• Sonuç bulunamadı

2. VERGĐ UYUMU

3.1. SOSYAL KURALLAR

3.1.7. Dine Bağlılık

3.1.7.2. Farklı Dinlerde Vergi Ahlâkı

36 Türkiye’de bireylerin dini hizmetlere katılma sıklığı ile vergi ahlâkı arasındaki ilişki ise Tablo 11’de verilmiştir. 1990, 2001 ve 2007 Dünya Değerler Anketi verilerine göre her üç dönemde yapılan çalışmada, Türkiye’de dini hizmetlere daha çok katılım gösteren kişilerin, vergilemede daha az hile yaptıkları sonucuna varılmıştır.

Tablo 11: Türkiye’de Dini Hizmetlere Katılım Durumu ile Vergi Ahlakı Arasındaki Đlişki

1990 Yılı Verileri 2001 Yılı Verileri 2007 Yılı Verileri Asla

Kabul Edilemez Cevabının

Yüzdesi

Ortalama Değer

Asla Kabul Edilemez Cevabının

Yüzdesi

Ortalama Değer

Asla Kabul Edilemez Cevabının

Yüzdesi

Ortalama Değer HaftadaBirden

Fazla 95,7 1,1 92,5 1,2 84,8 1,2

HaftadaBirKez 93,8 1,1 89,9 1,2 85,9 1,3

Ayda Bir Kez 79,4 1,3 92,0 1,4 77,9 1,3

Sadece Özel

Günlerde 89,5 1,3 97,5 1,3 83,0 1,3

Yılda Bir Kez 80,8 1,8 90,3 1,2 92,1 1,1

Daha Az Sıklıkla 85,7 1,8 87,5 1,2 78,2 1,5

Asla/Uygulamada Asla

87,0 1,3 90,6 1,3 74,6 1,4

Kaynak: Tabloda yer alan veriler, Dünya Değerler Anketi internet sitesinden (http://www.worldvaluessurvey.org) tarafımızca derlenmiştir.

Tablo 11’de görüleceği üzere, haftada bir defadan fazla dini ibadete gidenlerin daha az sıklıkla gidenlere nazaran vergi kaçakçılığına önemli ölçüde karşı olduğu görülmektedir. Örneğin 2007 yılında haftada birden fazla dini hizmetlere katılım gösteren kişilerin vergi kaçakçılığını asla kabul etmeme yüzdesi %84,8 düzeyinde olmasına karşılık, dini hizmetlere hiç katılım göstermeyen bireylerin vergi kaçakçılığını asla kabul etmeme yüzdesinin %74,6 düzeyine indiği görülmektedir. Türkiye’de bulunan sonuçlar, dini hizmetlere daha çok katılım ile vergi ahlakı arasında pozitif bir ilişki olduğu yönündeki genel teori ile uyum göstermektedir.

37 hile yapmanın, insanlara zarar verici faaliyetlerde bulunmanın, ahlâka aykırı davranışlar sergilemenin vb. diğer negatif davranış kalıplarından da şiddetle kaçınılması gerektiğine dair buyruklar mevcuttur. Vergi kaçakçılığının etiği konusunda yüz yıldan fazla sürede öne çıkan görüşlerden biri de vergi vermenin Allah’a karşı bir görev olduğu yaklaşımıdır. Bu görüş ateistler arasında geçerli değildir ancak dindar camialarda geçerliliğini korumaktadır114.

Gronbacher115 ve Schanesberg116 Katolik din literatürünün belli durumlarda vergi kaçırmaya izin verdiği sonucuna ulaşmıştır. Weber117; Protestanların dürüstlük, yasalara gönüllü uyum ve çalışma hayatında güvenilirlik konularında daha güçlü etik standartlara sahip olduğunu vurgulamıştır118. Torgler ise Asya kıtasında Hıristiyanların vergi ahlâkının Hindu’lardan daha düşük seviyede çıktığını ifade etmektedir119.

Murtaza ve Ghazanfer120, Müslümanlarda yoksula yardım etmenin ve zekât vermenin Allah’a karşı bir görev olduğunu ifade etmektedir. McGee’nin Đslami iş etiği hakkında yaptığı çalışmada121 ise vergi kaçırmanın, verginin fiyatları arttırdığı ya da gelir üzerine konulduğu durumlarda bazen kabul edilebilir olduğu bulgusuna ulaşmıştır122.

McGee, Müslümanların vergi ahlâkı seviyesinin verginin konusuna göre değiştiği ifade edilmiştir. Belirgin şekilde Emlâk vergileri karşısında Müslümanların diğer vergilere nazaran daha yüksek bir vergi ahlakına sahip oldukları, fiyat mekanizması içerisinde yer alan vergilere karşı da göreceli olarak daha düşük bir vergi ahlakına sahip oldukları

114 Robert W. McGee ve Mahdi Nazemi Ardakani, “The Ethics of Tax Evasion: A Case Study of Opinion in Iran”, Florida International University Working Paper, 4 Ocak2009, s.4;

http://ssrn.com/abstract=1323059 Erişim Tarihi: 23.02.2012.

115 Gregory M.A. Gronbacher, “Taxation: Catholic Social Thought and Classical Liberalism”, Journal of Accounting, Ethics & Public Policy, S.1/1, 1998, ss. 91-100,

116 D. Eric Schansberg, “The Ethics of Tax Evasion within Biblical Christianity: Are There Limits to

“Rendering Unto Caesar?” Journal of Accounting, Ethics and Public Policy, S.1/1, 1998, ss. 77-98.

117 Daha fazla bilgi için bkz. Max Weber, The Protestant Ethic and the Spirit of Capitalism,(Çev.Talcott Parsons), Scribner's Sons, New York, 1930.

118 Mariana Gerstenblüth, Natalia Melgar, Juan Pablo Pagano ve Máximo Rossi, “Threats in Latin American and Caribbean Countries: How Do Inequality and the Asymmetries Of Rules Affect Tax Morale?”, Department of Economics-dECON Working Papers, No 14-08, Ağustos 2008, s.5;

http://decon.edu.uy/publica/2008/1408.pdf, Erişim Tarihi: 21.11.2010.

119 Benno Torgler, “Tax Morale in Asian Countries”, Crema Working Paper, No:2004-02, 2004, s.19;

http://www.crema-research.ch/papers/2004-02.pdf, Erişim Tarihi: 22.10.2011.

120 Athar Murtuza ve S. M. Ghazanfar, “Taxation as a Form of Worship: Exploring the Nature of Zakat”, Journal of Accounting, Ethics and Public Policy, S.1/2, 1998, ss. 134-161.

121 Robert W. McGee, “The Ethics of Tax Evasion and Trade Protectionism from an Islamic Perspective”, Commentaries on Law & Public Policy, S.1, 1997, ss. 250-262, http://ssrn.com/ abstract=461397.

122 Robert W. McGee ve Wendy Gelman, “Opinions on the Ethics of Tax Evasion: A Comparative Study of the USA and Six Latin American Countries”, Akron Tax Journal, S. 24/69, 2009, ss. 69–91, s.72.

38 vurgulanmıştır123. Müslüman ve Türk kültürü düşünüldüğünde bu durumun çok şaşırtıcı olmadığı düşünülebilir. Bu da göstermektedir ki, Müslümanların yakalanma ve ifşa olma olasılığı yüksek olan vergilere karşı saygılı ancak fiyat mekanizması içerisinde yer alan ve yansıtılma olasılığı yüksek olan vergilere karşı daha pragmatist yaklaştıkları sonucu çıkarılabilir.

Dinler arasında bireylerin vergi uyum davranışları farklı sonuçlar sergilemektedir.

Aşağıda Tablo 12’de farklı dinlere mensup bireylerin 1981-2008 yılları arası yapılan Dünya Değerler Anketi verilerine göre ortalama vergi ahlakı değerlerine yer verilmiştir124.

1981-2008 yılları arası genel ortalama vergi ahlakı değerlerine bakıldığında, Budizim dinine mensup bireylerin, diğer dini inaçlara sahip bireylere göre vergi kaçakçılığına daha fazla karşı çıktıkları sonucuna varılmaktadır. En düşük vergi ahlakı değeri ise Yahudi dinine mensup bireylerde ortaya çıkmaktadır.

Genel olarak Budizm dinine inananların vergi kaçakçılığına güçlü şekilde karşı olduklarını, buna karşılık Hıristiyan ve Müslümanların vergi kaçakçılığına karşı daha esnek oldukları görülmektedir.

Kaynak: Tabloda yer alan veriler, Dünya Değerler Anketi internet sitesinden (http://www.worldvaluessurvey.org) tarafımızca derlenmiştir.

Bir genelleme yapılacak olunur ise, dini inançlarına bağlı mükellefler, mevcut vergileri dini inançlarının bir gereği olarak düşündükleri takdirde vergi uyumları yüksek çıkmaktadır. Ancak vergilemenin dini inançları ile tam olarak örtüşmediği durumlarda ise

123 Robert W. Mcgee, “The Ethics of Tax Evasion in Islam”, içinde: McGee, R.W. (Ed.), The Ethics of Tax Evasion, The Dumont Institute for Public Policy Research, South Orange, 1998, ss. 214–219. ‘den aktaran Mehmet Tosuner ve Đhsan Cemil Demir, “Vergi Ahlakının Sosyal ve Kültürel Belirleyenleri”, Süleyman Demirel Üniversitesi Đktisadi ve Đdari Bilimler Fakültesi Dergisi, C. 14, S. 1, 2009, ss. 1-15., s. 1.

124 Tabloda sadece anketlerde yer alan temel dini inançlara yer verilmiştir. Hristiyan dini başlığı altında Protestan, Ortodoks, Roma Katolik, Free Church, Anglikan, Đsveç Kilisesi, Pentecostal Kilisesi, Jehovah Şahitleri, Evangelical Kilisesi, Ermeni Kilisesi, Bağımsız Afrika Kilisesi dinlerine bağlı olduğunu ifade eden bireylerin ortalama değerlerine yer verilmiştir.

Tablo 12: Dünya’da Farklı Dinlere Mensup Bireylerin Ortalama Vergi Ahlakı Değerleri

Ortalama Vergi Ahlakı Değeri

1981-1984 1989-1993 1994-1999 1999-2004 2005-2008 1981-2008 Yılları Ortalaması

Budizm 1,6 1,6 1,8 1,6 2,4 1,8

Müslüman 2,5 2,2 2,3 1,3 1,9 2,0

Hinduizm 2,5 1,5 1,6 2,0 2,8 2,1

Hıristiyan 2,2 2,4 2,4 2,3 2,3 2,3

Yahudi 2,3 2,7 2,2 2,6 2,7 2,5

39 vergiye karşı aşırı tepki ve tazyik gösterebileceklerdir. Bu çerçevede dine bağlılığın ve inancın vergi ahlakı üzerinde önemli etkileri olan bir değişken olduğu ifade edilebilir125.