• Sonuç bulunamadı

Seramik örneklerini bir kültürün belirleyici unsuru yapan hiç kuşkusuz kolay taşınabilmesi ve taklidinin kolay olmasıdır. Bu özellikleri göz önüne alındığında seramik, kültürel ilişkileri en iyi yansıtan malzeme gruplarından sayılmaktadır. Orta Tunç Çağı boyunca çeşitli seramik kültürleri gerek Batı Anadolu Bölgesi gerek ise Orta Anadolu Bölgesi’nde gelişmiştir. Bölgelerde yerel olarak üretilen seramik örnekleri zaman zaman geliştiği bölgeden taşıp farklı bölgelere yayılım göstermiştir. Seramik örneklerinin tez çalışması kapsamında ele alınmasını sağlayan önemli nedenlerden biri; belirli bir bölgeye ait yerel özellikteki seramik formlarının kültürel ilişkiler ile farklı bölgelere ithal edilmesi veya yerel taklitlerinin takip edilmesidir.

25 Neolitik Dönem’de ilk ayakkabı biçimli riton örnekleri Höyücek ve Bademağacı yerleşimlerinde açığa

çıkarılmıştır. Höyücek yerleşiminde açığa çıkarılan riton hakkında detaylı bilgi için bakınız (Duru, 1991: 157).

Bademağacı yerleşiminde bulunan ayakkabı biçimli riton Erken Neolitik II tabakasına tarihlendirilmiştir. Detaylı bilgi için bakınız (Duru, 2005: 11-15).

169

Orta Anadolu Bölgesi’nde “Assur Ticaret Kolonileri Dönemi” olarak isimlendirilen dönem Orta Tunç Çağı’nın başlangıcına ile eş tutulmaktadır. Batı Anadolu’nun iç kesimleri ile Orta Anadolu Bölgesi’nin kültürel olarak birleştiği ve Orta Tunç Çağı’na geçiş döneminde ortaya çıkmaya başlayan Orta Anadolu seramiği, Assur Ticaret Kolonileri Dönemi’nin erken safhasında sınırlarını korurken, geç safhasında ve Eski Hitit Dönemi’nde sınırlarında siyasi sebeplerden dolayı olduğu düşünülen değişiklikler yaşanmıştır. İç kuzeybatı Anadolu Bölgesi’nin Orta Tunç Çağı seramiğinin gelişimi Demircihöyük yerleşiminden bilinmektedir. Demircihöyük’te yapılan çalışmalar sonucunda incelen seramik örnekleri kendi içerisinde bir bütünlük gösterdiği gibi Konya Ovası’na kadar uzanan bir benzerlik göstermektedir (Emre, 1968: 75, Kull, 1998:702). Demircihöyük yerleşiminde ele geçen seramiklerin büyük bir kısmı ince maldan yapılmıştır. İnce mallar hızlı çarkta yapılmıştır. Assur Ticaret Kolonileri Dönemi geç safhasında seri üretimin ağırlık kazandığı düşünülmektedir. Çark yapımı seramiğin bazen tamamen çarkta bazen de elde şekil kazandırıldıktan sonra çarkta yapılmıştır. En karakteristik formlar arasında “beadrim bowl” olarak adlandırılan çanaklar, “S” profilli çanaklar Orta Tunç Çağı boyunca örneklerine rastlanan seramik gruplarındandır. Erken evrelerde örneklerine az rastlanan yonca ağızlı testiler geç evrede daha yoğun kullanılmıştır. Çömleklerin büyük boyutlu ve kaba olarak yapılan örneklerinde ip delik ve at nalı biçiminde tutamak sık kullanılan tutamak örneklerindendir. Orta Tunç Çağı’nda Demircihöyük yerleşiminde görülen seramiklerin yüzeyinde görülen bezemelerde bir azalma söz konusudur. Demircihöyük’ün M. Ö. 2. Bin yerleşimi Troya'nın VI. yerleşimin geç safhasıyla son bulmaktadır (Kull, 1998: 705).

Mellaart’ın “Güneybatı Anadolu Orta Tunç Çağı Kültür Bölgesi” (Büyük Menderes Havzası) olarak tanımladığı bölgenin seramiklerinin yayılım alanının Aşağı Menderes Vadisi’nden Kütahya-Tavşanlı’ya kadar uzandığı belirmektedir (Llyod ve Mellaart, 1965: 80). Batı Anadolu- Orta Anadolu ilişkileri ilk kez Kusura kazıları ile birlikte gündeme gelmiştir. Geniş bir zaman dilimini kapsayan Kusura C evresi karmaşık bir kültüre işaret etmektedir (Lamb, 1938: 23). Güneybatı Anadolu Bölgesi’nin Orta Tunç Çağı seramiği ile ilgili detaylı bilginin elde edildiği merkez Beycesultan yerleşimidir. Beycesultan V. tabaka Assur Ticaret Kolonileri erken evre (Karum II), IVb-c tabakası Assur Ticaret Kolonileri geç evresine (Karum Ib), IVa

170

tabakası ise Eski Hitit Dönemi (Karum Ia) ile çağdaştır (Aykurt, 2010: 1-69). Beycesultan V. tabakada Orta Anadolu etkisi yoğun olarak hissedilmektedir. Çanaklar, fincanlar, testiler, iki ve üç yapraklı yonca ağızlı testiler yerel formlar arasındadır. Oval gövdeli çömlekler ve memecikli depolama kapları Assur Ticaret Kolonileri Dönemi seramik geleneğini yansıtmaktadır (Mellaart, 1970: 60). IVc evresine gelindiğinde ise V.tabaka seramiğinin devam ettiği, bunun yanı sıra “beadrim bowl” kaselerin kullanımında bir yoğunluk olduğu tespit edilmiştir. Aynı zamanda keskin karınlı çanakların kullanılmaya başlandığı görülmektedir (Llyod ve Mellaart, 1965: 93). M. Ö. 2. Bin yılın ikinci yarısına verilen IVb evresinde görülen yeniliklerin başında kısa boyunlu yuvarlak ağızlı testiler ve dört yapraklı yonca ağızlı testiler gelmektedir (Mellaart, 1970: 61). Aphrodisias yerleşiminde tespit edilen Orta Tunç Çağı seramiği Beycesultan yerleşimi ile benzerlik göstermektedir.

Kuzeybatı Anadolu Bölgesi içerisinde yer alan Troya yerleşiminin Orta Tunç Çağı seramiği Troya VI. Tabakada tespit edilmiştir. Pavúk tarafından son dönemde yapılan çalışmalar sonucunda Troya VI yerleşimi dört evreye ayrılmıştır (1. Evre: Troya VIa, 2. Evre: VIb-c, 3. Evre: IVd-f, 4. Evre: VIg-h) (Pavúk, 2018: 373-400). Bu dönemde ilk kez ortaya “Anadolu Gri Malı” olarak adlandırılan iyi pişirilmiş, çark yapımı, gri astarlı mallar literatüre girmektedir. Anadolu Gri malı kuzeybatı Anadolu’nun iç kesimlerinde ortaya çıkan bir seramik grubudur (Sarı, 2011: 207).

İzmir Bölgesi’nde yer alan yerleşimler üzerinde yapılan çalışmalarda Orta Tunç Çağı’nın üç safhada (I-II-III) geliştiği izlenmiştir. Orta Tunç Çağı I’de yerli ve ithal örneklerin görüldüğü dönemde seramikler; çarkta şekillendirilmiş, kalın astarlı ve perdahlı, iyi fırınlanmıştır. Yerli seramikte kırmızı astarlı, devetüyü astarlı, krem renkte astarlı, genellikle düz veya halka dipli, çift koni gövdeli, içe çekik ağız kenarlı, dışa çekik ağız kenarlı kaplardan oluşmaktadır. İzmir Bölgesi’nde yoğunluklu olarak karşımıza çıkan formlar arasında dışa çekik ağız kenarlı çanaklar, yonca ağızlı testiler ve oval gövdeli boyunlu çömlekler yer almaktadır (Aykurt, 2010: 54). Orta Tunç Çağı II’ye gelindiğinde ise yerli seramiklerde Orta Tunç Çağı I’e oranla astarların daha ince yapıldığı görülmektedir. Bu dönemde görülen seramik formları “s” profilli kaseler, dışa çekik ağız kenarlı omurgalı kaseler, çift koni gövdeli yassılaştırılmış ağız kenarlı kaseler ve dikey kulplar görülmektedir (Aykurt, 2010: 42-55). Orta Tunç Çağı III’e

171

gelindiğinde bölgenin genelinde astarın inceldiği buna bağlı olarak ta renklerde açılmanın söz konusu olduğu görülmektedir. Bu dönemde bir önceki evreden devam eden seramik geleneğinin varlığı görülmektedir. Bu evrede dışa dönük ağız kenarlı, ilmek kulplu kaseler ortaya çıkmaktadır. Omuz üzerinde çift kulplu boyunlu çömlekler sık kullanılan formlar arasındadır (Aykurt, 2010: 56). İzmir Bölgesi’nde Orta Tunç Çağı üç safha halinde gelişmiştir. Yerleşimlerde açığa çıkarılan mimari buluntuların yanı sıra ithal ve yerli seramik örnekleri, Batı Anadolu Bölgesi için kronolojik dizilim açısından avantaj sağlamaktadır (Aykurt, 2010: 57).

Batı Anadolu Bölgesi ve Orta Anadolu Bölgesi’nde Orta Tunç Çağı boyunca kültürel ilişkileri yansıtan çanaklar, tabaklar, fincanlar, maşrapalar, çan gövdeli konik bardaklar, yonca ağızlı testiler, gaga ağızlı testiler, yuvarlak ağızlı testiler, çaydanlıklar, ibrikler, çömlekler, vazolar ve ayakkabı biçimli ritonlar olmak üzere toplamda 13 seramik grubu incelenmiştir. İncelenen seramik grupları içerisinde en basitten karmaşığa doğru bir ayrım yapılmıştır.

Seramik örnekleri içerisinde Batı ve Orta Anadolu Bölgesi’nde ortak olarak görülen formlar üzerinde yapılan çalışmalarda; Tip 1 ve Tip 2 çanaklarının iki bölgede de yoğun olarak kullanıldığı görülmüştür. Tip 3 çanağının kullanımı ise iki bölgede de azdır. Batı Anadolu’da çok az yerleşimden bulunan Tip 4 çanaklar Orta Anadolu Bölgesi’nde daha yoğundur. Buradan hareketle Orta Anadolu Bölgesi’nde bilinen bu tip çanakların batıya doğru yayılım gösterdiği söylenebilmektedir. Batı Anadolu’da Tip 4 çanaklarının yanında, Tip 5 çanaklarının yoğun olarak bulunmasından yola çıkarak bu tip çanakların Batı Anadolu Bölgesi’nden Orta Anadolu Bölgesi’ne taşındığı öngörülebilmektedir. Batı Anadolu’da örnekler ile temsil edilen Tip 6, Tip 8 çanaklarının yanı sıra Tip 7 ve Tip 10 çanakları Orta Anadolu Bölgesi’ne göre daha az örnekle temsil edilmektedir. “S” profilli çanakların oluşturduğu Tip 11 ise Batı Anadolu Bölgesi’nden yayılıp genişleyen form olarak paraleli Orta Anadolu Bölgesi’nde izlenmektedir. Seramik buluntuları içerisinde ikinci yoğun grubu oluşturan çömleklerin basit ağız kenarlı kısa boyunlu örnekleri (Tip 1, Tip 6) Anadolu’da uzun bir süre kullanılmıştır. Bu nedenden dolayı karşılaştırmaya olanak vermemektedir. Tip 2 içerisinde ele alınan çömlekler ise Batı Anadolu Bölgesi’nde Orta Anadolu Bölgesi’ne nazaran daha azdır. İki bölgede de az sayıda örneğine rastlanan Tip 3 ve Tip 4

172

çömlekleri daha dar bir alanda kullanım görmüştür. Tip 5 ve Tip 7 çömlekleri Orta Anadolu Bölgesi’nde, Batı Anadolu’ya oranla daha az örnek ile temsil edilmektedir. İncelenen seramik grupları içerisinde çanaklar ve çömleklerin iki bölge arasında paralel zaman dilimleri içerisinde kullanıldığı görülmüştür. Tespit edilen örneklerin Batı Anadolu Bölgesi ve Orta Anadolu Bölgesi arasında kültürel anlamda bir taşınmanın varlığının göstergesidir.

Orta ve Batı Anadolu Bölgesi’nde az sayıda örneğine rastlanan tabaklar olasılıkla Orta Anadolu’dan İçbatı Anadolu’ya yayılım göstermiştir. Tabakların yanı sıra iki bölgede de tespit edilen diğer bir grubu fincanlar oluşturmaktadır. Basit ağızlı fincanların ilk örnekleri Troya yerleşiminden bilinmektedir. Bu örnek göz önüne alındığında fincanların Batı Anadolu’dan gelişen ve yayılım gösteren bir form olduğu sonucuna varılabilmektedir. Bu formlara ek olarak Orta Anadolu kökenli olduğu bilinen maşrapalar, Orta Anadolu’nun Batı Anadolu Bölgesi ile kültürel etkileşimin bir parçasını oluşturmaktadır. Bu formların dışında Assur Ticaret Kolonileri Dönemi’ne geçiş safhasından itibaren bilinen çan gövdeli bardaklar iki bölgede de kullanılmaktadır. Mezopotamya kökenli olduğu düşünülen bu tip bardakların Orta Anadolu Bölgesi’nde ilk olarak kullanıldığı oradan batıya yayılımın gerçekleştiği düşünülmektedir.

Yonca ağızlı testilerin Tip 1 içerisinde ele alınan uzun boyunlu olanları tipik Orta Anadolu formunu yansıtmaktadır. Batı Anadolu Bölgesi’nde de kullanılan bu tip yonca ağızlı testilerin Orta Anadolu’dan geldiğini söyleyebiliriz. Bir diğer testi grubunu oluşturan yuvarlak ağızlı testilerin, Tip 1 içerisinde ele alınan uzun boyunlu örnekleri Kıbrıs, Girit ve Ege Adaları kökenlidir. Anadolu’ya buralardan taşındığı düşünülen form, Batı Anadolu’dan da Orta Anadolu Bölgesi’ne taşınmıştır. Tip 2 içerisinde ele alınan kısa boyunlu olanları ise Assur Ticaret Kolonileri Dönemi’nde kullanılmaya başlamıştır. İki tip arasındaki bölgeler arası bağlantı göz önüne alındığında yuvarlak ağızlı testilerin Orta Anadolu’dan Batı Anadolu’ya kültürel ilişkilerin önemli göstergelerinden olduğu söylenebilmektedir. Anadolu’da en erken örneği Alacahöyük’ten bilinen çaydanlıklar ise Orta Anadolu kökenli olarak sayılmaktadır ve buradan İçbatı Anadolu’ya yayılım gösterdiği görülmektedir. Çaydanlıklardan gelişen bir form olan ibrikler Assur Ticaret Kolonileri Dönemi’nin geç safhasında kullanılmaya başlamıştır ve Eski Hitit Dönemi’nin sonuna kadar kullanım görmüştür. Erken

173

örneklerine Orta Anadolu Bölgesi’nde rastlanan ibriklerin bu bölgeden İçbatı Anadolu’ya yayıldığı görülmektedir. İki bölge arasındaki kültürel ve ticari anlamda etkileşimin varlığının göstergesi olan diğer bir formu vazolar oluşturmaktadır. Vazolar Eski Hitit Dönemi’nde ortaya çıkmıştır ve incelenen örnekler ışığında Orta Anadolu’dan Batı Anadolu’ya yayılılan bir form olduğu düşünülmektedir. Batı ve Orta Anadolu Bölgesi arasında inanç sistemi ile alakalı da bir birlik görülmektedir. Bu birliğin kuşkusuz kanıtları arasında sayılan ayakkabı biçimli ritonların kullanımının M. Ö. 2. bin yılda yoğun olarak kullanıldığı izlenmektedir. Orta Anadolu Bölgesi’nde üretilen bu ritonların paralel örneklerinin İçbatı Anadolu’ tespit edilmesinden dolayı buraya Orta Anadolu’dan getirildiği düşüncesi hakim olmaktadır.

Batı Anadolu ve Orta Anadolu Bölgesi arasında ortak görülen ve ortak bir tipoloji yansıtan eserler iki bölge arasındaki kültürel ilişkilerin yoğunluğunu göstermektedir. Hiç kuşkusuz yapılacak yeni çalışmalar ile bu ilişki ağı daha da sağlam sonuçlar ile açıklanabilecektir.