalabalık bir ordu ile üzerine gelmesine dayanamamış, babası Feth Ali Şah’tan ist ediği takviye gücü de alamayınca Rusya’ya karşı ağır bir yenilgiye uğramıştır. Bunun sonucunda da İran; Gürcistan ve Kaf kasya’daki topraklarının tümüne yakınını kaybetmiştir. Bunun etkisi ile beş yıl büyük sıkıntılar yaşayan Abbas Mirza , bu süre içerisinde kardeşleriyle de veliahtlık konusunda mücadele etmek zorunda kalmıştır23.

17

Michel M. Mazzuai; “Erken Modern Dönemde İran ve Orta Asya’da İslâm Kültürü ve Edebiyatı”

Akdeniz’den Hindistan’a Türk-İran Esintileri, içinde, (Türkçesi Ömer Avcı), Kaknüs Yay., İst.,

2005, s. 120. 18

M. M. Mazzuai; a.g.e., s. 120. 19

Lord Curzon, Tebriz’in konum itibariyle İran içinde işgal ettiği önemli yeri, detaylı bir şekilde eserinde anlatmakla birlikte, burayı; Veliaht ikametgâhı, İran’da en büyük ticari merkez ve Azerbaycan’ın ticari merkezi olarak ta tavsif etmektedir. Geniş bilgi için bkz. Lord Curzon; İran, Erkân-ı Harbiye-i Umumiye İstihbarat Dairesi, Matbaa -ı Askeri, İstanbul 1278, s. 5. Bu es erin orijinali için bkz. George N. Curzon; Persia And The Persian Question , Vol., I, Frank Cass & Co. Ltd., London, 1966, s. 39 - 42.

20

TDVİA., “Abbas Mirza” maddesi, C.: I, s. 27.

21

Mehmed Emin Resulzade; İran Türkleri, “Türk Yurdu ve Sebilürreşad’daki Yazı ları”, (haz. Davut Akpınar vd.), Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul, 1993, s. 18 ; Sykes; a.g.e., s. 411.

22

Bu konu dördüncü bölümde detaylı bir şekilde anlatılacaktır. 23

Abbas Mirza, daha babası hayatta iken, geçirdiği rahatsızlık sonucu 1833 senesinde vefat etmiştir. Vefatı , oğlu Muhammed Mirza’nın , o sırada Herat’ı kuşattığı zamana denk gelmektedi r. Muhammed Mirza , babasının vefatından bir sene sonra dedesi Feth Ali Şah’ın da ölmesiyle, Muhammed Şah unvanı ile ülke yönetimini ele geçirmiştir24.

Abbas Mirza’nın kişiliğine yönelik , pek çok tarihçi tarafından önemli tespitler yapılmıştır. Bunun nedeni de, kendisinin batılılaşma çabaları noktasında ülkesinin önünü açması ve batıya öğrenciler göndererek , çağdaşlaşma hareketine yön vermesidir. Bu bağlamda meydana getirdiği ordu ve kurdurduğu matbaa, onun göze çarpan en önemli özelliği olmuştur. Ayrıca kendisinin bu süreçte bizatihi ordusunun içinde bulunması ve bir asker gibi hareket etmesi , herkes tarafından sevilmesine neden olmuş ve asker içindeki itibarını arttırmıştır. Askerî alanda yeni tekniklerin kullanılması noktasında, Osmanlı’daki yeniçeriler gi bi muhalif bir kanadın oluşmamasına da dikkat etmiş ve bunu başarmıştır.

Abbas Mirza, hayatı boyunca Tebriz merkez olmak üzere , Kafkasya’ya yakın İran topraklarında bulunması ve buralarda faaliyet yürütmesi , Osmanlı’yı en tedirgin eden ve en çok uğraştıran husus olmuştur. Nitekim aşağıdaki kısımlarda yeri geldiğinde detaylı bir şekilde açıklayacağımız gibi , Osmanlı arşiv belgelerinde İran ile olan münasebetlerde bu dönemde Şah’tan çok, Abbas Mirza’nın ismi ve yaptıkları geçmektedir25.

II- BAĞDAT BÖLGESİNDEKİ VAHHABİ OLAYLARI VE OSMANLI -