• Sonuç bulunamadı

IV- OSMANLI-İRAN İLİŞKİLERİNDEKİ TEME L DİNAMİKLER VE

2- Baban Sancağı ve Bu Sancağın Osmanlı İran ilişkilerindeki Yeri

XVII. asrın ikinci yarısında , bugünkü Süleymaniye yakınlarında , İran sınırı üzerinde Ocaklık olarak , Baban Sancağı adıyla anılan Baban ailesine mahsus bir sancak bulunmaktaydı. Baban Ocaklığının kurucusu olarak da Kürt Fakih Ahmed kabul edilmektedir. Bu kişi ve kendisinden sonra gelen oğulları , hâkimiyet alanlarının çevresinde bulunan bazı yerleri ele geçirerek hâkimiyet alanlarını genişletmişlerdi r.

17

Y. Halaçoğlu; a.g.md., s. 435. 18

Cevdet; a.g.e., C.: I, s. 339-340; Y. Halaçoğlu; a.g.md., s. 435; Hammer; a.g.e., C.: VIII, s. 348-349. 19

Cevdet; a.g.e., C.: I, s. 339. 20

Bağdat’ta Kölemen yönetimini etkisinin son bulması olarak 1831 senesi kabul edilmektedir. Geniş bilgi için bkz., M. C. Baysun; a.g.md., s. 209-210.

Süleyman Bey zamanında (H. 1080 /M. 1669 -1670), Kara Çulan21 Sancağı, adıyla anılan bu yerler, Osmanlı Devleti tarafından bu aileye irsî ocaklık olarak bırakılmıştır22. Yönetim bakımından da Baban Sancağı ile Köysancak beyleri, Bağdat valisinin idaresi altına verilmiştir23.

Bu Sancak, belirttiğimiz üzere konum itibariyle Osmanlı -İran sınırı üzerinde bulunuyordu ve sancağın Bağdat ile çok sıkı ilişkileri vardı. Özellikle Baban ailesi ne mensup olan kişilerden bazısı , mutlaka Bağdat’ta ikamet ederdi. Hatta Bağdat’ta bu kimselerin daimi ikametleri için konak da bulunurdu. Özellikle sancak başına geçmeye namzet olan kişi, Bağdat yönetiminin desteğini almaya büyük önem verirdi. Sancak içinde çoğu zaman yaşanan beylik çekişmesi ve bu çekişmede başa geçen kişi ile rakibi olan diğeri arasında süren çekişmede , biri İran tarafına yaklaşıp oranın desteğini almaya çalışırken, diğeri Osmanlı yanında yer alırdı.

İşte bu çekişmeler sırasında İran’ın müdahaleci bir tutum takınması , Osmanlı- İran ilişkilerinde gerginlikler yaşanmasına sebep olmuştur. Nitekim aşağıda açıklayacağımız üzere, XVIII. asrın ikinci yarısında Baban Sancağı içinde kardeşler arasında yaşanan beylik çekişmesi, kısa sürede yerel bi r güç mücadelesinden çıkıp , geniş kapsamlı bir meseleye dönüşmüştür. Sonuçta Osmanlı Devleti, sorunun halli için devreye girdiği gibi İran da devreye girmiş akabinde de , Osmanlı-İran çekişmesi yaşanmıştır. Baban Sancağı , bu sorunlu yapısını daha sonraki dönemlerde de devam ettirmiştir24.

21

Buranın ismi kaynaklarda Kara Cuvalan, Kara Çuvalan, Kara Çulan şeklinde geçmektedir. Cevdet Tarihi’nde geçtiği şekliyle, Kara Çulan yazımı daha uygun görünmektedir. Farklı yazımlar için bkz. İ. H. Uzunçarşılı; a.g.e, C.: IV/I, s. 458; Cevdet; a.g.e., C.: I, s. 343.

22

Baban Ocaklığı’nın kuruluşuyla ilgili geniş bilgi için bkz. Cevdet; a.g.e., C.: I, s. 343-344; İ. H. Uzunçarşılı; a.g.e, C.: IV/I, s. 458. Süleyman Paşa’dan sonra, Baban mutasarrıflığı biraderleri olan Mehmed, Ahmed ve Mahmud Paşalar elinde devam etmiştir. 1782 -1783 seneleri arasında Mahmud Paşa mutasarrıflık yapmıştır. Ondan sonra Ahmed Paşa’nın oğulları İbrahim Paşa ve Halid Paşa, bunlardan sonra da Mahmud Paşa’nın oğulları Osman Paşa ve Abdurrahman Paşa, sonrasında da İbrahim Paşa’nın oğlu Süleyman Paşa ve Halid Pa şa’nın oğlu Mehmed Paşa sırasıyla sancağa mutasarrıf olmuştur. Cevdet; a.g.e., C.: I, s. 344. Yılmaz Öztuna; Baban ailesine ait şu bilgileri vermektedir: Baban ailesi, Erdelân (İran Kürdistan’ı) asıllı ve Sünnî -Şâfi‘î’dir. Oradan batıya

Osmanlı topraklarına geçmiştir. ‘Baban’ yörenin adıdır ve ailenin adı “Babanlı’dır”. Yılmaz Öztuna;

Devletler ve Hanedanlar -Türkiye- (1074-1990), C.: II, Kültür Bak. Yay., Ank. 1996, s. 520.

23

İ. H. Uzunçarşılı; a.g.e, s. 458. 24

a- Baban Sancağı’nda Yaşanan İç Çekişmeler

XVIII. asrın ikinci yarısının başlarında , Baban ailesinden Baban Sancağı Mutasarrıfı olan büyük kardeş Mehmed Paşa ile ortanca kardeşi Köysancak Mutasarrıfı Ahmed Paşa arasında ih tilaf çıkmış ve Mehmed Paşa kardeşini yakalatıp hapsettirmişti r (1776)25. Mehmed Paşa, en küçük erkek kardeşi Mahmud Paşa’yı da elde etmeye çalışmış ancak bunda başarılı olamamıştı r. Mahmud Paşa, Bağdat’a kaçmış ve Vali Ömer Paşa’ya sığınmıştı r26.

Baban Mutasarrıfı Mehmed Paşa’nın , o sıralarda Bağdat Valisi Ömer Paşa ile arası açıktı ve Bağdat’ta şiddetli veba hüküm sürüyordu27. Bu durumu iyi bir fırsat olarak değerlendiren Mehmed Paşa, Zend Kerim Han’a da güvenerek28 Ömer Paşa’ya karşı tavır almıştır. Bunun ü zerine Ömer Paşa, kendisini azletmiş ve Bağdat’ta bulunan Mehmed Paşa’nın küçük kardeşi Mahmud Paşa’yı , Baban Mutasarrıfı olarak atamıştır. Müteakibinde Mahmud Paşa, yanına aldığı kuvvetlerle birlikte Baban üzerine yürümüştür. Ağabey Mehmed Paşa ise, üzerine gelen bu kuvvete karşı koyamayacağını anlayınca, İran tarafına kaçmıştır29. Mahmud Paşa, Kara Çulan’a gelmiş ve burada hapis bulunan ortanca ağabeyi Ahmed Paşa’yı kurtarmış , akabinde de kendi isteği ile Baban Mutasarrıflığını Ahmed Paşa’ya devretmiştir30.

Daha sonraki dönemlerde Baban sancağı içindeki kardeşler arası güç mücadelesi sürüp gitmiştir. Ancak burada dikkati çeken husus , Irak’ın kuzeyindeki bu bölgenin hassas yapısı ve yönetimi ele geçirmek isteyen yerel yöneticilerin, İran’ı işin içerisine çekerek sorunlar çıkarmasıdır. Hatta kimi zaman mesele öyle bir hale gelmiştir ki , yukarıda bahsi geçen Mehmed Paşa, İran tarafına sığınıp Osmanlı yönetimine cephe aldığında, Osmanlı Devleti, kardeşlerden Ahmed Paşa’yı desteklemiştir . Bir süre sonra bu sefer Ahmed Paşa Bağdat Valisi ile ters düştüğünde, kendisi İran tarafına sığınmış ve sorunlar çıkarmaya başlamış tır. Bu sefer de önceki hatası nedeniyle affını istemiş olan

25

Cevdet; a.g.e., C.: II, s. 52. 26

İ. H. Uzunçarşılı; a.g.e, s. 458; Cevdet; a.g.e., s. 52. 27

Cevdet; a.g.e., s. 52. 28

Baban Sancağı içindeki çekişmelerde bir taraf Osmanlı yanına sığınırken diğer taraf İran’ın tarafına geçiyordu. Bu durum, ileriki dönemlerde de her zaman karşımıza çıkmaktadır. İ. H. Uzunçarşılı; a.g.e, s. 458.

29

Cevdet; a.g.e., s. 52. 30

Mehmed Paşa, Osmanlı tarafından affedilmiş ve Ahmed Paşa yerine Baban Sancağı yönetiminde desteklenen kardeş olmuştur31.

Bu kısırdöngü, sürekli bir hal almakla birlikte, Bağdat valileri , Baban meselelerinde birinci derecede aktif rol oynamışlardır. Nitekim dirayetli Bağdat Valisi Süleyman Paşa zamanında, 1197 / 1782-1783 tarihinde merhum Ahmed Paşa’nın oğlu İbrahim Bey, Baban Mutasarrıflığına atanmıştır. İbrahim Paşa , Baban havalisine hâkim olmakla birlikte, eski Şehrizor Kalesi’nin bulunduğu mıntıkada yeni bir kasaba kurdurmuş ve ismini de Bağdat Valisi Süleyman Paşa’ ya izafeten, Süleymaniye olarak belirlemiştir. Akabinde de Kara Çulan olan sancak merkezi , bu yeni merkeze, yani Süleymaniye’ye nakledilmiştir32. Bu tarihten itibaren de Süleymaniye , Baban Sancağı’nın sancak merkezi olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Baban Sancağı’nda yaşanan olay lara bakıldığı zaman, buranın en önemli Osmanlı-İran çekişme alanlarından biri olduğu anlaşılmaktadır. İran, Osmanlı’nın sıkıntılı durumda olduğunu gördüğünde , hemen bu havalide bulunan aşiretleri33 ve beyleri kendi yanına çekerek Osmanlı’ya karşı kışkırtıyor du. Hatta kimi zaman İran’ın bile kışkırtmasına gerek kalmadan , beylik mücadelesine giren veya Bağdat Valisi ile ters düşen yönetici, hemen İran’a sığınıp oranın desteğini almaya çalışıyordu. Osmanlı yönetimi de, buranın hassas durumunu bildiğinden , şartların ve zamanın gereklerine göre davranmak zorunda kalıyordu. Şartlar da büyük oranda , Baban mutasarrıflarından yana oluyordu. Çünkü bu mevki, hem konum itibariyle kontrolü zor olan bir yerdeydi hem de Baban ailesinin ocak geleneği burada bayağı etkiliydi ve bu etki bir türlü kırılamıyordu.

Sancağın idarî teşkilat bakımından da Bağdat’a bağlı olması , Bağdat valilerinin Sancak işleri ile ilgilenmesini gerektiriyordu. Dirayetli Bağdat valileri zamanında herhangi bir sıkıntı yaşanmazken, ileri görüşlü olmayan v e çıkacak olayların ne gibi sonuçlar doğurabileceğini bilmeyen valiler zamanında işler büyüyordu. Çoğu zaman

31

Cevdet; a.g.e., s. 111-112. 32

Cevdet; a.g.e., C.: I, s. 344. 33

Osmanlı arşiv vesikalarında devlete karşı i syan eden bölge ahalisi için kimi zaman, Kızılbaş tabiri kullanılmıştır. Nitekim Mehmed Paşa zamanında İran destekli isyan hareketi esnasında kendi taraftarı olan kimseler, Kızılbaşlar olarak nitelendirilmiştir. Şevval 1190 -Kasım 1776 tarihli bir belgede ş u ifadeler yer almaktadır: “… İran vekili Zend Kerim Hân Basra ve Bağdad taraflarına tecavüz

da‘iyyesinde olub… Baban Sancağı mutasarrafı dahî isyân ve etrafına topladığı Kızılbaşlar ile harekete geçdiğinden…” BOA., C. ASK., B. No: 52422.

kardeşler arasında yaşanan beylik çekişmesinde, istenmeyen durumlar ortaya çıkıyordu ki, Osmanlı Devleti hemen müdahale etmek zorunda kalıyordu34. İran’ın bu beylik mücadelesinde bir tarafı desteklemesiyle de , iki devlet karşı karşıya geliyordu.

Baban Sancağı ile ilgili yaşanan bu süreç , incelediğimiz dönem içinde hep olmuştur. Hatta öyle ki, kimi zaman birkaç sene arayla, aynı olaylar hiç değişmeksi zin tekrarlanmıştır. Sanki aynı oyunun sergilendiği tiyatro sahnesi gibi, önce Baban mutasarrıfının; Bağdat yönetimi ile sıkıntı yaşaması, arkasından İran’a güvene rek ve mutlak surette buradan destek göre ceğini bilerek isyana kalkışması, akabinde devreye Osmanlı’nın girmesi ile gerginleşen ortam ve savaşın eşiğine gelen iki ülke. Osmanlı Devleti’nin, İran’la yaşadığı sorunlar çizelgesi oluşturulacak olsa , her halde ilk sıraya gelecek konu Baban Sancağı ve bu havalide yaşanan olaylar olsa gerekir.