• Sonuç bulunamadı

2.2. BATI ANADOLU’NUN SİYASAL DURUMU

3.1.5. Çeşme Bağlararası

3.1.5.1. Kazı, Konum ve Tarihçesi

Bağlararası yerleşimi modern Çeşme limanının yaklaşık 70 m güney- güneydoğusunda, Çeşme’nin iki tepesi arasında kalan alüvyal bir vadi üzerindedir. İki taraftan vadiyi sınırlayan tepeler, rüzgarlara karşı yerleşimi koruma altına almaktadır. Çeşme Bağlararası yerleşimi Ege’nin avantajlı liman şartlarına sahip Sakız Adasına bakan bir konumda bulunmaktadır (Erkanal ve Karaturgut, 2003: 153). Çeşme merkezinde bulunan kazı alanı günümüz modern yapılaşmasının altında kalmıştır. Kazılar kısıtlı alanda gerçekleştirilmek zorunda kalmıştır (Şahoğlu, 2011: 83).

2001 yılında Çeşme Arkeoloji Müzesi uzmanı Hüseyin Vural tarafından tesadüf eseri keşfedilmiştir. 2002-2005 yılları arasında Çeşme Arkeoloji Müzesi Müdürü

BADEMGEDİĞİ DÖNEM

1. Seviye Geç Geometrik-Demir Çağı

2. Seviye Geç Tunç Çağı

3. Seviye Geç Tunç Çağı

4-5. Seviye Geç Tunç Çağı

54

Emrullah Karaturgut’un idari, H. Erkanal’ın bilimsel başkanlığında dört yıl boyunca devam etmiştir. Üç yıl aradan sonra 2009 yılından itibaren Şahoğlu başkanlığında kazılara başlanılmıştır ve günümüzde çalışmalar devam etmektedir (Şahoğlu, 2011: 83).

3.1.5.2. Stratigrafisi

Çeşme Bağlararası yerleşiminde bugüne kadar yapılan kazı ve araştırma çalışmalarında Erken Tunç Çağı’ndan Geç Tunç Çağı’na kadar belirli kesintilerle yerleşimin devam ettiği izlenmektedir. Çeşme Bağlararası yerleşiminin kültür tabakaları üst üste değil, kıyı şeridi yerleşimi olmasından dolayı yatay düzlemdedir. Kazı çalışmalarında Erken Tunç Çağı II ‘ye tarihlendirilen buluntular yoğun olarak karşımıza çıkarken, Orta Tunç Çağı ve Geç Tunç Çağı’na ait kalıntılarda açığa çıkarılmıştır (Erkanalve Karaturgut, 2003, Şahoğlu, 2007: 310).

Çeşme Bağlararası yerleşiminde 3.tabaka Erken Tunç Çağı II dönemini temsil etmektedir. Taş temelli kerpiç duvarlı yapılara sahip sokaklarla ayrılan bir yerleşim modeli tespit edilmiştir. Yapılan çalışmalarda 3.tabakadaki bu yerleşimin uzun süreli bir kullanım geçirdiği görülmüştür. Erken Tunç Çağı II döneminden sonra Çeşme Bağlararası’nda keskin bir yerleşimin varlığını yansıtacak buluntulara rastlanmamıştır.

Bir boşluktan sonra Çeşme Bağlararası 2. tabaka olarak adlandırılan iki evrelidir (Şahoğlu, 2011: 84-85). Çeşme Bağlararası 2b tabakası en geniş araştırılan tabakadır. Anadolu’da Eski Hitit Çağı, Ege’de ise Orta Minos III dönemi ile çağdaştır. Sokaklarla ayrılan yapı blokları karşımıza çıkmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda yerleşimin bu dönem bir deprem geçirdiği tespit edilmiştir. Çeşme Bağlararası 2a tabakasından 2b tabakası kadar geniş bir yerleşim açığa çıkarılmamıştır (Şahoğlu, 2011: 88).

Çeşme Bağlararası 1. tabakası Orta Tunç Çağı III'e tarihlendirilmektedir. Çok az korunmuş bir mimariye sahip dönem, genel anlamda çöp çukurlarından tespit edilmektedir. Kazı alanlarında elde edilen bilgiler ışığında Çeşme Bağlararası’nın bir daha iskan görmediği anlaşılmıştır ( Erkanal, ve Karaturgut, 2003:154).

55

Tablo 5: Çeşme Bağlararası Yerleşimi Stratigrafisi (Erkanal ve Karaturgut, 2003: 153-

154, Şahoğlu, 2007:310, 2011: 83).

ÇEŞME BAĞLARARASI DÖNEM 0.Tabaka Geç Tunç Çağı BOŞLUK

1. Tabaka Orta Tunç Çağı III 2a. Tabaka Orta Tunç Çağı II DEPREM

2b. Tabaka Orta Tunç Çağı II BOŞLUK

3. Tabaka Erekn Tunç Çağı II

3.1.5.3. Orta Tunç Çağı Yerleşimi

Çeşme Bağlararası yerleşiminin stratigrafisinde belirli boşluklar olmasına rağmen; yürütülen çalışmalarda Orta Tunç Çağı’na ait iki mimari tabaka tespit edilmiştir. Bu tabakalar arasında en eskiye tarihlendirilen tabaka en az iki alt evreye sahiptir (Erkanal ve Karaturgut, 2003: 154).

2b Tabakası

Çeşme Bağlararası yerleşiminin en detaylı olarak araştırılan tabakasıdır. Yerleşimde meydana gelen depremden önceki tabaka olduğu için iyi korunmuş mimari buluntulara sahiptir. Anadolu’da Eski Hitit Dönemi Ege’de ise Orta Minos III dönemi ile çağdaştır (Şahoğlu, 2011: 86). Erken Tunç Çağı yerleşim modelinin devamı şeklinde yorumlanan planda, cadde ve sokaklarla birbirinden ayrılmış yapı ve yapı grupları karşımıza çıkmaktadır. Yerleşimi iki kısma ayıran caddenin doğu kısmında Ev-19 olarak adlandırılan mimari yapı yer almaktadır. Dikdörtgen plana sahip yapı 11 x 4.30 m boyutlarındadır. Batı ve güney duvarı yolun kenarında, kuzey ve doğu duvarları ise diğer yapıların duvarlarını oluşturacak şekilde ikiz duvar olarak yapılmıştır. Evin taban kısmının bir tarafı levha taşlarla kaplı iken diğer kısmı sıva ile kaplanmıştır. Giriş kapısı güney kısımdaki dar duvar üzerinde tespit edilmiştir. Ev-19 yapısının içerisinde üst

56

kısmı kubbe biçiminde, oval bir görünüme sahip fırın açığa çıkarılmıştır. Fırının hemen yanında ise iki adet çömlek ele geçirilmiştir. Ev-19 yapısına bitişik olarak yapılmış üç küçük mekan belirlenmiştir (Erkanal ve Karaturgut, 2003: 2005: 155). Ev-10, 11, 12 olarak adlandırılmışlardır. Ev-19 yapısının kuzey kısmında ise Ev-13 ve 14 yapıları açığa çıkarılmıştır. İkiz duvar ile Ev-19 ayrılan Ev-13 yapısının boyutları 3.60 x 2.60 m olarak tespit edilmiştir. Trapez plana sahip evin güneybatı köşesinde caddeye açılan bir kapı girişi yer almaktadır. Yapının içerisinde sol tarafta bir fırın yapısı yer almaktadır (Tuğcu, 2010: 89).

Alanda güneydoğu-kuzeybatı doğrultusunda uzanan bir ana cadde ikiye ayrılmaktadır. Ana cadde üzerinde birden fazla taban açığa çıkarılmıştır. Küçük çakıl taşları ve levha taşlarla tabanın döşendiği belirlenmiştir. Ana cadde güney taraftan bir dar bir sokağa açılmaktadır (Erkanal ve Karaturgut, 2003: 156). Ana cadde ile dar sokağın birleşiminde ise atölye olarak tanımlanan ve büyük olasılıkla şarap üretiminde kullanılan yapı yer almaktadır. Trapez forma sahip bir ön mekanda üzümlerin ezilmesi ve suyunun elde edilmesi için oluşturulan iki kısımlı bir düzenek bulunmaktadır. Yapı 7 m uzunluğa sahiptir. Mekanın arkasında ise taban seviyesinden daha altta yer alan üç küçük dikdörtgen biçimli yapı açığa çıkarılmıştır. Yapılara girişi sağlayan bir kapı yapısının tespit edilememesinde dolayı girişlerin üst kısımdan sağlandığı düşünülmektedir. Mahzen olarak kullanılmış olduğu düşünüle yapılarda bol miktarda balık kılçığı, buğday ve üzüm çekirdekleri bulunmuştur. Ortada yer alan mekanın duvarları ve tabanları sıvalıdır ve şarapların dinlendirildiği özel işlevli mekandır. Kuzey kısımda yer alan mekanın tabanı levha taşlarla döşenmiştir. İçerisinde bol miktarda seramik parçaları ve insan yüzlü çömlek parçaları da bu kontekste ele geçmiştir (Şahoğlu, 2011: 87). 2010 yılında yapılan çalışmalarda alanda kuzeydoğu-güneybatı doğrultuda uzanan bir duvar Çeşme Bağlararası mimarisinde karşılaşılan em görkemli duvar yapısı açığa çıkarılmıştır ve sokak olarak tanımlanmıştır. Duvarın sağ kısmının özenle örülmesi ve güney kısma doğru bir diş çıkıntısının olmasından dolayı, yerleşimi doğudan çeviren bir sur duvarı olma ihtimali üzerine düşünülmüştür. 2012 yılında gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda ise duvarın gerçekten yerleşimi çevreleyen bir sur duvarı olduğu tespit edilmiştir. Duvarın belirlenen uzunluğu 25 m'yi bulmaktadır. Duvarın üst kısmının kerpiç örgü şeklinde devam ettiği 2010 yılındaki kerpiç kalıntılarıyla belirlenmiştir. Sur duvarı 1. mimari tabakaya ait çöp çukurları tarafından

57

tahrip edilmiştir. Duvar tekniğine ilişkin bir plan açığa çıkarılmamıştır (Şahoğlu, vd., 2014: 181).

Çeşme Bağlararası yerleşiminde 2b tabakası büyük bir deprem ile sona ermiştir. Deprem sırasında yerleşimdeki evlerin kerpiç duvarları yıkılmıştır. Bazı evlerin içerisinde yangın çıktığı tespit edilmiştir. Evlerde kullanılan eşyalar ve malzemeler in- situ olarak ele geçmiştir. Çeşme Bağlararası yerleşimin yıkılmasına neden olan, olasılıkla Ege dünyasında hissedilen, Batı Anadolu’nun kıyı yerleşimlerini etkileyen büyük bir depremdir. Deprem ile sona eren tabaka yerleşimi uzun bir süre geçmeden mevcut mimari düzen belli oranda kullanılarak yeniden yapılaşmaya gidilmiştir (Şahoğlu, 2011: 87).

2a Tabakası

Yerleşimin tümünü yerle bir eden deprem felaketinin ardından toparlanma evresi dönemini yansıtmaktadır. 2b tabakası kadar uzun süreli bir yerleşimin olmadığı belirlenmiştir. 2b evresinde yapılan bazı yapı kalıntılarının (Ev 13-14) 2a döneminde yeniden kullanıldığı tespit edilmiştir. Evlerin arasında yer alan ara duvarlar kaldırılmış, geniş bir mekan elde edilmiştir. Kapı aralıkları levha taşlarla kapatılarak bir önceki dönemdeki kapı girişleri kapatılmıştır. Depremde yıkılan mekanlar tasfiye edilerek, yeni mekanların oluşumunda kullanılmıştır. Kapalı alanların yanı sıra 2a evresinde ortak kullanıma yönelik açık alanlarında varlığı belirlenmiştir. Tespit edilen yapı kalıntıları arasında çok miktarda ocak yerleri, kil sıvalı hazneler, taşlarla sınırlandırılmış hazneler ve özel çamurla sıvanmış hazneler yer almaktadır (Şahoğlu, 2011: 88). Bu alanların deprem sonrası oluşan ihtiyaçların giderilmesi amaçlı yapıldığı düşünülmektedir. Açığa çıkarılan ev yapılarının kalıntılarınınn çok az korunması nedeniyle bir önceki tabakadaki gibi trapez forma sahip yapılar olması gerekmektedir. Evlerin içerisinde kunneli ocal görünümlü fırınlar, at nalı biçiminde ocaklar yer almaktadır. Alanın kuzeybatı kısmında M-34 adı verilen mekan açığa çıkarılmıştır. 2a evresine tarihlendirilen yapı; küçük ölçülere sahiptir ve 1. mimari tabaka çöp çukuru tarafından tahrip edilmiştir. Mekanın tabanı orta ve küçük boyutu çakıl taşlarıyla döşenmiştir. Çeşme Bağlararası yerleşimin Orta Tunç Çağı’nda belirgin özelliğinden biri olan fırın ve onunla bağlantı yapılar M-34 içerisinde bulunamamıştır. Mekan içerisinde ele geçen buluntuların sınırlı olması nedeniyle mekanın işlevi hakkında sonuca varılamamıştır.

58

1. mimari tabakaya ait çöp çukuru tarafından tahrip edilen birçok yapı kalıntısı ele geçmesine rağmen işlevleri hakkında bir bilgiye ulaşılamamıştır (Erkanal ve Karaturgut, 2003: 156).

1 Tabaka

Çevresinde yapılan inşaat sırasında yüzey toprağı üzerinde oluşturulan tahribat nedeniyle Orta Tunç Çağı tabakası yoğun oranda tahribata uğramıştır. Tahribat sonucunda birbiri ile bağlantısı olmayan üç duvar açığa çıkarılmıştır. Duvarların arasında aynı tabakaya ait olduğu belirlenen çok sayıda çöp çukuru tespit edilmiştir. Çöp çukurları bir önceki tabakanın içerisine girip tahribata neden olmuştur. Alanın tümüne yayılan çöp çukurları içerisinde yoğun seramik ve hayvan kemikleri ele geçmiştir (Erkanal ve Karaturgut, 2003: 155).